05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Elîf Şafak'la romanları üzerine Her ne kadar edebiyat dünyasına Kem Cözlere Anadolu'd994) isimli öykü kitabıyla adım atsa da Elif Şafak, kendi yazarlık miladını bu kitapta değil 'Pinhan'(i997) isimli romanında bulur Tasavvufun dış cephesini ördüğü bu romanında şafak, din ile dinsizlik, inanç ile inançsızlık gibi sorunsalları irdeler Pinhanda. Ardından gelen şehrin Aynaları'(1999) romanında tarihsel olgunun her katmanına iner. öfkenin her dem bu romana hâkim olduğu gözlenir. 2000 yılında yazdığı Mahrem' isimli romanı ise yazarınında kendi ifadesiyle bilinçaltına yolculuktur aslında. Ardından gelen 'Bit Palasta (2002) bir söyleşide belirttiği gibi, Oğuz Atay'ın "kapalı sistem yaratıklarının dış dünya korkusu" diye adlandırdığı korkunun üzerine gider ve içdış ayrımını tersyüz etmeye çalışır. şimdi ise 'Araf isimli romanıyla okurun karşısına çıktı Elif Şafak! Amerika'da öğrenci olan altı farklı kültürden arkadaşın kahramanlarını oluşturduğu Araf, konu itibarıyla aidiyetaidiyetsizlik. göçebelik ve çokkültürlülük üzerine yoğunlaşır. En önemlisi de diğer romanlarında da olduğu gibi, 'eşiklik' olgusu başı çeken konusudur kitabın! Elif Şafak'la yeni kitabı 'Araf ı konuşurken yer yer günümüz edebiyatının, yer yer de günümüz siyasetinin sarmaladığı bir söyleşi gerçekleştirdik. lyi okumalar... SAYFA 4 "Beni anlatma değildir edebiyat, ben olmaktan çıkmaktır" D ErdemöZTOP • ^ evgili Elif Şafak, son romammz V 'Arafa iliskın sorulara geçmeden % önce sunu sormak ıs/ıyorum tlk \^J rumamnız Pmban'dan bu yana dil bâktmtyetıntz muazzam dereccde' Sırrımz nedır? Türkiye'clc hâkim romancılık geleneğinin aksine roınanlaruııda nc anlattığunı dcğil, ntyi nasıl aıılattığımı da önemsedım hcr zaman. Bir Hurufi kadar bağlıyını harflerc. Dili bir mekân, içinc girilen bir mekun, kelinıelcri de canlı addediyorum. Yaşıyorlar. 1 ler birinın ayrı ayrı kişıliklcri, özelliklcri var. lçlerinden biri yitip gitse içim sızlıyor. Kıiltiircl cnkazımızın altmdan çekip çıkanyorum Osmanlıca kelimclcri. Beni üztn Türkiye'de kültürde ve dilde süreklilik olmaması, kültürün bir kuşaktan bir kuşağa akamamış olması. Kelimelerin de tıpkı insanlargibi, toplumlargibiya^am çcmberleri oldııguna inanıyorum Hceli gelmeycn kelinıenin öldürübnesine, ortadan kaldırılmasma gönliim razı olmuyor. Sırra gelince, sır sayılmaz ama şunu söylcycbilirim: Kiminın sayısal hafızası iyidir, kiminin görsel hafızası. Benim de dilsel hahzam kudretlidir; duydıığum gördüğüm birkelimeyikolaykolay unutmam, kelimelcr takıiır kalır hafızanıda. gösterir bana. Ama işte bunların hepsini nasıl harmanlayacağımı, yazının akışını sezgi belirler. Bilhassa roman hızlandığında kendi kendini yazdırır artık, ben kalemimin kâtibi olurum o noktadan sonra. Bir cşik var ki yazarken, o eşigi geçince yazı bir veed halidir. Bir ba)ka söyleşide ise benim içtn edebiyat, ınsantn "olduğu sey"ı değil, "olmadığı sıy"t anlatınasıdır" dıyc ıfade edtyorsunuz... Aralar mısıntz bıraz bu \<>zlerı? Edebiyatı insanın kendisini, kendi hikâyesini anlatnıası olarak görmek çok yaygın bir yakla^ım. Yazı ile yazanı ayırt etmeden. Sanki anlattığınız hikâyc illa kı kendi hıkâ yeniz olmalı, ancak o zaman anlaşılır bir şey niçin o konuyu anlatmayı seçtiğiniz. Ama bazen dc o konu gelir sizi seçer. Ben hep başkalarını anlatırken kendimi anlattığımı gördüm, kendimi anlatırken de başkalarına ulaştığımı. Edebiyat benim ıçin hudutları aşmak demek. lçine doğduğum cinsel, dinsel, dilsel, kültürel ve sınıfsal hudııtla rın berisinde neler olduğunu keşfetmek. Beni anlatmak değildir edebiyat, ben olmaktan çıkmaktır. 'Araf, evın kb'pcğını de dahıledersek 7 kahramandan olujuyor, Ömer, Abed, Piytı, Gaıl, Alegre, Debra Ellen Thompsoıı veArroz. Altı farklı kültürden gelen ımantn ortak bir noktada buluşınasının hıkâyesidiye belirtebılır mıyız Araf'P RUHLARIN TOPLANDICI YER Vakıt kaybctmcden yenı romanınıza gclelım. Nedt'r 'Araf"'' Ökur ıgn kıdağa ilk anda yabana geliyor. 'Araf bcnim çok sevdiğim bir kelime. Ne cennete ne cehenncme gidebilen ruhların toplandığı yer. Arada kalnıı^lığa, geçiciliğe işaret cden bir kelime. Bilirsiniz, cinlcrin meşveret yeridir eşilder, tekin ol madıklarına inamlır. Aslında sızın tlk kıtabınızdan bu yana uğraştığınız temelkonu 'eşiklik' olgusu, yanıltyor muyum ? Sanınm hep sevdim arafta kaJmışları, araftaki ruh hallerini. Nereye ait olduğunu kesinkes bilen, geleceğini lcıyım kıyım planlamış geçmişiyle tamamen baıışık insanların yanında rahat edememişimdir lııçbir zaman. Akan insanları sevdim ben hep. llla ki bir yarası, bir saneısı olan aıdivetsule ri, eşiktekileri ruhtaşım belledim. En çok onların hikâyelerini anlattım. CJeçmışte gcrçeklcştırdıg'ımz bir sriyleftde roman btçımımze daırsomlan sorııya, \oyut bir kaynağın var olduğunu ama aynt zaman da bilgıdcn ziyade sczgıden heslcndığıntzı belırlıyorsunuz Araftçın de bu <>o'z konusu ınıu Yazı benim için akıldan ziyade sezgiye dayalı birsüree. Ama bu demek dcğil ki bilgi ile biçimlendirmıyorum romanlarımı. Aksine, anlatııgım konuyla ilgili muhak kak derinlemesine araştırma yaparım, okumalarımdan, bilgi birikimimden faydalanırıın, bilhassa akademik çalışmalarım yön C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 7 52
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear