Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER Ada’daki Ev/ Nilüfer Kuyaş/ Can Yayınları/ 482 s. Nilüfer Kuyaş’ın ikinci romanı “Ada’daki Ev”, ayrılış travması üzerine yürek burkan bir hikâye. Kuyaş, ilk romanı “Yeni Baştan” gibi bu kitabında da Türkiye’nin siyasi çalkantılarla dolu bir dönemine bakıyor. Romanın kahramanı genç kadın ülkesini terk etmek üzeredir, son birkaç ayını geçirmek için Ada’da ev kiralar. Ancak bu ev, çok geçmeden ona gitmenin kolay olmayacağını gösteren karanlık, korkulu bir yere dönüşür. “Ada’daki Ev”, büyük, güzel ama olanaksız bir düşü gözler önüne seren bir yapıt. Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım/ H. Atillâ Uğur/ Kaynak Yayınları/ 148 s. Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından, emekli Jandarma Albay Hasan Atilla Uğur, Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından sonraki sorgu sürecinde yaşananları “Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım” isimli kitabında dile getiriyor. Öcalan’ı İmralı’da teslim alan ve sorgulayan ekipte görev alan Uğur’un kitabında sorgu günlerine dair ilginç anektodlar dikkat çekiyor. Boksör Böcek/ Ned Beauman/ Çeviren: Sabri Gürses/ Domingo Yayıncılık/ 244 s. Ned Beauman İngiltere’nin en genç yazarlarından, ancak buna rağmen yazdığı ilk romanla en umut vaat eden yazarlar arasına girmiş. Bu ilk roman da şimdi Sabri Gürses çevirisiyle okuyuculara sunulan “Boksör Böcek”. Roman yayımlandığında İngiltere’nin en önemli eleştirmenlerinden çok önemli övgüler almış, hatta Beauman’ı ülkenin en iyi yazarları arasında göstermişler. “Nazi eşyaları koleksiyoneri genç bir adam. Bir elli boyunda, dokuz ayak parmaklı, eşcinsel ve yenilmez bir Yahudi boksör. Üstün ırk yaratma çalışmaları saplantıya dönüşmüş bir aristokrat.” İşte bunlardan meydana geliyor yazarın dünyası. Tarantino’nun henüz yaratmadığı dünyasına benzetilen “Boksör Böcek”, ‘bir büyük yazarın doğuşu’ olarak niteleniyor. Büyük Medeniyet Savaşı – Ortadoğu’nun Fethi/ Robert Fisk/ Çeviren: Murat Uyurkulak/ İthaki Yayınları/ 934 s. “Bu, Ortadoğu tarihinin kronolojisi değil, son bir asırdır askerleri ölüme gönderen ve –Müslüman, Hıristiyan veya Yahudi– binlerce insanı öldüren yalanlara ve aldatmalara karşı tutkulu bir feryat.” Robert Fisk’in Ortadoğu’da Irak, Afganistan, Cezayir, İran, İsrail, Filistin ve diğer savaş alanlarındaki kan banyosu ve zulme, 11 Eylül 2001 katliamına ve Saddam Hüseyin’in acımasız rejiminin devrilmesine dair anlattığı hikâyeler, yeni ve korkutucu anlamlar kazanarak gözler önüne seriliyor “Büyük Medeniyet Savaşı”nda. Usame Bin Ladin ile üç kez görüşen Fisk, 1976 yılından bu yana Ortadoğu’daki çatışmaların ön cephesinde yer alıyor ve insanların çektiği acılar hakkında yazdıkları bugün dünyanın dört bir köşesinde okunuyor. Modern savaşların dehşetine dair, İkinci Dünya Savaşı’ndaki muhabirlerin SAYFA 26 27 EKİM 2011 geleneğini takip eden tanıklıkları hem kuşku hem öfke barındırıyor. Dünya tarihini değiştirecek cinsten bu büyük savaşı anlatan kitap Murat Uyurkulak çevirisiyle Türkçede. 2050/ David Passig/ Çeviren: Nita Kurrant/ Koton Kitap/ 388 s. Dünyaca ünlü gelecek bilimci Prof. David Passig’in yeni kitabı “2050”, geleceğin alacağı şekli bilimsel yöntemlerle inceleyip akıl almaz sonuçlara varan bir kitap. Birbirinden önemli dünya liderlerinin sıklıkla danıştığı Passig’in Türkiye baskısı için özel bir önsözle kaleme aldığı “2050”, gelecek için kafa yoran herekese sesleniyor. Yeni dünya dengelerinden henüz bulunmamış enerji kaynaklarına, on yıl gibi kısa sürede Türkiye’nin de içinde yer alacağı yeni savaşlardan, geleceğin aile yapısına kadar birçok akıl almaz öngörü bu kitapta yer alıyor. Reenkarnasyon Kulübü/ Kaan Arslanoğlu/ İthaki Yayınları/ 296 s. “Sonrasında yaşayacaklarımı, o gün, daha ilk karşılaşmamızdan önce sezmiştim.” Kaan Arslanoğlu, yeni romanı “Reenkarnasyon Kulübü”nde keskin ve ironik bakışlarını bugünün Türkiyesi’ne çeviriyor. Yine zor olanı, şimdiki zamandan kaçmak yerine onun üstüne üstüne gitmeyi tercih ediyor yazar. Ancak Arslanoğlu daha önceki romanlarında yaptığından küçük bir farkla hayata geçiriyor bunu; gerçeküstü bir üslupla ele alıyor tüm bu politik atmosferi. Arslanoğlu yeni romanı “Reenkarnasyon Kulübü”yle tekrar okuyucuların karşısında. Ateşle Oynamak/ Sangtin Yazarları ve Richa Nagar/ Çeviren: Pınar Gümüş, Emine Bademci/ Ayizi Kitap/ 286 s. Kadınlar arasında dayanışma, karşılıklılık ve kalıcı dostluğun ifadesi olan Sangtin, ulaşılması kolay bir hedef değil. Bedelleri var. Sadece Hindistan’da değil, dünyanın her yerinde, Sangtin olmak, Ateşle Oynamak anlamına gelebiliyor. Bu bağlamda kitap da feminist kuram ve eylem arasındaki ilişkiye dair gerçek bir tartışmayı içeriyor. Okkurlarına, cinsiyetin sınıfla, kastla, cemaat ilişkileriyle biçimlendiğini, yerelin küresel ile olan derin bağlarını gören, açığa çıkaran, bu bağların politikasını üreten son derece güçlü bir perspektif sunuyor. Mavi Tilki/ Sjón/ Çeviren: Omca A. Korugan/ Doğan Kitap/ 06 s. İzlanda’nın önde gelen edebiyatçılarından Sjón’dan doğduğu coğrafyanın iklimi kadar keskin ve etkileyici, şiir gibi bir roman “Mavi Tilki” okuyucuların karşısına çıkıyor. Yıl 1883. İzlanda’nın vahşi ve soğuk düzlüklerinden birinde, bir adam Aurora Borealis’in ışık oyunları altında ilerliyor. Adamın ismi Peder Baldur Skuggason ve o bir avcı. Avı ise gizemli ve gizemli olduğu kadar da değerli bir varlık: Dişi bir mavi tilki. Mavi tilki ise çok dikkat etmeli çünkü avcı adeta onun zihnine giriyor, gideceği yönü önceden hissediyor. Ama avcı da dikkat etmeli... Midak Sokağı/ Necib Mahfuz/ Çeviren: Leyla Tonguç Basnacı/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 304 s. Necib Mahfuz’un bu çok sevilen romanının dokusunu Kahire’nin yoksul bir semtinde bir arka sokak ve bu sokağın sakinleri oluşturuyor. Para hırsıyla fahişeliği seçen güzel Hamide’nin çevresinde dönen romanda Mahfuz, “Midak Sokağı”nın insanlarını kuşatan acıları, sevinçleri, kinleri, heyecanları ve aşkları canlı tablolarla, bir Doğu masalının büyülü havasıyla veriyor. İngiliz egemenliğinin hüküm sürdüğü dönemde yaşanan olaylarda halkın telaşlı, kavgalıgürültülü yaşamı tüm renkleriyle gözler önüne seriliyor. Mahfuz’un bütün bir Mısır’ı sığdırdığı sokağı okuyucularını bekliyor. Paulo Coelho – Bir Savaşçının Yaşamı/ Fernando Morais/ Çeviren: Samim Sakacı/ Can Yayınları/ 518 s. Paulo Coelho, kitapları dünya üzerinde yüz milyondan fazla satmış, sayısız ödül kazanmış bir yazar. Türkiye’de de çok sevilen Coelho’nun yaşamöyküsünün de aynı şekilde ilgi uyandıracağı tahmin ediliyor. Üç yıl boyunca yazarın izini süren Fernando Morais, kendi deyimiyle ‘onun yaşamını didik didik etti, özel ilişkilerini derinlemesine inceledi, vasiyetini okudu, ilaçlarını öğrendi, ceplerini yokladı ve aşk maceralarının meyvesi olabileceklerini düşündüğü çocukları aradı’. Hepsinden önemlisi de Coelho’nun kırk yıldır tuttuğu günceleri inceleme şansını yakalamış. Yazarın altmış yıllık yaşamına sığdırdıklarını bir yapbozun parçaları gibi birleştiren Morais, sonuçta ortaya Coelho okurlarının yazarın dünyasını samimiyetle seyredecekleri bir biyografi ortaya çıkarmış. Bir Fransız Romanı/ Frédéric Beigbeder/ Çeviren: Renan Akman/ Sel Yayıncılık/ 224 s. “Bu, kültürlü büyük taşra burjuvazisinin ölümünün ve şövalye ruhlu eski soyluluğun değerlerinin yok oluşunun hikâyesi. Bu, insanları kazandığına inandırarak iki savaş kaybetmeyi, sonra da, hiçbir değişiklik olmamış gibi yaparak sömürge imparatorluğunu kaybeden hüzünlü bir ülkenin hikâyesi.” “Aşkın Ömrü Üç Yıldır”ın yazarı Frédéric Beigbeder yapıtları yabancı dillere en çok çevrilen Fransız yazarlardan. Yazara 2009 yılında Renaudot Ödülü’nü getiren “Bir Fransız Romanı”, gözaltına alınan kahramanın divana uzanıp adalet sisteminin çarklarında kendi kişisel tarihini hatırlamaya çalışmasının hikâyesini anlatıyor. Fransız edebiyatının ‘mavi kanlı serserisi’ olarak bilinen yazar, ağabeyinin ödüllendirildiği bir dünyada cezalandırılan bir kardeşin öyküsünü sunuyor okuyuculara “Bir Fransız Romanı”nda. Bulut Bulut Üstüne/ Ethem Baran/ Doğan Kitap/ 114 s. Ethem Baran’ı daha önce yayımladığı öykü kitapları ve romanı “Yarım” ile hatırlayanlar olacaktır. Baran tüm yapıtlarında sokaktaki sesi ve hüznü, dingin bir edayla taşımıştı hep kalemi¥ ne. Yazar, yaşamın dar ara CUMHURİYET KİTAP SAYI 1132