Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Neil Gaiman’ın yeni romanı: ‘Anansi Çocukları’ Bugün bütün öyküler Anansi’nindir! Neil Gaiman son kitabı “Anansi Çocukları”nda öyküleri anlatan bir öyküyle okuyucu karşısında. Yazar mitolojik, fantastik öğelerle bolca beslediği ve hayal gücünün enginliklerinde renk kattığı bu yeni romanında, karanlıkları da unutmadan eğlencenin dozunu yüksek tutuyor. r Burcu ULUÇAY yküler yaşamı yansıtır. Kuşak kuşak tüm çocuklara, torunlara anlatılır insanlığın devasa heybesini dolduran öyküler. Öykülerle doğar, onlarla dallanır budaklanırız ve öykü evrenine kendi sözümüzü katmadan da ayrılmak istemeyiz dünyadan. Ayrıntıları göz ardı etmeye meylettiğimiz ve her şeyi hızla tüketmek zorunda bırakıldığımız bugünlerde öykülerin hayatımızdaki yeri nedir diye sorabilirsiniz. Bunu sorguladığınızda, zaten hep yanı başınızda olan öykülerin “yeniden farkına varacaksınız.” Öyküler insan kadar kıymetlidir ve korunup kollanması gerekir. Neyse ki bu görevi üstlenmiş çok eski bir dostumuz var. Kendisi aslen Batı Afrikalı olsa da evrensel kültürün tüm öyküleri ondan sorulur. Gelin bu dostu, örümcektanrı Anansi’yi, çağımızın usta öykü ve masal anlatıcılarından olan Neil Gaiman’ın kaleminden tanıyalım: “Eski öykülerde, Anansi de, tıpkı sizin benim gibi kendi evinde yaşar. Tabii açgözlüdür, şehvet düşkünüdür, hilecidir ve yalan söyler. Ama iyi kalplidir, şanslıdır ve hatta bazen, dürüsttür de. Bazen iyidir, bazen de kötü. Ama hiçbir zaman şeytansı bir kötücüllüğü yoktur. Çoğu zaman Anansi’den yana olursunuz, çünkü bütün öyküler Anansi’ye aittir. Öyküleri ona Mawu vermiştir. Çok eskilerde, dünyanın şafak vaktinde, Mawu, öyküleri Kaplan’dan alıp Anansi’ye vermiştir ve o gün bugündür öyküleri ince ince Anansi örer.” ŞİŞKO CHARLIE VE BABASI NANCY Neil Gaiman okurları bilir, yazar mitolojik ve fantastik öğelerden bol bol beslenir ve bunlara hayal gücünün enginliklerinde yeni bir tat kazandırır. Diğer bir deyişle, kendisine ilham veren mitolojileri, efsaneleri, tanrıları ezberci bir şekilde doğrudan kendi bağlamlarında kullanmaz. Bu kaynaklardan yola çıkar ve fantastik kahramanlarını gündelik hayatın içine yerleştirir; bu üslup başlarda az biraz yadırgatsa da bir noktadan sonra yazarın öykü anlatmadaki becerisine kapılır ve söz gelimi bir örümcekC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I Ö Her şeyden evvel bir gerçeği fark eder. “Onu hiç tanımadım. (…) Yani gerçek anlamda,” der babasından bahsederken. Daha sonrası öykülerin kılavuzluğunda babasını ve onun gözünden tüm bir evreni keşfediştir aslında. Gaiman öyküsünün sonunda, Şişko Charlie’nin babasıyla barıştığına bizi ustalıkla ikna eder. Şişko Charlie küçük bir çocukken babasıyla balık tutmaya gittiğinde, babası bir denizkızını işaret ederek ona, “Gördün mü? Kızıl saçlı, yeşil kuyruklu tam bir afet,” der; Şişko Charlie ise “bakar, bakar ama hiçbir şey göremez.” Ve babasının koca bir yalancı olduğunu düşünür. Yıllar sonra bu sefer kendi küçük oğluyla iner sahile. “İşte orada, baba,” diyen oğluna “Emin misin?” diye sorsa da gümüş rengi kuyruğu ve uzun, kırmızımsı portakal rengi saçlarıyla Şişko Charlie de görüyordur artık denizkızını. Sadece babasıyla değil, kendisiyle de barışmıştır elbet. Artık daha bir kendine güvenir. Hatta öyle ki aradan geçen yıllardan sonra artık kimse ona Şişko Charlie demese de “doğrusunu isterseniz o arada bir özler bu ismi.”, HEM KARANLIK HEM KOMEDİ Anansi Çocukları, insanların bu tür ortak deneyimlerini eğlenceli bir üslupla ele alıyor. Ummadık anda hayaletlerle, yarı hayvan yarı insan tanrılarla, şapşal karakterlerle, cingöz komşu kadınlarla karşılaşıp tüm bunların içinde kalakalan Şişko Charlie’nin yaşadıkları okuru güldürüyor. Öte yandan, bu kitap daha fazlasını dile getiriyor; öyküleri anlatan bir öykü yazmış Neil Gaiman. Öğreniyoruz ki, uzun çok uzun yıllar önce evrendeki tüm