22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

¥ luşturan önemli bir kapı “Kitap”... Çoraklaşan günlerimizde, bizleri kalemlerin ucundaki insan dünyalarıyla buluşturan, edebiyatımızın atardamarı, Cumhuriyet Kitap‘a daha nice bin yıllar… Sema Kaygusuz: 1000 sayı boyunca kitaba dünyadan pay ayırmak demek, kendi kendini tüketen insanlığı en az bin kez uyarmış olmak demektir. Kendimi bildim bileli bu sayfalarda kim bilir kaç yazarla tanıştım, kaç kitaba uzandım. Burada, hayata paralel düşen bu bağımsız evrende, kitaplarla kurulan zamanların nabzı hiç durmasın. Cumhuriyet Kitap için emeği geçen herkesi, başta Turhan Günay’ı, gönülden kutluyorum. Edebiyatın kendine kapalılığı kendi zamanını yaratma hikmeti, kendi kendini derinleştiren ve çoğaltan hayata paralel bir evrendir. Selçuk Altun: Cumhuriyet Kitap bir haftalık gazete eki olmanın ötesinde bir misyon yüklendi;nitelikli kitabın ve yazarının veya şairinin destekçisi oldu. Kitabevlerine, kütüphanelere, toptancılarına veya kitapçokseverlere hitap eden bir yayıncılık haber dergisinin bulunmadığı ortamda bu gereksinimi karşıladı. Altı Türk’ün yılda bir kitap okuduğu süreçte 1000. sayıya ulaşmak takdire şayandır. Cumhuriyet, bu bağlamda da diğer gazetelere öncü olmuştur. Cumhuriyet Kitap dergisinin 1000. sayısına dek ona katkıda bulunanlara gönülden teşekkür ederim. Nezihe Meriç: Biz Cumhuriyet çocuğuyuz; dededen, babadan, böyle... Cumhuriyet’le büyüdük. “Ne mutlu bize Cumhuriyetçiyiz!” duygusunu, eksisiyle artısıyla hiç kaybetmedik. Cumhuriyet denen Cumhuriyet’in varlığı her zaman bize karanlığın ta dibindeki; çok uzaktaki ışık oldu. Biz, hep o ışığa doğru çabaladık; bu çaba bizim yaşam gücümüzü arttıracak. Bu gücü yok edeceğini sananlar buyursunlar. Biz hep buradayız. Süreyya Berfe: Kitap ekini 1000. sayısına ulaştıran herkes sağ olsun, var olsun. Kitap ekimize nice yıllar dilerim. Ahmet Telli: Cumhuriyet Kitap, benzerlerini yarattığı için öncü sayılabilir. Kültürün magazinleşmesine karşı önemli bir sığınma evi de diyebilirim. Kitabı savunmak, yazılı kültürün savunulması ise bunun SAYFA 26 yaşadığımız coğrafyada ne denli önemli olduğu da ortadadır. Alçakgönüllü ama ısrarcı, ödünsüz ama buluşturucu niteliğiyle 1000. sayıya ulaşması, kültürün direnişle özdeşleşmesine de çağrı olsa gerek. Demokratik kültürün yerleşmesinde adından söz ettireceği umuduyla nice sayılara Cumhuriyet Kitap… İbrahim Yıldırım: Cumhuriyet Kitap, bence bir kitap eki olmanın ötesinde; okumaya, yazmaya gelişmeye katkılar sağlayan çok önemli bir kültürel etkinlik. Dahası tanıtım ve duyuru olanakları sunması ve bu konuda örnek olmasıyla ülkemizde kitap yayıncılığının sektörleşmesine de katkılar sağladı. Ben, Çerçeve‘den başlayarak yıllarca, hemen her sayıda “Sarı Sayfalı Kitaplar” başlığı altında denemeler yazdım; bu uğraşım Cumhuriyet Kitap‘ta da sürdü. Sonraları Cumhuriyet Kitap‘ta söyleşilerim yayınlandı, kitaplarımla ilgili yazılar çıktı. Cumhuriyet Kitap‘ın etkinliğinin giderek artacağı, yayıncılık sektörüne, okurlara, yazarlara katkılarını sürdüreceği umuduyla emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 1000 sayı, yazması kolay, söylemesi kolay, tıpkı bir çırpıda Milenyum dememiz gibi. Oysa başta edebiyatımız olmak üzere ‘Cumhuriyet Kitap’ların