Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Onu oyunlarıyla tanıyoruz BernardMarie Koltès Koltès’in oyunları, birbirini izleyen küçük çatışmalardan oluşur. Bu küçük çatışmaların bir bütünlüğü vardır, ancak Koltès oyunun başında bunun hangi bütünlük olduğunu bilemez. Küçük şeyleri birbirine bağlayan bir gerçekliğin arayışındadır. Ona göre, yaşamda da aynı şey vardır. Olayların birbirini izlemesi. Tüm örneklerini yaşamdan alır ve daha sonra bir öykü icat eder. ? Prof. Dr. Ayten ER YAŞAMI Nisan 1948 tarihinde Metz’de doğan BernardMarie Koltès, SaintClément jezüit kolejinde yatılı olarak okur. Shakespeare, Claudel, Dostoyevski gibi büyük klasikleri okumasını tavsiye eden hocası Jean Mambrino’nun etkisiyle sinemayı keşfeder. Piyano ve org eğitimi alır. Sénèque’in Jorge Lavelli tarafından sahnelenen Médée adlı oyununda oynayan Maria Casarès’e hayran kalır. Oyun yazmaya karar verir. Bu konudaki düşüncelerini şu şekilde ifade eder: "Tiyatroya ilk gittiğimde çok geçti, yirmi iki yaşındaydım. Beni çok heyecanlandıran bir oyun seyrettim. Büyük aktris Maria Casarès oynuyordu, beni çok etkiledi. Hemen yazmaya koyuldum". Gorki’nin Enfance adlı yapıtından hareketle kaleme aldığı Les Amertumes’le Le Centre Dramatique de l’Est’in müdürü Hubert Gignoux’nun dikkatini çeker. Koltès, Gignoux’dan yazdığı metinleri okumasını ister. Gignoux, ondaki dehayı keşfetmekte geç kalmaz. Ancak onun roman yazarı mı, tiyatro yazarı mı olduğunu uzun süre kendisine sorsa da bir çıkış yolu bulamaz. Koltès reji bölümüne girer. Sekiz yıl boyunca, yazdığı oyunları komedyenlik eğitimi alan öğrencilerle birlikte sahneler. Gignoux, Koltès’i yalnızca yazıya yönelmesi için zorlar ve ondan söz ederken; "Koltès’le ilgili düşüncelerim değil duygularım var" der. Koltès’in tiyatroyu seçtiğini gören Gignoux, ona dramatik kompozisyon ve nesnel kurallar konusunda herhangi bir baskı yapmaksızın, ondaki doğal esinin tamamlanmasına yardımcı olur. Uzlaşımları taklit etmesini istemez, ancak dile getirmek istedikleri için yararlı olmaları durumunda onları yargılamasını ister. Her zaman dakik, sakin ve çalışkan bir öğrenci olur. Théâtre du Quai adlı bir tiyatro topluluğu kurar. Topluluk için birçok oyun yazar ve sahneler. Yazdığı La marche (Cantique des cantiques’den esinlenir) ve Procès ivre (Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sından etkilenir) adlı oyunları sahneler. Oyunlarından hiçbiri gerçek bir tiyatroda sahnelenmez. Profesyonel anlamda sahnelenen ilk oyunu, kendisi ve Yves Ferry tarafından sahneye konan La nuit juste avant les forêts’dir. Oyun 1977 yılında Avignon’da oynanır. La nuit juste avant les forêts ve önceki SAYFA 18 Çağdaş bir klasik: oyunları arasında üç yıllık bir kopukluk dönemi vardır. Bu süre boyunca hiçbir şey yazmaz. Hatta bir daha yazmamayı bile düşünür. Yeniden yazmaya başladığında ise durum çok farklıdır. Eski oyunlarını beğenmez. Sahnelendiklerini görmek istemez. Öncü tiyatro için yazdığı sanısındadır. Oyunları kurallara uymaz. Biçimleri git gide kesinleşen oyunlar yazmak ister. Başlangıçta, oyun yazmanın bir şeyler icat etmek olduğunu düşünür, ancak daha sonra işinin anlatmak olduğunun bilincine varır. Ona göre, "yolculuklardan ya da varlıktan rasgele keşfedilen gerçeklik kadar tam, mükemmel ve tutarlı bir gerçekliktir” bu. Hiçbir imgelem onu icat edemez. Artık soyut yerler ve soyut durumlar yaratmak niyetinde değildir. İmgelem ve önsezi anlatılmak isteneni iyi anlamaya yarar. Anlatılan şeyler konusunda korkular başlar: En basit, en anlaşılır ve çağımıza en uygun biçimde yazma korkusu. Eğer bir oyunun yazılmasına iki yıldan fazla bir sü sonra, aynı yapıtı sinemaya uyarlasa da olanaksızlıklar yüzünden film bir türlü bitmez. Rusya’ya gider. Des voix sourdes, ilk olarak RadioFrance Alsace, daha sonra da FranceCulture’de yayınlanır. La fuite à cheval très loin dans la ville adlı bir roman yazar. Burada, eğretilemeli olarak, uyuşturucuyu bir kaçış olarak çağrıştırır. 1975 yılında, intihar girişiminde bulunur. Paris’e yerleşir. Le jour des meurtres dans l’histoire de Hamlet’i yazar. Komünist Partiye kaydolur ve mücadele eder. Daha sonra ardı ardına La nuit juste avant les forêts ve Sallinger’i kaleme alır. Sallinger, Lyon’da, Le Théâtre de l’Eldorado’da sahnelenir. La nuit juste avant les forêts’yi ise Yves Ferry ile birlikte Avignon Festivalinde sahneler. 1978 yılında, Latin Amerika’ya gider ve Guatemala’da üç öykü yazar. Bu öykülerden ikisi Prologue’da yayınlanır, üçüncüsü ile kaybolur. Belirli bir süre Nijerya’da kalır. Komünist partiden ayrılır. Afrika’ya geri döner. Yeniden Guatemala’ya gider ve altı ay boyunca 9 re ayrılıyorsa, bunun tek nedeni tembellik değildir. Tiyatro için yazmayı ve onun empoze ettiği kuralları sever. Oyunda, kişilere dolaysız olarak bir şey söyletilmez. Romandaki gibi asla betimleme yapılamaz, durumdan söz edilemez, onu var etmek gerekir. Sözcüklerle hiçbir şey söylenemez. Söylenmesi gereken şey, sözcüklerin arkasına gizlenir. Tiyatro konusundaki düşünceleri oldukça açıktır: "Tiyatroya ender giderim. Belki de yılda üç kez. Gittiğimde kendimi çok kapalı bir dilin karşısında bulurum, anlamam. Kendimi bunun dışında tutmayı tercih ederim. Zaman zaman yönetmenlerin, komedyenlerin, tiyatronun kendilerine sağladığı heyecanlardan hareketle çalıştıkları duygusuna kapılırım. Yazar olarak, tiyatro deneyimleri hiçbir işime yaramaz. Çoğu kez beni sıkar bile. Buna karşın, komedyenleri düşünerek yazdığım da olur, bu durumda seçimlerin çoğu zaman gerçekdışıdır. Niro ya da Brando için yazarım. Beni daha çok sinemacılar çeker". Maria Casarès ile birlikte değişik radyolarda yayınlara katılır. Récits morts, kendi yönetmenliğinde Strasbourg’da sahnelenir. Daha orada kalır. Guatemala’da yazdığı Combat de nègre et de chiens, Paris’teki Le Centre Culturel de la Communauté française de Belgique’de sahnelenir ve Lucien Attoun’da, daha sonra ise La nuit juste avant les forêts ile birlikte, 1980 yılında, Stock’da yayınlanır. Combat de nègre et de chiens’in konusuyla ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıt ilginçtir: "Gerçekten bilmiyorum. Bugün yazmak istediğim şey ve yazılan şey arasındaki mesafeyi ölçmekte güçlük çekiyorum. Bunu belki de gösterimler başladığında anlayacağım. Oyun Afrika’dan ve siyahlardan söz etmiyor. Ben, Afrikalı bir yazar değilim. Neokoloniyalizmi ve ırk sorununu da anlatmıyor. Benim için önemli olan kişiler ve aralarındaki ilişkiler. Basit anlamda, dünyadaki bir yerden söz ediyor. Zaman zaman öyle yerlerle karşılaşıyoruz ki, bunlar yaşamın ya da yaşamın bir boyutunun eğretilemeleri olabiliyorlar. Oyunum, belki de, biraz Fransa’dan ve beyazlardan söz ediyor. Bu durum zaman zaman simgesel, zaman zaman da çözülebilir oluyor. Özellikle üç insandan söz ediyor. Dünyanın kendilerine yabancı olan bir yerindeki üç yalnız insandan. Normal düzenin olmadığı, baş ka bir düzenin yaratıldığı ayrıcalıklı yerleri severim". Koltès, 1979 yılında, hiç tanımadığı yönetmen Patrice Chéreau’ya okuması için iki oyun gönderir. Chéreau ise onun adını daha önce yanında belirli bir süre çalıştığı Hubert Gignoux’dan duyar. Hubert Gignoux’nun ısrarı üzerine oyunları okuyan Chéreau, adeta büyülenir. Gerçekte Chéreau, o ana kadar genç yazarlarla hiç ilgilenmemiştir. 1980 yılında, Koltès’le karşılaşır. Koltès’i tanıdıktan sonra şöyle der: "Canlı ve yaşayan bir yazardı. Onunla sinemaya gidebiliyor, sokakta olup biteni ve politikayı tartışabiliyordum. Olaylar konusundaki bakış açısı ilginç ve şaşırtıcıydı. Çağdaş tiyatro yazınına yeniden inanmamı sağladı. Günümüz dünyası üzerinde düşünmeme, dünyayı anlamama yardım etti. Onunla karşılaşıncaya kadar, tiyatronun güncel dünyayı anlatabileceğine inanmıyordum". On yıl süren dostlukları, Koltès’in Fransa’da tanınmasında önemli bir rol oynar. Koltès, Chéreau’nun yaşamında oynadığı rolü asla inkâr etmez ve her defasında vurgular. Özellikle Chéreau’da, esin ve zevkin birleşmesi Koltès’i büyüler. Chéreau’nun dünyası onun için artık bir esin kaynağıdır. Chéreau, Koltès tiyatrosunu yazınsal tiyatro olarak adlandırmaktan yana değildir. Çünkü; Koltès ’in tiyatrosu "oynanacak kadar somut, sahne üzerinde yüksek sesle söylenecek ve canlandırılacak kadar da muhteşemdir". Bunun yanında Chéreau, Koltès’in Roberto Zucco ve diğer oyunları arasındaki farklılıktan rahatsızlık duyar. Combat de nègre et de chiens, FranceCulture’de yayınlanır. Dört aylık bir süre için Newyork’a gider. La nuit juste avant les forêts, La ComédieFrançaise’e ait olan PetitOdéon’da, JeanLuc Boutté’nin yönetmenliğinde yeniden sahnelenir. Bunun üzerine, La ComédieFrançaise, Koltès’e bir oyun sipariş verir. Bu Quai ouest olacaktır. Combat de nègre et de chiens, bu kez Newyork’da Le Théâtre de la Mamma’da, Françoise Kourilsky tarafından sahnelenir. Koltès, Marivaux’un Patrice Chéreau tarafından sahnelenen La dispute adlı oyununu seyreder. Bunun üzerine Combat de nègre et de chiens’i Patrice Chéreau’nun sahnelemesini arzular. Yeniden Newyork’a döner ve Athol Fugard’ın Le lien de sang adlı yaptını tiyatroya uyarlar. Yukata Wada, oyunu Avignon Festivalinde sahneler. Combat de nègre et de chiens’in Nanterre’de Le Théâtre des AmandiersNanterre’de sahnelenmesi büyük bir başaKİTAP SAYI Ayşen Baloğlu ? CUMHURİYET 839