05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ hangileri olduğunu, matematiğin Mozart’ını, Foucault sarkacını, matematikçi dede Newton’u, Zati Sungur’u, dört işlemin nereden çıktığını ve daha neler neler öğreniyoruz. Bu kitap diyor ki; “Belki içimdekiler seni bir anlığına gülümsetir, benim ne kadar yol gösterici olduğumu görür, hayatındaki eğlenceli zamanları arttırırsın.” Matematik daha “şeker” görünecek mi bakalım gözünüze. Bu serinin devamının da olduğunu kulaklarınıza fısıldayalım. İyi okumalar. Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz/ Colas Gutman/ çeviren: Tuvana Gülcan/ İletişim Yayınları/ 79 s./ 2012/ 8+ İkinci sınıfa giden Maurice, doğaüstü güçleri olan bir süper kahramandır. Her fırsatta çevresindekilerin yardımına koşup onları zor durumlardan kurtarır. Ama süper kahramanların bile zayıf bir noktası vardır. Maurice’in zayıf noktası, sınıf arkadaşı güzeller güzeli Juliette’tir, onunla ne zaman karşılaşsa süper güçlerini kaybeder ve sıradan bir çocuğa dönüşür... Colas Gutman güçlü bir mizah duygusuyla, sıradan gibi görünen bir süper kahramanın macera dolu hayatını anlatıyor. Aninna’nın Serüvenleri2: Büyük Göç/ Bilgin Adalı/ Resimleyen: Kutlay Sındırgı/ Can Çocuk/ 2012/ 74 s./ 812 “Kökenleri çok çok eskilere, çok farklı uluslara dayalıdır Anadolu halkının. Anadolu kültür mozaiği dediğimiz de bu işte. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, günümüze ulaşabilen bu mozaiğin birleştiricisidir ve temsilcisidir.” İşte böyle diyor Bilgin Adalı ve bu kitabıyla okurlarına, tüm Anadolu uygarlıklarından selam getiriyor. İlk kitabında Aninna’nın doğumuna tanık olmuş, onun zeki, cesur ve yetenekli bir kıza dönüşmesini izlemişti okurlar. Atalarının klanlarını bulan Aninna, şimdi bu klanları birleştirmek için zorlu bir serüvene atılır. Göç yolundaki bu macerasında Manat onu yalnız bırakmaz. Zaman Bisikleti, Çatalhöyük Öyküleri gibi kitaplarıyla insanlığın geçmişini sorgulayan ve öykülerini tarihin uzak geçmişine dayandıran Adalı, bilimkurgu türündeki kitaplarına “Büyük Göç”ü de ekliyor ve okurlarına heyecanlı bir okuma daha vaat ediyor. Çocuklarla Felsefe/ Nuran Direk/ Resimleyen: Fatih Aksular/ Pan Yayıncılık/ 2012/ 172 s./ 912 Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez/ Sokrates Felsefesiz yaşamak, açmaya çalışmadan gözü kapalı yaşamaktır/Descartes Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkanı Nuran Direk, ? KİTAP GÖLGESİ Yenilgiyi reddeden kitaplar İlk kez çocuklar için yazan Suat Çağlayan’ın “Umut” ve “Büyük Kanatlı Küçük Mavi Kelebek” adlı yapıtları okurla buluştu. ? Mavisel YENER cuklarla ünlerde nı takip n de ha atcoedicu oları ı Şemaz’ın uk oyui dışınklarla mut” ve “Büyük Kanatlı Küçük Mavi Kelebek”in yazarı Prof. Dr. Suat Çağlayan, Kültür Bakanlığı yapmış olan değerli hekimimiz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi‘ni bitirdikten sonra GATA Çocuk Hastalıklarında ihtisasını tamamlamış. SSK Tepecik Hastanesi Klinik Şefliği ve Başhekimliği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeliği yapmış; Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün ardından milletvekili olarak seçilmiş. Birikimlerini çocuk yazını alanında aktarması hiç şaşırtıcı değil; çünkü o, yaşamını çocukları sağaltmaya adamış biri. Büyük Kanatlı Küçük Mavi Kelebek, yaşadığı adanın ötesindeki yerlere gitmek, oradaki hayatları tanımak ve dünyayı öğrenmek istiyor. Kısacık yaşamının anlamını yüreklilikle arıyor. Arkadaşı saka kuşu ile birlikte, kendilerini sınırlayan adayı bırakıp çok uzaklara uçmaya karar verdikten sonra serüven başlıyor. Saka kuşunun kanatları uzak mesafeleri aşabilir, ama küçük mavi kelebek nasıl aşacak bu uzun yolu? Bu dostluk öyküsünde; yazgıya karşı koymanın, ötelere uzanmanın, kendini aşmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünecek çocuklar. Umut, hayattan sahneler koyuyor çocukların gözlerinin önüne. “Umut”a, birkaç farklı gözlükle bakabiliriz. “Sahnenin arkası”nı da iyi bilen Suat Çağlayan, onu da çocuklarla paylaşmaktan yana. Sözgelimi, hastane koridorlarında hastaların, hekimlerin, hemşirelerin yaşadıklarını çocuklara aktarırken, üzücü bile olsa, dürüstlükle anlatmayı yeğlemiş. Sözü oraya buraya çekiştirmemiş, çocuk okuru üzmemek adına gerçeklerden kaçmamış. Yazdıklarının kaynağını hekimlik deneyimlerinden almış. Bundan sonrasında çocuklara yazacaklarında kalemi hangi düzlemde yol alır, kestirmek zor değil. Temel soru ve sorunlar, sade, akıcı dille aktarılmış. Umut, bir İzmir romanı aynı zamanda. Semtleriyle, okullarıyla, azınlıklarıyla, Romanlarıyla, hastaneleriyle, sivil toplum örgütleriyle, sokaklarıyla, pastaneleriyle, renkleriyle, sesleriyle İzmir fışkırır sayfalarından. İzmir’in Kahramanlar semtindeyiz. Kahramanlar’ı bilmeyenler için söyleyelim; İzmir’in ilginç semtlerindendir. Bir yanında daha varsıl görüntü veren Alsancak, öte yanında Romanların yaşadığı Ege mahallesi… Yoksulluk, varsıllık arasına sıkışmış olan bu semtte yaşayan dört kişilik bir aileyle tanışıyoruz ilk sayfalarda. Geçim sıkıntısı *Umut, Suat Çağlayan, Yakın Kitabevi, 202 çekseler de mutlular. Duygu, Zeynep ve Kemal’in babası Emin, Alsancak Garı’nda işçi olarak çalışı s./2011/10+ *Büyük Kanatlı Küçük Mavi Kelebek, Suat Çağyor, anne Fatma ise Alsancak’taki evlere temizliğe gidiyor. Aslında Fatma, Emin’in teyzesinin kızı; ba layan, Yakın Kitabevi, 180 s., 2011, 9+ bası onu okutmayınca bu akraba evliliğini çaresizSuat Çağlayan çocuklarla... ce kabul etmek zorunda kalmış. Fatma okula gidememiş olmanın ezikliğini yaşamış biri olduğundan, en büyük düşü çocuklarını okutabilmek. Bu düşüne yıllar ilerledikçe bir başka düş daha eklenir: Çocuklarını Alsancak’ta yaşayan “U çocukların okuduğu okullara göndermek. İlk iki çocuğu için bunu yapamaz. En küçük çocuğu Zeynep okul çağına geldiğinde Fatma yeni bir işe girer. Alsancak’ta oturan Musevi kökenli zengin bir ailenin yanında sürekli çalışmaya başlar. Zengin ailelerin yaşantısını gördükçe, ne olursa olsun kızını Alsancak’ta bir okula göndermek için mücadele etmeye karar verir. Fatma çok hırslı ve kararlıdır. Zeynep’i oradaki bir okula başlatmanın, çocuğunun yazgısını olumlu yönde değiştirmek anlamına geldiğini düşünür. Fatma’nın diretmesi sonucu, Alsancak’taki Gazi İlköğretim Okulu’na kızının kaydı yapılır. Aslında Zeynep neden Alsancak’ta bir okula gitmek zorunda olduğunun farkında bile değildir. “Ona sorsalar, ablasının ve abisinin okumakta olduğu Kahramanlar’a gitmeyi yeğlerdi.”(s,32) Çocuğunun varsıl semtin çocuklarıyla oynayacak, onlarla birlikte okuyacak olması Fatma’ya gurur verir. Aslında daha ilk günlerden sorunlar başlamıştır bile. Okulun giysileri, kitaplar, başka ödemeler derken, diğer iki çocuğun giderlerinden kısılmasına karar verirler. Diğer çocuklarını ihmal etmesi, eşinden tepki almasına karşın Fatma vazgeçmeyecektir. Fatma’nın eziklikleri ve hırsı nedeniyle Zeynep’i nerelere sürüklediğine kitabın ilerleyen sayfalarında tanık olacağız. Annesi, Zeynep’e kurmak istediği dünya için elinden geleni yaparken başarılı olacak mı? Fatma’nın Zeynep üzerindeki tutkuları nereye varacak? Zeynep’in ikinci sınıfa geçmesinden sonra roman bambaşka konular, sorunlar üzerinde düşündürmeye başlar. Lösemi ile yüzleşen yalnızca Zeynep olmaz, ailesi, sınıf arkadaşları, öğretmenleri, komşuları da bu yüzleşmeyi yaşarlar. Kitabın 188. sayfasında yer alan “Hastane sohbetleri, hele onkoloji hastası olan çocukların annelerinin sohbetleri çok farklı olur. Ne evdeki sıkıntılar, ne kocaları ve ne de parasal sıkıntılar vardır bu sohbetlerde. Varsa yoksa çocuklardır konu olan” sözleriyle aslında romanın yalnızca çocuklara yazılmadığını fark ettirir yazar. Annenin hırsları kitabın sonuna doğru evrilecek, güçlü kadın karakterine dönüşecektir. Kendini sorgularken “umut”un bir anlamda karşı duruş, reddediş anlamına da geldiğinin ayırdına varır. Tıbbi bilgilendirmeler konusunda kimi yerde ipin ucu kaçsa da, bunu çocuk edebiyatı editörünün kolayca çözebileceği bir sorun olarak görüyorum. Karamsarlık, umut, direniş üzerine düşündüren bu romanın onkoloji hastası çocuklara ve hasta yakınlarına da söyleyecek çok sözü var. “Umut” ve “Büyük Kanatlı Küçük Mavi Kelebek”in kahramanlarının ortak noktaları hepsinin de zorluklar karşısındaki yenilgiyi reddetmeleri, dirençle, dayançla yollarında ilerlemeleri. İşte size umut güzellemeleri… İyi okumalar. ? www.maviselyener.com Cici Pisi Tedi “Yaşasın Arkadaşlarımız”/ Devrim Çakır/ Resimleyen: Ayşın Delibaş Eroğlu/ Yapı Kredi Yayınları/ 2012/ 32 s./ 57 Yapı Kredi Yayınları’ndan çocukların kitaplıklarına harika bir armağan daha. Sert kapağı, başarılı tasarımı, Ayşın Delibaşoğlu’nun çizimleriyle okura gülümseyen bu kitabın yazarı Devrim Çakır 1980 doğumlu. Metin yazarlığı ve editörlük yapan Çakır, ilk çocuk kitabı olan Cici Pisi Tedi’yle okurların yüreğine bilet kesti bile. Tedi, anne ve babası uzaklara gittiği için, kız kardeşleri Mırılcık ve Hırılcık’a bakmak üzere okuldan ayrılmak zorunda kalmış; her gün dilediğince çikolata alabildiği bir çikolata fabrikasında çalışmaya başlamış. Orada çikolataları renkli kâğıtlara sarıyormuş. Her gün birbirinden lezzetli çikolataların tadına bakıyor, bunlardan dilediğince yiyebiliyor, hatta bunları kardeşlerine bile götürebiliyormuş. Ancak, okuma yazma bilmediği için çok merak ettiği resimli kitapları okuyamıyor, buna çok üzülüyormuş. Kim bilir, o kitaplarda ne güzel öyküler varmış. Üçüncü sınıfa giden Elbebek ile Gülbebek’i bir evin balkonunda anneleriyle ders çalışırken görmüş, annelerinin onlara, “Artık üçüncü sınıftasınız. Haydi bakalım, tembellik etmeyin, çalışın,” dediğini duymuş. Tedi, “Keşke ben de böyle ders çalışabilseydim,” diye geçirmiş aklından. Gülbebek annesine, “Çikolata yemeden çalışmam!” diye diretince, Tedi’nin aklına parlak bir fikir gelmiş. Her gün fabrikadan aldığı çikolataları verse, ders çalışmak istemeyen iki sevimli yaramaz ona okuma yazma öğretirler miymiş acaba? Bir dilek tutuyor, Cici Pisi Tedi’nin serüvenleri devam etse diyoruz. Örümcek Büyücü/ Thomas Brezina/ Çeviren: Gülderen Pamir/ Say Yayınları/ 168 s/ 2012/ 9+ Sos! Dört Kafadarlar Takımı’nın içinde olduğu yat, Hint Okyanusu’nun ortasında kasırgaya yakalanır. Dört arkadaş telsizle imdat çağrısında bulunmak için çırpınırlarken teknenin motorlar ve telsizi bozulur. Kaybolduklarını düşünmeye başladıkları anda gizemli bir gemi belirir. Bu, pek çok insana uğursuzluk getirmiş olan Örümcek Büyücü’nün gemisidir... Ne Şeker Şeysin Sen Matematik/ Şükran Kozalı/ Evrensel İletişim Yay./ 90 s./ 2012/ 9+ Matematik diyor ki; “Benim harflerim rakamlar, sözcüklerim sayılar, cümlelerim problemlerdir.” Şükran Kozalı çocuklara matematiği sevdirmek istiyor. On yaşındaki Orkide’nin matematikten şikâyet ettiğini duyan matematik onunla konuşur, aslında hiç de sıkıcı olmadığını anlatır. Matematik, eğlenceli yönünü Orkide’ye gösterirken okurlar da matematikle ilgili bilmedikleri pek çok şeyi fark ederler. Kitap bittiğinde onluk sistemin hangi yüzyılda Avrupa’ya geldiğini, pi sayısını kimin bulduğunu, vahşi sayıların ? yılla anl tenekleri bir felsef sefe’de ç olanakla başlayıp ve onları konu, gö lerle baş Akıl ve D Değeri, Ö Çocukla metinler uyandırm eleştirel sefe için denebilir kitabın y ihtiyaç d hiç mera ma, bağ Kurtları İ rü bilgi y okurların tılanların Çünkü a değil, eğ mek ve d Dizinin 6 Kanadı O lıklar Üze la hayva yüz edip türmeye kitap bu sayfaları Kitabın i sı farklı b sayfaları yan, mer dolduruy gibi çizim bilginiz, nat duya mutlaka ği, Afrika dern san tanışman farklı bir yal gücü gileri edi eser!” görmele yıllar geç rastlantıy “Diğer ç mıyla afa sını ense bir karış Neden çünkü ik yordu. S rininki is se ile Lo ne ve ba meyi pla SAYFA 22 ? 3 MAYIS 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1159 CUMH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear