Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Uğur Hüküm ve Defne Gürsoy'dan bir İstanbul kitabı: "İstanbul: Bir Sivil Toplumun Doğuşu" ‘İstanbul ve Türkiye üzerine bu tarz bir çalışma ilk kez yapılıyor’ Gazetemiz Paris muhabiri Uğur Hüküm ve gazeteci eşi Defne Gürsoy’un "İstanbul: Emergence d’une société civile"İstanbul: Bir Sivil Toplumun Doğuşu" adlı eseri Fransa’nın önemli ve öncü yayınevlerinden Autrement Yayınları’dan çıktı...Kitabın ortaya çıkış öyküsünü Uğur ve Defne ile konuştuk. ? Özgür AY itabı yayımlama fikri nasıl doğdu? Kitabın fikri bize, Yunan kökenli yakın arkadaşımız, gazeteci Effy Tselikas aracılığıyla ulaştı, dersek herhalde en doğru ifadeyi kullanmış oluruz. Özel bir sohbette, Autrement yayınlarının yeni bir dizi başlatacağını, kendisinin de Atina’daki 2004 Olimpiyatları öncesi Atina kitabını hazırlayacağını belirtti. Bunun üzerine bizde Autrement’a bir İstanbul kitabı yazmayı önerdik. Yayınevi sahibi ve yöneticisi Henry Dougier ile ilk yaptığımız görüşmenin akabinde yayınevi olumlu yanıt verdi. Bizden acil bir kitap projesi istediler. Yayınevinin çizdiği çerçevede bir proje hazırladık. Önerimiz kabul edildi. Autrement yayınevi dizi kitaplarıyla tanınıyor. Bu yeni dizinin temel özellikleri neler ? "Hareket Halindeki Kentler" isimli bu dizinin amacı, dünyanın belli başlı kentlerindeki kültürel ve sosyal dinamikleri, bizzat tanınmış veya tanınmamış aktörleri, kahramanlarının özel süreçlerinde yakalamak ve aktarmak, her kente özgü belli başlı yenilik ve değişimlerin altı K nı çizmek, dizideki diğer kentlerle belli bir paylaşım ve iletişimi sağlayarak bir sinerji elde etmek ve sonuçta kentlerin yeniden şekillenmesine katkıda bulunmak. On yıllık bir program içerisinde yüz kitap yayımlanması öngörülüyor. Bu bağlamda kitapta son yıllarda çalışma ve mücadeleleriyle İstanbul’un dolayısıyla bir anlamda Türkiye’nin sosyal ve kültürel değişimine derinlemesine katkıda bulunan ve de muhtemelen de yakın geleceğini damgalamaya aday kişi, kişilik ve kurumların kendi ağızlarından anlatılmış hikâyelerinden oluşuyor. Son zamanlarda Fransa’da Türkiye ve İstanbul üzerine çok kitap yayımlandı. Sizin kitabınızın farkı nedir? Gerçekten de Avrupa Birliği ile yakınlaşma sürecinde Türkiye ve Türk toplumu üzerine çok şey söylenmekte, birçok çalışma yayımlanmakta. Kanımızca Fransız kamuoyu bu konuda yalnızca cahil değil, aynı zamanda önyargılı. Bizim kitabımız bugünün İstanbul’unu ve yaşayan, mücadele eden bir toplumu anlatan yönüyle sanırız diğerlerinde ayrılıyor. Kitabın yayımlandığı şubat ayından itibaren Fransız basınyayınında ve okuyuculardan aldığımız olumlu eleştiriler de bu yönü vurgular mahiyetteydi. Fransa’da Türkiye’nin bugününü, gündelik hayatını anlatan çok az kitap var. Özellikle de sivil toplumun örgütlenmesiyle ilgili eser yok denecek seviyede. Anlatı biçiminde kaleme aldığımız portreleri aktarırken tercih ettiğimiz özet ve yalın üslup, gerçekte günün tarihini yazan hayat hikâyelerini okumayı, anla mayı kolaylaştırıyor. Yayınevinin dizi ile ilgili belli yaptırımları vardı: Kitapta tarih, ekonomi ve politika yer almayacak, kentin öncelikle güncel sosyal ve kültürel yanı anlatılacaktı. Dolayısıyla kitap, İstanbul kentinin yakın geçmişi ve yakın geleceği ile ilgili bir panoramik fotoğraf gibi oluştu. Yalnızca çalışmaya dahil ettiğimiz kişiliklerle yaptığımız uzun söyleşilerden çıkarak hazırladığımız anlatılar bu kitapta yer aldı. Bu tarzda bir çalışma İstanbul ve hatta Türkiye üzerine bildiğimiz kadarıyla yapılmamıştı. KÜÇÜK BİR TÜRKİYE İstanbul sizce Türkiye’nin özelliklerini yansıtan bir şehir olarak tanımlanabilir mi? İstanbul küçük bir Türkiye olarak algılanabilir mi? Elbette. İstanbul Türkiye Cumhuriyeti’nin birçok anlamda en büyük parçası. Tüm zenginliklerinin beşte birini üreten, toplam nüfusunun da aynı oranda bulunduğu bir kent. Türkiye’yi makro düzeyde elbette yansıtıyor. Ancak, örneğin prototipi diyebilir miyiz? Böyle bir iddiamız olmadığı gibi, konu da tartışmaya açık. Ne var ki, İstanbul’daki gelişmelerin ve yaşananların tüm Türkiye’yi etkilediğini, dolayısıyla da zaman zaman tüm ülkeyi yansıttığını da söylemek mümkün. Kitabın başlığına baktığımızda, İstanbul’da bir sivil toplumun doğuşuna tanık oluyoruz. Sivil toplum hareketleri gerçekten de sizce İstanbul hatta Türkiye için yeni bir olgu mu? Kuşkusuz tümüyle değil. Daha Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma sında önce, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, hatta 19. yüzyılın sonlarına doğru bugünkü tanımıyla sivil toplum hareketi diyebileceğimiz birtakım sosyal hareketlenmeler, hareketlilikler mevcut. Kadınlar arasında, gençlik arasında var, özellikle aydınlar arasında var. Ancak bunlar genellikle Batı’nın basit taklitleri veya can havliyle yapılmış sınırlı hareketler. Kalıcılığı olmayan, kitleselleşememiş seçkinci yaklaşımlarla ortaya çıkmış hareketler. Elbette aynı yaklaşıma, benzeri oluşumlara Türkiye Cumhuriyeti’nde de rastlıyoruz. Farklı tanımlarla, demokratik kitle örgütleri şeklinde ya da ideolojik ve kültürel ağırlığı olan birtakım kuruluşlar, hatta mahalle güzelleştirme derneklerine varıncaya kadar bir dizi kuruluş da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında mevcut. Ancak son dönemde, ki son döneme belki 12 Eylül 1980 darbesiyle başlamakta yarar var, bir yandan ekonomik liberalleşme, öte yandan toplumsal ve siyasi baskıya tepki olarak farklı bir ortam oluşmuştu. Dünyadaki gelişmelere paralel kalsa da, daha ziyade Türkiye’nin özel koşullarından kaynaklanan bir hareketlenme gözlendi, özelde İstanbul’da, daha genel olarak da tüm Türkiye’de. Bu hareketlenmenin kanımızca geçmiş sivil toplum oluşumlarından temel bir farkı vardı: Daha büyük oranda kitlesel olmasına karşın daha çok tek tek insanlara, eylemlerin merkezini oluşturan bireylere mal olması. Kitapta yer alan kişiliklerin hayat serüvenlerinde, mücadele hikâyelerinde de görüleceği üzere, hepsi zaman zaman bireysel olsa ? KİTAP SAYI 864 SAYFA 4 CUMHURİYET