Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vitrindekiler Bir Kurucu Rektörün Anıları/ Aptullah Kuran/ Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi/ 182 s. Boğaziçi Üniversitesi'nin kurucu rektörü Aptullah Kuran, Robert Kolej Yüksekokulu'nun üniversiteye dönüşmesinin perde arkasında meydana gelen olayları anlatmak ve döneme ilişkin yazışmaların büyük ölçüde kaybolmuş olmasının yarattığı boşluğu doldurmak amacıyla bu anıları kaleme almıştır. Aptullah Kuran, Boğaziçi Üniversitesi'nin kuruluş yıllarını, tuttuğu notların, yaptığı konuşmaların ve hafızasında kalan olayların yardımıyla yeniden biçimlendiriyor. Böylece Boğaziçi Üniversitesi'nin unutulmaya yüz tutmuş 1970'li yıllarının tarihini kayda geçiriyor. Ölü Canlar / Fatih Atila / Cumhuriyet Kitapları / 152 s. Fatih Atila Sivas Katliamı’nın yirminci yılı anısına “Ölü Canlar”ı yazdı. Sözden öte kitabın hikâyesi yeter: “Madımak Oteli’nde insanlarımızın yanışını televizyondan izlemiştim. Bu görüntüler insanımızı derinden yaralamış, beni bunalıma sokmaya yetmişti. 60’lı yılların sonlarına doğru akşamüzeri babam eve gelmişti. Yozgat’ta idik o yıllar, babam sürgüne gönderilmişti, ben lise öğrencisiydim. Kapıdan girdiğinde üstü başı iyi görünmüyordu. ‘Neredeyse bizi yakıyorlardı!’ demişti. Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın Kayseri’deki bir kongresine gitmiş, kongrenin yapıldığı sinema ateşe verilmişti. Madımak Katliamı bana o günü anımsatmıştı. Demek ki bu durum, belki de Anadoluda tarihsel bir gelenekti ve her an tekrarlanabilirdi... Yakmak, acı çektirmek, iz bırakmamak, küllerini rüzgâra savurmak (...) İçinde bulunmadığım, uzaktan, TVde izlediğim bir katliamı yazacaktım ilk kez. Davada müdahil bir avukat arkadaşıma gittim, bütün dosya ve belgeleri istedim kendisinden. Sıra, içinde olmadığım acı verici bir öyküyü tasarlamaya gelmişti... ‘Ölü Canlar’, böyle yazıldı.” Peri Gazozu / Ercan Kesal / İletişim Yayınları / 198 s. Ercan Kesal adını çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı güncel hikâye ve denemelerden biliyoruz. Kesal okuyucu karşısına yeni çıkan kitabı “Peri Gazozu”nda Türkiye’nin ipin ucundaki yakın tarihinin gölgesini izletiyor. Odağına ise pek çok şey takılıyor: Yaşmın en yalın ve en efsunlu meseleleri, ölüm ve yaşam, annebabaçocuk arasındaki zor muhabbet, büyümek ve yaşlanmak üzerine... Tüm bunları da vefalı bir oğulun gözüyle yapıyor. Taşra yaşantısının kıyı köşe her ayrıntısına yüreğiyle dokunan yazar, orayı hem içinden hem dışından bilen bir gözle yaklaşıyor. Bir taşra güzellemesi olarak da nitelenebilecek “Peri Gazozu”nda Ercan Kesal, aynanın kenarındaki fotoğraflar misali hayat parçaları, sohbet makamında insan hikayeleri anlatıyor. Malafrena / Ursula K. Le Guin / Çeviren: Cemal Yardımcı / Metis Yayınları / 432 s. Ursula K. Le Guin’in 1979’da kaleme aldığı “Malafrena”, sansürün insanları susturduğu, kısıtlamaların S A Y F A 2 0 n 2 5 T E M M U Z 2 0 1 3 Kısık Ateşte / Gülnur Vural/ E Yayınları / 166 s. Hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan gizemli yolcu ve yarattığı tuhaf karmaşa ekseninde kurgusunu bulan “Kısık Ateşte”, okuyucuları ayakları yerden kesen bir aşk hikâyesine davet ediyor. Romanda olaylar birbirinden bağımsız ilerliyor gibi olsa da her bir bölümde yaşananlar; olanaksız gibi görünen inanılmaz tesadüfler zincirinin sadece diğer yarısını meydana getiriyor. Roman bunu yanında sorguladıklarıyla da dikkat çekiyor: “Sonsuzluğun anahtarı, ya sınırsız hayal gücümüzde saklıysa...”, “Varlıkla yokluk arasındaki kapı, ya rüyalarımızda açılıyorsa...”, “Her şey tam mı bu hayatta? Yoksa henüz tamamlanmamış bir kitap gibi mi? Bir şeyler gerçekten eksik mi?” Ateşi Aşk / Murtaza Demir / Kırmızı Kedi Yayınları / 230 s. “Ateşi Aşk,” yakın tarihimizin en trajik olaylarından Sivas Katliamı’nı, Alevi hareketinin önde gelen örgutlerinden Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği’nin kurucu genel başkanı Murtaza Demir’in çarpıcı tanıklıklarıyla yeniden gündeme getiriyor. Demir, 1990lardan sonra Alevi kitle örgüttlerinin ortaya çıkışlarını, Sivas Katliamı’yla yüzleşmelerini ve sonrasında mücadelelerinin nasıl gelişip ilerlediğini kendi deneyimlerinden yola çıkarak anlatıyor. Murtaza Demir sadece bir katliamın tanıklığını yapmakla kalmıyor kitabında, Ezilen Dünya’nın mezhep savaşlarına sürüklendiği yeni dönemi de mercek altına alıyor. XAskeri Darbeye Doğru / Ayşe Aker / İmge Kitabevi Yayınları / 602 s. Ayşe Asker kitabı “Askeri Darbeye Doğru”da bugünlerde de çokça gündeme 27 Mayıs darbesini masaya yatırıyor. Asker , 27 Mayıs darbesine giden yolda, seçmen desteğine ve meclis çoğunluğuna sahip Demokrat Parti’nin iktidardan düşme korkusuyla, parlamenter kural ve gelenekleri, hatta kendi çıkardığı yasaları bile bir yana bırakarak; şiddetini giderek arttıran ve hızlanan adımlarla bir baskı rejimi kurmaya yönelişini gözler önü seryor. Kitapta; Adnan Menderes ve parti yöneticilerinin darbeden önce ve yargılanırken söyledikleri sözler ve yaptıklara yorumlara da geniş bir yer ayrılıyor. Savaşta Bir Yazar – Vasili Grossman Kızıl Ordu’yla 19411945 / Yayıma Hazırlayan: Antony Beevor, Lyuba Vinogradova / Çeviren: Sabri Gürses / Can Yayınları / 382 s. Yirminci yüzyılın “Savaş ve Barış”ı diye tanımlanarak Tolstoy’la kıyaslanan “Yaşam ve Yazgı” romanının yazarı Vasili Grossman, bir edebiyat adamı olmanın yanı sıra savaş muhabiri sıfatını da taşır. İkinci Dünya Savaşı’nın en acımasız günlerinde Donetsk’te, Stalingrad’da, Kursk’ta Almanlarla savaşan Kızıl Ordu saflarında Kızıl Yıldız gazetesinin cephe muhabiri olarak görev yaptı, 19411945 arası Avrupa’nın doğusunda yaşanan büyük savaşın en yakın tanığı oldu. Cephede bin günden uzun süre kalan Grossmann, kısa dinlenme sürelerinde siper gerisine çekilen askerlerle konuşuyordu; çünkü resmî açıklamaların tersine askerlerin akıllarındaki her şeyi açık seçik anlattıklarına inanıyordu. İngiliz tarihçi