öyküler Kaplan’a aitmiş. Kaplan, kedi soyundan gelen tüm hayvanların tanrısıymış ve adı gaddarlıkla bir tutulurmuş. Anansi’nin de baş düşmanıymış çünkü onun yüzünden çevresine ve diğer tanrılara karşı alay konusu olurmuş hep. Kaplan’ın öyküleri korku, kan ve öfke anlatırmış insanlara. Sonra Anansi kurnazlığını kullanarak öyküleri Kaplan’dan almış. Artık zekâyı, eğlenceyi ve tatlı bir kurnazlığı dile getirir olmuş öyküler. Anansi’nin zaferi, tüm insanlığın da kurtuluşu olmuş bir bakıma. Ufak bir örümcek olmasına bakmadan, vahşi Kaplan’ı alt etmiş ve yeniden söylemiş öyküleri. Hatta bizleri de yüreklendirmiyor mu böyle yaparak? Öykünüze sahip çıkın ve gerekirse onu yeniden “yazmayı” göze alın, demiyor mu? Yazarlığını Hugo, Nebula, Locus gibi ödüllerle taçlandıran Neil Gaiman, son kitabında eğlencenin ve kahkahanın dozunu yüksek tutmuş. Kahramanların tekinsiz, karanlık yollara sapmadığını düşünmeyin ama. Yazar kıvamında bir denge kurmuş. Öyküsünü öyle ustaca ve “büyülü” bir dille söylüyor ki kitabı okuduktan sonra Gaiman’ın Anansi soyundan geldiğini bile düşünebilirsiniz. n Anansi Çocukları/ Neil Gaiman/ Çeviren: Murat Özbank/ İthaki Yayınları/ 384 s. 2 0 1 3 n S A Y F A 1 1 Yazarlığını Hugo, Nebula, Locus gibi ödüllerle taçlandıran Neil Gaiman, son kitabında eğlencenin ve kahkahanın dozunu yüksek tutmuş. tanrının caddede yürümesini inandırıcı bulmaya başlarsınız. Örümcektanrı Anansi’yi anmışken, biraz hikâyemizden bahsedelim. Kitabın başında Şişko Charlie ve babası Bay Nancy’i tanıyor ve onların uyumlu (!) ilişkilerine tanık oluyoruz. Daha birkaç sayfa geçiyor ki, Bay Nancy’nin tuhaf bir şekilde öldüğünü öğreniyoruz. Şişko Charlie, Atlantik’i aşıp Florida’ya babasının cenazesine gidiyor ve hayatıyla ilgili “ufak tefek” sırlara nail oluyor: Bay Nancy aslında bir tanrıdır –bizim namı değer Anansi ve Şişko Charlie’nin bir kardeşi vardır. Şişko Charlie buna inanmaz tabii, sonuçta babası tanrıysa kendisinin de birtakım doğaüstü güçleri olması gerekir. Tanrısal özelliklerin hepsini kardeşi almıştır oysa. Adının Örümcek olduğunu söyleyen kardeşi bir gün kapısına dayandığında da artık Şişko Charlie’nin hayatını tepe taklak edecek olaylar silsilesi başlamış olur. Örümcek, tanrısal güçleri bir yana fazlasıyla yakışıklı ve korkusuz biridir ve vurdumduymazlığıyla Şişko Charlie’yi çileden çıkarır. Şişko Charlie de kardeşini hayatından çıkarmak için sonu bilinmez bir yola girer. Doğru mu yapıyordur yoksa tüm insanlık için telafisi olmayan bir faciaya mı neden olacaktır? 1226 DENİZ KIZINI GÖRDÜN MÜ? Anansi Çocukları aile ilişkilerini, eş ve baba olmayı, kardeşlik duygusunu konu edinen bir kitap. Şişko Charlie nişanlısıyla evlilik hazırlıkları yapan, sevmediği işine gidip gelen ve hiç mi hiç özgüveni olmayan biri. Yazının başında Şişko Charlie ve babası Bay Nancy arasındaki uyumlu (!) ilişkiye dikkat çekmiştik. Şişko Charlie, babasını asla iyi bir eş ve baba olamadığı için, kendisini sürekli utandırdığı ve onları terk edip gittiği için suçlamaktadır. Hatta Gaiman, Charlie’deki özgüvensizliğin ve beceriksizliğin babasıyla arasındaki ilişkinin bir sonucu olduğunu da sezdirir okura. Çevresindekiler Charlie’ye yıllardan beri neden Şişko Charlie diye sesleniyor dersiniz? Hele de sadece küçücük bir çocukken, o da birkaç yıl “şişko” olmuşken? Çünkü babası onu bir kez Şişko Charlie diye çağırmıştır ve “Şişko Charlie’nin babasının verdiği isimler yapışır kalır[dı]. Acı gerçek bu[ydu].” Şişko Charlie babasından, babasının onu ve annesini düşürdüğü durumlardan tüm çocukluğu ve gençliği boyunca deli gibi utanır, bu da çekingen, silik ve tutuk biri olmasına neden olur. Babasına ve sözlerine inanmaz ki kendine inansın. Böyle bakıldığında kötü bir aile tablosu gibi görünse de, Şişko Charlie yaşadıklarından ve öğrendiklerinden sonra babasını anlayacak, onun bilgeliğine güvenecek ve ona hak verecektir. 1 5 A Ğ U S T O S