28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Son kitabı Yavru Aslandan Konu Komşuya1 adını taşıyor Necmî Zekâ zekâ parıl Necmi Zekâ şiirinl aynı dönem şairlerin şiirlerinden farklılaştıran zaten farklı oluşudur. Onun şiiri biraz Beat, biraz Anadolu rock, biraz Yeats, biraz da ikinci Yeni'dir. Kolaj çalışan şair, bu kolajdan elde ettiği bütüniüğün önünde yürüyen bir şairdir. arttıran kişidir. Kendine özgü bir söyleyiş, bu söyleyişin kendine kabuk olarak benimsediği biçimsel bir çatı, bu çatının altında dizeler arasında yaratılan tok ilişkiler, bir dizenin diğerlerine olan aidiyeti, şairin ustalığını ele veren, gösteren özelliklerdir. Necmi Zekâ şirinin rengini, dokusunu, kokusunu örneklendiren, şairin Türkiye şiiri içindeki yerini tarayan, ustalığını gösteren dizelerden örnekler sunacağım: "Seni gebe çakallar gibi evde tuttuk" ("sıradaki anne', s.19) "yujlı oldugu için btnltth güzel olduğu için basıt bırı degilse ölümlü ama doğumsuz olsun, neaçne tok onunla başlamalt" (biryerde, s.25) "son darbe: öldürmeden harcamak ustalığt" ("collage city", s.28) "Çok azt gerçeğin kuyruk acıst stmnt koruyor insan ısterse" (garip bir duygu, s.47) "Savas bakanlıgmda görevliyken tuvalette bulunmuş birceset arabada unutulan bir paketle yer değfstirebildigUnde" (nasıl vahsi olunur?, s.61) "Yeraltı. Yeraltı, mekân yüceliği" (bir ktzgtnlık anında, s.62) "Sa/ltğa kulaşan kir. Ne varsa sende var gitmez kahnm dibinde nalçalt ökçelerin kanlı gömlek açar tazeyı... (...) sonsuz bir evet 'uzak tutalım merhametlilerden kendimizi!' Sonsuz bir evet safltğa bulaşan kir: Ne varsa sende var" (bir napeleon filmi, s.66) "ahlar içinde her söylenen ikinci bir sanst haketmesin" (savaş stresi, s.UO) "keçi ayaklt kompozisyonlar çocuklar" (çocuklar büyüyor, s.136) "yasasın annesiyleyasayan adalet" (Mevlana'nın düsmanlan, s. 143) TAAMMUDEN ZEKA Necmi Zekâ şiirini aynı dönem şairlerin şiirlerinden farklılaştıran zaten farklı oluşudur. Onun şiiri biraz Beat, biraz Anadolu rock, biraz Yeats, biraz da tkinci Yeni'dir. Kolaj çalışan şair, bu kolajdan elde ettiği bütüniüğün önünde yürüyen bir şairdir. "Bir Necmi Zekâ şiiri var mıdır" sorusuyla çalkalanan kafamda, şimdi o şiire ait, varlığının kışkırtıcılığına ait sağlam gerekçeler taşıyorum. Öncelikle, 'taammüden zekâ' o şiirin belkemiği, önemli bir kurucu öğesi. Imgenin yerli yerinde kullanımı, söz sanatlarının sanat olsun diye değil de belli bir gereksinime karşılık şiirde yer alışı, önemli bir kurucu öğe olan 'ses'e aldıımayış, ritmin içerikanlam düzeyinde içten içe işleyen bir saat gibi işlev görmesi, şiirdeki her öğenin anlama açılan birer kapı olması, Necmi Zekâ şiirinin temel özellikleri. Necmi Zekâ, oyun yazarı olsaydı, vodviller kaleme alırdı herhalde. Bir romancı olsaydı, Oğuz Atay'a yakın durur, küçük burjuva bireyin iç yolculuklarından topluma çıkışlar tasarlardı. Bir öykü yazan olsaydı, modern bir Çehov, tabancası kırık bir Kafka olurdu. Ama o zekâya en çok yakışan edebi tür olan şiire yapıştırmış gözlerini. Gözlerinin önündeki yabancı dünyayı kendinden kılmış, kendinin eylemiş. Yazdıklannı sahiplenmiş, diinya üzerindeki ayak izleri bellemiş. Bu izlerin bizi götürdüğü toplamda Necmi Zekâ şiiri yatıyor. Birisi uyandırmış. Gökten düşen üç portakaldan birisi başına... • "Necml zekâ, var olan $llrl, blçlm, ifade, konu seelml açısından zorlayan bir salt" denlllyor. D Altay ömer ERDOĞAN oğada zekâ bir adalet sorunudur. Yazılı sanatlarda, özelükle şiirde zekâ, bir edebiyatçı (şair) hukuku olarak belirir. Eşit dağılmayan ya da dağıtılamayanlar arasından kurmacaya dayalı bir üretim etkinliği, niteliğini her zaman sanal olarak kalmış eşitliğe yaklaşırken ya da uzaklaşırken ortaya koyar. En azından bu sanal olarak böyledir. Olaylar ve olgular evreni karşısında genişliğin tersten okunmasından kaynaklanan bir özgüven sözcüklere yedirilebilirse, ham gerçeklik karşısında ona derinlemesine yaklaşabilen bir şiiri kurmaya ya da kurdurmaya olanak tanıyabilir. Modernizmin şiire ve şaire yüklediği işlev de bundan farklı değildir. Modern toplum, zekânın değilsebile, aklın kutsandığı bir toplum biçimidir. Bu biçimde bir yapıda akıl ürününün değişim değeri, toplumsal ilişkiler sistemi üzerjijde et, kinlik kurar. Gerçekten dc ilişkilerin ka'rmaşık bir sistem örgütledikleri topIıMlarcla,' karmaşanın dili yürürliiktedir, anlam karmaşanın bizzat kendisi durumunu alır. Bir şairin modern toplumda, karmaşayla ve yürürlükteki dil ile bağlantısı bir zorlamaya dayanır. "Necmi Zekâ, var olan şiiri, biçim, ifade, konu seçimi açısından zorlayan bir şair." deniliyor. Zekâ'nın şiiri verili adalet açısından zorladığını da söyleyebiliriz. Aklı görülebilir kılmanın bir yolu olarak adalet dürtüsünü öngörülebilir dahası kullanılabilir bir duruma getirmek şairin işi olmasa da, şair be D denin hayata müdahil olmasının bir bedelidir. Necmi Zekâ müdahil bir şair midir? Öncelikle şunu belirtmek gerekir; Necmi Zekâ, hayata dahil bir şairdir. Hayatın gündelik tortusundan da hariç değildir. Verili ortamı zorlamak iki biçimde ortaya çıkabilir; ya ortamın dışından içe doğru ya da ortamın içinden dışa doğru. Oysa Necmi Zekâ'nın zorlaması, içten içe bir zorlamadır. Içtenlik sorgulaması gerektirmeyen bir zorlama olması dolayısıyla Necmi Zekâ ve zekânın kullanım biçimi, ezilenlerin pedagojik formasyonuna nazaran orta sınıfların daha üst formasyonuna dayalı bir bilirlikle yan yana geldiğinden, müdahale ve muhalefet yeteneği taşıyan ama bunu yeri geldiğinde, değişik canlı biçimlerde kuÜanabilen bir yapıdadır. ANLAMA ULASMAK Necmi Zekâ, kolaj bir şiir evreninde, kolaj bir şiir evreniyle çalışmaktadır. Bu yeğlemeyi, biçimsel bir öğe olarak düşünmekten çekinmeliyiz; çünkü şair kolajı anlamsal bir bütünlüğü parçalayarak anlama ulaşmak yolunda kullanmaktadır. Dünyayı ve toplumsal çevreyi anlamlı bir bütünden çok, anlamlı parçaların bir araya gelmesi olarak algılayan birisi için tür adlarının çekiciliğine kapılmadan, sıfatların buyurganlığına boyun