ve yazar Antony Beevor’ın yayıma hazırladığı bu kitap, hem Grossman’ın savaş defterlerine, hem de Rus Devlet Edebiyat ve Sanat Arşivi’nde bulunan makalelerine dayanıyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1223 her türlü muhalefeti engellediği, iktidarın katı ve kati bir hal aldığı hayali ülke Orsinya’da geçiyor. Malafrena Vadisi’nde ailesiyle birlikte yaşayan başkahraman İtale Sorde, işte tam da bu koşullarla mücadele etmek üzere güvenli aile toprağını terk edip siyasi çalkantıların hüküm sürdüğü başkente gidiyor. Amacı, devrimci idealleri doğrultusunda toplumun özgürleşmesine katkıda bulunmak... Özgürlük, devrim, ideallerle gerçeklik arasındaki kaçınılmaz çatışma ve bu çatışmanın getirdiği hayal kırıklığı, aşk, kimlik arayışı ve aidiyet gibi temaların öne çıktığı Malafrena, Le Guinin sadece fantastik edebiyatta değil gerçekçi edebiyatta da usta bir yazar olduğunu kanıtlayan bir roman. Mario ile Sihirbaz – Toplu Öyküler II / Thomas Mann/ Çeviren: Sami Türk / Can Yayınları/ 222 s. “Mario ile Sihirbaz Toplu Öyküler II”, aralarında çok sevilen ve bu kitaba adını veren “Mario ile Sihirbaz”ın da bulunduğu, Thomas Mannın geç dönem öykülerini bir araya getiriyor. Yazarın 19191943 yılları arasında kaleme aldığı geç dönem öyküleri, toplu öykülerin birinci cildi “Zor Saat”te yayımlanan erken dönem öykülerinden farklı bir izleğe sahip. İkinci cilt “Mario ile Sihirbaz”da gözlem gücünü bu kez keskin insanın en derin, en kuytu duygularını betimlemek için kullanıyor. “Mario ile Sihirbaz” kesin, açık ve dolaysız diliyle Alman öykücülüğüne yeni bir üslup getiren Nobel ödüllü Thomas Mann’ın edebi değere yükseklerde geiznen bir olgunluk dönemi yapıtı. Anansi Çocukları / Neil Gaiman / Çeviren: Murat Özbank / İthaki Yayınları / 384 s. Karanlık, korkutucu ve büyülü dünyalara eğlence, mizah ve samimiyetle bambaşka bir tat kazandıran Neil Gaiman, bu kez okurunu, yeryüzü üzerinde söylenegelen tüm öykülerin sahibi örümcektanrı Anansi’nin ve çocuklarının macerasına kulak vermeye çağırıyor. Her şey Şişko Charlie’nin, ölen babasının aslında bir tanrı olduğunu öğrenmesiyle başlar. Bu yetmezmiş gibi Şişko Charlie, Örümcek adında gizemli bir kardeşi olduğunu da öğrenir. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır; insanlar için de, tanrılar için de... Asi edebiyatın asi kalemi Neil Gaiman yeni romanıyla okuyucu karşısında. Tekinsiz Kitap / Jeremy Dyson / Çeviren: Algan Sezgintüredi / Domingo Yayıncılık / 240 s. 2009 yılında bir gazeteci İngilterenin farklı yerlerinden derlediği gerçekten yaşanmış hayalet öykülerini kağıda dökmek için elinizdeki kitabın yazarı Jeremy Dyson ile temasa geçer. “Tekinsiz Kitap”, işte o ana dek katı bir şüpheci olan Dyson’ın bu öykülerin ardında yatan gerçekleri ortaya çıkarmak üzere çıktığı yolculuğu ve kendisinin de zamanla lanetli bir öykünün parçası haline dönüşmesini anlatıyor. “Unutma, hayalet diye bir şey yoktur. Her sayfada dur ve kendine bunu hatırlat.”