Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
M. Sadık Aslankara Ve perde... Sahnenin ustaları, öykünün ustasıyla karşı karşıya! Kitaplar Adası Anadolu'nun oyunları, oyuncuları Anadoluya karşı sıra sıra oyunların sergilendiği, Cumhuriyetle gelen değerlerin aşındırılmaya çabalandığı bir süreçte, bütün bunlara Anadolu'nun oyunları, oyunculuklarıyla yanıt vermekten daha hoş ne olabilir dersiniz? etin And'ın Oyun ve Bügü (YKY, genişletilmiş ikinci basım, 2003) adlı yapıtı üzerinde daha önce durnıuş, kitaptan yola çıkarak Anadolu'nun tadına doyum olmaz oyunlanna, bu yönde sergilenen oyunculuklara yeniden döneceğimi belirtmiştim... Bu hafta, konuyu ele almanın tam sırası sanırım. Anadolu'ya karşı sıra sıra oyunların sergilendiği, Cumhuriyetle gelen değerlerin aşındınlmaya çabalandığı bir süreçtc, bütün bunlara Anadolu'nun oyunları, oyunculuklarıyla yanıt vermektcn daha hos, ne olabilir dersiniz? And, Oyun ve Bügii'yle "pratik ve çıkarcı sonuçlar bakımından ilgilen(ecek)" okura her ne kadar "karşı" tutum sergiliyor, böylesi "tezcanlı okuyucu"yu (297) her ne kadar uyanyorsa da, benim şuracıktaki değerlendirmelerimin, And'ın saptamalarına, belirlemelerine dayalı bir bireşim olacağı unutulmamalı. Metin And, Dionisos ve Anadolu Köyliisii adlı kitabmdan şu bölümceyi aktarmış yapıtında: "Köylü davranışlarında iki güç buluyoruz. tlericilik gücü olan aykın inan ile gerici, eskiyi tutucu halk ınançlan. (...)/ Başına geyik boynuzları takan, hayvan postuna bürünüp danseden köylünün bu davranışında köyünün, halkının inanç ve törelerinde kutsal bir birleştiricilik buluyoruz. (...) Bu onun eskiyi tutuculuğu. Bunun yanısıra Islam, Hıristiyanlık gibi dınlerin onun aykın ınan, büyücülük, puta tapıcıhğına gösterdiği sert tepkiye direnip sonunda bunları bu dinlere büe çeşitli sözde gerekçelerle de olsa benimsetebılmesi. (...) Ahmet Kutsı Tecer'ın 1961 yılında Istanbul'da düzenlenen I. Halk Oyunları Semincri'ne sunduğu bildiride verdiği örnek ilgınçtır. Genç bir köylüye oynadıklan oyunu nıye oynadıklarını soruyor, köylü nedenini bilmediğini ama oynamanın zorunluluk olduğunu söylüyor. Oynanmasa da olur mu? sorusuna köylü, Tecer'i tuhaf tuhaf süzerek oynamamak olmaz ki... diyor."(100, 101) ANADOLU OYUNLARI LAİK! Metin And, Kars'ta oynanan iki ayrı "Köse" oyununu örnekleyerek ilginç aktarımlarda bulunuyor. Oteki öğelcr kadar "domuz kurban etme" tutumıı üzerinde de duran And, konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi getiriyor: "Gerçi başka Anadolu seyirlik oyunlarında da domuz taklidi yapılır, ancak bu rada domuz tanmsal nıtelikteki oyunlarda öldürülmesi gereken fakat eti yenmeyen zararlı bir hayvan olarak tanıtılır. Oysa söz konusu Köse Oyunu'nda kurban edilip eti yenmektedir. Domuz, Islam öncesi Orta Asya'da çok onemli bir hayvandı. Şamanlıkla çok yakından ilıntisı vardır." (50) Öteki Köse oyununda da oyun kişisı Köse, domuzunun yenildiğini ileri sürer. And'ın bunlara bakarak getirdiği değerlendirme ilginç: "Böylece geleneklerin dinlerin yasaklarına baskın çıktığını Köse Oyunu'ndan anlıyoruz. Islamın çok sert yasağına karşın oyunun şaman kökenli geleneklerinde, Türk köylüsünün nasıl direnerek domuz kurban edip etini yemeyi taklıt etmesi çok ilginç bir örnek değerindedir." (51) And, oyunlarda "birtakım tabular(la), inançların (nasd) yaşadığını" da anlaüyor bize. Sözgelimi Konya'dan iki çocuk oyununu örnekliyor Oyun ve Bügü'de. Halkın, bu oyunlara tabu ya da inançlarından ötürü karşı çıktığını, (51) ama "kız çocuklarının bebekle oynamasını hoşgörtdüğünü), bunu puta taparlık sayma(dığım)" (56) gösteriyor. Aynı şekilde kukla, yontu yapımına da eğilen yazar şunları aktarıyor yapıtında: ".. .Anadolu Türklerinin kukla geleneği her bakımdan Orta Asya kültüründen gelmektedir. ...Totemizmin izleri yalnız Anadolu'da yaygın kuklalarda değil fakat ilkel hayvan heykellerinde de görülür. Çoğunlukla koyun, koç heykellerinde tslamın üç boyudu tasvir yasağına rağmen yaşaması, bu geleneklerin önemini gösterir." (97) Kaldı ki "bugün (de) Anadolu'da yağmur yağdırmak için .. .ilkel bebekler, kuklalar kullanılmaktadır" (234,235). "Ahilerarasında yaygın bir kukla oyunu" da söz konusu (237). Seyirlik oyunların bir bölümü erkeklerce oynanıyor olmakla birlikte yalnızca kadınların ya da kadınla erkeğin birlikte oynadıkları oyunlar da söz konusu Anadolu'da. Yalnızca kadınların katıldığı kına gecelerinde de oyun, etkinliklerin ayrılmaz bir parçası. Metin And, tek tek yer adları sıralayıp bu oyunların yurt coğrafyasındaki yayılışlarını da gösteriyor bize. Sözgelimi Ankara Beypazarı, Maraş Türkoğlu, Kilis, Gaziantep, Edirne, Tokat, Burdur, Adana vb. (201 vd.) Bu arada And, Ankara'da kadınlar arasında oynanan bir Deve oyunundan da söz ediyor (223). Metin And, şunu belirtmekten de geri durmuyor yapıtında: ".. .Kimi Anadolu seyirlik oyunlarında çifdeşme de utanmasız bir sözsüz oyunla canlandırıhr." (105) "Bu oyunlar cinsel ilişkileri konu alan açık saçık oyunlardır. Bir yandan tabu olan cinsel yasaklan oyunlaştırma eğilimi, bir yanK İ T A P Jale Sancak'ın Genco Erkal, Ayla Algan, Zeliha Berksoy, Haluk Bilginer, Cüneyt Türel, Tilbe Saran, Erol Keskin, Ahmet Levendoğlu, Köksal Engür, Ahmet Cemal, Mahir Günşiray, Ash Öngören, Emre Kınay, Cüneyt Çahşkur, Tomris İncer, Adnan Tönel, Sadık Aslankara, Nihal Geyran Koldaş, Erol Ozan Ayhan'la yaptığı söyleşiler. M DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr Demek ki Anadolu insanı oynuyor, öyleyse Anadolu'da milyon milyon oyuncu var... And'ın da gösterdiğince üstelik tabulardan sıyrılmış, çatısı evrensel kardeşlikle, iyileştirici sağaltmayla örülmüş oyunlar bunlar. Ne dersiniz, biraz daha yakından göz atalım mı Anadolu'nun bu oyunlarına, Anadolu'daki oyunculuklara? SAYFA 22 C U M H U R İ Y E T S AYI 819