25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş V era Çeykovska, 16 Ekim 1954 yılında Üsküp’te dünyaya geldi. Üsküp Doğa Bilimleri ve Matematik Fakültesi Uygulamalı Fizik Bölümü’nden mezundur. 1974 yılında girdiği Moskova Lomonosov Üniversitesi’ndeki fizik ve Moskova Devlet Sinematografi Enstitüsü’ndeki sinema dramaturjisi eğitimine, sağlık sorunları nedeniyle devam edemedi. Dünya’nın iç katmanları ile ilgili yüksek lisans eğitimini Zagrep Doğa Bilimleri ve Matematik Fakültesi’nde, doktora eğitimini ise Üsküp Kiril ve Metodiy Üniversitesi’nde tamamladı.. Mezunu olduğu fakültenin Sismoloji Gözlemevi’nde çalışmaktadır. 1975 yılında yayımlanan ilk şiir kitabı “İnsan ve Kapı”da yer alan “Patetik Senfoni” şiiri, 1976 Genç Struga Ödülü’ne lâyık görüldü. Makedonya’da ve yurt dışında yayımlanan Çağdaş Makedon Şiiri antolojileri ve seçkilerinin pek çoğunda şiirlerine yer verildi. Fizikle iç içe yaşayanyaratan Vera Çeykovska’nın şiirini okurken, dilfizik, duygufizik, düşüncefizik, anlam fizik, şiirfizik etkileşiminden geçmiş, çağcıl şiir deneyleri içinde oluşmuş kendine özgü şiir yaratıcılığıyla karşı karşıya oldu iir Atlası CEVAT ÇAPAN Vera ÇEYKOVSKA/ Şiirler/ Metin ve Çeviri: Suat ENGÜLLÜ ‘ Hareketsiz dudaklarımızın üzerine Donmuş sözcükler Yerleştiriyoruz’ ğumuzu unutmamalıyız. Bir bakıma Kuantum Kuramı’nın özünde yatan doğanın, yani evrenin, yani dünyanın, yani insanınbir bütün içinde ele alınması gereğini esas alan şiir deneylerini gerçekleştirebilmek uğruna çoğu zaman şiirin sınırlarını olabildiğince zorladığını da. Kuşağının değerli şairlerinden Sande Stoyçevski’nin yaptığı bir söyleşide “kvantum mekaniği, pek çok psikanalizci ve filozof tarafından zerk edilen belirlenimci karanlığı kovsun diye, insan ruhuna büyük miktarda aydınlık dökmektedir” diyen şair, şiir yaratıcılığında, “kvantum mekaniğinin makro kosmosmikro kosmos ilişkisinin” var olma olasılığına dikkat çekmektedir. Çağdaş Makedon Şiiri’nde alışılmışın dışına çıkan, ne denli zor olsa da tercihinin doğruluğu inancı içinde alışılmışın dışında kalmaya devam eden Çeykovka’nın şiirini bir cümleyle özetlemek gerekirse, biricik niyetinin, yazdığı şiirleri, “Ben + Dünya” felsefesi bağlamında, zaten şiirin temel işlevi olan, yaşantılar, tecrübeler ve düşünceler arasında kurulacak yeni ve inandırıcı bir bütünlüğe ulaştırmak olduğu söylenebilir hiç kuşkusuz. Çok Sıcak Diyar gerçekliğin bütün kavurucu sıcaklıkları çoktan kurumuş bir otun üzerine çöküverdi... Güneş, yalap yalap yanarak gözden kayboluyordu. Mavi açlık içinde... Yılanlar da ateş sıçramalarıydı. Kızgın dillerdi... Sesi kurutan ve ufalayan... Tınıyı alevlendiren... Yeryüzündeki yarık, dallanıp budaklanarak, aklın ötesine kadar derinleşiyordu... Taş kendi şekline katlanamıyordu artık... İlk yapılarım yıkılıyordu, herhangi bir iz bırakmadan... Bir şeylerin manzarayı anımsayacağının biricik umudu kartaldı... Çok eski bir döl yatağından gelen çok eski bir göz... İnsan ve Kapı İnsan Kapıyı kapattığı zaman Çabucak ve gürültüyle Kapatır Cam Ahşap Demir Gövdesi Ardında Sayısız Görüntüler Sözler Yansımalar Ölü doğalar Canlı anılar Bırakarak Fakat kapı Kendiliğinden kapandığı zaman Son derece yavaş Kapanır Saydam olmayan Gövdesi ardında Ölü bir alan Bırakarak Kuyu Gereksinimimizin Berrak gözü Seni yaptık Ve unuttuk Ama sen aynanda Kendimizi Kaygısız Gülümser Gördüğümüz o günleri Sakın unutma Derinliklerinde Gizlerimizi gizleyiver Bugün bile Seni ziyarete Gelenlere Mavi Ve saydam Serinliğini Saklayıver Kutu aşınmış incileri kesilmiş halkaları kopmuş gerdanlıkları mücevher kutusuna koyuyorum Sonra da kutuyu çekmecelere sandıklara dolaplara atıyorum Unutuyorum Dil ve gözkapakları yorgun düşünce de kendiliğinden çıkıyor ortaya açılıyor iyileştirilmiş incileri birleştirilmiş halkaları eklenmiş gerdanlıkları bana geri veriyor Bakıyorum: kutunun içi karanlık ve verimli Mozaik Kırılan yalınlığımızın Rengârenk parçacıklarını Birleştirerek Bütün hâline getiriyoruz Suretimizi Hareketsiz dudaklarımızın üzerine Donmuş sözcükler Yerleştiriyoruz Buğulu Gizli gözler Belirsizliğimizin Siyah perçemlerini Kararsızlığımızın Solgun yüzünü Taşlaşmış adımlarımızı Arıyoruz kendimizi Ne kadar belirli Olsa bile O taşlaşmış ifade Yitiriyor anlamını Orada olmayan gökyüzünün Parçacıkları altında Deney Elmanın üzerine eğdim başımı Yumuşak kılıfından bıçağı çektim ve kestim: parçaları özenle ayırıyordum, yutuyordum. Işık rengini değiştiriyordu, çekirdekler göründü. Çekirdekleri kesmek için farklı bir açı belirledim. Sıçrıyorlardı. En etkili asitlerden döktüm üzerlerine. Çoğalıyorlardı. Yer değiştiriyorlardı. Isırdım. Isırmaya devam ettim yıllarca. Isırıp dururken böyle kendi tanelerimin tadını aldım ? Not: Vera Çeykovska şiirlerinin devamı gelecek sayıda... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1052 SAYFA 38
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear