22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Değinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Bir kültür elçisi: Talat Sait Halman iir bir başka dile çevrilebilir mi? Türkçenin dizeye yansıyan özellikleri bir başka dilde yaşatılabilir mi? Bir başka dilin şiiri Türkçeye aktarılırken gerçek gücünü koruyabilir mi? Dahası, dil içi bir çeviri yapıldığı zaman bile şiirin özgün yapısı ayakta durabilir mi? Sıradan bir düzyazıda, biçem özellikleri tam korunamasa da, ayrıntılı anlam derinliğine varılabilir. Ama şiir gibi özel yapısı olan bir çalışmayı bir başka dilde yaşatmak kolay değildir. Gene de şiir çevirisiyle uğraşanlar nice tanımadığımız duyarlıkları kendi dilimizde yaşatmak istiyorlar. Bunu yaparken dilin gücünü, ayrıntılara işleyen özelliklerini daha iyi öğrenmemize, yeni biçem olanaklarını tanımaya yardımcı oluyorlar. Ancak bir ozan şiir çevirisine girişecek olursa, bu duyarlığın gizlerine daha iyi varabilir. Şiirin dokusunu yeniden oluştururken yalnızca çeviriyle yetinmez, yeni bir şiir yazmanın coşkusunu duyar. Hele çevirdiği ozanla kendi şiiri arasında bir kan bağı varsa, çevrilen şiire daha kolay alışılır. tünleşir. Belki de şiir çevirisi, dilin olanaklarını kullanarak yeni bir yola yönelmeyi kolaylaştırır. Talat Sait Halman, şiir çevirisinde nasıl bir güçlüğün üstesinden gelmek gerektiğini şöyle açıklıyor: “Düzyazıda, genellikle, anlamı doğru aktarmak zorundasınız. Tiyatro yapıtlarında, konuşma dilinin karşılıklarını bulmak elverir. Ama, şiirde, özlü, yoğun, bazen muğlak, karmaşık, çok anlamlı, gizemli söyleyişlerin hakkını vermek gibi bir görev üstleniyorsunuz. Hem de, şiirin yapısını, veznini, ritmlerini, musikisini başka bir dilin estetiğine uyarlamak gerekiyor. Düzyazıyı kelime kelime aktarmak mümkündür; mekanik bir işlem gibi düşünebiliriz bunu. Çok uzak olmayan bir gelecekte, birçok metni bilgisayarlar çevirebilecek. Şiir çevirisi ise, bir ‘yeniden yaratma’dır. Bilgisayarda hiçbir zaman bulunamayacak olan bir ruh ile yapılabilir ancak. Heyecan, duygu, aşk, sezgi, önsezi, ilham olmadan gerçekleştirilemez. Deha eseridir denilebilir.” (ÇİÇEK DÜRBÜNÜ, Gülenay Börekçi’nin Yaptığı Söyleşi) TOPLU ŞİİRLERİ Talat Sait Halman’ın “Toplu Şiirleri”, ÜMİT HARMANI adıyla toplandı. (ÜMİT HARMANI, Toplu Şiirleri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2007). Talat Sait Halman, toplu şiirlerine ÜMİT HARMANI adını verirken göbek adı Ümit’i kullanarak, değişmeceli bir anlam derinliği kazandırmak istemiş. Tek bir dizeden destansı şiirlere doğru, Halman’ın yaşama serüveninin yorumu olarak bakmalı bu şiirlere. Aruzu kullanmak hüner sayılmaz. Ben bile yazılarımda kimi tümceleri aruz ölçüsüyle kurarım. Önemli olan şiirdeki o iç uyumun gizlerine varabilmektir. Yerine göre, iyi düşünülmüş tek bir dize bile, belleğimizde yankılanarak yaşamasını sürdürür. Koca Ragıp Paşa, “Eğer maksud eserse mısraı berceste kâfidir” diye boşuna söylememiş. Halman’ın şiirindeki dörtlüklerin kimi “tuyuğ”, kimi “rübai” biçiminde. Halman, aruz ölçüsündeki değişikliğin dışında, dört dizeden, duyarlı bir düşünce derinliğini anlatmak, insana değişik bir yorumla bakmak, kendimizde çoğalmak olanağını vermek istiyor. Artık duyarlıkların anlamı kalmayan bir dünyada yaşıyorsak, sevi ilişkileri yozlaşmışsa, hangi yola baş koyacağımızı bilmediğimiz bir “Çöl”de yitip gitmiş sayılırız. Talat Sait Halman’ın bir “tuyuğ”unda bu duyarlığa tanımaya çalışalım: “Son ufuk yitmiş de kervan bilmiyor; Çölde bin yol var da sarvan bilmiyor. Vahalardan gelmez artık ses ve suAşk ölüp gitmiş, şadırvan bilmiyor.” KENDİNE ALDIRMAYAN BİRİ Talat Sait Halman gibi çok yönlü bir ozanın şiiri üzerinde ayrıntılarıyla durmak gerekir. Bu yazının sınırları buna yetmez. Temmuz 1971’de Kültür Bakanlığı yapması; “Bu solcunun burda işi ne?” diye, kimi bağnaz siyasetçilerce yadırganmıştır. Kimi yurt özlemi çeken solcular da onun böyle bir görevi üstlenmesini, özgürlüğün sınırlanmasında kulanıldığına inanmaktadır. Dönemin siyasetçileri Talat Sait Halman’a ancak 5 ay katlanabildiler, Aralık 1971’de Kültür Bakanlığı kaldırıldı. Tanıdığım Talat Sait Halman, kendine aldırmadan, en zor koşullarda bile iyi şeyler yapmaya özendi. Kendini önemsemez görünerek yaptığı işe önem verdi. Alçakgönüllü görünüşünün altında bir hakkı yenmişlik mi vardır? Siz bakmayın sesi yüksek çıkan yeteneksizlere. Edebiyatımız adına Talat Sait Halman’a çok şey borçluyuz. ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Ş Orhan Veli’nin Charles Cros’tan çevirdiği “Çirozname”, tam da bu anlayıştan geçmese bile, bana başarılı bir şiir çevirisi olarak görünür. Sabri Esat Siyavuşgil’in “Yedi Meşaleciler”den gelen ozan kimliği çoktan unutuldu. Ama Edmond Rostand’ın “Cyrano de Bergerac”ını çeviren Siyavuşgil, çeviri şiirinin en başarılı örneklerinden birini vermiştir. Kimi zaman şiirin tam çevirisi anlamsız olur da, anlam çevirisine biçem özelliği kazandırmak, şiiri yeniden yaratmak anlamına gelebilir. Ama şiirin gizli dokusunu bilmeden çeviriye girişmek de başarı sağlamaz. ŞİİRİN ANLAMINA VARMAK Talat Sait Halman’ın bir sözünü anımsarım. Melih Cevdet Anday’ın bir şiirini İngilizceye çevirecektir. Bir dizenin anlamına varamaz. Anday’dan ne demek istediğini sorar. Anday’ın verdiği yanıt ilginçtir: “O zaman nasıl bir duygu sarmalı içinde olduğumu bilmiyorum. Sözcüğün çağrışım gücü beni nerelere götürmüştü? Şimdi o durumda değilim. O dize bana da uzak duruyor.” Dolaylı anlatımla kurulmuş bir şiirde bize uzak duran dizeler olabilir. Divan şiirindeki “Metin Şerhi”ni kolaylaştıran SAYFA 28 “anahtar sözler”den yararlanma olanağı da yoktur. Ancak duyarlı bir birikim o karanlıkta yol almayı kolaylaştırabilir. Gene de başarılı bir şiir çevirisi, gerçek ozandan biraz uzakta, yeni bir bağımsız güç kazanarak, bir başka özgürlüğün tadını çıkarmaya bakar. Şiir çevirisi için her iki dili iyi bilmek yetmez. Şiirin dokusunu tanımak, o dokuyu kendi deneyimiyle yeniden oluşturmak gerekecektir. Kuşkusuz şiir çevirisi deyince Cevat Çapan, Sait Maden, Erdoğan Alkan gibi, çağdaş edebiyatımızın güvenilir ozanları ilgi çekmektedir. Ama Can Yücel gibi, serbest şiir çevirisiyle Shakespeare’i bile, kendi biçemi içinde yorumlayan ozanlar da var. Yabancı dil bilmese de, Azra Erhat’la çalışarak, çeviriye şiirsel bir tat kazandırmasını bilen, bize Homeros’u sevdiren A. Kadir’in emeklerini unutmamak gerek. Burada çağdaş edebiyatımızın nice usta ozanının çeviri emeklerini anımsatmaya gerek görmüyorum. Bu yazıyı şiir çevirileri üzerine bir genelleme olarak da düşünmedim. Asıl amacım Türk şiirini dünyaya tanıtmada Talat Sait Halman’ın çalışmalarını anımsatmak içindi. Türk Edebiyatının Dışa Açılması (TEDA Projesi) Mustafa İsen’in Kültür Bakanlığı Müsteşarı olduğu zaman yürürlüğe koyduğu bir çalışmadır. Talat Sait Halman da bu çalışmada görev almıştı. Ama daha önemlisi, önceki çalışmalarıyla, bir kültür elçisi gibi, şiirimizin dünyaca tanınmasında Talat Sait Halman'ın bir başına giriştiği çalışmalar, hiçbir şiir çevirisi yapan ozanla karşılaştırılmayacak kadar geniş boyutlar kazanmıştır. Böyle bir yazıda asıl Talat Sait Halman’ın şiiri ile şiire bakışı üzerinde durmak, çeviri anlayışını buna göre değerlendirmek gerekir. ÇEVİRİRKEN ŞİİRİN HAKKINI VERMEK Dünya şiirini bilmeden, şiir geleneğimizin geçirdiği evreleri öğrenmeden, değişik şiir anlayışlarında nasıl bir şiir dokusu olduğunun ayrımına varmadan, şiirden anladığını sanmak yeterli olur mu? Bunlar belki bir temel oluşturacaktır. Böylece kazanılan şiir beğenisi, yargıya varmakta sağlam bir ölçüt olacak, çeviriye girişen ozanın görüşlerine güvenilecektir. İşte Talat Sait Halman böylesi zor bir şiir düzencesinden geçerek eksiksiz bir deneyim kazanmıştır. Ancak böyle zorlu bir deneyimden geçen edebiyatçı, kendini önemsemez görünen bir bilgelik içinde olabilir. Kimi boş insanların mangalda kül bırakmayan görkemine bakanlar, hazır yargıların önemsizliğini kavrayamaz. Diyelim ki hazır yargılardan biri: “Yahya Kemal Beyatlı, aruzu kusursuz kullanan bir ozandı.” Oysa Talat Sait Halman, Yahya Kemal’le ilgili çalışmasına şöyle girişir: “Yahya Kemal Türk edebiyatının en seçkin şairlerinden biridir; bu yüzyılda belki birincisidir. Ancak, bazı şiirleri kusursuz ve pürüzsüz değildir. Edebiyat bilginlerimiz üstad hakkında hüküm verirken nedense sadece erdemlerini belirtip kusurlarından pek söz etmiyorlar; hatta bazen yanlış ve bozuk taraflarını göstererek övüyorlar. Bilimsellikle pek bağdaşmayan bu tür haksızlığı göstermek için Yahya Kemal’in eserlerindeki çeşitli kusurları edebiyat âleminde galiba ilk olarak veriyoruz” (ÇİÇEK DÜRBÜNÜ, Edebiyat ve Kültür Yazıları, “Yahya Kemal’in Şiirinde Kusurlar”, Hece Yayınları, Nisan 2008). Talat Sait Halman “imale” ile “zihaf” gibi aruz ölçüsü bozukluğu dışında, Yahya Kemal’deki dil yanlışlarını da gösteriyor. Hani, yalnızlığın uzağına çekilmiş kimi kadınların “mühmel güzelliği” vardır. Ama Yahya Kemal şiiri, sözcüklerin kendini öylesine bırakmasına izin vermeyen, eksiksiz bir düzen içinde olmalıdır. Şiir geleneğimizin başlangıcında Yunus Emre gibi bir bilgeozan var. Talat Sait Halman, İngilizce’ye çevirdiği şiirleriyle onu dünyaya tanıtan, doğal bir kültür elçisi oldu. Ayrıca Yunus Emre’yi yorumlarken şu üç özelliğe ilgimizi çekti: “1 Duru söyleyişlerden duygu coşkunluğuna kadar değişen lirizmle dile getirilmiş sevgi, inanç, kaygı şiirleri... 2 Yaşayan Türkçe’yi, halkın özlü dilini olanca kıvraklığı, derinliği ve rengiyle kullanışı... 3 İnsanlık değerlerine inanan, yobazlığı kınayan Tanrı ve insan sevgisine dayanan hümanizması...” (Yunus Emre’nin Hümanizması, Uluslararası Yunus Emre Semineri Açış Konuşması, İstanbul 6 Eylül 1971). Talat Sait Halman Türkçe’ye en az 2 bin 500, İngilizce’ye en az 2 bin şiir çevirip yayımladığını söylüyor. Bu yüzden kendi şiirini yeterince geliştiremediğinden, bilimsel, eleştirel yayınlara girişemediğinden yakınıyor. Her çalışma bir başka çalışmaya kapı açar, bir başka çalışmayla örtüşür, bü MUSTAFA ŞERİF ONARAN Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11 236 23 46 CUMHURİYET KİTAP SAYI 957
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear