Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
runlar, bireysel olgularmış gibi içselleştirilerek, kişiscl bir söylcm ve duygıı durumıı içinde işlenir Kurdakul şiirinde. Ozünü bu toplumsal temaların oluşturdıığu şiirin biçimsel özelliklerine, imge yapısına baktığımızda şunları görürüz: Dış gerçeklik olabildiğince yalın bir söyleyişle aktanlır şiire. Şiirsel imge yoğıııi vc karmaşık benzetme ve eğretilcmelcr, uzak ve kapalı anıştırmalar yerine, iki yalın gerçeğin, iki ayrı durumun bir duygu derinliği içinde ilişkilendirilmcsi ile sağlanır. Bu yiizden birdenbire çarpmaz. Usul ıısul et kiler ve kucaklar bizi. SÖZCÜKLERDEN SİPERLER 'Döndiim durdıım sabaha kadar/ Dünyanın ateşini alnımda duyarak' di yen şairimiz, içine düştüğü yalnızlığı, toplumsal bir ilgisizlikle boyutlandıraıak şöyle sunacaktır bize: 'Bir hürriyct kaygısı kaybolmaktan ağır/ Bir yalnızlık yenilgiden fena/ Bir diişüş ki yakın bildiğin ne varsa cümlesinden/ Tek gülümser dal hile kalmaz/ Tutıınacak sana.' Ancak o böyle bir yalnızlık karşısında bile iyimscrliğini ve çoğul yanını diri tııtmayı bilecektir. Çiinkii onun 'sözcüklcrden siperleri' vardır bu dünyanın pisliğine karşı. Uğradığı haksızlıklar karşısında susanlara, 'Bu ölgün gölgeler nereden özgü size/ Ağıt bile olsa söyleyin, ama söyleyin yalnız' diyc seslenmekten geri durmayacaktır. 'Seninle ey beraberliğin güzeli/ Oralarda parmaklığın ardında/ Ihtiyar damarlarında çağın/ Düşünceye sığmayan saniyeleri / Biz değil miydik sırtımızda götüren.' Bu 'düşünceye sıgmayan saniyeler'de neler mi var? Kurdakul'u ışığının biriktig'i yere getiren kocanıan bir Türkiye tarihi var. Bağımsızlık savaşından sonra bağımsızlığını kendi elleriyle emperyalizme teslim eden bir ülkenin acıları var; Hasan Tahsin var; tzmir'in içindeki Amerikan neferi var; Vietnam Savaşı var; 23 yıl aktil olarak katılınan sosyalist mücadele var; Balıkesir'in köyleri ve köylüleri var; hiç bitmeyen yargılanmalar ve hapisler var; dergieilik var; Tiirk Edebiyatçılar Birliği, TYS ve PEN Yazarlar Derneği yöneticiliği var; edebiyat tarihçjli^i var; Sosyalist Kültür Ansiklopedisı yayın yönetmenliği var; öyküler var; dünya edebiyatının riliimsüzlcri var... Bu açılıma baktığımızda karşımızda gercek bir aydın, bir kültür adamı var kısaca. 'Bir de ben vardım elinden geldiği kadar/ Sözcükleri sokağınızda arayan biri / .../ Kaç gözyaşı gülü varsa dünyada/ Hasretimin büyüttiiğTı sabırda güllendi / ... / Bir de ben vardım, düşünebildiği kadar/ Aldığı yaralara ieerleyen biri' diyen şairimizi, bıınca yoğun bir yaşam karşısında ayakta tutan ve en azından beni, kendi adıma şaşırtan güç Heybe'sindedir O'nun: 'Doğumu Antalya'dan getirdim/ Ye nikapı'nın bilmedig'im bir evinden/ Binbaşım yenı gelmış cepheden/ Anam en güzel yaşında Çocuklug'u Topkapı'dan getirdim/ Tarhana çorbası kokar/ Bir gecesıni görsem yetimliğin aynasında/ Anıları dıırdurmak gelir içimden îlkgeneliği Iznıir'den getirdim/ Özgürlük sözcüğü yetmez anlatmaya/ Nasıl sığmış avuçlanma koca dünya/ Kitabın biri insan biri ben Denizli'den getirdigim/ Mahpushane işi bir fotoğraf/ Kayar gider belle ğimden/ Ne kadar yattım ne zaman çıktım ne zaman girdim Balıkesir'den yüz köyün adanıını getirdim/ Gözleri hüzün ejeekleridir/ Kimi kuşkuyla bakar yiizüme / Kimi kardeş bilir beni Kadıköy'den kimi getirdim bilirsiniz/ Yılların eskimeyen şiıri/ Yeni çağlara birlikte yürüdüğüm/ Bilmediğim çağlardan gelen ' (Heybe) 'Ölüme karşı kendiyle avunan" bir kuşa^ın bu güzel temsilcisi; en aykırı, en zor, en acılı koşullarda bile yiiziinden gülümsemeyi eksik etmeyen bu inatçı iyimserlik ve incelik için M. C. Anday'ın bir sözünü anmak istiyorum: 'Bu sallantılı dünyada size, bastığınız toprağın sağlam olduğu güvencesini veren az bulunur insanlardan birisıdır.' Bu eksikli konuşma için kendisinden ve sizlerden özür dileyerek, îkinci Dokuz Eylül'e Doğru şiirinin girişiyle, ama şiirdeki 'eoeuklar' sözcüğünü Şükran Kurdakul diye okuyarak bitirmek istiyorum sözlerimi: "(îüzel başladınız Jjükran Kurdakul güzel bitireceksiniz/ Cadde cadde sütun sütun sokak sokak/ En yaratıcı is tekler gibi özgür ve var/ Nasıl açarsa doğanın biçimı ağır ağır/ îlkyazların kuşlarında eiçeklerinde/ o kadar gerçeksiniz' • (6 Kasım lc)c)7 günü 16. îstanbul Kitap Fuan'nda yapılan konuşma) KltapYAYINEVİ Kitabı Duvduvani ve Unomastica Alla Turca'nın yazarından bu kez bir tarih kitabı Osmanlıda Köleliğin Sonu 18001909 Y. Hakan Erdem Çeviren : Bahar Tırnakçı "Oimanlı ve Avrupa kaynaklarma dayalı usta iş/ bir çalışma olon bu kıtap kat}ilastırmaiı kölelik arajtırmalarma buyük bir katkı. Erdem, Osmanlı kolelik kurumunun ayırt edici ozelliklenni inceliyor, daha da ilginci, bunu kolelerin kendi goruş açılarından yapıyor. Istanbul'daki azath kole toplumunu ele alış tarzı kilabm hlerature ano katkılonndan biri... Erdem, Osmanlı köleltğinin alt kulturlerinden bırını daha geniş olan Afrika kolelig'i çal\}malar\yla bağlantıfandırıyor." Eugene Rogan "lyi yazılmış ve iyi araştırılmış bir kitap... "Yazarın eenel olarak 19. yuzyıl Osmon/ı tarihme derin ve özgün bir yaklaymı var. Bunu konuyu dikkatle ve ikna edici bir şekilde tartısıyor. Konuyu kuşatan neredeyse tam bir kölelik çalışmalanna uyguluyor ve üzerinde toplu bellek kaybını gidenve yolunaa, 19. yuzyıl düşu'nülmesı gereken bazı uyarıcı göruşler önerıyor. Fakat Erdem'in projesının belki de Osmanlı Imparatorluğu'nda köleliği araştıran en önemlı noktası, Türkıye'dekı Osmanlı kölelipçalışmalara önemli katkılan var." Kate Fleet üzerme söylemin, daha gen/j Batı (...) kölelik söylemmın artık tam birparçası olduğu Y. Hakan Erdem, Sabancı Ünıversıtesı Sanat gerçeğını pekiştirmekte \orii\ilmaz bir baıan ve Sosyal Bılımler Fakültesı'nde öğretım göstermesidir." Ehud R. Toledano üyesı. Tarihkurgu Dizisi'nden iki polisiye CümUş Domuzların Esrarı Lindsey Davis Çeviren: Ayşen Anadol Yer: Roma, Ebedı Şehır. Tarih: Milattan sonra 7071. Adamımız Didius Falco yakışıklı mı yakışıklı, yoksul mu yoksul, ustelik romantik, mizah duygusunu asla kaybetmeyen bir "bılgi toplayıcı" (yanı zamanının ozel dedektifî). On altı yaşında guzel bir kız olduruluyor. Falco, katıllerı bulmak ıçın Roma'nın daracık sokaklarından Brıtanya adasının sıslerıne kadar uzanan muthış bir maceraya atılıyor Bu arada aşık oluyor elbette. Cerısı Roma Imparatorluğu'ndakı ıktıdar mucadelelerı, lejyon entrıkaları ve Roma'yı bile sarsacak kadar zengın bir gumuş madenı... üıdıus Falco ıle birlikte Lindsey Davıs'ın çok tıtız bir araştırmaya dayanarak anlattığı antık Roma'nın batakhanelerınde gezının, gumuş madenlerının acımasız koşullarını tadın, zafer alaylarında Kudüs'ün bütün hazınelerı önünuzden geçerken ölümle yüz yüze gelın. Hem eğlenın, hem de iki bın yıl önce Roma'da yaşam nasıfmış, bir tadın. ¥ Lindsey Davis bu diziyle Polisiye Yazarları Birliğı'nin ilk "Ellıs Peters Tarihi Hançer" ödulunu veyarattığı Marcus Didius Falco karakterı ıçın En lyı Komık Detektıfdalında 1999 Sherlock ödulünü kazandı. Marazi Bir Kemik Merakı Ellis Peters Çeviren: Sevin Okyay Cadfael Bırader, Ellıs Peters namı mustearıyla yazan Edıth Pargeter'ın 12. yüzyılda geçen 20'yı aşkın polisiye kıtabının kahramanı. Gallı, 40 yaşına kadar hayatı tam anlamıyla yaşamış. Haçlı Seferlerı'ne katılmış, Akdenız'de balıkçı gemısı kaptanlığı yapmış, bırçok kadın sevmış, hatta varlığından haberdar olmasa bile, bir de oğlu var. 40 yaş cıvarında ıse, kalbını dınlemış, sükunet ıstedığıne karar verıp, Shrewsburgy'dekı Azız Peter ve Azız PaulBenedıkten Manastırı'na gırmış. Burada en çok, Orta Doğu'da edındığı şifalı bitki bılgisınden yararlanıyor. Bazen de anadılınden. Marazi Bir Kemik Merakı Cadfael dızısının ılk kitabı. Cadfael Bırader, bakıre bir azizenın kutsal kemıklerinı almak ıçın, kendi manastırından bir heyetle Caller ülkesine gıdiyor Heyetin başında, Başkeşiş Yardımcısı Robert var. Cadfael, safkan bir Gallı olduğu için, tercüman olarak heyete alınmış. Ne var kı, gıttıklerı Gal koyu Gwytherin'ın halkı, Azize Winifred'in kemiklennı onlara vermeye nıyetlı değıl. Iş, cınayete kadar varıyor, esrarı çözmek ise kalender Cadfael Bırader'e kalıyor. Kurdakul'u ışığının biriktlği yere getlren kocaman bir Türklye tarihi var. Baflımsızlık savaşından sonra bağımsızlığını kendi elleriyle emperyalizme teslim eden bir ülkenin acılan var... C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 776 www.kitapyayinevi.com SAYFA 7