Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Metin Celâl’in toplu şiirleri Herkes Kendine Yabancı Metin Celâl’in dizelerinin yer aldığı Herkes Kendine Yabancı, modern dünyadaki yabancılık, yabancılaşma metaforuna bağlı olarak “herkesin kendine yabancı olduğu” bir dünyada kişinin kendine iyi bakmasının, aynı zamanda içindeki yabancıya iyi bakması anlamına geldiğine vurgu yapıyor. ? Bâki ASİLTÜRK yi bir Metin Celâl okuruyum. Şiir ve yazılarıyla tanıştığım günden beri (1990’ların başları…) beri onun imzasıyla çıkan her şiiri, eleştiriyi, makaleyi okumuşumdur. Okuduklarımdan da mutlaka bir şeyler öğrenmişimdir. “Ne yazsa okunur” diye düşündüğüm imzalardandır. Nedeni açık: Söyleyecek bir sözü varsa yazar, yoksa kalemi eline almaz, yazılarında yerli yersiz alıntı yapmaz, geçmiş kuşaklardan bahsederken iyi şairlerin nitelikli yanlarını öne çıkarmaya gayret eder. Şahsen tanıştığımda hayal kırıklığına uğramadığım az sayıda şairden biri olduğunu da mutlaka söylemeliyim. Gençleri kıskanan, genç ve donanımlı imzalara kara çalmak için fırsat kollayan sonradan görme seksenlilere karşı, Metin Celâl her zaman belli bir seviyenin adamı olmuştur. Yazdıklarıyla da davranışlarıyla da. NİTELİĞİN İÇİNDEN KONUŞAN İMZA Metin Celâl, 1980 Kuşağı içinde kendine özgülüğüyle dikkat çeken bir şair. Kuraldır; kuşaklar içinde kalıcı olabilmenin ilk yolu kendine özgü olabilmekten geçer. Metin Celâl’in önemli özelliklerinden biri, az yazması. Bu ifadeyi, az ve öz yazması biçiminde düzeltmek gerekiyor aslında. Nedeni şu: Son zamanlarda niteliği unutup niceliği öne çıkaran bazı kalemler, çok yazan ve her yıl biriki kitap çıkaran arkadaşlarını 1980’lerin poetisyeni ilan etmekte sakınca görmüyorlar. Oysa bunların unuttukları bir şey var: Nicelik sadece bir şeydir, nitelik ise her şeydir. İşte Metin Celâl, her zaman niteliğin içinden konuşmasıyla öne çıkan imzalardan biri. Karşılaştırmalı bakışla değerlendirecek olursam; Celâl, kuşağının şekillenmesinde öteki üyelerin pek çoğundan daha işlevsel çalışmalara imza atmıştır. Bilgi ve araştırmaya dayalı makaleleri, isabetli yorumları, dergi ve yayınevi editörlükleri ona öncü rolü vermiştir. Yeni Türk Şiiri adlı makaledenemeeleştiri kitabı yayımlandığı günden bugüne kuşak şiirinin poetik ve sosyolojik arka planının anlaşılmasında temel başvuru kaynaklarındandır. Sözgelimi, 1980’lerden bu yana çok tartışılan kadın şair kuşağı konusunda kapsamlı ilk makaleyi yazan Metin Celâl’dir. Aynı şekilde Şiir Ustalardan Öğrenilir adlı kitabındaki makalelerde de önceki kuşaklardan gelen ustalıklı şiirin birikiSAYFA 4 ? 15 MART gibi gelen dizeler hem şiirin bütünüyle birlikte düşünüldüğünde hem de kendi içlerinde küçük hareketlerin, sıradan ve basit olanın derin anlamına götürüyor okuru. Bir yandan çocukluk izleği bir yandan da güzel zamanların tükenişiyle birlikte dünyanın değişmesinden kaynaklanan rahatsızlık duygusu şiiri örüyor. HAYATI GELDİĞİ GİBİ VE KADAR YAŞAMAK Metin Celâl’in hem yeni bölümdeki hem de eski kitaplarındaki şiirlerde “hayatın yorucu uğultusunu unutmak isteyen” biri var genellikle. Gerçi, mesela Konformist’te ve Kendi Kendini Tatmin’de sert söyleyişler eksik değil ve bu kitaplar söyleyenin dünyasının olduğu kadar genel olarak hayatın sertliğini de taşıyor. Kendi Kendini Tatmin’deki şu dizeler o sertliğin ipuçları olarak okunabilir: “Şehrin tüm sularına fare zehiri/ tüm yüzlerine kezzap” (s. 54). Şu dizeler de Konformist’ten: “Öldürdüm içimdeki çocuğu/ o belirsiz, uğultuyla alkan nehiri” (s. 67). Yine de şiirlere zamanın ilerleyişi içinden topluca bakıldığında hayatın dağdağasından bıkmış, sıkılmış, gürültüden kaçmak isteyen, Necatigilvari bir tavır dikkat çekiyor. Bu çekingenlik ve çekimserlik hayata ve insanlara teslimiyeti değil; başkalarıyla koşulsuz ve mutlak teslimiyete dayanan ilişkilerden kaçmayı, kaçınmayı beraberinde getiriyor. Daha çok, yaşananlara verilen değer, geçmişin güzel taraflarını yeniden hayata davet etme duygusu ağır basıyor. “İncir çekirdeğini doldurmaz sıkıntılar” (s. 154) diyor, “Bir şarkı arıyorum anıları canlandıracak” (s. 154) diyor ve ekliyor: “Hüzün sana soylu bir olgunluk kazandırır” (s. 157). Az önce sözünü ettiğim kaçış aslında maruz kalınan, edilgenlik içinden ulaşılan bir son değil, bir tercih olarak kabarıyor bu şiirlerde. Biçimbiçemiçerik bütünlüğü Metin Celâl şiirinin en önemli özelliği. Kulağa ve ruha aynı anda usul usul yayılan bir müzik gibi yayılıyor şiirler. Montaj ya da kolaj duygusu uyandıran hiçbir teknik yoklama, gereksiz araştırma çıkmıyor okurun karşısına, rahatsız etmiyor okuru. Sözcükler temaları değil temalar sözcükleri çağırıyor. Şiirlerdeki saf duygunun ve saf şairliğin özünde bu yatıyor sanırım. Birbirine aykırı duran temaları işlerken bile kendi olmaktan vazgeçmeyen, üslup ile kişilik arasındaki mutlak bağı gevşetmeyen bir şairle karşı karşıya duruyor okur. Herkes Kendine Yabancı; masum ve şeytansı cinselliğin, hayatın çok şey söyleyen küçük ayrıntılarının, yaz sıcaklarıyla güz ürperişlerinin, modern hayatın akışkanlığıyla geçmişin değiştirilemezliğinin bir arada duyumsandığı şiirler toplamı. Bazen her şeyi olduğu gibi kabullenen, hayatı geldiği gibi ve kadar yaşayan bazen de derinleri kazarak dışarıdan görülmeyenleri sayfada görünür kılan bir şairin yazdığı şiirler var bu kitapta. Metin Celâl son yıllarda az şiir yazıyor ve yayımlıyor. Uzun bir aradan sonra gelen bu şiirler toplamı özellikle genç kuşak için mutlaka okunması gereken özlü ve özgün sayfalar taşıyor. ? Herkes Kendine Yabancı/ Metin Celâl/ Everest Yayınları/ 166 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1152 Yen Ç ge İ mine odaklanmıştır. Metin Celâl epeydir yeni şiir kitabı yayımlamıyor. İlk kitabı Adım Ölüm’ü 1986’da, ikinci kitabı Kendi Kendini Tatmin’i 1989’da, Konformist’i 1993’te, Küçük Hayat Bağları’nı 1999’da yayımlamıştı. Sonrasında bağımsız kitap yayımlamadı, önceki kitaplarının toplu basımlarını ve bunlara eklediği yeni şiirleri Herkes Kendine Yabancı adıyla bir araya getirdi. İlk basımı 1999’da gerçekleştirilen Herkes Kendine Yabancı’nın yeni basımı 2011 sonbaharında çıktı. Kitabın “Kendine İyi Bak” bölümü, birkaçı hariç, şairin 2000’lerde yazdığı yeni şiirlerden meydana geliyor. Modern dünyadaki yabancılık, yabancılaşma metaforuna bağlı olarak, herkesin kendine yabancı olduğu bir dünyada kişinin kendine iyi bakmasının aynı zamanda içindeki yabancıya iyi bakması anlamı taşıdığı söylenebilir. Bölümün en dikkat çeken şiiri “Atlas ve Coğrafya” hem uzun soluklu olmasıyla hem de tuhaf bir etkileyicilik taşımasıyla dikkat çekiyor. Şiir, alttan alta akan sessiz ama etkileyici bir su gibi zaman ve mesafe kat ediyor. Bu özellik aslında Metin Celâl’in öteki pek çok şiirinde de görülebilen bir durum. Ben buradayım diye bağırmayan, varlığını ve buradalığını okunduktan sonra tekrar okuma ihtiyacı doğurarak duyumsatan bir şiir. Felsefi yorumlara boğulmayan, imge yığınına ve karmaşasına dönüşmeyen, çağrışım zenginliğini ustalıkla sağlayan, kolaycılığa teslim olmayan bir ayrılık şiiri. Celâl, imgeleri öyle ustalıklı kullanıyor ki onun şiir lerini okurken ilk etapta yalın, düz bir metin okuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Metin Celâl’i, imgeleri kendine yurt edindiği halde imge kullanmada belli bir beceriye ulaşamamış bazı şairlerden farklı ve üstün kılan temel özelliğin bu olduğu söylenebilir. “Yeni sırlar çıktı açığa/ kalbimin kırık yarısında” (s. 139) dizeleri bunun en iyi göstergeleri arasında. Bu dizelerde deprem (fay hattı) matrisi var ve bu matrisin somut anlamdaki etkileri özel hayata aktarılmış durumda. Fay hatlarındaki boşluklardan coğrafyanın, yerkürenin bilinmezlerinin yeryüzüne fışkırması gibi kalp kırıkları insanın sahip olduğu sırları açığa çıkarıyor. Bölümün favori şiirlerinden biri olan “Yazın Sonu” yıllar önce Varlık dergisinde yayımlandığında ilgiyle okuduğum şiirlerden biri olmuştu. Yaz bence yaşamak içindir. Kış içe kapanmaya, gizli yaşamaya ve çalışmaya ayrılmıştır bende, yaz ise doyasıya yaşamaya. O nedenle yazın bitişini, o muhteşem tembelliğin sona erişini anlatan dizeleri hem ince bir hüzünle hem de hayatın ve şiirin içinden gelen bir coşkuyla okumuştum o yıllarda: “Üşürüz, yine de bırakmak istemeyiz sahili/ havlulara sarınıp son kez yattığımız öğle uykuları/ başımızı annemizin omzuna koyup kurduğumuz düşler/ belki de budur özlemle ardından baktığımız”(s. 148). Demin de kısaca değindim, ilk bakışta düz anlatım ürünü İsrail Judt, lışma yeni anali sağ v ha gö ? L Biçimbiçemiçerik bütünlüğü Metin Celâl şiirinin en önemli özelliği. Kulağa ve ruha aynı anda usul usul yayılan bir müzik gibi yayılıyor şiirler. t y Y t tülük K okuyuc ta kısac bir dün öneriyi mamız yucuyu dan bir İsrail lenin ç Judt la sinin ya rununa ve insa zin bak Yahud eleştiril yapısıy vurgula tek yön Arapla kurulm da açık 2005 yı History Sonras Tarihi) ladı. Ç ok Rev tabı ara Artur R Ölüm pect de röporta yordu; profesö zarı, Av ilgili bi ti içind sesi ve larda d görüyo Kitap Review de dikk de yapı Avrupa izole ed pa’nın durum getiren 6 2012 CUMH