Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
V TR NDEK LER Düşünüyorum O Halde SanığımZulümhane/ Mustafa Balbay/ Cumhuriyet Kitapları/ 350 s. Mustafa Balbay’ın cezaevinde yazdığı “Silivri Toplama KampıZulümhane” adını taşıyan kitabının ardından, yine hapishane günlerinde yaşadığı haksızlıkları ve dava sürecinde dönen senaryoları dile getirdiği yeni kitabı “Düşünüyorum O Halde SanığımZulümhane” okuyucuların karşısına çıkıyor. Balbay farklı bir şekilde sesleniyor okuyucularına bu kez. Manzum şekilde kaleme aldığı kitap, yalanların, oyunların, düzenlerin destanını anlatıyor. sim, Şehir, Hayvan/ Yılmaz Özdil/ Doğan Kitap/ 474 s. “Bir İgnliiz üvinersitesinde ypalın arşaıtramya gröe, klemileirn hrflareinin hnagi srıdaa yzaldıklarıı ömneli dğeliimş asılnda... Öenmli oaln, briinci ve sonncuu herflarin yrenide olamsımyış... Çnküü, kleimleri hraf hraf dğeil, btüün oalark oykuormuşsz... Ardakai hraflrein sırsaı kıraşık da osla düüzgn ouknuyormuş. Trüban bduur. Tartıışlan mselee ne oulrsa olusn, bşınaa ve sounna “trüban” koyğduunda, aarda ypılaan yaınlşları görmeszin...” Yılmaz Özdil köşesinde her sabah okuyucularını selamladığı yazılarını kitaplaştırdı. “İsim, Şehir, Hayvan” adıyla okuyuculara sunulan kitap, Özdil’in uzun soluklu köşesini kitap sayfalarına taşıyor. Rüyanın Öte Yakası/ Ursula K. LeGuin/ Çeviren: Aylin Ülçer/ Metis Yayınları/ 224 s. “Rüyanın Öte Yakası”nda Ursula K. LeGuin, usta anlatımı ve özgün bakış açısıyla, ‘Bir gün rüyalar gerçek, hatta gerçekliğin ta kendisi olsa? Rüyalarla gerçeklik sürekli yeni baştan yaratılsa?’ sorularına yanıt arıyor. Denklemin bir tarafında, gördüğü rüyalarla tüm insanlığın ve hatta evrenin kaderini değiştirmeye muktedir gönülsüz bir kahraman, diğer tarafındaysa onun gücünü faydalı işler yapmak için kullanırken iktidar hırsına yenik düşen bir bilim adamı var. Gönülsüz kahraman omzundaki bu ağır yükten kurtulmak, herkes gibi dünyanın bir parçası olmak ister; bilim adamıysa bu olağanüstü yeteneği kullanıp daha iyi, daha akılcı bir dünyanın mimarı olmak. “Rüyanın Öte Yakası”, hayal gücünü kamçılayan olay örgüsü ve felsefi boyutuyla LeGuin severlerin ve fantastik edebiyat meraklıların ilgisini çekecek bir roman. Yıldızlardan Bile Uzaklarda/ Aydın Boysan/ Doğan Kitap/ 330 s. Yıl 2046! Yer, Boğaziçi kıyılarında bir restoran. Gece yarısını biraz geçe tuhaf bir olay gerçekleşir. Restoranın gediklisi son yedi müşteri, daha ısmarladıkları kahve ve konyaklarını içemeden buhar olup uçar, sırra kadem basar. Bu yedi arkadaşın ortadan kaybolmasından biraz önce Tarabya’da, kuzeyden güneye kayan mor bir ışık görülmüş, on beş dakika sonra da bu mor ışık göklere yükselerek yitip gitmiştir. Çok geçmeden anlaşılır ki romanın kahramanlarını uzaylılar kaçırmıştır. “Yıldızlardan Bile Uzaklarda”, Aydın Boysan’ın uzay ve evren konusundaki tüm bilgisini gerçek bir yaşam bilgeliğiyle kaynaştıran bir roman. Boysan’ın, mimariden ekonomiye, sosyal yaşamdan kültür ve sanata gerçek bir refah toplumu nasıl kurgulanır sorusuna verdiği bir ütopya yanıtı