eğmeden, "gibi"lere, "kadar "lara sığınmadan şiir kaleme almak oldukça zor bir işi imlemektedir. Bu zorluk karşısında zorlama, basitleştirmek anlamından soyutlanarak daha üst anlam ve dil katmanlarını zorlamayı ifade etmektedir. Bu katmanlar arasındaki mesafe, şairin mesafeyi algılayışı, bu mesaferrin fıeıisinde durduğu, şiirinin niteliğini de belirlemektedir. Zekâ, gösteri toplumunda mesafeleri sorguluyor, gösterilenin çokluğunun şiirini yazıyor ve çokluk içinde karşılıklı adalet alıştırmaları yapıyor. Asıl ile gibinin denkliğinden 'asıl'ı eğretileyerek 'gibi'yi, 'gibi'yi eğretileyerek 'asıl'ı gösteriyor bize. Şair, "start again" adlı şiirinde "Yüzümden hiçbir şey okunmuyor / Tersinden düşünülemeyccek tek şeyim ben " (s.27) diyor. Böylesi bir çelişkiden türettiği kimlik, şiirinin de temel özelliği halini alıyor. Karşısın dakine "tokat mesafesini" koruyarak dile getirdiği "her şey bir sermaye" (s.89) dizesinden yola çıkarak her şeyi tersyüz ettiğini de söyleyebiüriz, yüzünü sermaye edinip tersini pazardan çektiğini de. Edebiyat dışı öğelerle, edebiyat ortamında yer tutanların bolluğu karşısında önemli bir fark olsa gerek bu. SAİRİN YETENEĞİ Şiir sözcüklerle yazılır. Bu temel varsayım üzerinden hareket etmek zorunda oluşumuz bir yana, şiiri oluşturan sözcük seçiminin, hangi sözcüklerin yan yana getirileceği kararının şairin yeteneği (şiiri içinde duyabilme) ile zekâsının (şiiri kâğıda dökebilme) bileşkesinde yattığını da kabul etmek durumundayız. Referans noktamız ortalama zekâ düzeyi olacağından, iyi şairi parlak zekâ sahibi, iyi şiiri de parlak zekânın ürünü olarak görmek durumunda kalacağız. Zekâ pırıltılannın şiirde kendini gösterme biçimleri farklı ton, deney ya da türler durumunu alabilir. Zekâ, şiire yüksek bir felsefe düzeyinde dahil olabileceği gibi, verili aklı eleştiren ironi biçiminde de ortaya koyabilir kendini. Necmi Zekâ şiirinde, her iki biçim ve düzeyi bulmak olasıdır. " Uygun bir kıvam ararken, gülecek pek de bir şeyi olmadığının farkına varan insanlarınki gibi donup kalakalmış bir ironi" diye tanımlanan, gündem ile kendi arasındaki bu türe yakın ve yaslanan bir zekâ gösterisinin öznesi konumundaki Necmi Zekâ, aradığı kıvamı da bulmak istemiyor aslında. Çünkü çoktan bulmuş, yeri ve zamanı geldiğinde kullanmak üzcrc istiflemiş, şimdı istiflediği yeri arıyor. Yol işaretlerinin, yönlerin payını ulaştırıyor okura. Aslında okuduğunun farkında olabilen okuru arıyor zekâ. Kıvamına gelmiş okurun, yazarı da, şairi de, edebiyat ortamını da kendi kıvamına çekebileceğini düşündüğü için. Kıvam arayışı, ustalaşma sürecidir aynı zamanda. Şiirde ustalaşma ise, sözcükleri, dizcleri, şiir tümelini, dahası şiirde anlam ile biçimi kıvama getirmektir. Usta şair, şiirgörgüsünün yanına değişik bilgileri getirip şiirin değerini, eksilttiği diğer bilgiler karşısında Komşu"ya/ Necmi Zekâ/ YKY, 2002 K İ T A P Necmi Zeka "Yavru Aslan'dan Konu SAYFA 20 C U M H U R İ Y E T SAYI 7 3 .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear