Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER ? tizmine yöneltiyor. si topluluğundan Ph. Sollers, J. Kristeva, M. Pleynet vardı. Bu ülkeden bir metinle dönmeyi düşünen R. Barthes yolculuğun ilk anından başlayarak not tutmaya koyulmuş, yolculuğun bitimine kadar da sürdürmüştü bu çabasını. Çin Yolculuğu Defterleri kitabında olaylara, durumlara çözümleyici bir bakış açısıyla yaklaşan Roland Barthes kişilere, şeylere fenomenolojik bir dikkat ile bakıyor; esinleyici, anımsatıcı, çağrıştırıcı notlarda onun o eleştirel, o kendine özgü ironik tutumu hep hissediliyor. Gözlemlerini aktarırken dikkatini ince ayrıntılara, yemeklere, görünümlere, giysilere, Çinli delikanlıların ero ? Proust’un Paltosu/ Lorenza Foschini/ Çeviren: Eren Yücesan Cendey/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 104 s. Marcel Proust 1922 yılında Kayıp Zamanın İzinde’yi tamamlamasının ardından hayata gözlerini yumduğunda arkasında düzenlenmesi gereken düzinelerce defter, sayısız mektup, eskiz, müsvedde ve elbette kişisel eşya bırakmıştı. Modern edebiyatın çehresini değiştiren bu büyük yazarın hayatına dair ayrıntılar bugün bile yeni bulgularla araştırmacıları şaşırtmaya devam ediyor. Proust’un Paltosu, her biri Marcel Proust’un, yazdıklarının ve geride bıraktıklarının bekçisi olmuş bir dizi şaşırtıcı ve unutulmaz karakterle zenginleşmiş, yitirilen ve bulunan, sıradan nesneler ve sıra dışı arzularla dokunmuş ilginç bir öykü, Proust hayranlarına hoş bir sürpriz. Bir Tuhaf İntikam/ Uğur Erkman/ Ayrıntı Yayınları/ 208 s. Bir Tuhaf İntikam 12 Eylül günlerinde bir gece vakti gözaltına alınan ve gördüğü işkence sonucu felç olan, sonrasında intihar eden kardeşinin intikamını almaya ant içmiş bir adamın hikâyesini anlatıyor. Roman kahramanıyla birlikte küçük bir Ege kasabasından Londra’ya, İstanbul’dan Paris’e uzanan Bir Tuhaf İntikam yolculuğu sıkıntı ve acılarla dolu bir tarihin unutulmaya yüz tutmuş ayrıntılarına can veriyor. Kardeşini genç yaşta kaybetmenin acısına, çıplak bir şiddete, adaletsizliğe, toplumun suç ortaklığına kadar uzanan suskunluğuna ve sonrasında insanları inkârcılığa sürükleyen bellek yitimine isyan eden bir adamın hesaplaşmasını aktarmış Uğur Erkman bu romanında. Sadece suçlularla değil kendisiyle de hesaplaşacaktır bu öfkeli ve acılı adam. Temmuzda Ölüm ve Gölgeler ve Kurumuş Nehrin Yatağında romanlarının yazarı Uğur Erkman yeni romanı Bir Tuhaf İntikam’da bir kez daha ihanet ve intikam, vicdan ve adalet temaları etrafında örmüş hikâyesini. Aşka Dair/ İskender Pala/ Kapı Yayınları/ 168 s. Aşkın başlangıcı ‘görme’, sonucu ‘bakma’dır. İlk görüş anında başlayan ilginin sırasıyla sevgiye, bağlılığa, kalbin erimesine, tutkuya, özleme ve nihayet aşka dönüşmesinin bir tek gayesi vardır; sevilenin yüzüne bakabilmek, o ilk görüş anının lezzetini ve hazzını derece derece artırarak kemale erdirebilmek. Görmekten bakma derecesine yükselebilmek için aşkın binbir türlü tecellisi, sayısız çile durağı, firkat, hicran ve hasrete adanmış elemleri vardır ki, bunların her biri âşıkı kabalıklarından yontar, ruhunu arıtıp billurlaştırır ve en son noktada doya doya ‘bakma’ eylemi için onu hazırlayıp sevgili huzuruna çıkartır. Aşkın ‘bakma’dan sonraki durağı ‘tapma’; yani sevenin sevilene kul olmasıdır. İskender Pala, Aşka Dair’le okurları için yeni bir kapı aralıyor. Müzisyen Strausslar ve Osmanlı Hanedanı/ Ömer Eğecioğlu/ Yapı Kredi Yayınları/ 280 s. Osmanlının Batılılaşma çağında 1840’larda başlayıp 1890’lara uzanan dönemde padişahlara adanan besteler, olağanüstü törenler için sunulan eserler, karşılığında alınan ödüller ve nişanlar. 19. yüzyılın zenginleşen Avrupa’sıyla Batılılaşma çabasındaki Osmanlı Devleti’nin müzik alanında kesişen birlikteliği. On dokuzuncu yüzyılın vals kralları Viyanalı Baba Johann Strauss, oğul Johann Strauss ile kardeşleri Josef Strauss, Eduard Strauss ve bu aileyle hiçbir bağı olmayan Fransız vals bestecisi Isaac Strauss; müzisyen Strausslar ve Osmanlı Hanedanı kitabında Ömer Eğecioğlu, aynı soyadını taşıyan bu beş bestecinin Osmanlı hanedanıyla müzikal ilişkisini anlatıyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1181 siyasi narak yeng düştü celed irkilti runla XCom çen/ döne kelim rektiğ Comm olduğ Müzi Eğeci Osma 1890 ler, o ğında şen A Devle doku hann Strau maya Strau Eğeci Osma Ölü K di Ya “Ölü karar sanla rar sa dım. rim? düşüm sa uy olduğ maz! günü mının derin tıyor. X“Tü Gülb Cumh yoktu örgüt içind 4 EKİM 2012 ? SAYFA 25 SAYF