olarak da okunabilcek keyifli bir yolculuk. SAYFA 30 7 NİSAN 2011 Zorbalığın Pençesinde/ Tuncay Özkan/ Cumhuriyet Kitapları/ 316 s. “Ergenekon tertibiyle 23 Eylül 2008’de, sabaha karşı 04.30’da polisler kapıma dayandığında, faşizmin geldiğini biliyordum. Sürecin uzun ve sancılı olacağını da biliyordum. Ama... Yurdumun güzel insanları! Güzel günler göreceğiz! insanlık onuru faşizmi yenecek! Biz o günler için diri diri gömüldük Silivri Coplama Kampına! Mezarlıkta esir alındık, linç edildik...” Tuncay Özkan bu kitabında Silivri’de geçen zulüm günlerini aktarıyor okuyucuya. Bugünlerde yaşanılan sürecin tam ortasından okuyucularına seslenen Özkan, televizyon ekranlarına yansımayan olayları, perde arkasında kalanları gün ışığına çıkarıyor. Edwin Drood’un Gizemi/ Charles Dickens/ Çeviren: Işıl Aydın/ mge Kitabevi/ 422 s. Charles Dickens, hiç beklenmedik bir anda felç geçirip öldüğünde henüz 58 yaşındaydı. Dickens’ın böyle bir anda ölmesi, çeşitli söylentilere ve spekülasyonlara yol açtı. Aradan geçen yaklaşık yüz elli yıl boyunca, ölümü ve bitirmeye fırsat bulamadığı son romanı “Edwin Drood’un Gizemi” etrafında, bugün bile tam kalkmamış kalın bir sır perdesi oluştu. Bazıları işi, Dickens’ın “Edwin Drood’un Gizemi”nde kendi ölüm kehanetini yazdığını söylemeye kadar vardırdı. Otoriteler tarafından klasik anlamda ilk gerçek polisiye roman sayılan “Edwin Drood’un Gizemi”nin yarım kalmış olması, kitabı gerçek bir gizem haline getirdi. Şimdi bu roman, Işıl Aydın’ın Türkçesiyle okuyucuların karşısına tekrar çıkıyor. Hayatın Mucizeleri/ Stefan Zweig/ Çev.: Esen Tezel/ Can Yay./ 264 s. “Hayatın Mucizeleri”, Stefan Zweig’ın Birinci Dünya Savaşı öncesinden İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar yayımlanmış öykülerini bir araya getiren bir seçki. Psikolojik çözümlemelerle derinleşen bu öykülerde Zweig, tuhaf yazgıların savurduğu insanların izini sürüyor. Savaş karşıtlarının ve kurbanlarının, hayatın baskısı altında ezilenlerin, her daim azınlıkta kalanların, beklenmedik tutkuların tutsağı olanların, kapana kısılan ruhların öyküleri bunlar. “Hayatın Mucizeleri”, Stefan Zweig’ın kaleminde, her biri kendi döneminin ruhunu yakalayan öykülerle, insan ruhunun derinliklerini mesken tutuyor. Geronimo – Bir Apaçi Şefinin Gerçek Hikâyesi/ Hazırlayan: S. M. Barrett/ Çeviren: Mert Akcanbaş/ Destek Yay./ 136 s. “Yaşam öykümü, bana yazdıklarımı okuyup doğruları anlatmaya çalıştığımı bildiğinden, hikâyemi anlatmam için izin veren, adil olduğuna ve gelecekte halkıma adalet vereceğine inandığım ve büyük bir halkın şefi olarak kabul ettiğim Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Teodor Roosevelt’e ithaf ediyorum.” diyor Apaçi şefi Geronimo. Kitabı yayıma hazırlayan S. M. Barreett ise amacının “okuyucuya Apaçi kızılderililerinin gerçek yaşamlarını onların büyük şefleri ağzından anlatmak ve Geronimo’ya bir savaş tutuklusu olarak, her esire verilmesi gereken, kendini medeniyetimize karşı yaptıkları için savunma hakkı vermek” olduğunu belirtiyor. Geronimo’nun Apaçi geleneklerini kendi yaşamı ekseninde anlattığı kitap okuyucularla buluşuyor. Bir Beyaz Gecede/ Hikmet Çetinkaya/ Cumhuriyet Kitapları/ 186 s. Usta gazeteci Hikmet Çetinkaya kayıp kadınları, sokak çocuklarını, çocuk fahişeleri, ayyaşları ve uyuşturucu bağımlılarını anlatıyor bu kitabında. Dünyanın iki ayrı ülkesinden, Türkiye ve Amerika’dan insan portreleri çiziyor. Onlarla yaptığı söyleşilerden, küçücük bir andan derin hayatlar yaratıyor. Sokaklara atılmış, toplum dışına itilmiş, sadece yaşamak için ya da iki lokma ekmek için ya da bağımlı oldukları uyuşturucu için küçücük bedenlerini satan çocuklar, her şeyden çok bir parçacık sevgiye, insanca bir dokunuşa ihtiyacı olan kimsesiz çocuklar bu kitabın kahramanları. Çetinkaya sarsıcı bir kitap sunuyor. Yabancı Dil Eğitimi Gerçeği Yabancı Dille Eğitim Yanılgısı/ Sinan Bayraktaroğlu/ Öğretmen Dünyası/ 192 s. “Türkiye’de ‘yabancı dil eğitimi’, Tanzimat döneminde Fransızcanın, Meşrutiyet döneminde Almancanın, İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde de İngilizcenin önem ve güncellik kazandığı bir değişim göstermektedir. Günümüzde yabancı dil eğitiminin gerekliliği ve önemi, özellikle İngilizcenin bir ‘dünya dili’ haline gelmiş olması, Türkiye’nin her zaman gündemini meşgul eden bir konu olmuştur.” Sinan Bayraktaroğlu bu kitabında, yabancı dille eğitimin tarihinden başlayarak tüm zayıf yanlarını ortaya koyuyor. Anadolu’da Büyük syan/ William J. Griswold/ Çeviren: Ülkün Tansel/ Kırmızı Yayınları/ 304 s. Tarihçi William J. Griswold’un bu yapıtı, Anadolu’yu kökten değiştiren Celalilerin güçlenmesine yol açan Haçova Meydan Savaşı’yla başlıyor ve o dönem için büyük Celali hareketinin bastırılmasını simgeleyen Sultan Ahmed Camii’nin yapımına başlanmasıyla son buluyor. On altıncı yüzyılın ilkyarısında Türk ve Müslüman vatandaşlar; baskı, ekonomik zorluklar ve uğranılan haksızlıklar nedeniyle zaman zaman ayaklanmışlar. Griswold bu ayaklanmalarla ilgili olarak Kuzey Suriye’de Osmanlı’dan ayrı bir devlet kurmak isteyen Canbuldaoğlu dışında Karayazıcı, Deli Hasan, Kalenderoğlu Mehmet gibi Celalilerin, Osmanlı siyasi sistemini yıkma ya da bu sistemden ayrılma amacında olmadıklarını, tersine bu sistemin içinde yer almak istediklerini ileri sürüyor. Yaşadıkça – Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları/ Editör: Ayten Zara/ mge Kitabevi/ 360 s. “Ülkemizde maalesef, ruhsal sorunları olup da hiç işitilmeyen, yardım bulamayan ve tedavi edilmeyen insan sayısı tahmin edilenden daha kabarıktır. Bu durum yalnızca psikolojik yardım almanın çok pahalı olmasından ve yardımı veren profesyonellerin sınırlı olmasından değil, insanın yaşadığı sorunlara duyduğu yabancılıktan ve bununla nasıl baş edeceğini bilmemesinden de kaynaklanır.” Ayten Zara’nın editörlüğünde hazırlanan elimizdeki kitap, psikolojik destek alamayan insanlar için tasarlanmış uzun soluklu bir çalışmanın ürünü. İlişki sorunları ve boşanma; hamilelikte ve doğum sonrasında depresyon; alkol ve ¥ madde kullanımı sorunları; çocuk ve ergenlerde CUMHURİYET KİTAP SAYI 1103