05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

? görevlere kadar yükselmiş olun Mustafa Aksu, emekli olduktan sonra, biraz da kendini gizlemiş olmaktan duyduğu utançla Çingene haklarını koruma savaşımına girişmiş görünüyor. Mustafa Aksu’nun savaşımını şöyle özetleyebiliriz: 1 Çingene kültürünü, Çingene sorunlarını örgüt kurarak savunmuş. Çingeneliğin ayrımcılığına yol açabileceği kuşkularını aşarak bu konuda başarıya ulaşmış. 2 Çingenelerin dinsiz olmadığını anlatabilmek için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın müftülüklere genelge yollamasını sağlamış. 3 Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı Türk Ansiklopedisi ile İslam Ansiklopedisi’nde yer alan Çingenelerle ilgili maddelerinin düzeltilmesi için savaşım vermiş. 4 Milli Eğitim Bakanlığı ile Türk Dil Kurumu’nun sözlüklerindeki Çingene Kandıralı, Hikmet Şimşek, İsmet Giritli, Atilla Karaosmanoğlu, Nihat Erim, Sadi Somuncuoğlu adı geçen ünlüler arasında. Türkân Şoray, yazara Çerkez kökenli olduğunu söylemiş. Ama Çingene olarak gösterilmekten de rahatsız olmadığını anımsatmış. KENTSEL DÖNÜŞÜM Mustafa Aksu kitabında, arkadaşı Cafer Gündoğdu’nun “Çingeneler” üzerine bir yazısına da yer veriyor: “İnsanlık tarihi bir bakıma ezenler ile ezilenler arasındaki mücadelenin tarihidir. Ezenlerin insafı ölçüsünde ezilenler hayatta kalabilmiş, mücadele güçlerini kullanarak, yaşamlarını devam ettirebilmişlerdir. Çingeneler de bu topluluklardan birisidir.” “Kentsel Dönüşüm” tasarısı kapsamında gazetelerde şöyle bir haber çıktı: “Gırgıriye filmlerinin ve eğlencenin unutulmaz mekânı Sulukule, kentsel dönüşüm projesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Sulukule için çıkarılan, ‘acele kamulaştırma’ kararı nedeniyle evlerini kaybetme korkusu yaşayan 3 bin 500 Roman vatandaşa ‘40 gün 40 gece Sulukule’ platformu destek veriyor. Sulukuleliler Sibel Can, Seda Sayan ve diğer sanatçılardan da yardım bekliyor.” (VATAN, Abe, Sulukuleden Nasıl Gidelim?, Türkân Hiçyılmaz, 8 Nisan 2007). Çingeneler, inceltilmiş adıyla Romanlar Sibel Can gibi, Seda Sayan’ı da kendilerinden mi sayıyor? Seda Sayan kökleri Rumeli ile Trabzon’a uzanan bir anne ile babanın kızı değil mi? Ama onun yiğit tavırlarına bakıp “Osmanlı Kadın” saymak gerekir. Daha önemlisi, Sait Faik’in bir öyküsünde, maşa tutan Çingene karısı, “kulübesinin önünden maşayı elinde sallayarak kocasını çağırmış”: “ Koca be! Bu maşa başka maşa be! Ateş ister tutsun durup dururken yerinde” (MAHALLE KAHVESİ, Kış Akşamı, Maşa ve Sandalye, Yapı Kredi Yayınları, 2004). Eninde sonunda kültür bir yaşama biçimidir. Çingeneleri alıştıkları ortamdan atarsanız sudan çıkmış balığa dönerler. Artık onlar kap kalaylayan, maşa yapan, 15 kişi bir yatakta yatan Çingeneler değil. 4500 yıl geçmişe uzanan bir söylencede anlatıldığı gibi CİN ile GEN adındaki kardeşlerden türedikleri de doğru değil. Bu yalanlara ne de kolay inanıyoruz! Yeniden anımsatmakta yarar var: “Kimlik farklılıkları kültür zenginliğidir, birbirlerine üstünlükleri yoktur.” Koca Ragıp Paşa: “Şecaat arz ederken mert kıbti sirkatin söyler” demiş. O böbürlenmede alaysamalı bir gülüş var. “Hazine soyguncuları, banka hortumcuları ve hayali ihracatçılar arasında Çingene yoktur.” Onlar okumak, kendilerini aşmak, kendilerinde yeni bir insan yaratmak istiyorlar. Onlar ülkemizin de itici gücü. Mustafa Aksu’nun ünlü Çingeneleri anımsatması, bizi aklımızın yasaklarından kurtarmaya çağırıyor. Albert Einstein’in sözünü unutmadan, ama kendimizi değiştirmeye çalışarak zoru yenmesini bilmeliyiz: “İnsanları önyargılarından kurtarmak, bir atomu parçalamaktan daha zordur.”? 898 SAYFA 27 tanımıyla ilgili yanlışlarını düzeltilmesini de sağlamış, (Atasözleri ile deyimler arasında da Çingenelikle ilgili küçümseyen, hor gören, gerçekle bağdaşmayan sözler var. Tanımdaki yanlışların düzeltilmesi doğaldır. Ama dilin söz varlığına giren söz değerlerini kaldırabilir miyiz? Kadınlara, geleneklere, inançlara yönelik daha nice deyim, nice atasözü eleştirilebilir. Ama bunları söz varlığından çıkarmak doğru olur mu? Belki yanlış bir anlayışı gösterdiği için eleştirilebilir. Tarihsel dönemlerde düşünce dizgesinin nasıl bir değişim gösterdiği, toplumsal koşulların özellikleri incelenebilir. Bir ulusun tarihindeki ayrımcılığı göstermesi bakımından da bunlar anlamlıdır. Diller zamanla yeni anlam yükleri kazanır. Toplumsal, kültürel değişimler bu sözleri de değiştirir.) 5İskan Yasası’nın 4. maddesinde göçebe Çingeneler, anarşistlerle casuslarla bir tutularak yurda sokulması sakıncalı kişiler arasında gösterilmiştir. Bu maddelerin düzeltilmesi için çalışılmıştır. Ayrıca İçişleri Bakanlığı’nın bir gizli genelgesinde Türk vatandaşlığına geçmek isteyenlerin Çingene olup olmadığının araştırılması üzerinde durulmuştur. Bu genelge uygulanmadan kaldırılmıştır. 6 Ali Rafet Özkan adında bir ilahiyat doçentinin “Türkiye Çingeneleri” üzerine Kültür Bakanlığı Yayınları’nda çıkan bir kitabında; Çingenelerin “çok eşli, kavgacı, dilenci, tefeci, gaspçı, vurguncu, hırsız, inançsız, karıları kocalarını aldatan bir toplum” olarak gösterilmesi üzerine satışının yasaklanması sağlanmıştır. Ancak Türkiye’deki mahkemelerden olumlu sonuç alınamayınca, gerekli ceza için AİHM’ne başvurulmuştur. Mustafa Aksu, çingenelerin kültürü ile onurunu korurken; sanat, bilim, siyaset yaşamasında yeri olan nice Çingene kökenli ünlü insanı da anımsatıyor: Sadri Alışık, Türkân Şoray, Safiye Ayla, Kibariye, Ebru Gündeş, Muazzez Ersoy, Sibel Turnagöl, Sibel Can, Nalan Altınörs, Orhan Gencebay, Köse Kardeşler, Kadri Şençalar, Mustafa CUMHURİYET KİTAP SAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear