26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş 924’te doğan şair yaşamının çoğunu, kentsel ya da kırsal yaşamının aşırı sertliğiyle şiirini büyük ölçüde keskinleştiren İskoçya’da geçirdi. Kitapları enzimolojiden dağcılığa kadar pek çok konuyu kapsar. Bir ömür boyu süren deniz ve ırmak yüzücülüğü onun Yabanıl Su Ne Kadar Durgun adlı şiir dizisine ilham kaynağı olmuştur. ‘Olağanüstü bir doğa üzerinde belirgin bir biçimde İskoçya ve onun soğuk okyanustan sınırıDutton’ın güçlü ve kusursuz şiirleri, yuvarlanan bulutların arasından ışık şaftları gibi çakar. Onlar aydınlanmalardır. Her şiir koskoca bir zaman perspektifinde var olur… Sanırım o, zamanımızın en iyi şairlerinden biridir’ Anne Stevenson. iir Atlası CEVAT ÇAPAN G. F. DUTTON/ Şiirler/ Çeviren: Nice Damar ‘deniz tabanında ne kadar derin olursa olsun duyarsın fırtınayı’ 1 dağıttılar geceyi; yetkinler. ırmak akıyor öteden pırıldıyarak. boru hattı yitiyor içinde ormanın. çok uzakta değil, otoparkta bir adam oturuyor direksiyonunda arabasının. oldukça dingin. ölü sabahtan beri. YOLCULUK Bir kükremeyle kuzeye yöneldi, sonra koştu sızlanarak güneye doğru, uzun yeşil damlalar güneşte sığırların mutlu olduğu, insanlar Alba, Caledonia demişler ona, İskoçya diye söz ettiler ondan, şimdi bizim kanat uçlarımız altında, beş dakika boyunca gösterir hünerlerini, bir püskürmesi kar’ın. YABANIL SU NE KADAR DURGUN yabanıl su ne kadar durgun sen ona binerken sen vururken onun yüksek beyaz kalçalarına, denetim sendeyken; ne zaman sen karar verirken buna, kayaların inlemesi diner topuğunda. sen saldırdığında sessizce içine patlar yürek. FIRTINA deniz tabanında ne kadar derin olursa olsun duyarsın fırtınayı. devinişinde sessizliğinin parçacıkların ileri geri, yavaş direnişinde büyük gövdenin, sıkıca sarıldığın. ama yok daha fazlası. ve küçük balık aramak gibi umutsuz gezgin olarak geçmek. ? SAYFA 23 CRAIGSTON’DAKİ GÖKDELENLER Dinelir Craigston’daki gökdelenler bir deri bir kemik çıplak toprakta, yıkanmış fırtına ve güneşle ve bulut gölgeleriyle durmadan yuvarlanan arkadaki çıplak tepelerden, her biri keyifsiz dik dik bakan rüzgâra; ki her gece sarılır birbirlerine ve ışıkla titrerler. FINDIK AĞAÇLARI kuru yapraklar altında fındık ağaçlarının. çıplak dallar, coşkun. kuru bir rüzgâr ve çıplak bir güneş sıradan bir günde kışın içine inmiş. ses yok. kuş yok çevrede. ve bir fındık ağacı içinde bir fındığın, boş elimde. PASTORAL ŞİİR kıyıdaki motor su pompalıyor. kararlı, kendi döngüsü içinde kamburlaşmış. duman ve tekleyen gölgeler büyük bir sessizlik oluşturdu. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1040
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear