Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
hem güzel bir deneyim olacaktır hem de ortalıkta dolaşan Viranları izlemek için iyi bir fırsat. Çocuklar yanılmadıklarını kısa bir süre sonra anlar. O andan sonra yaşananlar belki de İngiltere ve dünya tarihini çok etkileyecektir. Dedektiflerin neler yaşadığını, neleri önlediğini merak ettiniz mi? Hem bu serüvenin devamı hem de o dönem İngiltere tarihi hakkında öğrenmek isteyeceğiniz pek çok ilginç ayrıntı Görev: Zaman isimli kitapta sizi bekliyor. İyi okumalar! Bıcırık’tan Bulmacalar/ Hazırlayan: Nurettin İğci, Sakip Bayhan/ Resimleyen: Gülinaz Şafak (Tokgöz)/ Bu Yayınları/ 2012/ 48 s./ 10+ Çapraz bulmaca meraklıları için 17 bulmaca var kitapta. Hani şu gazete ve dergilerde olan bulmacalardan: Soldan sağa ya da yukarıdan aşağıya… “Görmemize yarayan organ, tok olmayan, çok anlayışlı anlamındaki bir erkek adı, bir işi yapmakta ya da sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne” türünden kimi zor kimi kolay soruları yanıtlamaya hazırsanız, hemen başlayın çözmeye. Bilemedikleriniz olursa, ya büyüklerinize sorun, ya da hemen arkadaki yanıtlar bölümüne bakın. Böylece bulmaca çözüp eğlenirken, bir yandan bilgilerinize yenilerini eklemiş de olacaksınız. Yolculuklarda yanınızda bulundurmak isteyebileceğiniz bir kitap. ? onun gibiymiş. Oğlu Prens ve başdanışmanı dışında… Ne ki başdanışmanı pek iyi niyetli bir adam değilmiş; Kral’ın şaşkınlığından yararlanıp ülkeyi kendi istediği gibi yönetirmiş. Bu durumun farkında olan Prens ise babasına yardım etmek için elinden geleni yaparmış. Ancak başdanışman ne yapmış ne etmiş Kral’a yalanlar söyleyip Prens’i saraydan uzaklaştırmayı başarmış. İşler de bundan sonra sarpa sarmış. Kral her gün bir eğlence düzenlemeye başlamış. Halk kıtlık içinde yaşarken Kral sadece keyfini düşünüyormuş. İşler iyice çığırından çıkınca Prens babasına yardıma gelmiş. Halkın karşısına çıkıp okul isteyenleri, iş isteyenleri, ekmek ve okul isteyenleri bir bir saymış. Sizce bunca işlem neye yaramıştır? Kral bu listelerden ne anlamıştır? Ne yapması gerektiğine karar verebilmiş midir? İyi okumalar. Hori – I/ Mumyanın Kutsal Böceği/ Beatrice Egémar/ Çeviren: Engin Sunar/ Beyaz Balina/ 153 s./ 8+ Akıllı ve yetenekli bir Mısırlı olan Hori, yazıcılık eğitiminde de başarılı olunca amcası ile birlikte büyük kente gönderilir. Burada Firavun’un sığırlarını sayma görevini üstelenecektir. Ama Hori bundan daha fazlasını düşlemektedir. Eğitimini ilerletip iyi bir yazıcı olmak ve dünyayı dolaşmak istemektedir. Teb kenti bu düşün ilk adımı olacaktır. Teb kentine vardıktan kısa bir süre sonra kendisi gibi yazıcılık eğitimi alan Ahmoze ile tanışır. Sonra da güzel genç kız Tamit ile. Yeni dostlarıyla birlikte serüven de başlar. Tamit’in annesi bir gemici lokantasında çalışmaktadır. Anne kız fakir ama huzur dolu bir hayat sürmektedir. Bir gün annesinin bir arkadaşı onlara bir heykel armağan eder. İçinde çok değerli bir taş olan özel bir heykel. Fakir bir aile için bir tür umut kapısı olabilecek bu değerli taş Tamit ve annesine korku ve tehlike getirir. Çünkü bu değerli taş firavun mezarından çalınmıştır. Hori, Ahmoze ve Tamit kolları sıvar ve mezar soyguncularına karşı bir savaşa girişirler. Ama karşılarındaki insanlar çok tehlikeli ve kötüdür. Büyücü Cedi, tüm kötücül yeteneklerini onlara karşı harekete geçirir. Heykeli, Tamit’in annesine armağan eden adamın öldürülüşü ne denli büyük bir tehlikeye atıldıklarının kanıtıdır. Ama bu gençlerin dayanışmasını arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Hori ve arkadaşlarının başına gelenleri, mezar soyguncularının kimler olduğunu ve bu heyecanlı kitabın sonunu merak edenlere iyi okumalar diliyoruz. ? K İ TAP LA RA RE N KLİ D OKU NU Ş Yurtdışındaki yayıncılarda her edebiyat türü için ayrı editörlerin görev aldığını öteden beri duyardık. Editörlük kavramı son yıllarda bizim dilimize de yerleştiği gibi, kitapların künyelerinde de yer buldu. Sahi, kimdir editör? Yazan yazar, yayımlayan da yayıncıyken, editörlerin işi ne? Sorduk, anlattılar. Konuğumuz, Bulut Yayınları’nın Editörü, Mustafa Aksoy. ? Aytül AKAL ditörlük nereden geldi aklınıza? Bir ideal miydi? 12 Eylül 1980 tarihinin yayıncılık açısından olumsuz etkilerinin yanı sıra bazı olumlu etkilerinin de olduğunu düşene geldim bu güne kadar. Darbenin etkisiyle; çalıştığı kurumlarla ilişiği kesilen öğretim üyesi, öğretmen, aydınlık düşünen diğer insanların bir kısmı yayın dünyasına katıldı. Ben de onlardan birisiyim. 1983 yılında Cumhuriyet Kitap Kulübü ile başlayan kitap serüvenim bu güne kadar geldi. Bu süreçte zaman zaman yayıncılığın mutfağında zaman zaman da bu alanla ilgili organizasyonlarda çalıştım. Süreci böyle yaşarken 30 yıla yakın yayıncılık hayatıma birkaç dergi ve 600’e yakın kitabın yayıma hazırlanması sığdı. Bir anlamda ben editörlüğü mutfakta, alayda öğrendim ya da halen öğrenmekteyim. Editörlüğe bir ideal olarak başladığımı hatırlamıyorum; daha çok benim günlük hayatımı zenginleştiren, yaşantımı anlamlı hale getiren bir uğraş oldu editörlük. Bazen de bir zorunluluk. Dildeki etkinliğinizi nerede kazandınız? Dilde etkin miyim değil miyim bilemiyorum. İnandığım şu ki; bol ve nitelikli kitap okumak dilde etkin olmanın ön koşulu. Yazarlık atölyeleri gibi editörlük atölyeleri de var mı? Olduğunu sanmıyorum. Editörlüğün bir hobi olmanın ötesinde bir meslek olduğu kabulü henüz oturmuş değil. Kanaatimce yazarlık amatör bir uğraşı iken editörlük profesyonel bir uğraştır. Yazarlık atölyelerini makul ve anlaşılabilir bulabilirken editörlüğün bir editörlük atölyesinde öğrenileceğine bununla ilgili bir eğitim kurumunda eğitim alınması gerektiğini düşünüyorum. Size gelen metinlerde değişiklik ya da düzeltme istediğinizde yazarların tepkisi ne olur? Önerilerinizi uygulamak yerine dosyasını alıp giden oldu mu hiç? Bazı yazarlarımın metninin bir virgülüne bile dokunmam, dokunmamam gerektiğini düşünürüm. Geçmiş yıllarda Can Baba’nın kitaplarını yayımlarken bu duyguyu çok yaşadım. Onun kullandığı her sözcüğün deforme de olsa bir anlamı, bir arka planı vardı. İşte o; dilde etkindi. Şimdi de benzeri duyguları Afşar Timuçin’de yaşıyorum. Ancak sorunuzda belirttiğiniz üzere bu gibi durumlar çok az yaşanıyor. Bana gelen metinlerde çoğu kez yazarından düzeltme talep ediyorum. Hem dilin kullanımında hem de kurguda sorunlar yaşanıyor. Bunu makul bir dille anlattığımda yazarlarımdan tepki aldığımı hatırlamıyorum. Eğer bir metni beğenmiş isem ne yapıp edip onu yayımlamanın ve yayımlanır hale getirebilmenin yollarını ararım. Yok, eğer böyle bir düşünce başlangıçta oluşmamışsa zaten metnin düzeltilmesi doğrultusunda bir talebim olmaz. Siz önerdiniz, düzeltti ama olmadı, tekrar uyardınız düzeltti, olmadı... Kaç kez gider gelir bir dosya yazarla aranızda? Yayımlamaktan sonradan vazgeçtiğiniz dosya olur mu? Yayımlamaktan sonradan vazgeçtiğim dosyalar elbette ki oldu. Ancak düzeltme anlamında yazar ile bu kadar uzun süren bir süreci hiç yaşamadım. Çevirilerde, kitabın orijinalini de okuyor musunuz? Çeviri kitaplar üzerinde editoryal çalışma yaparken en zorlandığınız konular... Çok az çeviri yayımlamakla birlikte orijinal dili İngilizce olan çocuk kitaplarında okumaya çalışıyorum. Ancak yeterli değilim. Ağırlıklı olarak Türkçe metni