Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
O K U R L A R A Karin Karakaşlı, 5 Ekim 1972'de htanbul'da doğdu. Sanktgeorg Avusturya Lisesi'ni ve Boğaziçi Üniversitesi Yahancı Diller Yüksek Okulu Mütercim Tercümanlık Bölümü'nü bitirdi. Tercüma Konscyi'nde simültane çevirmenlik yaptı; 1996'dan beri Agos gazetesinde kültürsanat sayfası editörü olarak çalışıyor ve htanbul'da yaşıyor. Karakaşlı'nın ilk öyküsü "Sis'in Ötesi" adını taşıyordu ve Adam Öykü dergisinde yayımlanmıştı. Bu öykünün ardından Agos, Varlık, Üçüncü Öyküler adını taşıyan edebiyat dergilerinde de ardı arâına öyküleri yayımlandı. Karakaşlı öykülcrinde "yaşamın kırılma anlannı" ya da "insanların yüzleşme anlannı" hüzün ve umut dolu ve şiirsel bir anlatımla yansıttı. Karakaşlı 1994 Gençlik Kitabevi Öykü Yarışması'nda 3.'lük, 1995 Gençlik Kitabevi Öykü Yarışması'nda l.'lik, 1997Bu Yayınevi Çocuk Edebiyatı Roman Yarışması'nda mansiyon, 1998 yılında da Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü'nü aldı. İlk öykü kitabı "Başka Dillerin Şarkısı" 1999 yılında Varlık Yayınlan tarafından yayımlandı. Karakaşlı, bugün bir ilk romanla çııktı karşımıza. Erdem Öztop, Karakaşlı ile romanını konuştu. Bol kitaplı günlerl... TURHANGÜNAY eposU: cumkitap@cumhuriyet.coin.tr turhangunay@cumhuriyet.com.tr "Gece Gülüşü" kısa birroman ama yazar bize çok zor okunan bir metin sunuyor. zor okunmasının sanırım birkaç nedeni var fakat bu nedenler aynı zamanda romanı benzersiz kılan özellikler olarak da düşünülebilir. Asuman KafaoğluBüke Yazın Sanatı CJUIU sanlara benzemiyorlar, çünkü onların meslekleri, öğrenimleri, sosyal sınıfları her ne ise, bunlardan romanda hiç bahsedilmiyor, onları bir tek boyutları ile tanıtıyor roman: Cinsellikleri. Semra Topal'ın roman kahramanları kendilerini yoğunlaşmış cinsellikleri ile ifade ediyorlar. Politik, duygusal ya da düşünsel tüm dışavurumları cinsel eylemlerinde ifade buluyor. Burada yazar, daha önce bir eşine rastlamadığım türden bir erotizm ortaya çıkarmış. Bütün ilişkilerin temelinde cinsellik olduğunu varsaymak yeni bir düşünce değil tabii ki, kitabın başında alıntı yapılan Georges Bataille da( 18971962), Semra Topal gibi, ilişkilerin altında yatan cinselliği sorgulamayı seven yazarlardandı. Burada okura değişik gelecek bir şey varsa o da, Topal'ın bütün tabulara kadın erotizmi açısından el atması. Roman içinde de çok kereler bunu dile getiriyor: "Şuracıkta yeri gelmişken küçük bir itiraf yapmamı kimse engellemesin, erotizmde erkek zekâsı yoktur" bir başka yerde de "şairlerimiz hep zaman ın azlığından ve sevişmenin zaruretinden bahsederler, ama bir kadın nedır bilmezler." Hemen belirtmek gerekir ki bu romanda basit bir kadın / erkek karşıtlığından söz etmiyor yazar, burada karşı çıkılan erkeklik daha çok erkcğin tarih boyunca sahip olduğu güç: "Erkek düşmanı değil, erkek dilı düşmanı" dediğinde yazar, daha iyi anlıyoruz. Romanda bir karakteri tanıtmaya başladığında, konuya başından değil orta yerinden girildiği hissi verdiği için, bir süre kimden bahsedildiğini anlamadan okuyoruz. Örneğin A. diye bahsettiği kişi kadın mı erkek mi uzun süre bilmeden okuyoruz, daha önemlisi anlatıcının cinsiyetinden de ben bir müddet emin olamadım, fakat bunun çok fazla bir önemi yok bu anlatı içinde. Herkesin herkesle ilişki (!) içinde olduğu bir dünyayı anlatıyor bize yazar. Burada eşcinsel, heteroseksüel gibi aynmlar gereksiz ve saçma kalıyor. DİLSEL PROTESTO Topal, özellikle bütün toplumsal cinsel tabuları romanına konu etmiş. Ensest, sübyancılık gibi akla gelebilecek her sapkınlık yer alıyor. Şimdi biraz bu denli sapkın cinselliğin neden anlatıldığı üzerirKİe duralım. "Gece Gülüşü" için erotik roman demek doğru olmaz, erotica denilen türün en önemli özelliklerinden biri daha geniş bir estetik çerçevesi içersinde okurda hazlar uyandırmaktır, bunu yaptığını söylemek olanaksız. Ote yandan bu romanı pornografik olarak da değerlendiremeyiz, çünkü metnin amacı cinsel dürtüleri uyarmak değil, hatta aksine anlatılan cinsellik kaba ve şiddet dolu. "Gece Gülüşü"nü değerlcndirirken anlattıklarından çok anlatım dili üzerindc durmak gerekiyor. Bu romanı bir çeşit protesto olarak okuyacaksak bence bunu ahlaksal anlamda değil, dilsel an H er insan hayatı boyunca birçok role girmek zorunda kalır. Birisinin annesi, bir diğerinin patronu, birilerinin komşusu, sevgilisi, arkadaşı olur; bir tek kişi olmasına rağmen büriindüğü rollerin her birinde farklı bir yüzü görünür. Klasik edebiyat kahramanlarının birden fazla yüzünü görebilmemiz, yazarın ustalığı olarak değerlendirildi. Günümüz edebiyatının böyle bir derdi yok: Karakterleri tüm rollerinden arındırılmış, tek bir boyutla ele alıyor, böylece tam da istediği karakteristik özelliğe dikkat çekmiş oluyor. Bu hafta Semra Topal'ın "Gece Gülüşü" adlı, son derece ilginç romanını okurken bu konuları düşünüyordum. "Gece Gülüşü" kısa bir roman 150 sayfa bile değil ama yazar bize çok zor okunan bir metin sunuyor. Zor okunmasının sanırım birkaç nedeni var fakat bu nedenler aynı zamanda romanı benzersiz kılan özellikler olarak da düşünülebilir. PARÇALANMIŞ ÖYKÜ Okur, her zaman bir öykünün peşinden gitmeyi sever. Akıcılığı, siirekliliği, heyecanı sağlayan şey budur; öyküye kendimizi kaptırdığımızda "Sonra ne olmuş" diye merak eden, masal dinleyen çocuklara benzeriz. Yirminci yüzyılın en önemli edebiyat akımlarından biri sayılan Yeni Roman, klasik romanın kalıplarını kırmaya giriştiğinde ilk yaptığı şey olay örgüsünü parçalamak oldu, böylece ortaya, kurgusu olmayan, bir bakıma iskeleti olmayan eserler çıkabileceğini göstermiş oldular. Semra Topal da "Gece Gülüşü"nde öyküyü hep parçalama yolunu seçmiş. Bu yüzden şimdi kitabı anlatırken konusunu anlatmaya hiç girişmiyorum, çünkü takip edilecek öyküler roman içine bölük pörçük yayılmışlar. Olay zinciri olmadığı gibi süreklilik sağlayan unsurlar da yok romanda. Yine de belli bir iskeleti var romanın, altı bölümden oluşuyor ve her bölümde bir karakter öne çıkarılıyor. Romanın anlatıcısı (adını bilmiyoruz) birinci tekil şahısta, Gecenin Şamarı adlı bir gece kulübündeki insanları anlatarak başlıyor. Bölümlerin başlıklan da çoğıı kez bu karakterlerin adlarını ya da takma adlarını taşıyor. PARAMPARÇA KARAKTERLER Gecenin Şamarı bildiğimiz kulüplerden dcğil, buraya gelen insanlar da tanıdık insanlar değil. Romanın kahramanları hayatları boyunca farklı roller oynayan inSAYI 826 KITAP Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet vakfı adına llhan Selçuk . Cenel Yayın Yönetmeni: Ibrahlm Yıldız 0 Yayın Yönetmeni: Tuıtıan cünay 0 Sorumlu Mudur Mehmet Sucu 0 Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı o Yayımlayan: Yeni cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.ş. 0 Baski: Ihlas Gazetecilik A.ş. 29 Eklm cad. No: 23 Yenibosna Istanbul o Idare Merkezl: Prof. Nurettin Mazhar öktel sok. NO: 2 34381 Slîlilstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) FakS: 0 (212) 343 72 64 o Cumhuriyet Reklam: cenel Müdür Ozlem Ayden/Reklam Müdürü: Eylem çevik c Yemisüreii yayın < Tel: 0 (212) 251 98 74 750(212)343 72 74 lamda düşünmek gerek. Yazar burada tabuları kırmaya girişmiş gibi durmuyor, bana daha çok dilsel bir genişleme alanı yaratmaya çalıştığı izlenimi verdi. Roman içinde edebiyata yapılan göndermelerden de ortaya sanki bu çıkıyor. Artık bir başyapıt yazılamayacağı birkaç kez, farklı karakterler tarafından söyleniyor. "... yüzde yüz başarısızlığa uğrayacak bir yapıt için kıçını bu kadar sıkmasının gereksiz olduğunu söylüyor, çünkü insanlar büyük yapıtların öldüğü görü^ şünde." Romanın son sayfalarındaki Hamlet göndermesi de benzer bir anlamsızlık üzerinde duruyor, hatta bu satırları okurken romanın kendisini tanımladığını düşünmeden edemedim: "Çok okuyan Hamlet'e, ne okuyorsunuz lordum diye sorduklarında; lat, laf, laf demişti." Kopukluk ve anlamsızlık kitabın en önemli özelhkleri. Araya giren şarkı sözleri, şiirler ve piyes şeklinde yazılmış diyaloglar kopukluk duygusunu arttırıyorlar. Özellikle diyaloglarda, birbirlerinin sözlerini dinlemeyen ve anlamayan insanların konuşmalarında, daha fazla hissediliyor. Roman boyunca hep konunun içine hazırlıksız atılmışım hissine kapıldım, romanın giriş tümcesi zaten "(b)u gece de bizim yerimiz tam havasındaydı" söyleriyle başlıyor. Buradaki "dc" öncesi olan bir anlatının bir yerinden girilmiş havası veriyor. "Gece Gülüşü" zekice yazılmış, hatta yer yer espriü bir roman, ancak bu romandan alınan zevk, okuma zevki değil, bir yazarın gidebileceği en uç noktaları görmenin verebileceği bir haz. Klasik roman beklentisi ile okunacak bir metin değil, ayrıca temalara da kolay alışacağımızı sanmıyorum. Yine de söylemek gerekir, Semra Topal romanımızda duymaya alışık olmadığımız aykırı bir ses. • asu@yazinsanati.cotn Gece Gülüşü/ Semra Topal/Agora Kıtaplığı/ 2005/ 116 sayfa. SAYFA 3 CUMHURİYET KİTAP