22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş iir Atlası DRİTERO AGOLLİ/ Şiirler / Çeviren: Ahmet Emin Atasoy Şafağa eriştiği anlarında gecenin Güller günün eriyen gücüne benziyorlar. Ve onlar gerçekten de hiç aralık vermeden Güvercin yuvaları gibi beyaz ve narin Yedi sekiz katı tüm üst üste yığarlarken Tek damlacık çiy yoktu üstünde hiçbirinin. Acıyı deniz suyu yapmışlardı açarken. BÖYLE BİR BOĞUCU SICAK Böyle sıcak hava görülmemişti Sanki demir elbiseler giymişti Ki tenim, harlamış ateşte pişti Ve kavak kabuğu örneği şişti. Sinekler içinde ninenin biri Dileniyor açık kalmış elleri Yaksa da yüzünü süzülen teri Tek kuruş veren yok sabahtan beri. Ben de vermeyince düşüyor eli İçini dağlıyor bir dert katmerli Merhameti, iyiyi ve güzeli Bu pis sıcak yok ediyor besbelli. BEYAZ MARTIYLA İLGİLİ Beyaz martı kuşların en güzeli Benzer bir kuş bilmem enginde var mı, Ama onun için acep ne demeli Artıklarla doyururken karnını. Dünyamızın oluşu bu belki de Dışardan bakınca tuhaf gibidir Bir yandan güzellik yaratsa bile Bu güzellik pisliklerle beslenir. GÜVERCİN OLAYIM MI? Güvercinlerin en güzeli olmam istenince İsteğiniz hemen yerine gelir Giysilerimi soyunup tüylendim mi ince ince Gagalı bir güverin oldum demektir. Güvercin gibi ötmeye başlarım hatta Şurda burda anında ‘Gu gu guk’ balkonda, ‘gu gu guk’ çardakta, ‘Gu gu guk’ pencerede, ‘gu gu guk’ çatıda. Güvercin olmamı ister misiniz gerçekten, Güvercinim işte, görün. ‘Gu gu’larım canınızı sıkınca hemen Beni şurda öttüğüm yerde öldürün. BİR MOTELDE Bir motel – sokak kenarında, Bir kedi ve bir de köpek, Bir patronun kollarında Çırılçıplak bir sürtük. İçeri girdiğim anda: “Yukarı çıkma! diyorlarÇünkü şimdi ne boş oda, Ne de boş bir yatak var.” Dört oda olsa da, sana Yok yatacak bir yer bile. Çünkü bir zengin, koynuna Bir fahişe almış diye. Kaldım sokak ortasında Öyle titreye titreye – Patron fahişe yanında Bendenizse bir kediyle. n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1287 CEVAT ÇAPAN ‘Karda hiç kötülük yok, ey zavallı insanlar’ Ç ağdaş Arnavut edebiyatının önde gelen şair ve romancısı olduğu gibi, ülkenin seçkin siyaset adamlarından biri olarak da tanınmaktadır. 1931 yılında Görice kenti yakınındaki Menkulas köyünde doğdu. Orta öğrenimini Ergiri’de tamamladıktan sonra (1952), Leningrad Üniversitesi’nden mezun oldu (1957). O yıllarda sosyalist rejimle yönetilen Arnavutluk’a dönerek Zëri i Popullit (Halkın Sesi) gazetesinde yazmaya başladı. Aynı zamanda Tiran Üniversitesi’nde ders de veriyordu. Ülkenin kültürel gelişmesinde çok büyük katkıları oldu. 19731992 arasında Arnavutluk Yazarlar ve Sanatçılar Birliği’nin başkanlık görevini de yürüttü. Agolli, Arnavut edebiyatında toplumcu gerçekçilik akımının öncülerinden biri olarak bilinir. Türkçeye de çevrilen Komiser Memo adlı ilginç romanıyla Türkiye’ deki sosyalist grupları etkilemiştir. Şiirlerinde kendine özgü bir uyak anlayışı geliştirmiş ve imgelere geniş yer vermiştir. Şiirinin temasını genel olarak insan yaşantıları, toplum sorunları ve doğa betimlemeleri oluşturmaktadır. Roman, tiyatro oyunu, deneme vb. türlerde birçok yapıtı bulunan Agolli’ nin başlıca şiir kitapları şunlardır: Yolumdan Ayrıldım (1958), Adımlarım Asfalt Yolda (1961), Dağ Yolları ve Kaldırımlar (1965), Geciken Gezgin (1993), Zaman Dilencisi (1995), Atalarımızın Ruhu (1996), Yabancı Yaklaşıyor (1996), Babam ve Kendim İçin Baladlar (1997), Geceyarısı Defteri (1998), Ağır Çan (1998). GÜZELİ ANIMSAMAN DAHA İYİ Çok mu özledin beni gerçekten? Boş ver bu lanetli duygusallığı. Anıların çıkmıyor o kahveden – Aktörlerle şairlerin otağı. Şairler hayrandı bacaklarına Onlara vurgundu mekânda herkes. Ben de düşlerimde senin ardına Düşmüş bir deliydim tarif edilmez. Bugün beni düşündüğün gerçek mi? N’olur gelme, geçmiş artık – bir yalan. Ben yaşlandım, sildim tüm kahveleri, Beklentim yok senin bacaklarından. YALNIZLIK Kargışlanmış bu taş, kutsanılan yer, Genç giderek yaşlı döndüm oradan. Beni suçlulukla kim itham eder Yalnızlığa gömülürken durmadan? Boğmaktadır beni bu sisli yaşam, Yalnızlık bir yüktür sırtımda benim. Kaçıp gidenleri hiç suçlayamam, Ama suçlu olan ben de değilim. BAHAR Kelebekler geldiler, sökün etti kuşlar da, Otların arasında börtü böcek uyandı, Güzeller yasak meyve keşfettiler dışarda, Totaliter bir kışın derinde sakladığı. Beni kurcalayan ne bu bahar gününde de Nedir bu arkası hiç kesilmeyen sorular? Ey bayan, bacağının o görünen yerinde S A Y F A 32 n 16 E K İ M 2014 Besbelli ki herkese erotik mesajlar var. ŞUBAT AYINDA KEDİLERİ Yılda sadece bir kez parti kurar kediler Şubat’sa bu iş için en elverişli aydır, Kedi usulü planlar ve programlar alınır, Yılda sadece bir kez parti kurar kediler. Seslerini duyurur toplu halde kediler Programa uygun olur bütün miyavlamalar, Gece kedi dertleri çınlar sabaha kadar, Seslerini duyurur toplu halde kediler. Yapılan uzun uzun tartışmalar sonunda Tırnaklarını gösterip miting yaparlar, Baş erkek kedi çıkıp hırslı nutuklar atar Yapılan o çok uzun tartışmalar sonunda. BİR KADEH VE BAŞKA ŞEYLERLİ PEYZAJ Nereden çıktı bu yakıcı güneş de böyle Dondurucu bir kışın tam da ortalarında? Masada domatesle üç hıyar ve hem de Acı biber, ekşimik bir kadehle yan yana – Nereden çıktı bu yakıcı güneş de böyle? Ah, ne güzel yağmıştı pencere dışında kar Minicik ak sinekler kaplamıştı tüm göğü. Karda hiç kötülük yok, ey zavallı insanlar, Hiç olmazsa masaya güneşi getirir çünkü, Ah, ne güzel yağmıştı pencere dışında kar. GÜLLER AÇARKEN Güllerin açmasını seyredebilmek için Bahçede uykusuzdum gece sabaha kadar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear