22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ben bırakmadım, Ankara ile görüşeceğim diye içeri girmek istiyortlu, siz zil çalınca elimden kurtulup içeri girdi, dcdi." Berin Taşan'ın anıları arasındaki bu küçük olay siyasetin yargıyı etkilcycn yüziinü gösteriyor. Bu olay üzcrinc lzmir Cumhuriyct Savcısı Berin Taşan, Şiran'a atanmıştır. Şiran'a, Gümüşhane'nin güneybatısındaki küçük bir ilçeye. Berin Taşan bu anıyı şöyle tamamlıyor: "Ne garip bir rastlantı, otuz yıl sonra Karşıyaka Başsavcısı'yken ıızun yıllar kaçak olarak aranan bir hükümlünün yakalanması üzerine cezaevine alınma yazısını imzalıyordum, gözüm hükümlünün adına takıldı, H.B. yazıyordu. Bu ünlü 'vatan cepheli', Alsancak DP Ocak Başkanı idi. Suç yerinde, 'tzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nce hırsızlık suçundan hükümlü' yazılıydı. Polis memuru duraksadığımı görünce 'Dışarda bekleyen hiikümlüyü görmek ister misiniz?' dedi. 'Hayır' declim." Demokrasiyi güçlü kılan, yargı bağımsızlığına duyulan güvendir. Ama yönetim erkini elinde bıılunduranlar bütün kuruluşları ele geçirmek, anamalın yönetimini denetlemek isterler. Demokrat Parti yönetimindeki tırmanışta, kendi siyaseti doğrultusunda kullanamadıkları görevlilcri sürmek, üstelik lekeleyerek zor durumlara sokmak alışkanlıgı vardı. Berin Taşan 'ın anılarından anlıyoruz ki bu yöntemi ona da uygulamak istemişlerdir. Demokrat Parti'nin yönetim erkini ele geçirdiği 1950'li yıllarda "Büyük Sermaye" güçlü değildi. Koç topluluğu yeni palazlanıyordu. Vehbi Koç'un CHP eğilimli olduğu söylenirdi. Adnan Menderes'in Vebbi Koç'u çağırarak şöyle dediği söylentisi vardır: "Vehbi Bey, şu '1 lira'yı görüyor musunuz? Bu paraya muhtaç olacak hale getiririm sizi." Yönetim erkini elde tutabilmek için her yönteme başvurmayı doğal sayan çı sevmiyorum. Bu yüzden Ilhan Berk'Ie ne zanıan karşılaşsak tartışıyoruz" (UNLEM, EylülEkim 2005). Doğruyu söylemek adına da olsa, savsöz şiirine yönelen bir anlatıya Ilhan Berk uzak durur. Necati Cumalı'nın kısa mektıibıında tartışmanın ayrıntıları belirtilmiyor. Hidayet Karakuş'un yorumuna görc Berin Taşan'ın şiiri: "Söz oyunlarından uzak bir şiiri vardır Berin Taşan'ın. Onun için düşünceyle duygunun bireşimi dizcye dönüşürken söyleyeceği söz önemlidir. Içtenliği yalınlığa götürür onun şiirini; yalınlığı çarpıcılığa. Konuşur gibi şiir söylempk her babayiğidin harcı değildir" (ÜNLEM, EylülEkim 2005). Berin Taşan'ın şiirine yansıyan toplumcu duyarlıkta anlatı şiirinin yakınlığı var, ama savsöz şiirinin ağırlığı yok: "Korka korka cleğil, usul usul değil Elım yüreğimde çarpa çarpa geldim Aç kaptyı bak ne diyeceğım . Yediveren güllerden, duvardan sarkan güllerden Çocuklardan sabah erken okula giderlerken Atlardan bahsedeceğim... Yorgunum demeyeceğim, bir evimiz olsa demeyeceğim Yüreğim daralıyor demeyeceğim." Gazi'nin mavi gözlerinde gökkuşağını yakalayan bir Cumhuriyet Çocuğu'mm Manisa'dan Istanbul'a uzanan hikâyesi... "Değerli Cumhtıriyet Çocuğu, eseriniz türünün en güzel örneklerinden biri. Akıa üslubunuza, renkli anlatınıza hayramm, imreniyorum. Bu sımsıcak eserinizi yürekten kutlanm. Var olun." Prof. Talat Halman CEZAEVİNDE TİYATRO Berin Taşan'ı savcı olarak daha çok cezaevlerinin yönetiminde görevlendirdiler. Belki de duruşmalarda bulunmasını sakıncalı gördüler. Hapishane koşullarının iyileştirilmesinde, içerdekilerle insancıl ilişkiler kurmada Berin Taşan'ın kişisel çabaları oldu. Cezaevinde tiyatro kurma çalışmaJarı üzerine Ceyhun Atuf Kansu'nun 27.6.1964 tarihli mektubu belge özelliği taşıyor: "Sevgili kardeşim Taşan, Bir memlekette cezevine de tiyatro girdi mi, o halkın bir ycri adamakıllı ışıyor demcktir. Bu ışımayı hazırlayan, etkileyen, hızlandıran aydınlara bin şükür. Sana, senin ardındaki Atatürk dağına, seni, cezaevine 'Pusuda' oyununu sokmaya iten devrimci güce bin şükür! Yer yer sabah güneşleri vuruyor yurduma. Hani, güneş doğarken, ilkince birden vurmaz da güneş, ilk önce yalımları dökülür oraya buraya: Vadiler karanlıktır da, ora bura güneşler içindedir: Ama gerçek sabahın muştusudur bu. Seni, cezaevinin oyuncularını ve her şeyden nice de, senin gibi devrimci aydınlardaki halkçı gücü kutlarım. Gözlerinden sevgilerle öperek" (ÜNLEM, EylülEkim 2005). Atila Er'le söyleşisinde cezaevleri etkinlikleri için şunları söylüyor Berin Taşan: "Izmir'deyken Buca Eğitim Enstitüsü'yle işbirliği yaparak cezaevinde açıkoturumlar düzenler; tiyatro, şiir günlcri yapardım. Sinop'ta da her yıl bir oyun sahneye koyardık. Sinop Festivali'nin bir günü Sinop Cezaevine ayrılırdı. Şiir, müzik, halkoyunları çok ilgi görürdü. Etkinliklerde görev alan hükümlülerden cezaevinde ve cezaevinden çıktıktan sonra suç işleyenine rastlamadım." Yatağında akan görkemli bir ırmak gibi, toplumun gidişine kendimizden bir şeyler katarak yaşamayı anlamlı kılmaya çalışıyorsak, görevimizi yapmanın iç erincini duyarız. Cumhuriyet Savcısı, ozan Berin Taşan o iç erinci duyan insanlardan biri... • mli M ptanttMabIçh drtferUd vı Utıplvna karcı anlayış, demokrasimizin yozlaşmasına yol açmıştır. Berin Taşan'ın anılannda o yozlaşmanın somut örneklerini görürüz. OZAN KİMLİĞI Necati Cumalı'nın Berin Taşan'a gönderdiği bir mektupta gerçekçi yoruınun değerlendirilmesi var: "Ben şiiri ancak doğruya dokunursa seviyorum. Laf yığını şayet şiirse, şiiri HiHıilıiııı |M*tMb MMJI Hn. DOÖAN KİTAP www.dogankitap.com.tr Hdntit «Mi K. M . m: 8 08800 OMUyM. W.: (1012)23581112382346
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear