Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Andrea'nın iki oğlu Antonio Girolamo, baba mesleğini sürdürürler ve yutnuşak tınılarıyla dikkati çeken kemanlar üretirler. Girolamo'nun oğlu Nicolo Amati (15961684) ise aılenin en büyük ustasıdır; aynı zamanda çok iyi öğrenciler yetiştirmiştir. Bunlann arasında Antonio Stradivari (16441737) var; en iyi kemanlarını "Altın Dönemi"nde, 16951725 arasında yapmış. Kitapta, ünlü usta ile ilgili ayrıntılı bilgiler buluyoruz. Kemanlannın ölçüleri bile verilmiş. Stradivari'yi, "Guerneri ailesi" ve Cremona'nın öbür ustaları izler. Bu kuşağın en biiyüğü, Giuseppe Guarneri del Gesu'dur (16981744). Kitapta, sanatçının yaşadığı acı olayı, hapse girişini ve orada keman yapmak için harcadığı çabaları ilgiyle okuyoruz. GÖRÜNÜS VE SES Italya'nın Milano, Venedik, Roma, Torino gibi kentlerindeki ustalar, Almanya'da Jakob Steiner (16211683) ve öbür ustalar, ayrıca Fransa'da Mirecourt'da ve Paris'te yapılan çalgılar, "Keman Yapım Tarüıi"nde derinlemesine incelenmektedir. Hazar Alapınar, ele aldığı yapımcıların kemanları hakkında dış görünüş ve sesin niteliği ile ilgili geniş bilgi vermektedir; çünkü her usta geliştirdiği model ile bu iki öğenin kusursuz bireşimini amaçlar. Keman yapımını bir sanat dalına dönüştüren gerçek de budur. "Keman çalmanın ttalya'daki evrimi", çalgının Osmanlı împaratorluğu'na geçişi, "Keman" sözcüğünün çeşitli dillerdeki karşılıkları ve bizdeki ilk anlamı, kitabın merak uyandıran konulandır. Yay olmadan keman çalınamaz. "Keman Yayının Evrimi", çalgının yapımı ölçüsünde önemli bir olgudur. Yazarın kitabına koyduğu ilginç resimlerle verdiği bilgiler, bu aracın geçirdiği evrimi açıkhyor. Ünlü keman yapım sanatçılarının yapıtları gibi yayı geliştirip en iyi örneklerini dünyaya sunan kimi ustaların yayları da günümüzde el üstünde tutulmaktadır. Kemana can veren teldir. Evliya Çelebi'ye göre metal tellere 13. yüzyılda Kütahya'da rastlanır. Bunlar pirinçten çekilir, tamburalarda kullanılır. Kemanın bulunuşuyla birlikte telin evrimi de hızlanır. "Keman Yapım Tarihi"nde, çeşitli cila formülleri üzerinde de durulmaktadır; çünkü ünlü ustalar yaptıkları kemanlara benzersiz ses güzelliğini kazandırabilmek için özel cila reçeteleri geliştirmişler ve bu gizi ancak mesleği sürdürmek isteyen aile bireylerine ve güvendikleri öğrencilerine söylemişlerdir. Örneğin 19. yüzyilda yaşamış olan Stradivari ailesinin son üyesi Giaccomo Stradivari, çocukluğunda bir aile Incil'ini karıştınrken atası Antonio'dan kalan 1704 tarihli nota rastlar. Burada ustanın cila formülü yazdıdır. Onu özenle kopya eder ve încil'i yakar. Yetişkinlik döneminde ise önerilen yüksek paralara karşın formülü kimselere vermez. Bir mektubunda şöyle der: "Benden olmayacak bir şey istiyorsunuz. Eşim ve kızlanmla bile bu gizi paylaşmış değilim; ama yeğenlerimden biri ata mesleğini sürdürmeye karar verirse, doğal olarak bu değerli formüle sahip olacaktır." "Keman Yapım Tarihi"nde, yoksul Giaccomo'nun cila serüvenini aynntılanyla okuyoruz. Stradivari'nin kullandığı cila, 19. yüzyıldan başlayarak uzmanların ilgisini çeker; çünkü Stradivari ölçülerinin eksiksiz uygulanmasıyla yapılan kemanlarda ustanın elde ettiği ses güzelliğine ulaşılamamıştır. Öyle ise giz ciladadır. Alapınar ise şunları söylüyor: "Belki gizi aramada sadece Stradivari'ye odaklanmamız doğru değildir. Olağanüstü sesleri ve güzelim cilaları ile nice eski çalgılar var. Özellikle de Cremona'h diğer büyük ustaların yapıtları. Yoksa C U M H U R İ Y E T K İ T A P Alapınar, yapımcıların kemanları hakkında dış görünüş ve sesln nltellğl İle ilgili geniş bllgl vermektedir; çünkü her usta gellstlrdlğl model ile bu iki öğenin kusursuz bireşlmlni amaçlar. gerçek giz, insanın doğadan uzaklaşmış olmasında yatmasın? Öyle ya, doğadan ve doğal yollarla elde edilen hammaddelerin bugün çoğunu bulmak olanaklı değil. Örneğin, 18. yüzyılın ortalanna değin Yukarı ltalya'da varlığı bilinen, bir cins sakız elde edılen çamın (Pimus Balsamea), bugün yerinde yeller esiyor. Cılanın kuruması için iklimin (havanın) büyük önem taşıdığını biliyoruz. Herhalde ltalya iklimi bunun için çok elverişli idi. Peki, bugün aynı iklim koşullarını ve temiz havayı bulabiliyor muyuz?" Bu durumda günümüzün kemanları, ınsan eliyle yaratılan kirliliğin ve yapaylığın ortamında oluşacak, geçmişin gizleri ise yapaylığı yaratmış olan insanoğlu ile alay etmeyi sürdürecektir. "Öyleyse, umutsuzca bir gizin peşinden koşmakla zaman yitireceğimize, kendi koşullarımızın en iyisini bulup yaratmak zorundayız... Kim bilir belki de zamanımızda, ileriki yüzyıllarda hayranlık uyandıracak nitelıkte kemanlar yapılıyordur. Umalım ki, bunlann içinde Türk keman yapımcıları da olsun. Ister misiniz 3 yüzyıl sonra, şimdilerde uygulanan cilanın gizi peşine düşülsün?" Yazarın verdiği bilgiye göre îtalyan cilasının kökeni, büyük olasılıkla ortaçağdan başlayarak Yaikın Doğu'da üretilen Mürrisâfi karışımlı ciladır. Böylece "Mütevekkil" Doğu, yaylı çalgı kavramını ve cilayı bulmuş, ama keman gibi evrensel uygarlığın en önemli belirtilerinden birini ortaya çıkarma firsatını kaçırmıştır. OLAĞANÜSTÜ ÇALGI Hazar Alapınar, kitabını "Bitirirken" başlıklı yazısında, kendisini müziğe başlatan annesi flısan Alapınar'a, hocalan Ekrem Zeki Ün'e, Raşit Abed'e, Necdet Remzi Atak'a, Berta Volmer'e ve Max Rostal'a, ayrıca kendilerinden çok şey öğrendiği öğrencilerine sevgilerini yolluyor. Arka sayfadaki tanıtım yazısı ise her şeyin özetidir; okuyalım: "Soylu bir ladinle akçaağacın birlikteliğinden doğan olağanüstü bir çalgının öyküsü. Yaylı çalgılar ailesinin bir üyesi olan keman, bugünkü formunu bulana değin hangi evrelerden geçti? Dünyadaki önemli keman yapım ustaları ve özellikleri... Osmanlıya kemanın girişi... Keman tarihinde bir yolculuğa çıkmak için, 'Keman Yapım Tarihi' yol gösterici nitelikler taşıyor. 'Keman sevgiyle tınlar' diyen Prof. Hazar Alapınar kitabı, kemanı sevenlere, ona ilgi duyanlara adamış." Yukandaki satırların ardından yazıya son noktayı koyabilmek pek güç. Yapılması gereken tek şey, hem geçmişte hem de günümüzde keman gibi soylu bir çalgıya emek veren ustaları, onunla bize dünyanın en güzel seslerini sunan sanatçılan saygıyla selamlamak, keman yapımının geçirdiği evreleri tam bir yetkinlikle tanıtan Sayın Alapınar'ı kutlamak ve bu güzel kitabı kültür dünyamıza kazandıran "SevdaCenap And Müzik Vakfı"na teşekkür etmektir. • "Keman Yapım Tarihi"/ Hazar Alapı OSMAN ÖZBAŞ dağ sürgünleri r o ma n Roman i Inkılâp'tan ayın kitapları... * Roman nar/SevdaCenap AndMüzık Vak/ı / Büyük boy 93 sayfa SAYFA 19 SAYI 794