Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
“Dünya için, bilgi için kâğıt ele... “Kâğıt ele değmeli” Grafik tasarımcısı Nazan Tacer’in kâğıt katlama sanatı “Origami” için hazırladığı üç kitabı bulunuyor. Gürer Yayınları’ndan “Hayvan Bitkiler”, “Oyuncaklar”, “Hediyelik” adıyla çıkan bu kitaplar sayesinde ev, folk, çam ağacı, çiçekler, midilli, uçak, balık, dosya gibi birçok eseri sadece kâğıt katlayarak kolayca yapabiliyoruz. Ve dünyada her yaştaki insan, milyonlarca kişi bu hobi ile ilgileniyor. Öyle ki kimi kâğıttan kayık yapıp nehre açılıyor, kimi teleskop aynası yapıyor, kimi de çok değişik böcek türleri, hayvanlar hatta dinozor iskeleti yapıyor. Ancak Türkiye bu sanatı ya da hobiyi yeni yeni tanıyor. Origami sevgisinin çocukluktan başladığına inanan ve bu nedenle kitapların da en basit katlama yöntemlerini anlatan Tacer, “Her şeyin başı bilgidir ve bilen sorar. İnsan kitap, dergi, gazete okumalı. Kısacası kâğıt ele değmeli” diyor... Ë Deniz TEZTEL esleğinin grafikerlik olduğunu biliyorum ve yıllardır seni tanıyorum, iyi arkadaşımsın. Ancak seni tanıtmak için bu röportajı yapıyorum ve ilk sorum: “Kimdir Nazan Tacer?” Dünya gezegenindendir. Canlı her şeyi sever... Oyuncakları sever, rengarek cıvıl cıvıl her şeyi sever, güzel sanatları sever... Kendi içinde biraz öfkelidir, bazen her şeye kızar... Nasıl öğrendin “Origami”yi? Nasıl öğrendiğimi bilmiyorum. Galiba ne olduğunu bilmeden tanıdım origamiyi. Çocukluğumda babam her türlü kâğıttan, gazeteden şapka, uçurtma yapardı. Annem de yapardı. Hatta kâğıtlardan bir sürü kayığımız vardı ve kardeşimle bunları leğende yüzdürdüğümüzü hatırlıyorum... Daha sonra ilkokulda tuzluk gibi bir şey yaptık.... Herhalde arkadaşlarımdan öğrendim... Aklıma bir arkadaşımla yaptığım kuşlar geldi. Kanat çırpan kuşlar yapmıştık, çok eğleniyorduk. Herhalde ilkokulda SAYFA 24 M üçüncü sınıfdaydım... Ve zannederim daha sonra bu eğlence uykuya yattı... Yıllar önce benim yaşgünüm nedeniyle harika karikatürler çizmiştin. Çizmeyi, resmi, karikatür yapmayı sevdiğini biliyorum. Evet. Bunları seviyorum... Zaten daha ortaokuldayken tesadüfen Halk Eğitim’de camekâna asılmış bir broşür gördüm. Tatbiki Güzel Sanatlar’ın broşürüydü. Çok dikkatimi çekti, grafik bölümüyle ilgili bilgiler vardı. Dersler hakkında bilgi vardı, animasyon, çizgi film gibi dersler anlatılıyordu. Bu broşürden sonra mutlaka bu okula girmem gerektiğine karar verdim. Yıllar sonrada Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’na girdim. Ancak üçüncü, dördüncü sınıfta animasyon dersi görebildik. Bu dersleri sadece teorik olarak gördük, zaten zorunlu dersler değildi. Okulun herhalde origamiye bazı katkısı oldu? Tabii ki... Sonuçta origami bir tasarım... Ve okurken grafik tasarımını ayrıntılarıyla öğrendim... Evet, okul bittikten sonra ne oldu, origami başladı mı? Hayır, Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nu bitirince iş gündeme geldi ve üç yıl kadar bir reklam ajansında çalıştım. Sonra da Cumhuriyet Gazetesi Grafik Servisi’ne girdim, bir dönem sonra da Grafik Servisi Şefi oldum. Uzun yıllar burada çalıştım ve emekli oldum. Bu arada 1986 yılında Çekirge Dergisi’ne ilk origami sayfaları hazırladım. EMEKLİLİK GÜNLERİ Emeklilikten sonra ne oldu? Bir süre çay bahçesinde oturarak bol bol kitap okudum. Ve kendi kendime çizimler, taslaklar yaptım. Yani rahatça ilgi alanımla eğleniyor, zaman geçiriyordum. Bir ara çocuk kitabı ya da yardımcı ders kitaplarına resimler çizdim. Daha sonra gündeme National Geographic Kids dergisi geldi. Çizgi roman için birini arıyorlardı, ben de onlara “origami yapayım” dedim. Onlar da kabul ettiler ve dergide çocuklar için bir sayfa “kâğıdın nasıl katlanacağını yani origamiyi” anlattım ve hâlâ anlatıyorum. Evet, gelelim origami’ye... Nedir, nasıl ortaya çıktı? Galiba Japonya’da ortaya çıktığı... Origaminin başlangıcı belli değil. Aslında kaynağı da çok eski. Çünkü 2. yüzyılda Çinlilerin kâğıdı bulmasından sonra kâğıt katlamanın başladığı düşünülüyor. Ama origaminin Japonya’da 7. yüzyılda başladığı biliniyor. Zaten “Origa mi” Japoncadan geliyor. “Orikami” yani “kami” kâğıt, “ori” katlama... Ve zamanla “origami” oluyor... Zaten Japon inançlarında katmalanın ayrı bir önemi var. Kâğıt geçmiş dönemlerde çok kıymetliydi ve her yerde kullanılmıyordu. Bazı dini törenlerde kullanılırmış ve hâlâ kullanılıyor. Örneğin, doğumlar da, evlenmeler de ölümler de.... Evlerin girişine bazı şeyler de asılıyor ve kötülüklerden koruduğuna inanılıyor. Hatta bazı dini belgelerin katlanıp saklanması bile origamiyle oluyor. Yani değişik bir katlama, nazik bir katlama ve üzerine bazı süsler yerleştiriliyor. Bebek patikleri, kelebekler yapılıyor. Kısacası her figürün bir amacı var. Bir filmde görmüştüm, birisi dileğinin yerine gelmesi için 1000 kuş yapmak istiyordu. Bu kuşların bir anlamı var mı bilmiyorum, ama film çok güzeldi... Evet, 1000 turna kuşunun özel bir anlamı vardır. Zaten Japonya’da da böyle bir efsane var. 1000 turna kuşunun şans, sağlık, uzun ömür getireceğine inanılıyor. Amerikalılar Hiroşima’ya atom bombası attıktan sonra birçok insan serpintiye maruz kalıyor. Serpintiye maruz kalanlar arasında Sadako adlı iki yaşındaki bir kız çocuk da var. Sadako 12 yaşına geldiğinde lösemi ve 1000 turna kuşu yaparsa iyileşeceğine inanıyor. Turna kuşu yapmaya başlayor ancak 644 turna kuşu yaptığında ölüyor. Arkadaşları da eksik kalan 356 turnayı tamamlamış, Sadako ile birlikte bu kuşları da gömmüşler. Ve o günden beri turna kuşu “barışın, nükleer silahsızlanmanın” simgesi olmuş. 1958 yılında da “Hiroşima Barış Parkı”nda “Sadako Anıtı” açıldı. O günden sonra da her yıl 6 Ağustos Barış Günü için dünyanın dört bir yanında çocuklar kâğıttan yaptıkları 1000 turnayı Sadako Anıtı’na gönderiryor... Sadako adına internet sitesi de var... DÜNYADA ORİGAMİ Dünyada origamiyle ilgilenen çok kişi var galiba. Origami hobi mi? Evet aslında hobi. Stres atma, çocukların zekâsını geliştirme, hasta ve yaşlılarda rehabilitasyon... Dünyada böylesi amaçlarla çok kullanılıyor. Milyonlarca seveni var, birçok internet sitesi var. Başlangıcı çok kolay bir sanat, kare şeklindeki tek renk bir kâğıdı katlamakla başlıyor herşey... Zamanla kâğıtlar büyüyor, renkleniyor. Artık öylesine getiştiki origami, heykel tarzına dönüştü. Kâğıtlar ıslatılıyor, bükülüyor ve muhteşem nesneler elde ediliyor. Galiba bazı kişiler abarttı... “Abartıldı denir mi?” bilmiyorum, ama iyice gelişti. Origami fuarları düzenleniyor, kulüpler, dernekler,atölyeler açılıyor... “Origami sanatçısı” değimiz kişiler özgün eserler yapıyor. Bunları sergiliyorlar, kitaplar çıkarıyorlar... Origaminin matematikle, geometri ile bağlantısı da var. Zaten origami sanatçılarının bir kısmı matematikçiler, fizikçiler... Matematikçiler, fizikçiler mi? Nasıl? Tam nedenini bilemiyorum, ama her halde teknik bilgilerden dolayı. Çünkü teknolojide de kullanılıyor, arabalardaki hava yastıkları katlanma prensibine dayanıyor. Hava yastıklarının, düzgün bir şekilde katlanıp, düzgün bir şekilde açılabilmesini sağlamak gerekiyor ve origami devreye giriyor. Bunun dışında uzaya yollanan teleskoplar var. Bir teleskop aynasını açık ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 945