22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bir arkeoloji ve tarih kitabı: Milas Çomakdağ Milli Reasürans T.A.Ş., “Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Mimari” projesinin üçüncü kitabını İsveç Uppsala Üniversitesi işbirliğiyle ve İsveç Konsolosluğu’nun katkılarıyla yayınladı. Ë Burcu KARABAŞ ilas Çomakdağ: Güney Ege Bölgesi’nde Arkeoloji ve Kırsal Mimari de, projenin ilk ve ikinci kitapları Doğu Karadeniz’de Kırsal Mimari ve Kuzeydoğu Anadolu’da Mimari gibi ekibin titiz, zahmetli ve zaman alan çalışmalarıyla oluşan değerli bir kültürel belge. Kitabın tasarımı Amélie Edgü, Ali Konyalı, Figen Kuzucu ve Murat Ural’a ait. İki dilde (Türkçeİngilizce) bir eser olması da yayının benzersizliğini ayrıca vurguluyor. Milas Çomakdağ bölgesinin tarihi ve kültürel öneminin fark edilişi, 1948 yılında İsveç Uppsala Üniversitesi’nden Profesör Axel W. Persson’un bölgeye yaptığı geziyle başlayan bir hikâyeye dayanıyor. Persson’un, Karia’nın kutsal kenti Labraunda’yı bulmasıyla birlikte 1600 yıldır keşfedilmeyi bekleyen bir kültürün ortaya çıkışının ardından, onu yaşatmaya çalışan Çomakdağ Türkmenleri araştırmacıların ilgi alanı oluyor. Şimdi, 2010’un ilk ayında ise Milas Çomakdağ’da binlerce yıldır sürdürülen yaşam kültürü ile Karia kralı Maussollos tarafından inşa ettirilen Labraunda yöresinin gizledikleri, çarpıcı fotoğraflarla zenginleşen daha önce yayınlanmamış özgün bilgi ve anlatımlarla ilk kez okuyucuyla buluşuyor. Proje yönetmenliği ve küratörlüğünü Amélie Edgü’nün, asistanları Ayşe Gür ve Şebnem Günaydın ile birlikte yaptığı kitabın bilimsel danışmanlığı Prof. Dr. Afife Batur’a ait. Figen Kuzucu ve Murat Ural’ın editörlüğünde incelenen ve belgelenen Milas Çomakdağ bölgesinin metinleri Afife Batur, Lars Karlsson, Fede Berty, Olivier Henry, Jesper Blid, Abdülkadir Baran, Birgit Öhlinger, Peter Ruggendorfer ve Murat Ural tarafından yazıldı, fotoğrafları ise Ali Konyalı tarafından çekildi. Kitabın açılış yazısı, Labraunda ve Çomakdağ bağlamında “Yer’in Ruhu”nu arayan Afife Batur tarafından kaleme alınmış. Yazıyı takip eden ilk bölüm, Karia’nın kutsal kenti Labraunda’yı ve çevresini ele alıyor. Labraunda Kazı Başkanlığı’nı yürüten Uppsala Üniversitesi’nden Lars Karlsson’un, kutsal alanın tarihi bağlantılarını ve yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan kalıntıları anlattığı yazısı, detaylı fotoğraflar ve çizimlerden oluşan nitelikli bir görsel malzeme ile destekleniyor. Labraunda’nın tanrısının kim M olduğu sorusuna yanıt arayan ve kutsal alanın kaynağını mitolojik kaynaklardan da destek alarak inceleyen sayfaların ardından, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nden (IFEA) Olivier Henry’nin kaleminden Karia, Karialılar ve Labraunda ilişkisi anlatılıyor. Milat öncesinden sonrasına geçiş, Jesper Blid’in Roma ve Bizans döneminde Labraunda’ya ilişkin bilgi verdiği sayfalarda gerçekleşiyor. Ardından, Olivier Henry kazı sürecine eşlik eden karar ve düşünceleri de paylaştığı yazısında kültürel mirasın önemli bir bileşeni olan Labraunda Nekropolü’nü ele alıyor. Abdülkadir Baran’ın Labraunda’ya giden kutsal yol ve dönemin çeşme yapılarıyla ilgili incelemesi ile Öhlinger ve Ruggendorfer’in birlikte kaleme aldığı Kuzey Karia yerleşimi Alinda’nın tarihini, kitabın ikinci bölümü izliyor. Bölüm, Milas Çomakdağ köylerine ışık tutuyor. İlk sayfalarda, bölgenin yerleşim modeli, yapı tipolojileri ve öğeleri ile kullanılan bezemeler; araştırmaları görselleştiren haritalar, çizimler ve fotoğraflarla sunuluyor. Yine bu bölümde, aynı zamanda kitabın editörlerinden Murat Ural, evrenin yaratılış efsanesinden, yerleşim alanının kutsallaştırılmasına, bu kutsallığın tarih boyunca geçirdiği dönüşümden köylerdeki yaşam tarzına uzanan bir kurguyla Çomakdağ köylerini bölgenin kültürel mirası ışığında incelemeye alıyor. Kitabın 1948’de yapılan keşifle başlayan bir heyecanın ürünlerini adım adım okuyucuyla paylaşan bir belgeleme özelliğine ek olarak, önemli bir görev üstlendiğini de unutmamak gerekiyor. Metinlerin tümü, nitelikli ve güvenilir kaynaklara dayanıyor olmasının yanı sıra, bölgede uzun yıllar çalışmış ve bu yorucu araştırmaya gönül vermiş akademisyen ve araştırmacıların kişisel hassasiyet ve ilgisinden kaynaklanan bir özgünlük ve çeşitlilik sergiliyor. Birçok araştırma ve belgeleme yazısının ne yazık ki barındırdığı “okunduktan sonra bilginin zihinde yer etmesine engel olan tekdüzelik ve heyecan eksikliği”, “Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Mimari” serisinin diğer iki kitabında olduğu gibi Milas ÇomakdağGüney Ege Bölgesi’nde Arkeoloji ve Kırsal Mimari’de de söz konusu değil. Afife Batur, önsözü bitirirken “Herhangi bir koruma projesi ya da bir ‘koruma/ kalkınma projesi’ olmadan tarih, coğrafya ve doğa bütünlüğünün kendini koruması ve sürekliliği beklenemez. Projemiz, bu bağlamda bu kültür varlıklarının doğasını, özelliklerini ve taşıdıkları anlam bağını olabildiğince belgelemek, tanıtmak ve var olduğuna inandığımız potansiyele işaret etmek amacını taşıyor” diyor. ? Milas Çomakdağ: Güney Ege Bölgesi’nde Arkeoloji ve Kırsal Mimari/ Yay. Haz.: Figen Kuzucu, Murat Ural/ Milli Resürans Sanat Galerisi Yayınları/ 256 s. Anıtsal Merdiven, Giriş (propylon) Alanı’ndan Andron B ve C terasına çıkış, doğudan görünüş. SAYFA 16 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1045
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear