Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Edebiyata "üvey evlat" gözüyle bakıldıkça ne kitap değer kazanır, ne yazarlık uğraşı geçimini sağlamaya yarar ne de yayıncılık gelişme gösterir. Mustafa Serif Onaran Dergilerde H ECE dergisi 8 yıldır Ankara'da yayımlanan, sağcı görüşlerle solcu görüşlerin kavşağında gerçck edebiyata bakan, özel sayılarıyla edebiyata belge niteliğinde birikimler kazandıran nitelikli bir dergi. Derginin yayın yönetmeni Hüseyin Su, her sayı HECE'nin daha kapsamlı olmasına çalışan, kendinin gerisinde durarak yaptıği işe önem veren, edebiyatı yakından izleyen bir yazar. "EdebiyatYazarYayıncı Ilişkileri" üzerine hazırlanan dosya güncel bir soruna açıklık getiriyor (HECE, aylık edebiyat dergisi, Kasım 2004). Konuyla ilgili görüşlerini belirtenler arasmda yazarlar, yayın yönetmenleri, yayınevi sahipleri de var. DEGİŞİK GÖROŞLER Sadık Yalsızuçanlar bu ilişkiyi "YazarYayıncıOkur" olarak ele alıp "Bermuda üçgeni" diye yorumluyor. "Nitelikli olanın popüler, popiiler olanın nitelikli olamayacağı" anlayışını benimserken; "fikri ve estetik kaygıları, çıkar kaygılarından fazla olan bir yayınevine" hazırladığınız metin verilirse, "metin yayımlanmayı hak ediyorsa, herhangi bir kuşkunuz olmasın, okura ulaşacaktır" diyor. Diyor ama bu iyi niyetli görüş uygulamada olumlu sonuç vermiyor olsa gerek; Sezai Karakoç ile Nuri Pakdil kendi yayınevlerini kurarak "kendi okurunu oluşturabilmişlerdir" anlayışına varıyor. Rasim Ozdenören bir yazarın yazdıklarıyla geçimini sağlamasından yanadır. " EdebiyatYazarYayıncı Ilişkileri" Erskine Ca]dwell'in "Geride Kalan Yıllar"da anlattığı bir anıdan yola çıkarak, bir öyküsüniin geliriyle yıllık geçimini sağlayabilen yazarın özlemini çekmektedir. TİMAŞ Yayınlan Yayın Yönetmeni Emine Eroölu "KitapxYayıncıxOkur=Piyasa" denklemiyle soruna çözüm aramaktadır. EPSÎLON Yayınlan sahibi Ömer Yenici'nin ADIYOK'un Güz 2004 sayısında çıkan konuşmasındaki sözlerini anımsatıyor. Omer Yenici diyor ki: "Kitap bir metadır ve bir dolaşım aracı olarak iktisadi manada pazarda scrbest dolaşıma tabi olan herhangi bir üriinün tabi olduğu iktisadi kurallara tabidir." Ömer Yenici'nin saptamasını doğru bulan Emine Eroğlu, depoda yığılan, okura ulaşmayan kitabın yazara yararı olamayacağını vurguluyor. Denklemde "kitap"ın yerini "edebiyat/edebi ürün" aldığı zaman, "kemiyet keyfiyete tabidir" ilkesi tersine dönüyor. Omer Yenici'nin saptaması doğru olsa da, Emine Eroğlu; "Oyle büinsin ki, yayıncı bir 'piyasa' takipçisi değil, kalem takipçisidir. Çok iyi okuma serüveni+edebi cğitim/birilum+ilim+irfan+basiret... gerektirir" demek gereğini duyuyor. Hüseyin Su, değer ölçülerinin aşındığı, "değiştiren ve belirleyen çağdaş algı" karşısında düşünscl değerlere bağlı kalarak, yayın pazarının koşullarıyla nasıl bir bağdaşma işinde olacaklarının yollarını arıyor. Feridun Andaç, 1970'li yıllarda Cağaloğlu'nda başlayan yayıncılık serüvenini anlatıyor. Yayınevlerinin başlarındaki kiiltür insanlarının yaymcılığa nasıl bir ivme kazandırdığını belirtiyor. Otuz yıllık deneyim ona, değişik yayınevlerini tanımayı öğretiyor: " Tiiccar yayıncı' ile 'ilkeli yayıncı'; 'kiiltür yayıncısı' ile 'kalpazan yayıncı'nın ne anlama geldiğini birçok yanıyla da anlatmak gerek." Bu gerçeği yakından gören Feridun Andaç gibi bir kiiltür insanı Dünya Yayınlan Yayın Yönetmeni olunca, bir yayınevinin nasü yapılanması gerektiğini de gösterecck demektir. YAYINCI İLE YAZAR I lep söylcrim; bir kitabın oluşmasında yazarın emeğiyle yayıncının emeği eşit dcğildir. Bu emekleri terazinin birer gözüne koyacak olursak yazarın emeği ağır gelir. Ama yazarın "telif hakkı" genellikle yüzde on'dur. Satışı çok olan kitabın yazarı bu yüzdeyi arttıracak pazarhk gücüne ulaşabilir. Bir kitabın oluşmasında yayıncının emeği, kitabın basılmasıyla ilgili giderlerle sınırlı kalmaz. Kitabın tanıtımı, dağıtımı gibi asıl gösterilmesi gereken çaba bundan sonra başlar. Aslında yayıncıyla yazar, etle tırnak gibi, birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Yayıncının asıl düşmanı gene yayıncıdır. Yıllar önce, Edebiyatçılar Derneği'nin sorumlusu olduğum yıllarda, Türkiye Yayıncılar Birliği'nin Ankara'daki bir yemeğine çağrılıydım. Yayıncıların birbirini korsanlıkla suçladığı, kavgalı bir yemekti bu! Sözü kitaba getirirsek, yazarı da, yayıncıyı da sevindirecek olan durum, kitabın değer kazanmasıdır. Ne yazık ki bir zamanlar Türkiye Yayıncılar Birliği'nin başına geçen bir yayıncı "kelepir" kitapçılığıyla, "kaçak" kitap bastığı suçlamasıyla, kitabın değerini düşürmüş, yayıncılara kötü örnek olmuştur. "Yayın Siyaseti" üzerine yazdığım bir yazıda, yayıncılık kesimindeki yeni yapılanmadan sonra, yayıncılık sorunlannın başka boyutlar kazandığına da değinmiştim (Cumhuriyet KtTAP, 19 Ağustos 2004). koyacağını değerlendirmek istiyor. TÎMAŞ'ın Yayın Yönetmeni Emine Eroğlu'nun denklemine göre kitap değer kazanmadıkça yazarlık uğraşı önemini yitirecek. "Bir yayınevinin geleceği edebiyat üzerine kurulmahdır diyen Doğan Kitap'ın yayın yönetmeni Zeynep Çağlıyor'un sözü etkisini koruyamayacaktır. HECE dergisinin açtığı dosya edebiyatın önemini göstermek içindi. Murat Yalçın "Edebiyat nasıl kireçlendi?" sorusunu yanıtlamaya çalışıyor: "Yayıncılık sektöründeki genişleme ve büyüme çarpık sonuçlarla karşı karşıya bıraktı yazarı, edebiyatı. Tecimsel kaygılar iyi kötü var olan bazı değerlerin, ölçülerin önüne geçti. Her şey edebiyatın uzağında ve dışında geüşti; edebiyat kötüye kullanıldı. Yazınsal ölçütler, değerler bir kenara atıldı. (Tam bu sırada 'gerçek edebiyat'tan söz edilmeye başlandı.) Nitelikli, seçkin, özenli kitabı estetik bir nesne olarak da gören, tutarlı bir yayıncılık anlayışı gelişeceğine, 'tezgâhta ne gider, ne tür kitaplar parsa toplar' bakışı egemen oldu." Murat Yalçın on beş yıllık yayıncılık serüvenini anlatırken, duvardaki çerçeveden Sait Faik'in kendine bakıp gülümsediğini söylemeyi de unutmuyor. Sait Faik'in o gülümsemesi arkasında edebiyatı küçük düşürenlere acıyan bir anlam da var. ŞULE Yayınları Yayın Yönetmeni A. Ali Ural bu zorlu yayıncılık yolunda "ne asaya ne Musa'ya yaranamamak" sakıncasını göze alarak edebiyatın yanında olacağını yineliyor: "Hayır pişman değilim. Bir daha dünyaya gelsem ve kalcmimle maişetimi temin edemeyecek olsam, yine yayıncı olmak isterdim ve yayınevinin kapısını gerçek edebiyatçılara sonuna kadar açardım." GERÇEK EDEBİYAT Gerçek edebiyattan ne anlıyoruz? Beğeni ölçütleri değişiyor. Bir yazarın dili işleme nüneri, nasıl bir kurmaca oluşturduğu, kendine özgü biçemi; bir yayın yönetmeninin anlayışına bırakılıyor. Gerçek edebiyatı kendilerinin ortaya koyduğuna inanan kimi yayınevleri nice gerçek yazarları görmezden geliyorlar. Geniş tanıtım olanaklarını kullanmasını bilen kimi anamal destekli yayıncılar pek de önemli olmayan yazarları öne çıkarmayı başarmakla gerçek edebiyata hizmet ettiklerine inanıyorlar. Bu duyarsızlıklara üzülen Celal Fedai, öfkesine engel olmaya, hakkı ycnen yazarlara arka çıkmaya çalışıyor: "Yazar, edebiyat, yayınevi üçgenindeki gerilimin en masumunun elim sende'nin, elim cebinde'ye evrilmesiyle gerçekleştirdiği: Herkesin içinde olarak bilip unutmaya durduğu şey. Değil mi ki birkaç hafta evvel bir öykücümüzün bir gazetenin haftalık edebiyat ekine verdiği, yayıncı aradığına ilişkin ilan da akıllarda yer etmeden unutuldu!" O öykücünün gazeteye verdiği "ilan" unutulmadı. O sıradan bir ilan da değildi. Bir haksızlığa karşı çıkmak, alaysamalı bir gülüşle, gerçek edebiyat adı altında okuru sömüren, yazarı küçümseyen ya yıncıyı uyarmak anlamı taşıyordu. " Edebiyat YazarYayıncı Ilişkileri" gündemden düşmeyecek. HECE dergisi konuya şöyle bir değinmiş oldu. Yayıncılık kesiminin üzerinde durulması gereken öyle sorunları var ki, yeterince çözüme kavuşabilmiş değildir. Yasal olmayan girişimleri yasal yöntemlerle önlemek kolay olmuyor. Nice sorunları yasal yollardan çözüme kavuşturmaksa zaman istiyor. Edebiyata "üvey evlat" gözüyle bakıldıkça ne kitap değer kazanır, ne yazarlık uğraşı geçimi sağlamaya yarar, ne de yayıncılık gelişme gösterir. • n tıynyH Mmı unMMB !(• MnpnB n Mustafa Serif ONARAN NMny 8ltel M. Sak. M: 8 08800 İMtkıy M. M: (0312)»II 1108 a n K İ T A P Okumadan eğitiminize ö yön eğitim iletişim ÛİT1M K I t I 1 Kl ÜHKCıİSl .mıomi ve Teknnhji l'niversitesi tübim Betil ile Snyleşi ıtk ve Boşanma DBE KoçBryce • SIIT'Orhıkhğı fy. Yıhııı KutlıiYor M ' ( t e Öğrenci Başkanhği Seçimleri EDEBİYAT YAYINaUĞININ İŞLEVİ HEC^E dergisinin "EdebiyatYazarYayıncı Ilişkileri" dosyasında üzerinde durulması gereken sorunlardan biri de yazarların yayınevi değiştirmesiyle ilgili durum olmahydı. Öyle yazarlar var ki birkaç yayınevi değiştırebiliyor. Yazarlığı uğraş edinmenin olanaklarıyla, geçimini na sıl sağlayacağını, yaşamasını nasıl düzene Vauı SiıjM)[i>e Yerel Muhcıbirler Ağı Gayrettepe Mah. Hoşsohbet Sk. No:5 0:18 BeşiktaşİSTANBUL Tel: 0.212.27315 5859 • Fax: 0.212.27315 53 email: balisigi@ttnet.net.tr «ci . ş SAYFA 22 C U M H U R İ Y E T S AY i 773