Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OKURL A R A aşamın özlenen o sıcaklığı, kasabalarda eskiden olduğu gibi sürer. Kasabada mahalle, her hanenin bir odasını oluşturduğu büyük bir ev gibidir. Oralardaki yaşamın pek gizlisi saklısı olmaz. Herkes birbirinin girdisini çıktısını bilir. Ama nereye kadar? O herkes içinde kimin yaşamı, bir başkasınınkiyle aynıdır ki? Yaşamları kimi noktalarda kesişse de her ev değil, her kişi ayrı bir dünya değil midir aslında? Tam da bu bağlamlarda hayat bulan, acı, tatlı, içimizden kasaba öykülerinden oluşan bir yapıt “Arada Aşk Var.” Öykü yazarlığındaki otuz beşinci yılı geride bırakan Feyza Hepçilingirler’le “Arada Aşk Var” ve Türkçemizin halleri üzerine Gamze Akdemir konuştu. Yiğit Bener, “İktidarsız”da yayımlanan sivri dilli yazılarından bir seçki olan “Kusursuz Gezintiİktidarsız Yazılar”da, bütün çağrışımlarıyla iktidar olgusunu ironik bir dille eleştiriyor. Aile reislerinden devlet büyüklerine, hayatımızda iktidar figürü olarak yer işgal eden bütün muktedirler bu paylamadan nasibini alıyor. Bener’le Sibel Oral söyleşti. “Tezer Özlü’ye Armağan” ardında yükte hafif pahada ağır bir külliyat bırakan Özlü’nün anısına hazırlanan bir kitap. Yeni baskısı şimdi tekrar raflarda. Kitapta 1997’den sonra yayımlanmış yazılardan seçmeler de yer alıyor. Abdülkadir Kemali, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarından başlayarak siyasi mücadelelerin içinde yer almış, mücadelesiyle yakın tarihimizin daha iyi anlaşılmasını sağlamış dürüst bir siyaset adamı ve hukukçu. Özgürlükçü demokrat bir muhalif ve halkı önemseyen bir kişilik.1924’te Adana’da yayımlamaya başlayıp İstanbul’da devam ettiği, dönemin muhalif “Toksöz” gazetesindeki makaleleri geçmişten günümüze bir köprü olması düşüncesiyle torun Işık Öğütçü tarafından derlendi. Öğütçü’yle “Toksöz 1924: Abdülkadir Kemali’nin Muhalif Yazıları” adlı çalışmasını konuştuk. Bol kitaplı günler... Y P P ervasız Pertavsız ENİS BATUR Yaparak yazarak yaşamak icasso kataloğu uzun bir mı?! Ama, “piyasa” değeriyle “yaraaradan sonra yeniden batım” değeri zaten bir tutulmamıştır: sılacakmış, satış fiyatı 20 Picasso’nun Avignon Kızları’nı ancak bin dolar olarak belirlenmiş! çok zengin bir müze ya da koleksiKimler, hangi kuruluşlar alabilir kimyoncu alabilir, Pound’un bütün Canbilir, Türkiye’ye bir tek takımı gelecek to’larının yayın hakkını alçakgönüllü midir? Gelse bile, kamusal alana sermayesi olan bir yayınevinin alması Picasso kataloğu uzun bir aradan sonra yeniden basılıyor. geçecek midir? Görmek isterdim tabii, bir güç değildir. Satış fiyatı ise yirmi bin dolar... kütüphanede birkaç saatimi ona ayırmak da Picasso kataloğunun fiyatını belirleisterdim zor. yen etmen işte. ekseninde, hem de yoğunlaşma ekseninde. 16 bin resim ve desen yapmış Picasso. Yazar kataloğunu kim ne yapsın! İstisnalar vardır, onların istisna olduklarını * Heykel, seramik ve benzeri nesneyapıtların bilmek ve kabul etmek gerekir. Charlotte Rampling’i kuşatan belgeselin sayısı verilmemiş. 1930’lardan başlayarak Auster, besbelli kaç yılım kalmış olabilir bir bölümünde, “yaşlılık” konusuna dalıp eşlik etmiş kataloğunun hazırlanmasına; önümde, romancı olarak, diye düşünüyor. çıkıyor Paul Auster: “80 yaşında iyi şiir yabilgi veriyor, yönlendiriyordu herhalde. 60 yaş eşiğini geçmiş biri, bir başkası, burazabilenler görülüyor da, roman yazıldığına Tek ilgilendiğim katalog Klee’ninki oldu. da “ben”, hak veriyorum kaygı duymasına. rastlanmıyor”. Günü gününe, eliyle tuttuğu kayıt defteri. Söylememiş miydim, dolaylı yoldan söyleOrtalama yaşam süresi, erkeklerde (ve Benim gibi, ‘yazı kataloğu’ verilerini günü miştim: En içerlediğim yaklaşım “daha ne ‘gelişmiş’ ülkeler coğrafyasında) 79 olarak gününe işlemiş kaç yazar vardır acaba? yazacaksın, yazdıkların sana yetmiyor mu?” belirtildiğine göre, Auster ‘en son dönem’e Hiçbirine rastlamadım. İlk on yılın verim bakış açısında biçim buluyor. “Bundan sonra ilişkin bir saptama getiriyor. Bana kalırsa, çetelesi yaklaşıktı, 1980’lerin başından beri yazmasan da olur” diye akıl yürüten, bir adım iyi şiir bağlamında genellemeye başvurmak yazı çetelesini gündelik düzenine oturttum, daha “yaşamasan da olur”a vardırmaz mı işi? doğru olmaz. 80’li yaşlarında sıkı şiirler otuz yıldır aksatmadım. Neye yarasın diye? Yazmadan yaşamak, yazamadan yaşayazabilmiş bazı şairler vardır gerçi ama Çok düşünmedim bunu, ama bir işe yarayamakla bir değil. çoğunluğu temsil ettikleri söylenemez. Rocağı kesin. Bir gün. Kimin? Bilmem. Yazamadan yaşamak bir an önce ölmeyi mana gelince, bir tek o türe özgü bir sonuç Kayıt tutmamın asıl amacı kendimi debeklemekle bir, benim gözümde biyolojik mudur emin değilim: Soluklu, oylumlu, yapınetlemek, iniş çıkışlarımı saptamak, ayar bir kalıntı olarak, kalarak. sal bütünlük gerektiren her yazı girişimi yaşyapma alışkanlığını geliştirmekti; başlangıçŞairin bir ayrıcalığı olsun. n lanmış bünyeyi zorlar: Hem istek ve enerji ta verim/zaman denkleminin bibliyografik cephesini pek hesaba katmıyordum: Onun önemi yıllar geçince anlaşılıyor. Çetele, yalnızca niceliği (ayda, yılda kaç sayfa) göstermez bana, niteliği de içerir: Şiir, nesir, deneme ne kadarı özlü yazı, ne kadarıyarı yarıya gevezelik (ikincil yazı). Niceliğe hiç sığınmadım (verim genelde yüksek olduğu için belki de!), niteliği genelde yetersiz bularak kendime sürekli eziyet ettim, bilmem o kadarı şart mıydı? Sanatçınınkine katalog deniyor, çoğununki gerçekleştiriliyor; yazarınkine neden o kadar önem atfedilmiyor? Bana kalırsa bu fark ekonomik gerekçeden kaynaklanıyor: Picasso’nun bir tek tablosunun fiyatıyla Pound’un bir tek Canto’sunun elyazmasının fiyatı arasında dağlar kadar fark vardır. Ayrıca elyazması tarihe karışıyor, iyi bir şiirin nesini satacaklar, bilgisayar çıktısını Charlotte Rampling’i kuşatan belgeselin bir bölümü, “yaşlılık” konusuna dalıp çıkıyor. Paul Auster (solda). TURHAN GÜNAY turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap eposta: İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1268 5 HAZİRAN 2014 n S A Y F A 3