Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? 1 Mayıs 1977/ Nail Güreli/ Ozan Yayıncılık/ 328 s. Bu kitap, Türkiye işçi sınıfının savaşımının ve soysal gelişiminin 1 Mayıs’lar üzerindeki izdüşümünü veriyor; 34 kişinin öldürülmesi ve yüzlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan 1977’nin 1 Mayıs’ı için veriler sunuyor. Kitap, Mayıs 1977’nin Türkiye İşçi Sınıfı ve Türkiye Devrimci Gençlik Hareketleri açısından dönüm noktası niteliğinde olduğunu ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Bütün Oyunları 1/ Güner Sümer/ MitosBoyut Yayınları/ 176 s. 1977 yılında yaşamını yitiren, yazdığı oyunlarla 1960 kuşağının gizli hüznünü, ince duyarlılığını yansıtmış olan Güner Sümer’in yeni bulunan iki oyunu ‘Aşk Bir Masaldır’ ve ‘Ölü Mevsimler’ yer alıyor bu kitapta. ‘Aşk Bir Masaldır’, 1961 yılında yazılmış, gençlerin ergenlik çağlarındaki sorunlarına eğilen, yalın, duyarlı bir gençlik oyunu. 1966 yılında yazılmış olan ‘Ölü Mevsimler’, Türkiye’nin o dönemdeki politik ve sosyal çalkantılarına bağlı olarak gelişen olaylardan kurulu bir oyun. Oyunda, Vietnam Savaşı, bu savaşa ve ABD’ye karşı gelişen hareketler, Kıbrıs Olayları’nın etkileri işleniyor. Kitapta ayrıca, Prof. Dr. Sevda Şener’in Güner Sümer’in bu iki yeni oyunu da dahil tüm oyunlarını inceleyen bir yazısı bulunuyor. Toplu Oyunları 1/ Nesrin Kazankaya/ MitosBoyut Yayınları/ 160 s. Bu kitapta Kazankaya’nın iki oyunu yer alıyor: ‘Seyir Defteri’ ve ‘Dobrinja’da Düğün’. ‘Seyir Defteri’, Amerikalı kadın yazar Lillian Hellman’ın Julia adlı öyküsünden yola çıkılarak yazılmış bir oyun. Hellman’ın yaşadığı 1930 ve 40’lı yıllar, Avrupa’da ve Amerika’da dünyayı sarsan, insanlığı sorgulayan önemli dönüşümlerin, değişimlerin, katliamların yaşandığı bir süreç. ‘Dobrinja’da Düğün’ ise; Yugoslavya’da etnik ulusalcılığın azdırıldığı 1990’lı yıllarda, kardeşi kardeşe düşüren, insanlığımızdan utanmamıza neden olan iç savaş boyunca, aynı bayrak altında yıllarca huzur içinde yaşamış insanların çektiği acıları anlatıyor. Jung Aslında Ne Dedi?/ E. A. Bennet/ Çeviren: Işıl Çobanlı/ Say Yayınları/ 182 s. bir arayış çabasıdır. Bundan ötürüdür ki insan doğasının ruhsal yönlerini vurgulaması ve rüyaların anlamlarıyla öznel deneyimlerin önemine dikkat çekmesi, akıl hocası olan Sigmund Freud’la büyük bir çatışma yaşamasına neden olmuştur. Hem arkadaşı hem de meslektaşı olan E. A. Bennet, titizlikle kaleme aldığı bu çalışmasında, Jung’un hayatı ve yapıtlarından yola çıkarak onun düşüncelerine ışık tutuyor. Olağanüstü Buluşlar/ Frank Ashall/ TUBİTAK/ 286 s. Doğanın işleyişi hakkında toplumu eğitmenin bilim adamlarının görevlerinden biri olduğunu düşünen Frank Ashall, ‘Olağanüstü Buluşlar’da, dönemlerinde insanoğlunun dünyaya bakışını değiştiren buluşlardan bazılarının nasıl yapıldığını, temel bilimsel araştırmaların insanlığa sağladığı yararları anlatıyor. Okuyucuyu bilim adamlarının ve kimi zaman tesadüf öğesi de içeren buluşların dünyasında bir yolculuğa çıkaran kitap, artık hayatımızın ufak birer ayrıntısı haline gelmiş pek çok gelişmenin aslında nasıl bilim adamlarının inatla işlerine sarılmaları, “tesadüfleri” değerlendirebilmeleri sayesinde ortaya çıktığını gösteriyor. Yüzyılı Düşünmek/ Serdar Taşçı/ Say Yayınları/ 208 s. “21. yüzyılın başında, hâlâ, entelektüel erdemlere inanıyoruz; Yüzyılı Düşünmek de bu erdemlerden biri... Marx’ın, Nietzsche ve Weber’in, Freud ve Heidegger’in, sonrasında Wittgenstein, Arendt, Benjamin, Marcuse ve Adorno’nun, Althusser’in, Foucault ve Habermas’ın sorunsallaştırdığı yüzyılı düşünmek eylemi, erdemler sıralamamızda hâlâ ve hâlâ en baştadır. (…) Yüzyılı düşünmek, hassas ve kaygılı olmaktır; buna rağmen inadına yürekli, inadına korkusuz da olmaktır. Yüzyılı düşünmek, kendini çağın çocuğu yapmak, buna rağmen çağ ırmağına karşı inadına kürek çekmektir. Yüzyılı düşünmek, yanlış bir dünyayı doğru yaşama denemesidir” diyor Serdar Taşçı. Türk Sorunu AsyaAvrupa Ekseninde Türkler / Nevide Akpınar Dellal/ Büke Yayınları/ 316 s. mektedir” Bu kitap, Türklerin Avrupalılarca nasıl değerlendirildiğine ilişkin bir araştırma sunuyor. Leman Şenalp’e Armağan/ Yayına Hazırlayanlar: İrfan DağdelenHüseyin TürkmenNergis Ulu/ Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi Yayını/ 430 s. “Yaptığı çalışmalar ve mesleki yayınlarıyla Türk kütüphaneciliğinin geliştirilmesinde önemli bir yeri olan Leman Şenalp’in 60 yılı aşkın meslek yaşamı nedeniyle, meslektaşları tarafından hazırlanıp Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi tarafından yayınlanan bu ‘Armağan Kitap’, dört ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, Şenalp’in yaşamöyküsü ve yayınlarının listesi, ikinci bölümde kendisiyle yapılan söyleşiler, üçüncü bölümde meslektaşlarının anı ve bilimsel makaleleri, son bölümdeyse Şenalp’in makaleleri yer alıyor” diyor kitabı yayına hazırlayanlar. Avrupa İnsanı/ Jorge SemprunDominique de Villepin/ Çeviren: Aydın Cıngı/ Agora Kitaplığı/ 160 s. “Hepimiz, artık kalıcı bir bunalım yaşayan Avrupa karşısında, azimle ve hep birlikte, sökmesi beklenen şafaklar ardına gizlenmiş taze fikirler aramaktayız. Fransa’da referandumun kabul edilmemesiyle kıtamız ilerleyişini durdurdu. Avrupa tereddüt ediyor, dünyayı değiştirmeye çalışacağı yerde onu gözlemekle yetiniyor. Avrupa, aşk ile düş kırıklığı, kayıtsızlık ile heyecan arasında gidip gelen yüzyıla çok benziyor” Biri, Jorge Semprun, komünist bir direnişçinin zengin ama acılı deneyimleriyle donanmış bir solcu; diğeri, Dominique de Villepin, De Gaulle’cü bir gelenekten gelme, bugünün başbakanı. Aynı zamanda, dünyanın karmaşıklığının bilincinde olan ve demokrasi heyecanıyla Avrupa değerlerine bağlılığın birleştirdiği, çağdaşlığa ve onun içerdiği devrimci potansiyele inanan bu iki yazar, haftalar boyunca kendi görüş ve kanaatlerini birbirlerine aktararak bu kitaptaki metinleri kaleme aldılar. Elem ve Istırap Karikatürleri/ Sefer Selvi/ Evrensel BasımYayın/ 176 s. “Politik mizah tek başına politikacıları çizmek değildir muhakkak, ancak günlük politikanın mizahı en çok politikacıları mizahın konusu yapar. Sefer’in baş sayfaya taşıdığı ve karikatürlerinin merkezine yerleştirdiği en ‘renkli’ sima, AKP iktidara geldiğinden bu yana Tayyip Erdoğan’dır. Hatta öyle ki, Sefer’in “Erdoğan” suretleri bir kitap boyutuna ulaştı. II. Abdülhamit’in,uzun burnunun hicvedilmesini yasaklaması, mizahın iktidarın işine burnunu soktuğu oranda nasıl etkili bir silaha dönüştüğünü gösteren bir örnek olarak hep anımsanır. Sefer’in çizgileri, iktidarın politikalarından acı, elem ve ıstırap duyanların hislerini ülkenin başbakanına, aynı hislerle anımsatan çizgiler olarak akıllarda kalacak" diyor Fatih Polat. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 851 Carl Gustav Jung’a göre analiz, ruhsal bir arayıştır; kişinin kendisiyle uzlaşması, kendini kabullenmesi ve olması gereken kişiye olabildiğince yaklaşması için harcanan hayli ciddi, derin SAYFA 36 “Avrupa Birliği’nde Türkiye’nin tam adaylık sürecinin başlatılmasıyla birlikte, bir taraftan Türklerin Müslüman ve Doğulu olmalarını, diğer taraftan Türkler ve Avrupalılar arasındaki tarihi savaşları, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği için engel olarak gösteren Avrupalıların sayısında ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Bu artış, Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiği Avrupalılaşmanın bile, Avrupalıların Türklere ilişkin oryantalist tavır ve inançlarını yıkamadığına kanıt olur niteliktedir. Türkiye karşıtı tutum sergileyen Avrupalılar, geçmişte ve özellikle de 19. yüzyılda Türklere atfedilen oryantalist önyargı ve imgelerin bilinçaltından bilinç yüzeyine çıkarılması uğraşısı ve çabasını göstermektedirler. Çünkü biliyorlar ki, önyargıları ve bilinçaltındaki toplumsal imgeleri kullanmak suretiyle kitleler çok kolay harekete geçirilebil