24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

VİTRİNDEKİLER Sabetaycı/ H. Erroll Gelardin/ Dinozor Yayıncılık/ 264 s. “Benim teorime göre, Sabetaistler, Hitler’in Türkiye’ye girmesini engelleyerek sadece kendilerini korumuş olmadılar, aynı zamanda Türkiye Yahudilerini ve gelişmeye başlamış Türkiye Cumhuriyeti’ni de korumuş oldular. Dolaylı yoldan, Hitler’in yenilmesine katkıda bulundular. Ancak olayların arka planına bakarsanız, inkâr edilemez şekilde görürüz ki, 1666 yılında Sabetay Sevi’nin giriştiği, güç hareket sadece müritlerini kurtarmadı, aynı zamanda milyonları da kurtardı.” Erroll Gelardin bu kitabında; ‘Sabetay Sevi’nin yaratmış olduğu hareket dünyanın çehresini değiştirmiş olamaz mı?’ sorusundan yola çıkarak Sevi hakkında birçok bilinmeyeni ve ekseninde tarihi bir dönemi gözler seriyor. Marksizmin 100 Kavramı/ Gérard Duménil, Michael Löwy, Emmanuel Renault/ Çeviren: Gözde Orhan/ Yordam Kitap/ 190 s. Karl Marx’ın Marksizme kattıkları, “Komünist Manifesto”nun da dahil olduğu birçok eserin diğer yazarı ve Marx’ın ölümü sonrasında Kapital’in II. ve III. ciltlerini yayıma hazırlayan Engels’in kattıklarından ayrılmaz. Ölümlerinden sonra da fikirleri, kendilerini onların takipçisi olarak gören düşünürler ve siyasal akımlar tarafından çok farklı doğrultularda geliştirilir. Bu bağlamda üç yetkin Fransız Marksisti tarafından hazırlanan bu kitap, yüz maddeyle Marksizmin başlıca kavramlarını aydınlatmakta ve her birinin merkezinde yer alan siyasal, iktisadi ve felsefi konuların ve tartışmaların iç içeliğine dikkat çekmektedir. Türkiye’de Psikanalizin Sosyal Temsilleri/ Meltem Narter/ Bağlam Yayınları/ 164 s. Sosyal temsiller kuramı, sosyal psikoloji açısından bir dönüm noktası sayılır. Bu kurama göre, sosyal davranışlar, doğanın kurallarını çözmek için kullanılmaz. Bu kitapta sunulan ve yirmi beş yılı kapsayan gazete, karikatür dergisi taramaları, geniş katılımlı anket ve odak grup uygulamalarının amacı, Türkiye’de uygulanan psikanalizin toplum tarafından nasıl algılandığı hakkında bilgi sahibi olmak. Elde edilen sonuçlara göre, bugün psikanalize dair kavram, terim ve yaklaşım biçimleri gündelik hayatta yer alıyor ama birçok noktada kavram ve terimlerin içerikleri değişmiş veya dönüştürülmüş. Kitap işte bu nokta üzerinden dallandırıyor konusunu. Yaşamın Özüne Dokunmak – Miniş’in Günlüğü’nden 1/ Mine Kasman/ Yitik Ülke Yayınları/ 168 s. “İnsanların maddi hırsları, beklentileri ile verdikleri zararlarla karşılaştığımda, bana ‘Gerçek hayat bu işte, Miniş’ dediler. O zaman sordum ben de, ‘Ya benim yaşadığım gerçek de, onlarınki bir aldatmacaysa?’ “Hayatımızın en anlamlı ve en derin yolculuğunu, kendi iç yolculuğumuzu, gerçek anlamda yaşayarak; her gün hayatımıza ayrı bir renk, ayrı bir değer, ayrı bir anlam mı katıyoruz?” Mine Kasman, “YaşaSAYFA 34 ? 24 MAYIS 2012 mın Özüne Dokunmak” adlı kitabında bu soruyu farklı konular ve açılar çerçevesinde sorgulayarak okuyucusunu sürükleyici ve derin bir iç sorgulamaya davet ediyor. Bu kitap, Kasman’ın kaleminden hayatın mucizeleri, sevgi ve başarı üzerine çok özel bir kişisel gelişim anlatısı... Türk Olmak/ Tevfik Yener/ Sayfa 6 Yayınları/ 494 s. “Türk Olmak” bahisleri gittikçe yükselen bir oyunun ilk eli, kapanması hiç istenmeyecek bir oyunun ilk perdesi. Perde aralandıkça da dağılmakta olan bir imparatorlukla birlikte aynı kaderi paylaşan iki ailenin hikâyesini kaleme alan Tevfik Yener, sadece bir aşkın trajedisini değil, Girit Adası’nda yaşanan Türk katliamını, Yunanlıların asker çıkarmasıyla Girit’i terk etmek zorunda kalan Türklerin acı ama gerçek hikâyesini de anlatıyor. Üçlemenin bu ilk kitabında zayıflayan Osmanlı Devleti’nin üzerinde oynanan çirkin oyunları, 31 Mart ve diğer ayaklanmaları, Jön Türkleri, II. Meşrutiyet’i, cephede kazanılıp masada kaybedilen toprakları ve II. Abdülhamit’in sürgün edilişi gibi birçok tarihi olaya da tanıklık edecek okuyucular. 19. Departman/ Will Hill/ Çeviren: Deniz Başkaya/ DEX Yayınları/ 490 s. Jamie Carpenter’ın babası öldü, annesi kayıp ve kendisi, Frankenstein adında devasa bir adam tarafından kaçırıldı. Jamie’yi 19. Departman’a getirirler. Burası yüzyıl önce, Abraham Van Helsing ile Drakula’nın hayatta kalmış diğer kurbanları tarafından, doğaüstü olayları incelemek üzere kurulmuş bir merkez. Jamie’nin, Frankenstein canavarı, güzeller güzeli bir vampir kız ve merkezin diğer ajanlarının yardımıyla annesini çok güçlü bir vampirden kurtarması gerek. “19. Departman”, serinin bu ilk kitabıyla okuyucuları, tarihin tozlu koridorlarında dolaştırıp Avrupa’nın bir ucundan diğer ucuna, Viktoryen İngiltere’den 20’li yılların New York’una, Kuzey Rusya’nın buzullarından Transilvanya’nın dehşetengiz dağlık bölgelerine taşıyacak. Çağdaş gerilim türünü klasik korku öğeleriyle bir araya getiren roman ilgi çekici. İnternet Bağımlılığı/ Kültegin Ögel/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 238 s. “Facebook nasıl hayatımız oluyor? Neden oyunların başından kalkmıyor, epostalarımıza bakmadan duramıyoruz? Neden chat yaparken küfrediyor, başka kimliklerle diğerlerini ve kendimizi aldatıyoruz?” Kültegin Ögel internet bağımlılığını masaya yatırıp tanımlarını ve sınırlarını belirlemeye çabaladığı bu kitabında “Nedir internet?” sorusunun merkezinde birçok sorunun peşine takılıyor. Çorum Mutfağına Güzelleme/ Kolektif/ Çorum Valiliği, Metro Kültür Yayınları/ 400 s. Çorum mutfağının unutulmuş lezzetlerinin bugüne aktarılması amacıyla kolektif bir çabanın ortaklığında hazırlanan “Çorum Mutfağı’na Güzelleme” merak lıların karşısına çıktı. Kitap on dört yazarın birlikteliğinden doğan bir güçle hazırlandı ve dört bölüm, on dört ana metinden oluşuyor. Çorum mutfağı üzerine araştırma yapan herkesin başvuracağı geniş tabanlı bir kaynak olan “Çorum Mutfağı’na Güzelleme”nin en önemli özelliği ise yüz yetmiş beş kaynak kişi ile yapılan görüşmelerin sonucunda hazırlanması. Bol resimli ve kaliteli bir baskıyla okuyuculara sunulan kitapta yüz on yöresel yemeğin tarifi yer alıyor. Küçük Vahşi/ Alexandre Jardin/ Çeviren: Nil Çayan/ Yapı Kredi Yayınları/ 200 s. Romanın kahramanı Gustav Eiffel otuz sekiz yaşında, Paris’te yaşayan, Finlandiyalı güzel bir kadınla evli, büyük bir işyeri sahibidir. Günün birinde, aniden, yetişkin biri olduğunu, bir zamanki küçük Gustave’dan kendisinde artık eser kalmadığını hissederek dehşete düşer. Dahası, yetişkinlerin monoton, ölgün, yalancı dünyasında yaşadığı kafasına dank eder. Küçükken kendisine “Küçük Vahşi” dediklerini hatırlayıp hayatın ve neşenin damarlarında aktığı, her zaman sürprizler peşinde koşan, delişmen, dikkatsiz, hayalperest çocuğun, yani Küçük Vahşi’nin bir zamanlar sürdüğü hayata dönmeye karar verir. Alexandre Jardin’in değişik bir biçemde kaleme aldığı romanı “Küçük Vahşi”, okuma yolculuğunda farklı bir durak arayanlara... Kızıl Süvariler – Toplu Öyküler II/ İzak Babel/ Çeviren: Ergin Altay/ Can Yayınları/ 200 s. İzak Babel yirmi altı yaşında, insanlık tarihinin en önemli çarpışmalarından birine, Ekim Devrimi’nin kaderini belirleyen PolonyaSovyetler savaşına, gazeteci ve asker olarak katıldı ve yaşadıklarından, edebiyat tarihinin en etkileyici savaş karşıtı öykülerini çıkardı: “Kızıl Süvariler”. Savaşın insan üzerindeki etkisini, her koşulda insan olmanın destanını anlatıyor bu öykülerinde Babel. Parlak bir hayal gücünün duru ve sakin bir anlatımla iç içe geçtiği öyküler, yaşanan gerçeği bütün sarsıcılığıyla sergiliyor. Geçen aylarda ‘Toplu Öyküler’in ilk cildi “Odessa Öyküleri”yle okuyucuyla buluşan Babel, bu kez öykülerinin ikinci cildiyle karşımızda. “Kızıl Süvariler”, Ergin Altay’ın Rusça aslından yaptığı yetkin çevirisiyle, Türkçede ilk kez eksiksiz yayımlanıyor. Balık Çocuk/ Lucia Puenzo/ Çeviren: Seda Ersavcı/ Doğan Kitap/ 150 s. Sinemaya da uyarlanan, yayımlandığı ülkelerde de yankılar uyandıran “Balık Çocuk”, toplumsal eşitsizlikleri yok eden, tabuları ezip geçen, saf, tutkulu bir aşkın hikâyesini anlatıyor. Kendi deyişiyle ‘siyah, maço ve kötü’ bir köpek olan Serafim çevresinde olan biten her şeyin farkında. Hatta dile getirilmeyenleri bile biliyor. Buenos Aires’li burjuva bir ailenin yeniyetme kızı Lala ile on yedi yaşındaki Paraguaylı hizmetçileri Guayi’nin yaşadığı büyük aşkın da birinci elden şahidi. İki genç kızın evdeki eşyaları gizlice satıp biriktirdikleri parayla Paraguay’a gitmeyi ve orada içinde bir balık çocuğun yaşadığı göl kıyısında bir ev yaptırmayı planladıklarını da biliyor. Henüz bilmediği şey ise adaletsizliklerin olduğu bir dünyada ödenen bedellerin çok ağır olabileceği. “Balık Çocuk”, Seda Ersavcı çevirisiyle Türkçede. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1162
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear