25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

VİTRİNDEKİLER ¥ yor. ‘Etik Üzerine Değerlendirmeler’ adlı son bölümde ise bizzat bir felsefe disiplini olarak etiğin ne’liği ve olabilirliği tarihselci bakış açısıyla irdelenip eleştiriliyor ve her etiğin bir ahlak, her ahlakın bir etik içerdiği, bir evrensel ahlakın olanağını ortadan kaldıranın tam da bu olgu olduğu ileri sürülüyor. Son Şövalye/ Alexandre Dumas/ Çeviren: Özge Özköprülü/ Arkadaş Yayınevi/ 780 s. “Monte Cristo Kontu” ve “Üç Silahşörler”in yazarı Alexandre Dumas’nın, Paris Milli Kütüphanesi arşivlerinde yüz yirmi beş yıl boyunca saklı kalan son romanı, okyanusları ve kıtaları aşan maceralarıyla, boyun eğmez kahramanıyla, Dumas’nın edebiyat kariyerine başlarken hayal ettiği yapıtlar bütününü tamamlıyor. “Son Şövalye”, aile onurunu, ebedi intikam duygusunu, görkemli maceraları ve cesur kahramanlıkları dinamik bir biçimde ele alarak Fransa’nın Rönesans’tan, kendisinin yaşamış olduğu on dokuzuncu yüzyıla kadar uzanan öyküsünde, çok önemli ve eksik kalan tarihi bir dönemi: Napolyon Çağı’nı anlatıyor. “Son Şövalye”, bu eksik kalan tarihi boşluğu dolduruyor. İstanbul Keşif Rotaları/ Hazırlayan: Pukka Living/ Bilsar Yayınları/ 190 s. “İstanbul Keşif Rotaları”, bağımsız ve özgün duruşuyla fark yaratan, özünde yaratıcılık ve orijinallik bulunduran dükkan ve mekânların parıltısında İstanbul’un haritasını yeniden çıkarıyor. Pukka Living ekibinin eğlenceli diliyle yazılmış, kısa anlatımlar ve fotoğrafçı Axel Öland’ın sıcak karelerinden oluşan kitapta, Galata’daki lastik pabuççudan Pangaltı’nın arka sokaklarındaki indie sanat galerisine kadar şehrin orijinal ve karakteristik adresleri yer alıyor. 50 Soruda Aydınlanma/ Afşar Timuçin, Ali Timuçin/ Bilim ve Gelecek Kitaplığı/ 160 s. “50 Soruda Aydınlanma”da, Afşar ve Ali Timuçin, insan aklının dinsel, geleneksel zincirlerinden kurtulması ve özgürleşmesinin önemli adımlarından 18. yüzyıl Aydınlanma devrimini inceliyor. İncelemelerini oluşum süreci çerçevesinde, yeşerdiği toplumsalsiyasal koşullar, düşünsel kaynakları, düşünürleri, dile getirdiği görüş ve talepleri, bunların yarattığı etkiler, insanlığa bıraktığı miras gibi boyutlarıyla ele alan yazarlar, birçok merak edilen soruyu da yanıtlıyor. İtalya’da Rönesans Kültürü/ Jacob Burckhardt/ Çeviren: Bekir Sıtkı Baykal/ Okuyan Us Yayınları/ 588 s. Jacob Burckhardt’ın “İtalya’da Rönesans Kültürü” isimli kitabı, tarih yazımında çığır açarak sonraki bütün çalışmalar üzerinde bir iz bırakabilmeyi başarmış. Rönesans’ın İtalya’da hangi şartlar altında doğup geliştiğini, birincil kaynaklar ışığında, ustalıkla ve kendine özgü bir üslupla yorumlayan Jacob BurckSAYFA 46 hardt, bireyin doğuşunu da gözler önüne sererek, yirminci yüzyıl tarihçiliğinin en popüler araştırma konularından birinin temellerini atıyor. Kitabın ilk bölümünde, dönemin siyasi tablosunu ele alan Burckhardt, sonraki bölümlerde, Rönesans kültürünü yaratanların başarılarını ve zaaflarını kapsamlı bir şekilde değerlendirerek, bir dönemi ete kemiğe büründürüyor. Türkiye Üniversite Tarihi3, Darülfünun’dan Üniversiteye Geçiş/ Emre Dölen/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/ 660 s. İlk iki cildinde Darülfün’un girişimi, Mütareke dönemindeki gelişmeler, Darülfünun’da öğrenci olayları, fakülteler, tıp fakültesinin kuruluşu gibi pek çok önemli gelişmeyi inceleyen “Türkiye Üniversite Tarihi”, bu üçüncü cildinde Darülfünun’un tasfiyesinden başlayarak Albert Malche’ın Raporu, Mülteci Alman Profesörlerin Gelişi ve Albert Einstein’ın Atatürk’e Mektubu gibi konuları inceliyor. İncelediği tüm bu tarihsel dönemle bugünün üniversite sorunlarına da ışık tutan bu seri, Türkiye’de üniversite tartışmalarının köklerine inilmesini sağlıyor. Küresel Güç Dengesi ve Türkiye/ Gökhan Çapoğlu/ Ansav Yayınları/ 270 s. Gökhan Çapaoğlu’nun çalışmasında, soğuk savaş dönemi sonrasındaki küresel gelişmeler ışığında, Türkiye’ni kurumsla yapılar itibariyle hazırlıksızlığının nedenleri ve sonuçları tartşılıyor. Bugün içinde bulunulan, Çapaoğlu’na göre “çok kritik”, kırılma noktasını aşmak için de alternatif politikalar öneriliyor. Gökhan Çapaoğlu, kitapta yer alacak bu tartışma ve çözüm önerilerin ise ancak küresel güç dengesi nasıl gelişiyor sorusuna cevap verdikten sonra anlam kazanabileceğini belirtiyor. Senaryo Kitabı/ Öktem Başol/ Pana Film Yayınları/ 622 s. “Senaryo Kitabı”, bine yakın film örneğinden yola çıkarak, senaryo yazmanın kurallarını ve dramatik teknikleri sokaktaki insana ulaştırmayı hedefliyor. Senaryo metnine hâkim olma ve iyi bir öykü kurabilme kabiliyetinin yalnızca kitap okuyarak oluşmadığını anlatan Öktem Başol, tüm kuralları yıkacağını söyleyen bir sinemacının her şeyden önce neyi yıkacağını çok iyi bilmesi gerektiğini savunuyor. Başol, kitabın öncelikli işlevinin, bu konudaki kafa karışıklığını gidererek, iyi bir öykünün hangi kriterlere göre yorumlanabileceği konusunda sinemaseverlere yardımcı olmak olduğunu söylüyor. Buz Ay/ Jan Costin Wagner/ Çeviren: Neylan Eryar/ Turkuvaz Kitap/ 336 s. Polis memuru Kimmo Joentaa’nın genç eşi, sessiz bir ölümle dünyadan ayrılmıştı. Joentaa yaşamın tüm anlamının kaybolduğunu düşünüp boşlukta sürüklenirken, Fin landiya’nın Turku kentindeki bürosuna, genç bir kadının uykusunda boğularak öldürüldüğü haberi ulaşır. 2002 yılında “GeceYolculuğu” adlı romanıyla en iyi polisiye roman dalında Marlowe Ödülü’nü kazanan Alman yazar Jan Costin Wagner, “Buz Ay”da polisiye türünün dışına çıkarak katilkurban, suçlupolis ilişkilerinden öte, ölümün kendisine dair anlamlı bir hikâye anlatıyor. Bayezid’in Oğulları/ Dimitris J. Kastritsis/ Çeviren: Ayda Arel/ Kitap Yayınevi/ 242 s. Dimitris J. Kastritsis, 28 Temmuz1402 yılında Ankara yakınlarında Timur ve Bayezid orduları arasında geçen, ardından Bayezid’in yenilmesiyle ülkeyi “Fetret Devri”ne sürükleyen kargaşa ortamına “Osmanlı İç Savaşı” adını veriyor. Kastritsis’e göre bu dönemde Osmanlı mülkü, taht üzerinde talebi olan ve her biri kendini Bayezid’in meşru ardılı sayan ve hem içte hem de yabancı güçlere karşı tutarlı siyasetler güden rakipler arasında bölünmüştü. Bu dönemi İmparatorluğun inşa süreci olarak gören Kastritsis, “Bayezid’in Oğulları”nda bu sıkıntılı zamanları ayrıntılı bir şekilde masaya yatırıyor. İki Cihan Âresinde/ Cemal Kafadar/ Çeviren: Ceren Çıkın/ Birleşik Yayınevi/ 298 s. “İki Cihan Âresinde”, küçük bir uç beyliğinin, kendisini dünya Müslümanlarının lideri ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun vârisi olarak gören, merkezileşmiş bir imparatorluk haline dönüşmesinin izlerini takip ederek, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşu meselesine yeni bir bakış açısı sunuyor. Cemal Kafadar, hem ortaçağ hem de modern tarih yazıcılığını analiz ederek, Anadolu ve Balkanlar’daki iktidar mücadelesi içerisinde, etnik, kabilevi, dilbilimsel, dinsel ve siyasi ilişkilerin nasıl karıştığını ve yeniden düzenlendiğini de gösteriyor. Dede Garkın Süreğinde Cem/ Hüseyin Dedekargınoğlu/ Yurt Kitap Yayın/ 352 s. Bu kitapta, Alevilerin temel ibadeti olan cem, en ince ayrıntılarına kadar anlatılıyor. Aleviliğin mürşit ocaklarından Dede Garkın’ın üyesi Hüseyin Dedekargınoğlu’nun kaleminden çıkan kitap, cem’in ayrıntılı anlatımıyla, bu alandaki boşluğu da dolduruyor. Yazarın cem’in her noktasını çok iyi bilmesi, yeni kuşak dede adayları ve on iki hizmet sahibi adaylarına cem yönetmek için gerekli bilgiyi de sağlıyor. Sinemada Kurgu ve Eisenstein/ Bülent Küçükerdoğan/ Hayalbaz Kitap/ 168 s. İki temel bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde yazar, kurgunun bir sanat olarak gerçekliğini sorguluyor. Ancak bu anlamda bir yargıya varmadan önce, sinemanın yedinci sanat olarak kabulünden bugüne, kurgunun tarihsel sü ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1052
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear