22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Hey Türkiye Nasılsın? / Orhan Bursalı / Cumhuriyet Kitapları / 360 s. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayız. Orhan Bursalı bu gerçekten yola çıkarak bugünün Türkiyesi'ni rakamlarla analize tabi tutuyor. Bursalı'yı araştırmaya iten sorular ise şunlar: "Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Politikacıların bize çizdiği ülke fotoğrafı ile olgularla ne kadar örtüşüyor?" Ve şöyle bir not düşüyor yazar: "Sizin düşüncelerinizdeki Türkiye fotoğrafının gerçekliğini bu kitaptaki bilgi veri ve değerlendirmelerle karşılaştırın." Sonucu yine kendiniz görün. Türkiye'nin uluslararası fotoğrafı üzerine merak edilen birçok konu bu kitapta yanıt buluyor. Bursalı, anlatılanlarla gerçek olanı karşılaştırma fırsatı sunuyor kitabında okuyuculara. Sayılar, yüzdeler, kıyaslamalarla Türkiyenin fotoğrafı, Hey Türkiye Nasılsın? Eleştiri ve Deneme Yazıları / James Joyce / Çeviren: Fuat Sevimay / Aylak Adam Yayınları / 286 s. Dâhi bir yazarın, ilk gençliğinden olgunluk dönemine kadar kaleme aldığı ve Ulysses, Dublinliler, Finnegans Wake gibi eserlerinin kilometre taşları olarak görülebilecek deneme, makale ve eleştirilerle karşı karşıya kalacak okuyucular bu kitapta. Edebiyattan resme, tiyatrodan heykele kadar James Joyce'un düşünce ikliminde bir gezintiye davet ediyor bu kitap okuyucusunu. Bunun yanında büyük yazarın, dönemin İrlanda bağımsızlık hareketiyle ilgili birinci elden değerlendirmeleri ışığında, yüzyıl öncesi ile bugünün Türkiyesi'nin benzerliğine şaşkınlıkla şahit olacak, iktidar, felsefe, şiir vesair konulardaki denemeleri keyifle okuyacak. Joyce'un, Yeats'ten Shakespeare'e, Bernard Shaw'dan Bruno'ya, Defoe'dan Ibsen'e ve daha pek çok yazar hakkındaki eleştirilerinde, kendi edebiyatını nasıl oluşturduğunu görecek okuyucular. Cennetteki Âdem / Carlos Fuentes / Çeviren: Emrah İmre / Can Yayınları / 208 s. Gecekondu mahalleleri, favelalar, Gorozpeköyler, özünde hepsi aynı... Orada yaşamıyorsan oranın varlığının sebeplerindensin. Meteliksiz bir gençken kapağı varlıklı bir aileye atıp Meksika'nın en güçlü adamlarından biri haline gelen Adán Gorozpe, bunu çok iyi biliyor çünkü çöplüğün horozu olmaya, düzenin çarklarını dilediği gibi döndürerek yaşamı kendisi için cennete çevirmeye alışkın. Ancak adaşı eski polis yeni bakan Adán Góngora ortaya çıkınca Meksika iki Adân'a, Cennet iki Âdem'e dar gelmeye başlar. Carlos Fuentes'in çağdaş Meksika toplumunu siyasetten sosyeteye, sinemadan dine, pembe dizilerden postmodern edebiyata birçok yönden hicvettiği Cennetteki Âdem yazarın tabiriyle tam bir "Meksikomedya". Aşk Güzel Şeydir / Nurullah Can / Varlık Yayınları / 168 s. Nurullah Can 2008’de yayımladığı Toplu Şiirler’e eklenen son kitabı Kehanet Şiirleri ve ilk beş yapıtıyla yeniden okuyucu karşısında. Toplamın adı bu kez S A Y F A 2 6 n 5 A R A L I K 2 0 1 3 kurgusuyla şaşırtıcı, sahiciliğiyle etkileyici bir anlatı ile karşı karşıya kalacak okuyucular Kayıp Martı'da. Kendi yaşadıklarınızı başkalarından dinlemeye maraklıysanız, bu romanı okumalısınız. Köprü / Ufkun Balkış / Asur Yayınları / 336 s. II. Çinhindi Harbi. Çoğu insan bunu Vietnam Savaşı ismiyle bilir ama oradan evlerine dönmeyen askerlerin adlarını bilmez. Hayır, ölüp gidenlerden bahsetmiyorum; savaş sırasında firar edenlerden veya sonrasında ortadan kaybolanlardan bahsediyorum. 1914 Sarıkamış Harekâtını anlattığı ilk kitabı İncecikten Bir Kar Yağar beğeniyle karşılanan Ufkun Balkış, ikinci romanı Köprü'de okuyucuyu uzak diyarlara götürüyor. Koşan Köpeğin Rengi / Richard Gwyn / Çeviren: Gül Bostancı / Dedalus Kitap / 336 s. Nota ve kelimelerin bizzat kendileriyle yakından ilgilenen romanın kahramanı Lucas, göçebeliğine Barcelona'da ara vermeye karar verir. Dikkatini kimin hazırladığını bilmediği bir posta kartına yoğunlaştırdığı an aklını, peşinden koşabileceği tutkulu ve saplantılı bir aşk hikâyesinin içinde buluverir. Bu tutku onu çatılara, çatıdaki insanlarına doğru sürükler. Richard Gwyn'ın şiirleştirdiği bu hikâye okuyucuyu da ateş yiyenlerin, anarşistlerin, keşlerin arasına, çatılara çıkartıyor, hatta roman ilerledikçe sarsılan duygulara on üçüncü yüz yıl şarkıları sahip çıkıyor. Ötekiler Arasında / Jo Walton / Çeviren: M. İhsan Tatari / İthaki Yayınları / 382 s. Modern fantezi klasikleri arasında yerini şimdiden alan Ötekiler Arasında; Hugo, Nebula ve Dünya Fantezi ödüllerinin üçüne birden aday olmayı başaran ve ikisini kazanan çok az sayıda kitaptan biri. Romanın kahramanı Mori, perilerin ve insanların dünyası arasında sıkışık bir hayat yaşamaktadır. Galler'de yetişen Mori'nin en yakın arkadaşları ise periler ve bilimkurgu romanlarıdır. Deli bir büyücü olan annesi, perileri karanlık bir sona doğru sürüklemeye çalıştığında Mori kendisini topal bırakacak büyülü bir savaşta onunla yüzleşmek zorunda kalacaktır... Yolu Tolkien, Le Guin ve Vonnegut'tan geçen herkesin kendisini bulabileceği anı'lar taşıyan bu roman, fantastik ve bilimkurgu edebiyatının esinlerini bir araya getiriyor. Günlük biçiminde yazılmış olan Ötekiler Arasında sadece bir roman değil, tüm bilimkurgu ve fantastik edebiyat dünyasına topyekun bir övgü ve selamlama adeta. Kuralların Saati – Unutulmak Tozları / Mahir Öztaş / Yapı Kredi Yayınları / 100 s. Öykü ve romanlarıyla tanınan Mahir Öztaş, edebiyata 1970'lerde şiirle girmiş, 1983'te de ilk kitabı Unutulmak Tozları'nı çıkarmıştı. Aradan geçen otuz yılda yazdığı yeni şiirlere Kuralların Saati adını veren Öztaş'tan şiirsel bir toplam bekliyor okuyucuları bu kitapta. Turgut Uyar, Öztaş için 1984'te şöyle demiş: "Mahir Öztaş, genç kuşağın başarılı şairlerinden. Unutulmak Tozları ilk kitabı. En belirgin özelliği kanımca, somut öğelerle çok başarılı imgeler kurması. Şiirin kavramlarla yazılmaya çalışıldığı günümüzde, yeni bir ses olarak beliriyor. Mahir Öztaş'ı dikkatle ve ilgiyle izlemek gerekecek." C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1242 “Uzak ülkeler gibi/ Uykumda/ Gökleri gibi çocukluğumun/ Yaramaz tayları/ Uykumda/ Ağaçları sinemaları küçük kızları / Kaçak sözcükleri o şiirlerin/ Gecenin uykusuzluğu/ Uykumda/ Uyandım masmavi gecede/ Gitmiş bulutlar geyiklerle/ Ne deniz kuşları/ Ne o çılgın arabacı/ Şiir yok yanımda/ Annem yeni ölmüş sanki” Aşk Güzel Şeydir. Nurullah Can şiirinin biçimsel özelliklerini genel bir bakışla sıralayacak olursak yalın ve temiz bir Türkçeyle yazılmış olmasını, bütünselliğini, somut soyut dengesinin iyi korunmuş olmasını, şiiri boğan imgeden kaçınmasını söyleyebiliriz. Ya Ameliyatlı Yerime Gelseydi! / Yazan ve Çizen: Kemal Gökhan Gürses / Postacı Yayınevi / 120 s. "Şimdi ne oldu? Çapulcular geldi. Ne Taksim’i yıktılar, ne Gezi Parkı’nı. Sadece benim önyargılarımı yıktılar. Hem de içinde öyle ‘unsur’lar var ki bu ‘yıkıcı’ kitlenin, yolda görsem kafamı öteye çevirdiğim. Ellerinde bayrakları, hem de birilerinin askerleri. Aman, benim hiç işim olmaz. Ama ona da buldular çareyi; hem de benim mesleğim sandığım şeyi bir bakış açısına dönüştürerek; mizahın o aidiyet tanımayan renklerine boyadılar dünyamı." Kitabın yazar ve çizeri Kemal Gökhan Gürses'in direniş devam ederken başladığı ve önce sosyal medya daha sonra da bir dergide yayımladığı çizgileri kitaplaştı. Direniş sırasında üretilen duvar yazılarından birisi olan "Ya ameliyatlı yerime gelseydi?" sözü de bu çizgi romanın adı oldu. Çizgi romanda Gezi Direnişi sırasında yaşanan iç içe geçmiş ve birbiriyle ilintili birkaç hikâye anlatıyor Gürses. Kutsal Gece / Tahar Ben Jelloun / Çeviren: F. Gönül Akgerman/ Kırmızı Kedi Yayınları/156 s. Fas'ın çöllerinden Marakeş pazarına gelen gizemli bir yolcu, masalcıların arasında kendi öyküsünü anlatmaya başlar: Kadir Gecesi'nde ölüm döşeğindeki babası, erkek gibi yetiştirilmiş Zehra'ya aslında bir kadın olduğunu söyleyince Zehra trajediyle masal arasında gidip gelerek kadınlığı, erkekleri ve Kuzey Afrika'nın tozlu yaşamını yeni baştan öğrenecektir. Zehra'nın, Kuzey Afrika'nın egzotik atmosferinde, hayallerle rüyaların birbirine karıştığı şiirsel bir itiraf gibi sunulan hikâyesi, yazarı Tahar Ben Jelloun'a 1987'de Fransa'nın en saygın edebiyat ödülü Goncourt'u kazandırmıştı. Sinemaya da aktarılan Kutsal Gece, yazarın bir önceki romanı Kum Çocuk'la birlikte ustalığının dünya tarafından tanındığı en önemli yapıtı olarak niteleniyor. Kayıp Martı / Remzi Karabulut / Hayykitap / 194 s. Remzi Karabulut, iç içe bir hikâyeler bütünü olan Kayıp Martı'da edebi bir şölen vaat ediyor. Kimi yerde elinize bir kamera veriyor, kimi yerde senaryo okuyan bir oyuncu yapıyor okuyucuyu; kimi yerde kör bir sevgili oluyorsunuz ve kimi yerde o başat karakterlerden birinin iç sesi... Farklı yazım teknikleriyle cesur,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear