Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
J.E. Pacheco'dan "Çöl Savaşları” “modern” bir ülkeye bırakması, kişisel dönüşümler çevresinde anlatılıyor. CARLOS’UN GÖZÜ Carlos’un üzerinde biraz daha durmakta yarar var. Romanın başkahramanı olmasının yanında, ailesiyle birlikte daha birçok şeyin ifadesi o. Tüm bir hikâyeyi onun gözünden izliyoruz. Carlos’un gözü ise İkinci Dünya Savaşı sonrası Meksika’nın her anlamda “kısırlaşan” dünyasını imliyor. Bir çocuk gözü bu belki ama doğru haberler hep onlardan gelir ya, bu durum Çöl Savaşları’nda da değişmiyor. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Carlos’un gözü gerçekten dürüst! Her ne kadar hikâyenin gidişinde romanın diğer kahrmanları tarafından güvenilmez kabul ese de okuyucu olarak biz Carlos’a emanetiz. Hikâyenin akışını bulduğu izleklere göz attığımızda ise kaybetme, çocukluk, duygusal ilişkiler ve yine bir “kayıp” olarak Meksika karşımıza çıkıyor. Yazarın Meksika’ya dair hissettiği bir “kayıp” duygusu çünkü bu bağlamda Pacheco’nun sosyal ve siyasi duruşunu da net bir şekilde göreceğiz. Ülkenin tarihinden gelen, genlerine işlemiş durumlar üzerine kuruyor yazar Meksika üzerindeki duygularını. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, dev ihaleler, iki taş üst üste koyuldu diye açılışı yapılması gereken “sözde” dev yapılar... Toplumun ve siyasetin nabzını yakalamış her Latin Amerika romanı gibi Çöl Savaşları da bize Türkiye’nin bir parçasından bahsediliyor hissi uyandırıyor. Romanın içinden geçtiği siyasal düzleme bir baksanıza: Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma... Hepsi çok tanıdık geliyor, biliyorum! Anlatımındaki sadeliğine rağmen farklı hikâyelere bağlanan birçok bağlantı noktasından biri de bu siyasi gen haritası işte. Bu küçümen romanın sonuna doğru yaklaştığımızda ise tüm hikâyeyi kaplayan “Latin Amerika”, yine bu topraklarla özdeş hale gelen “büyülü gerçek” atmosfere bırakıyor kendini. Ancak bunun için romanın sonunu beklemek gerek. Roman, sürprizli sonuna doğru yaklaştıkça yazar da okur da farklı bir yazı tecrübesi içine dahil oluyor. Gerçek ve büyü harmanındaki Çöl Savaşları ile birlikte Pacheco’nun gerçek yazın kimliğini de bu bölümlerde yakalıyoruz. Latin Amerika edebiyatının önemli ismlerinden birini, yine aynı şekilde önemli bir romanıyla Türkçeye kazandırdığı için yayınevine bir teşekkür şart. Ancak şöyle bir durum da var ki onu söylemeden geçmemek gerek. Roman boyunca okuma keyfini de sekteye uğratan tashihler bazen can sıkacak noktaya ulaşıyor. Tam hız almış hikâyeye kendinizi kaptırmışken, duvara toslamış hissi böyle bir romanda gerçekten üzücü. Öyle umalım ki roman ikinci baskısını görür de bu tashihler, yeni baskıda ortadan kalkar. Çünkü hem hikâye hem de yazar daha özenli bir baskıyı hak ediyor. n e.erayak@gmail.com Çöl Savaşları/ José Emilio Pacheco/ Çeviren: Deniz Torcu/ Dedalus Kitap/ 80 s. K İ T A P S A Y I 1245 Meksika’da bir çocukluk düşü İspanyolca edebiyatın önemli ödüllerinden Cervantes sahibi José Emilio Pacheco’nun “Çöl Savaşları” adlı romanı, Deniz Torcu çevirisiyle Türkçede. İmkânsız bir aşk hikâyesini anlatıyor yazar romanda. İkinci Dünya Savaşı sonrası, kapitalizmin fethetmeye başladığı topraklar arasında yerini alan Meksika’da, küçük bir ailenin içinden çıkmış küçük bir çocuğun, küçük kalbinde yeşeren bir aşk dile getirilen. Bu aşk hikâyesiyle geleneksel Meksika’nın ortadan kaybolarak yerini “modern” bir ülkeye bırakması, kişisel dönüşümler çevresinde anlatılıyor. r Eray AK osé Emilio Pacheco, Meksika’nın önemli yazarları arasında yer alıyor. İspanyolca edebiyatın nitelikli ödülleri arasında gösterilen Cervantes’e 2009’da değer bulunmuş. Edebiyat dünyasına adımını şiirleriyle atsa da şiiri yaşamı boyunca asla bir kenera bırakmadan, diğer türlere de yönelmiş. Öykü ve romanın yanında, gazeteci kimliğinin de öne çıktığı, Meksika’da ses getiren makale ve denemelere imza atmış. Edebiyat üzerine yazdıklarının yanında, bir Latin Amerika klasiği diyebileceğimiz, sosyal ve politik olaylar üzerine de oldukça kalem oynatmış. Tabii çevirilerini de unutmamak gerek. Türkçeye ilk defa çevrilen Pacheco, tam bir edebiyat insanı anlayacağımız. Ülkesinin de “saygınlarından” ayrıca. Bu “saygın” kelimesini biraz aralarsak da Cervantes’in dışında daha birçok ödülü olduğunu görürüz ama daha da öne çıkan nokta Meksika Dil Akademisi’nin onursal üyesi olması... Pacheco’nun biyografisini bir kenara bırakıp yazarın geçenlerde yayımlanan romanı Çöl Savaşları’na dönelim. 1981’de yazılmış Çöl Savaşları. Toplamı seksen sayfayı bulan roman daha önce İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusça, Japonca ve Yunancaya çevrilmiş. İspanyolca konuşulan tüm ülkelerde de yayımlanmış. Pacheco’nun şiirden sonra yönünü değiştirdiği yapıtlarından Çöl S A Y F A 6 n 2 6 Savaşları ancak içinde yazarın geçtiği tüm yolları görebiliyoruz. Romanın ruhu ve dokusuna Pacheco’nun şiiri de öyküleri de sosyal ve politik konulara bakışı da yansımış. İMKÂNSIZ AŞK Tam bir Latin Amerika hikâyesi okuyoruz bu küçümen romanda. Bundan kasıt ise şu: Latin Amerika edebiyatı ya da toplumu dendiğinde akla tine yakın bir işadamı. gelen hemen her şey seksen sayfaya Bu, aynı zamanda sığdırılmış. Bu bağlamda kısa ama dolu hikâyenin önemli dolu bir yolculuğa çıkıyoruz romanomurgalarından bida. Metnin tıkızlığı ise ayrıca üstünde rini de meydana getirecek. Romanın, durulması gereken bir konu. Sonuçta Meksika tarihi, siyaseti ve toplumuyla seksen sayfaya bir ülke sığdırmak kolay kurduğu ilişkiyi büyük oranda Jim’in değil ancak Pacheco’nun bunu başardıbabası üzerinden okuyoruz. Yani olayın ğını göreceksiniz. Anlatıda yeni yapı ve diğer boyutunda işler biraz karışık ama teknikler üzerine çalışmayı sevdiğini de buna rağmen Carlos cesaretiyle aşkını söyleyebiliriz Çöl Savaşları’nı göz önüdile getirir. ne aldığımızda yazarın çünkü hikâyenin Hikâyenin Carlos boyutu da toplumo yalın ve aslında çok fazla hikâyeyi basal anlamda diğerinden pek farklı değil rındıramayacak kurgusunun içine uzunaslında. Babası çamaşır sabunu üreten ca bir Meksika tarihi sığdırması, yazarın bir fabrikanın sahibidir ve ülkeyi pençekaleminde yeni bir şeyler aradığına lerinde oynatmaya başlayan kapitalizm dair önemli göstergeler veriyor bize. yüzünden Meksika topraklarına giren Pacheco’nun ustalığını ise her cümlede çeşit çeşit çamaşır tozuyla işleri bozulhissediyoruz. maya başlamıştır. Yeni arayışlar içindeÇöl Savaşları, imkânsız dir ancak elinden pek bir şey gelmez. bir aşk hikâyesini anla“Modern” algının karşısında durmaya tıyor. İkinci Dünya Saçalışan ancak direnemeyen biri olarak vaşı sonrası kapitalizmin öne çıkıyor hikâyede. Bu doğrultuda fethetmeye başladığı Meksika’nın sosyal yozlaşmasına da topraklar arasında yerini tanıklık ediyoruz. Ancak roman, Mekalan Meksika’da, küçük sika ve sosyal yapısına odaklanmaktan bir ailenin içinden çıkçok başka şeyler de yapıyor. Geleneksel mış küçük bir çocuğun, Meksika’nın ortadan kaybolarak, yerini küçük kalbinde yeşeren bir aşk... Ancak bu aşkın sahibi her ne kadar küçük olsa da hislerini küçümsememek gerek çünkü yaşına göre her türlü riski göz önüne alarak aşkını açmayı başarıyor. Durum şöyle: Küçük kahrmanımız Carlos, okuldan arkadaşı Jim’in annesi Mariana’ya daha ilk görüşte âşık olur. Carlos’a yaptığı güzel yemekler, ona bakışı, konuşması, onunla ilgilenmesi hiç aklından çıkmaz. Ancak durum tehlikeli. Sonuçta Mariana, arkadaşının annesi ve Carlos arkadaşını kaybetmek istemez. Bir diğer yandan Jim, babasıyla Mariana’nın metres hayatından dünyaya gelmiştir. Jim’in babası Romanın ruhu ve dokusuna Pacheco’nun şiiri de öyküleri de sosise o zamanın hükümeyal ve politik konulara bakışı da yansımış. 2 0 1 3 J A R A L I K C U M H U R İ Y E T