28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Radyo söyleşilerini yok olup gidecek kasetlere hapsetmeye hakkı olmadığını düşünüp bir şekilde yayınlamaya karar verdiği için çok mutlu olduğunu ifade ediyor Türkan Saylan. ? temim var, bu bize hiç söylenmedi, önceden hiç haber verilmedi. Söyleşilerde umutsuzluk, karamsarlık asla yok. Ya da muhalifi olunan konuları böyle yerin dibine batırmak anlayışı. Hepsi umudu yeşerten olumlu mesajlarla bezeli. Çok doğru. Zaten Cumhuriyetin, laikliğin savunucusuyuz diyorsak şiddet üretmememiz gerekiyor, çözüm üretmemiz gerekiyor. Asarız, keseriz edebiyatı, haklıyken haksız duruma düşmektir. Sorunun değil, çözümün bir parçası olalım diyoruz. TOPLU AFOROZ ANLAYIŞI... Laik, demokratik Türkiye şu anda kendini geliştirmek, geleceğe güvenle yürümek yerine bir kardeş kavgasına, örtbaslara yönlendiriliyor öte yandan. Bugün dünyayı bütün olarak algılayan insanlara gereksinim var. Herkes 35 dereceden bakmayı öğrenmeli. Mesela Amerikan düşmanlığı… Neyin karşısındayız, Amerikan toplumunun mu yoksa işgalleri, kıyımları ve bir nevi beyin yıkama yoluyla kendi kitlesini yanlış yönlendiren Amerikan hükümetinin mi? Ayrımlar iyi yapılmalı. Şimdi Amerika’da 50 milyon aç insan var; böyle bir ülke nasıl büyük bir ülke olabilir? Silah satıcılarının emrinde bir ülke bu. Bu ülke geliyor Irak’ı bombalıyor, işgal ediyor, gidecek şimdi İran’a. Amerikan insanı da şikâyetçi bu durumdan. Toplu aforoz anlayışını tarihe gömmeliyiz. Sürekli okuyup düşünen ve harekete geçen bir aydın olarak, bugüne dek gözlemledikleriniz, mücadele ettikleriniz içinde sizce ülkede hangi konularda düzelme sağlandı? Çok şey düzeldi, düzeliyor, bunun kabul edilmesi gerekiyor. Özellikle bu Avrupa Birliği konusu sayesinde. Buna "havuç" diyorum ben. Bu, Avrupa Birliği havucu nedeniyle geçmiş dönemde yapılamamışken bu dönemde çoğu yasalarımız değişti. Bu konulara aslında CUMHURİYET KİTAP SAYI hiç yakın olmayan yani şeriat özlemleriyle bir yere gelmiş bir partinin bulunduğu dönemde hem de. Bu da bir takiyye. Ama yapıldı en azından. Fakat bugün o yasaların işlevsel hale gelmesi gerekiyordu, bu olamadı. Özellikle insan hakları, eşitlik, kadın hakları konusunda yasalar kâğıt üzerinde değiştiriliyorsa da bu sadece oyla oluyor, ne yasayı çıkaranlarda ne de halkta içselleşebiliyor. Empati çok önemli, kendimizi insanların yerine koymalıyız. Ahlak olayının doğru yorumlanması da öyle. Hâlâ kadını kötü bir varlık olarak saymaktan, kimi ilmihallerde iddia edildiği gibi şeytan olarak görmekten vazgeçilmemiş durumda. Bir kere kadının ikinci olmasından yana olmak yaygın. Yasayı değiştiriyorsunuz ama uygulamaya ne kadar geçiyor, içselleşiyor mu? Hayır. Bu içselleştirme nasıl olabilir? Kadın eğitimin içinde eşitlenirse, fırsat eşitliği sağlanabilirse bu yönde en önemli adım atılmış olur. HERKES SORU SORMALI Bu noktada bugünkü hükümetle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin diyaloğu nasıl? Şimdi öyle görüşler var ki… Eğer sivil toplum örgütüyseniz hükümete karşı olacaksınız, bağırıp çağıracaksınız, hiçbir şey yapmayacaksınız, batsın diyeceksiniz, bu görüş çok yoğun. Bize neler söyleniyor bildiğiniz gibi değil. Türkiye’nin eğitim konusunda bilinçlendirilmesini üstlendik biz. Eğitim konusunda neler yapılmalı, bunları uzman olarak biliyoruz. Bugün Türkiye’de 100 bin kız köylerinden okullara geldiği zaman artık kim ne derse desin o aydınlığı görecek, soru soracak, bilinçlenecek. Şimdi biz soru işareti kolyeleri oluşturuyoruz. Umarım herkesin bir kolyesi olacak ve herkes soru soracak. İşte bana bunu söyledin ama niye söyledin? Ya da sen kimsin, çıkarın ne, benden ne istiyorsun, diyecek. Bu nedir, neden böyledir? diyecek. Bana ba851 D ER K TAPLARIMIZ ? SAYFA 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear