Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sızlıkları sağlanacak, ancak Türk egemenliğindeki diğer nıilliyetlere de özerklik verilecek ve Boğazlar uluslararası ticaret gemilerine açık olacaktır. (ABD Başkanı Wilson'un 14 Nokta olarak bilinen 'ilke'leri.) Kısacası, 90 yıl önce Anadolu'da ve Trakya'da askerlikten eğitime, ticaretten kültüre, yaşamın her alanında Osmanlı'nın egemenliği bitirilmişti. Padişah ve onun kukla hükümetleri, yabancıların bütün dayatmaları karşısında acz içine düşmüşler, kimileri, işgal için açıkta bekleyen Yunan gemi komutanlarıyla paskalya yumurtası bile tokuşturmuştu. "tştc bu ahval ve şerait içinde" Mustafa Kemal ve ona, onun önderliğine inanan ulusumu/ tarihte ilk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış ve zaferle sonuçlandırmıştır. Zaferle sonuçlandırmıştır, çünkü işgalciler 90 yıl önce de bugünkü gibi, ulusun gözlerine baka baka "Türkleri Küçük Asya'dan def etmek"ten söz ettiklerinde karşılarında üstlerine ölü toprağı serpilmiş bir ulus bulamamışlardı. Özgürlüğü ve bağımsızlığı hem ulusun önderleri istiyorlardı, hem bizzat ulusun kendisi. Toplumun hiçbir katmanında tepkisizlik, uyuşukluk ve katlanış yoktu. Zaten bu duyarlık, zaferi güvence altına alıyor, yarınlara umutla bakılmasını sağlıyordu. Peki, bugünkü dıırum gerçekten Mümtaz Soysal'ın belirttiği kadar umutsuz mudur? Doğrusu, Sayın Soysal'a hak vermemek, işaret ettiği göstergelere bakıldığında, pek olanaklı görünmüyor. 90 yıl önce ile şimdiyi birbirinden ayıran, bunca olan biten karşısında toplumumuzdaki duyarlık eksikliğidir. Duyarhlık gösteriyorsa da bunu politik arenada siyasi bir temele oturtamamasıdır. Fakat bu hep böyle mi sürüp gidecektir? gece bir uzaklıktan ama ince ayarlı bir dııyarlıkla izlediği, engın sabrının giderek tükendiğini kendinin de bildiği ortaya çıkıyor. Öte yandan, sayısı küçümsenmeyecek kadar çok aydınımız, yazarımız, öğretmenımiz ve diğer meslek insanlarımız, yakın çevrelerinde yaptıkları çalışmalarla, ulusu muzun geleceğinc dair umutlarımı/.ı çoğaltmaktadır. Metin Aydoğan da bunlardan biridir. Belki abartılı bir anlatım olacaktır ama ben, Metın Aydoğan'ın yaşadığı bir ülkede umutsuz kalınmasını pek doğru bulamıyorum. Düşünsenizc, Metin Aydoğan'ın, Attilâ Ilhan'ın, Hrol Manisalı'nın, Anıl Çeçen'ın ve daha nicelerinin yaşadığı bu ülke özgürlüğünü ve bağımsızlığını hepten yitirebilir mi? Olanaklı mıdır bu!? Görünüşte tek kişiymişler gibidirler, doğru, ama ben tek yürek taşıdıklarına inanmıyorum; onlar milyonlarca yürek, milyonlarca beyin sahibidirler. Üstelik yalnızca sayısal bir üstünlük değildir kastımız; nitelik olarak da dünya çapında beyindirler. Bunıın gerçekten böyle olup olmadığını sınamanın belki de bir yolu, Metin Aydoğan'ın yazdığı "Mustafa Kemal ve Kurtuluş Sayaşı" adlı kitabını okumak olacaktır. "Ülkeye Adanmış Bir Yaşam" üst başlığıyla Umay Yayınları arasından çıkan bu kitap, kısa bir sürede 3. baskısını yapmış, binlerce yurtseverin beyin hücrelerine sızmıştır. Karakter Asınması Karakter 1 n DefneKAYA üreselleşme günümüze kadar büyük ölçüde uluslararası sermayenin yükselişi, bölgesel iktıdar bloklarının oluşumu, savaşlar ve etnik çatışmalar bağlamında incelendi. Oysa gün be gün yaşadığımız gibi, bu süreç hepimizin gündelik yaşamını derinden etkiliyor. Kapitalizmin gelişiminin patlamalarla ilerlediği birçok dönemde olduğu gibi, bugün de küresel sennayenin geçirdiği dönüşümler, temelde iş süreçlerindeki değişimler dolayımıyla hepimizin aile yaşamını, arkadaş ilişkilerini ve elbette karakterinin tutarhlığını sarsıyor. Richard Sennett'in Ayrıntı Yayınları'nca Türkçe'ye kazandmlan kitabı Karakter Aşınması'nda, özellikle ABD çerçevesinde büyük bir uzgörüyle incelediği bu süreçler artık bütün dünyada elle tutulur halde. K Ancak bu durum bizi aynı zamanda her tür bağlılığı, her tür sorumluluk almayı olumsuzlayan bir konuma itmiyor mu? Her birimizin bu kadar sık iş değiştirmesi ve ciddi işsizhk dönemleri yaşamamız sonucunda iş ve ınsan ilişkıleri kalıcılık kazanamıyor; iş arkadaşları arasında, şirketlerin o soğuk cam ve metal bölmelerini bir parça yumuşatacak samimiyet sarmaşığı boy atmıyor. Sennett'in yazdıkları artık sadece ABD değil Avrupa ve elbette Türkiye için de geçerli. l.ı/bon hedefleri çerçe vesinde Avrupa ülkeleri de, emek piyasaları esnekleşirken bireylerin sosyal gu vencesi nasıl sağlanabilır, nasıl bir "flexicurity" ya da güvenceli esneklik üretebiliriz sorusunu kendisine sormuyor mu? Türkiye'de şüphesiz bu süreci çok daha acımasız bir biçimde yaşıyoruz; /aten kurumsal güvenlik ağları geleneksel olarak zayıf olan ülkemizde her çalışan kendisini sürekli tehdit altında hissediyor; yaptığımız işi sahıplenmek, bir meslek gururu üretmek artık kaçımıza nasip oluyor? Işyerindeki ilişkilerde geçerli olan etik değerler, ailemizle veya arkadaşlarımızla kurduğumuz ilişkilerdeki etik değerlerle örtüşüyor mu? SENNETT'İN FARKI Sennett alıştığımız Amerikan sosyologlarına pek benzemiyor; içinde yaşadığı toplumu değerlcndirirken, ekonomik sistemin rasyonalitesini veya siyasal ve toplumsal entegrasyon gereklerini mutlak kabul etmekten ziyade, bizzat tanıdığı işçilerin, mühendislerin, ekmek ustalarının, barmaid'lerin hayatmdan, arkadaşlarının aile yaşamlarından yola çıkıyor, onlara olan sempatisini veya öfkcsini gizlemeye çalışmıyor, okuyucuyla ve arkadaşlarıyla birlikte sigarasını tüttürüp, tartışıyor. Bütün bu süreçte de eski Yunan'dan 19. yy gerçekçi romanlarına, oradan en güncel eleştirel sosyal bilimci lere uzanan çok zengin bir etik sorgulama geleneğini de seferberediyor. Sosyal bilimler teorisiyle gündelik yaşam sıkıntılarımız arasındaki yapma bariyeri aşmak isteyen hepimizin okuması gereken bir kitap... • Karakter AşınmasıYcni Kapitalizmde tşin Kişilik Üzerindeki Etkiler/ Rıchard Sennett/ Çcv Barış Yıldırım/ Ayrıntt Yayınları/ 2005/172 s. ESNEK KAPİTALİZM 1970lerden beri toplumakök salan, daha doğrusu geçmişin organize kapitalizminin köklerini koparan esnek kapitalizmin anlamı, artık kimsenin bir işte hayatını geçirip emeklilik kazanmayı beklememesi, bireyin sürekli piyasa rüzgârlarına göre eğilip bükülmeye, iş değiştirmeye, işsiz kalmaya, yeni beceriler öğrenmeye hazır olması. Kişi aile ve arkadaş ilişkilerini buna göre şekillendirmeye de tereddütsüz hazır olmalı. Şüphesiz, bir anlamda geçmişin rutin ve klostrofobik meslcki ve bireyscl ilişkilerini kırmak fikri, önümüzde yeni fırsatlar açıldığını düşündürüyor hepimize. ULUSAL HEYECAN Dört bölüm halinde hazırlanmış olan bu kitabın ilk bölümünde (tmparatorluk Çökerken) Viyana'nın öneminden işgal Istanbul'una değin geçen süreyi okuyoruz. 2. bölüm, "Samsun'dan Sivas'a", 3. bölüm "Kurtuluş Savaşı ve Yeniden Müdafaai Hukuk" , 4. ve son bölüm ise "Kurtuluş Savaşı, Meclis ve Ulusal Ordu" başlıklarını taşıyor. Yayınevi, kitabın arka kapağına Mustafa Kemal'in Erzurum Kongresi'ndeki konuşmasından bir bölüm almış: "(...(Mukaddesatın korunmasını sağlamak için beliren milli heyecan, artık bütün vatanımızda bir elektrik şebekesi haline girmiş bulunuyor. Işte bu kararlı şebekenin oluşturduğu yiğitlik ruhudur ki, mübarek vatanı ve milletin kutsal varlığını kurtarma ve korumaya dayanan son sözü söyleyecek ve kararını uygulattıracaktır." 86 yıl önce Mustafa Kemal tarafından dile getirilen bu gerçekler, bugün için de geçerlidir. AB'nin ve ABD'nin dayatmaları karşısında ulusal varlığımızın ve geleceğimizin geleceği konusunda bugün kafa yoran, düşüncelerini Metin Aydoğan gibi nitelikli kitaplarla yayan, yurdun her yanında yapılan toplantılarda ulusal duyarlığı besleyen azımsanmayacak kadar çok aydınımız var. Bugün belki konuşulması gereken, bu ulusal heyecanın "bir elektrik şebekesi" haline getirilmesi, etkili bir siyasi dille toplumu sarıp sarmalamasıdır. Bakın o zaman o "ölü toprağı"ndan ne canlar fışkırır, ne canlar!* Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı"Ülkeye Adanmış Bir Yaşam"/ Metın Aydoğan/ Umay Yayınları/ 366 s 8 19 "DURBAKALIM!" Bütün dünya âlem bilir ki, Türk ulusu, kendine reva görülen birtakım akıl dışı dayatmalara son kertede "Dur bakalım!" dcmesini ve sorunu birkaç yıl gibi kısa bir zaman dilimi içinde çözmesini bilir. Nitekim, AB ve ABD ile ilişkiler bağlamında yapılan hemen tüm anketlerde, toplumumuzun AnkaraBrükselWashington üçgeninde döncn dolapları bilC U M H U R İ Y E T K İ T A P S AYI SAYFA 19