okuyorum ve dilimize uygun olup olmadığını denetliyorum. Ayrıca kitabı basmaya karar vermeden önce bir deneme çevirisi mutlaka yaptırıyorum. Bu benim açımdan bir kitabın basılıp ba E . sı, “Çoedeninık yaonlarca nının izi utmayakatkı veejla’yla . Aslında r çocukBu süş, duan o mu i. Zaten . Bilgeli Şaşkın Kral –Kral Matematik Dizisi – 10 – Tablo ve Grafikler/ Nursel ÇetinEşref Karadağ/ Resimleyen: Anıl Tortop/ Top Yayıncılık/ 16 s./ 2012/ 5+ Nursel Çetin ve Eşref Karadağ’ın birlikte hazırladığı ve Top Yayıncılık’tan çıkan Kral Matematik Dizisi, matematiğin yaşamın her anında gerekli olduğunu anlatıyor. Matematik işlemlerini masalların satır arasına gizleyen dizinin bir de müzik belleği var. Bellekte dizinin kitapları seslendirilmiş ve matematik işlemlerini anlatan kısa ve neşeli şarkılar hazırlanmış. Bir etkinlik kitabı ve Türkçe Değerlendirme Testleri kitabı da olan dizi, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine sesleniyor. Müzik belleğinde masalların seslendirilmiş olması da körler için çok önemli bir hizmet. Kutluyoruz. Dizinin son masalı olan Şaşkın Kral’da, tablo ve grafiklerin nasıl ve neden hazırlanacağı konusu çok yalın bir anlatımla aktarılmış. Bakalım Şaşkın Kral öğrenebilmiş mi tablo hazırlamayı? Bir ülkenin şaşkın mı şaşkın kararsız mı kararsız bir kralı varmış. Öyle şaşkınmış ki o gün ne giyeceğine, hangi konuğuna hangi yemeği hazırlatacağına karar vermesi bile saatlerini alırmış. Saray çalışanları da RENKL İ KAL EML ER Yazarlara merak ettiğimiz soruları sorduk. Aslında bu yanıtları okurları da çok merak ediyordu… Konuğumuz Fidan Çabonoğlu Kaplan. çok yaklaşabildiklerinden severler kitapları. Bence her çocuk, çocuklukta sahip olunan o inanılmaz hayal gücünü gönlünce kullanabildiği için, onları angi türlerde kaç kitabınız var? özgür bırakan kitapları okuyarak büyümek ister. +5 yaş için 8 öykü kitabım (TınAslında çocuklar herhangi bir nedenle seviyor maz serisi), +7 yaş için iki seriden oluşan 14 öykü kitabım ( Afacan serisi ve olabilir okumayı, yeter ki bir zamanlar çocuk olduGülüş serisi) ve +8 yaş için bir romanım var (Mas ğunu hatırlayabilen büyükleri onları kitaplarla daha çok buluştursun. Bu güzel soru kim bilir ne çok keli Kıraça). Yani kızım Elif’in şimdilik 23 kardeşi yanıt bulur o zaman… var. Bir okurunuzla aranızda geçen sizin için hoş Sizce çocuklar okudukları bir kitabı neden sebir anı... ver? Eskişehir’de kitapçıdaydım. Sahaf bölümünde Bu soruya dünyadaki çocuk sayısı kadar farklı yanıt verebilirim aslında. Ama ben önceliği içlerin kitaplara bakıyordum. Bir kız çocuğunun sesini den birine, bir zamanlar çocuk olan kendime ver duydum “Gülüş’ün başka öyküsü var mı?” Gülüş mek istiyorum. Çocukken de en az şimdiki kadar deyince hemen kulak kabarttım konuşmanın deseverdim kitapları. Koşabildiğim gibi uçabileceği vamına. Kitapçı arkadaşım bana gülümsedikten sonra küçük tatlı bıdığa “Hem diğer Gülüşlerle mi, hayvanlarınbitkilerin dilinden anlayabileceğihem de Gülüş’ün yazarıyla tanışmak ister misin?” mi, dünyanın merkezine yolculuk edebileceğimi düşünürdüm. Belki de bu nedenle, isteyip de yadiye sorduğunda ben çoktan kanatlanmış yanına pamadıklarımı yapanlarla arkadaş olabilmek için uçmuştum okurumun. Benimle tanıştığına sevinkitap okur, onlara sıkı sıkı sarılırdım. Çocuklar… diğini gözlerinden anladım ama asıl benim için Onlar kitapları sever çünkü heyecanlarını, düşün önemliydi o an. Kanatlar mı? Onlar bir süre daha celerini anlamakta zorlanan büyüklerle dolu bir bende kaldılar… çevreyle sarmalanmışlardır. Belki de okuma süre Son okuduğunuz çocuk kitabı... since başkalarından uzaklaşıp, kendilerine daha Deli Dolu Arkadaşım (Daniel Pennac) ? an GünResimleren: FüKültür 8+ ak için ipper, ğı eğlenenler dirüyor. or. KraliLonndilerini rı dibina bir kaenirler. rını sahsık buradektifleuğunu ? Aytül AKAL H sürmekmcı orada çin sılmayacağına karar vermek hem de çevirinin niteliği açısından önemli. Sizce bir editör her alanda editörlük yapabilir mi? Ya da şiir editörü, öykü editörü gibi ayrımlar mı olmalı? Hatta çeviri editörlüğü ile telif dosya üzerinde çalışmak da çok farklı değil mi? Bir editör her alanda editörlük yapamaz, yapmamalı da. Eğer bir yayınevi şiir basıyorsa şiiri bilen birisi editörlük yapmalıdır. Şiiri bilen birisi öykü editörlüğü de yapabilir ama bir felsefe kitapları ya da çocuk kitapları editörlüğünü yapar diyemem, doğru da olmaz. Önünüze gelen bir dosyanın, başka bir kitaptan ayarsız esinlenme ya da alıntıyla dolu olup olmadığını nasıl belirliyorsunuz? Diyelim ki esinlenilen orijinal kitabı okumadınız, bilmiyorsunuz... Bu durumda işin aslı yapacak fazla bir şey yok. Metin iyiyse ve ben de bu kitabın başka bir kitaptan “ayarsız esinlenme” sonucu ortaya çıktığını bilmiyor, bilemiyorum ise sorumluluk yazarındır, diye değerlendiriyorum. İyi bir editör olmanın sizce olmazsa olmaz üç ölçütü... Hangi alanda editörlük yapacaksa konuya mutlaka vakıf olmalı. Türkçe ’ye hâkim olmalı Yazım tekniklerini bilmeli. Bir kitabın ilgi çekeceğine veya tutmayacağına nasıl karar veriyorsunuz? İşin açığı tutmayan çok kitap çıkarttım. Çok iyi olduğunu düşünüp yayımladığım ama tutmayan çok kitabım var. Bunu başarısızlık olarak mı değerlendirmek gerekir, bilemiyorum. Özellikle çocuk kitaplarında konu, dil ve anlatım iyiyse ve görseller de başarılıysa tutmaması için bir neden yok diye düşünüyorum. Ancak dönem, halkla ilişkiler dönemi. Zaman zaman da bir kitabın piyasa başarısını halkla ilişkiler başarısı olarak da değerlendirdiğim oluyor. İşinizde karşılaştığınız zorluklardan birkaçı... Beğendiğim her kitabı yayımlayamamak yapılan işin en zor yanı. Mesele dönüp dolaşıp stok üretim sarmalına takılıyor. Editörlükle ilgili başınızdan geçen ilginç bir olay... Bana öneri olarak çeviri diye getirilen birkaç dünya klasiğinin aslında daha önce çevrilen bir kitaptan apartı olduğunu ve o arkadaşın yabancı dil bilmediğini anladığımda sinirlerimim ayaklandığını hissetmiştim. Ülkemizde editörlük kurumu hangi aşamada? Sizce yeterli mi? Editörlüğün kurumsal bir düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Ancak geriden müthiş bir kuşak geliyor: Egosu yüksek, kendisine güvenen ve iyi eğitimli bir kuşak. Bunlar iyi şeyler yapacak diye düşünüyorum. Kendi özel zevkiniz için de okumaya zaman ayırabiliyor musunuz? Elbette. O zamanlar bana ait olan ve tasarrufu konusunda kıskanç olduğum zamanlar oluyor. Kimi kitaplarda sinema dili ağırlıklı olabiliyor. Kitabı okurken “Bundan iyi film olur,” deyip sonradan sinemaya uyarlandığına tanık olduğunuz kitaplar var mı? Evet. Birkaç kitapta bunu yaşadım. Yönetmen ve senarist arkadaşlara önerdiğim de oldu. Ancak sinemaya uyarlandığına hiç tanık olmadım, böyle bir zevki yaşayamadım. Siz de yazıyor musunuz? Sizin metinlerinizin editörlüğünü kim yapsın isterdiniz? Yazmıyorum ya da yazamıyorum. Onun için de bu sorunuzu geçiyorum. En çok hangi kitabın editörü siz olmak isterdiniz? Haddime mi bilemiyorum ama Yaşar Kemal’in editörlüğünü yapmak isterdim. Daha da olmadı; yazdıklarını ilk olarak ben okumak isterdim. ? ? Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D: 1 Balçovaİzmir www.maviselyener.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com 1177 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1177 6 EYLÜL 2012 ? SAYFA 19