içinde saymakla bitmeyecek binlerce şey barınıyor, saklı duruyor… Keşke bütün sayıların ulaşılabileceği bir arşiv olsa! Emin Özdemir: Cumhuriyet Kitap, yayımlandığı günden bu yana hem tasarım hem de içerdiği yazılar yönünden, kitaplarla okurları buluşturma bağlamında, sürekli bir değişim süreci içinde olmuştur. Bu yönden okurların belleğinde saygın bir yeri vardır. Öyle ki Cumhuriyet’i her gün okumamalarına karşın salt kitap ekinin yayımlandığı günlerde gazeteyi alanlara tanık olmuşumdur. Kuşkusuz her kitap eki, bağlı olduğu gazetenin yayın ilkeleri doğrultusunda sürdürür yaşamını. Bu açıdan Cumhuriyet Kitap’ın magazinsel yönelimli, düşünsellikten yoksun, cıvık yazılara sayfalarını kapalı tutuşu, onunla ilgili bir başka gözlemimdir. Buna kafaları kirleten, çağdışı, tutucu, küflü yazıları da eklemeliyim. Cumhuriyet Kitap için söylediklerim bir tür övgü gibi algılanmasın. Öteki kitap eklerine bakarak söylüyorum bunları. Peki, hiç mi eksikli yanı yok Cumhuriyet Kitap’ın? Kendilerine sayfa özgülenmiş kimi arkadaşların sık sık aynı konuları yineler duruma düşmesi. Eh, bu kadar kusur, kadı kızında da bulunur. Her hafta bizi kitapların dünyasına taşıyan Cumhuriyet Kitap’ın bu 1000. sayısında hazırlayıcıları Turhan Günay ve ekibine sevgiler… Şükrü Erbaş: Kitap okumaya yılda ortalama 6 saat ayrılan bir ülkede; kitabın, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada olduğu bir ülkede; nüfus ortalamasının ancak on yılda bir kitap okuduğu bir ülkede; on binde bir kişinin düzenli kitap okuduğu bir ülkede, bir kitap dergisi çıkaracaksınız; bu dergiyi 1000. sayıya ulaştıracaksınız; bu dergi kendi alanının örneğini oluşturacak; okuyan bu “uçsuz bucaksız azınlığın” akıl defteri olmayı başaracak; üstelik bunu nesnel bir tutum içerisinde yapacak; dergideki metinlerle karikatür, fotoğraf ve resmi büyük bir uyumla kullanacak… Ne denebilir ki… “Dünya delilerin yüzü suyu hürmetine dönüyor” der Hasan Ali Toptaş. Kesinlikle öyle oluyor. Akıl defterimin emekçilerini, yöneticilerini kalbimle kutluyorum… Faruk Duman: Bin yıl yaşasın... Türkiye’de yalnızca edebiyat dünyasının değil, bütün bir yayıncılık, kitapçılık sektörünün soluk aldığı bir dergi, Cumhuriyet Kitap. Öbürleri gibi. Ama benim tanıştığım ilk haftalık kitap eki olması sanırım onun yerini başka kılıyor. Bin sayı, çok önemli; her hafta düzenli olarak izleyenler bilir, ne büyük bir birikim oluştu bu bin sayıda. Yalnızca kitap tanıtımı değil, ne değerli denemeler, eleştiri yazıları yayınlandı. Bu tür dergiler, bizim olanaksızlıklar içinde yürüyen, yürütülen yayıncılığımız, edebiyatımız için bir varlık belirtisi, bir vitrin görevi görüyor, bir köprü. Düşünenlere, hazırlayanlara ve bunca yıl emek vermiş herkese bir kere yetmez, bin bir kere teşekkür etmeli. Birhan Keskin: Kültür sanat ve edebiyatta “başıbozuk” çıkışlara ne kadar ihtiyaç varsa kurumsallaşan yapılara da bir o kadar ihtiyaç vardır. Bugün Türkiye’de gazetelerin birçoğu kitap eki veriyorsa bunun yolu Cumhuriyet Kitap ile açıldı. Sanıyorum kırk sayı sonra Cumhuriyet Kitap “uzun boylu” bir genç olarak 20. yaşını dolduracak. Cumhuriyet Kitap’a başından itibaren emeği geçen bütün yazarlarımızı ve CK’nin yayın ekibini kutluyorum. Mustafa Şerif Onaran: Bir kitap ekinin görevi yalnızca tanıtım mıdır? Eleştirel bakış okura görmeyi öğretmelidir. Gereksiz sataşmaların dışında kalmalı kitabın aydınlığında insanı bir iç yolculuğa çıkarabilmelidir. Cumhuriyet Kitap‘a böyle bir ön düşünceyle yazıyor değilim. Sözcüklerin anlam derinliği, anı, yükü, çağrışım gücü beni de bir yerlere götürüyor. Oraları okurlarımla birlikte göreyim istiyorum. Cumhuriyet Kitap‘ta böyle bir yazı serüveninin tadını çıkarmaya çalışıyorum. Bir de bakıyorum bininci sayıya ulaşmışız. Demek yirmi yılı geride bırakmışız. Nice yirmi yıllara... Mavisel Yener: Dostlarım bilir, Cumhuriyet Kitap yayımlanmaya başladığından bu yana, her sayıyı saklıyorum; yüz sayıda bir ciltleniyor onlar. 1000.sayı için güne birkaç söz düşürmem istendiğinde, kaybolup gittim o ciltler arasında. Ciltlere baktığımda gördüğüm şu; kapakları yan yana koyduğunuzda, yirminci yüzyılın sonu, yirmi birinci yüzyılın ilk demlerinde Türk ve Dünya yazınının, yayıncılığının ve dergiciliğinin tarihi, film şeridi gibi akıyor gözümüzün önünden. Yazıları, görselleri ve hatta ilanlarıyla öylesine bir belgesel ki, ışık tutacak araştırmacılara. Bininci sayıda bir muştu vermek isterim ki, bugün artık Cumhuriyet Kitap ekini yedi yaşındaki okur da izliyor. Yıllar önce atılan tohumlar çoktan yeşerdi. Aytül Akal ve Turhan Günay çocuklarla gençlere inandılar çünkü! Geleceğin okurunu yetiştirmek gerekliydi. Cumhuriyet Çocukları’ndan öylesine mektuplar geliyor ki, onlar okuyor, düşünüyor, görüyor, duyuyor, duyumsuyorlar her şeyi… Sevgili İlhan Selçuk için “İlhan Dede, seni özledik…” diye yazmıştı sekiz yaşındaki bir okurumuz. Şimdilerde de “Mustafa Balbay amcaya uçurtma yaptım, onu bekliyor…” diye yazıyorlar bize. Akıl erdiremiyorlar olanlara. Cumhuriyet takımı çocukların da katılımıyla büyüyor. Nice bin sayılarda onlara devredeceğiz bu bayrak yarışını. Çalışanı, okuru, yazarıyla tüm zorluklara karşın ayakta kalabilmeyi başardı Cumhuriyet Kitap. Bu alandaki yolculuğuna, ilkeleri ışığında, hedeflediği yönde, bin sayısının sonsuzluğunca devam etmesini diliyorum. Aytül Akal: Cumhuriyet Kitap ile “ilk”lerini yaşayan bir yazar olarak, 1000. sayıyı tüm heyecanım ve içtenliğimle kutluyorum. “Beş” yıllar Cumhuriyet Kitap eki serüvenimde hep dönüm noktaları olmuştur. 1992’de ilk kitabımla ilgili ilk gazete yazısı, Cumhuriyet Kitap’ta çıktı. Beş yıl sonra, 1997’de çocuk kitaplarıyla ilgili bir sayfa açılması için birçok gazeteyi dolaştım, yazı işleri müdürleriyle konuştum. Böyle bir sayfanın ilgi çekmeyeceği, kimsenin okumayacağı görüşüyle geri çevrilirken, yine ilk kez Cumhuriyet Kitap olumlu yanıt vererek, çocuk kitapları için sayfa ayırdı. Beş yıl sonra, bu zevkli ama yorucu görevi Nilay Yılmaz’a devrettim (2002). Beş yıl sonra, tekrar göreve çağrıldım (2007). Cumhuriyet Kitap‘ın çocuk edebiyatı alanında ilklere cesaret ederek birçok yayın organına öncülük etmesi ve esin vermesi arşiv bilgilerinde saklıdır. Şimdi en merak ettiğim... 2011’de acaba nasıl bir değişime öncülük edecek Cumhuriyet Kitap eki... Kitap ekinin görünen ve görünmeyen yüzündeki tüm ekip arkadaşlarımı sevgiyle selamlıyorum. Başarının sırrı, ekip ruhunda ve “Cumhuriyetimizi” sevmekte... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1000
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear