25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ÖZGUR TUNA ircncin ve ıımudun şairi Adnaıı Yücel aramızdan ayrılalı bir yıl oluyor. En verimli çağında kansere yakalanan şair, değcrini zamanın yargısında bulacak şiirler ve dirençle türkülenmişbiryaşambıraktıgiderken. Cîerek şiirlerindc gerekse yaşamında yalnızlık, nep YüceJ'lc birlikte oldu. Ancak öliimü nün birinci yıldönünıünde yazın ve yaşam dosdarı onu unutmadilar. Yurt Kitap Yayın tarafından basılan "Aşkın ve Başkaldırının Şairi Adnan Yücel" isimli kitapta şairin yaşamını, kişiliğini, sanatını, anıJar eşliğinde farklı açılardan anlattılar ve "düşlerin sonsuza koştuğu yerde" huzurlıı uyuyan şaire 'yaşamın kapanmayacak defterini' armağan ettiler. Adnan Yücel, 1953 yılında Elazığ'ın Dilek köyünde, bir karayollan işçisinin çocuğu olarak dünyaya geldi. I lenüz lise yıllarında içine doğduğu sosyal çevrenin tutucu kalıplarını kırarak toplumcu düşüncelere yöneldi. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türk dili ve edebiyatı bölümiinde okurken dünya görüşü daha bir olgunlaştı. Aynı dönemde şiirle bağ kurdu. Dönemin sıyasal mücadelelerinin etkisiyle toplumcu şiirler yazdı. Daha sonra Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi güzel sanatlar eğitimi bölümunde yüksek tahsiline devam etti. Elazığ ve Ankara'nın çeşitii liselerinde edebiyat öğretmenliğinden sonra, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğretim üyeliği görevine başladı ve yaşamında önemli r>ir yere sahip olan I lerodot'un Altınova'sına yerleşti. Yaşamının sonuna kadar kopamadığı Çukurova toprağı şiirlerinde özel bir yer tuttu (Çukurova Çesitlemesi 1993). Adnan Yücel'in ilk şiiri 1974 yılında dönemin sosyalist kültür dergisi Yeni Adımlar'da yayımlandı. Sonrasında Ozgürlük Için Direniş, Yapıt, Sesimiz, Petck, Sanat Edebiyat 81, Yeni Olgu, Dönem, Türkiye Yazıları, Somut, Dönemeç, Yazko Edebiyat, Yaba, Yeni Şiir, Sanat Emeği, Anadolu Ekini, Temmuz, Tavır gibı kültür sanat derilerinde çok sayıda şiiri çıktı. "Aşkın ve Başkaîdırının Şairi: Adnan Yücel" D are mermeri Adnan Yücel şiiri, bir tanıklık ve yaşanmışhk şiiridir. Sonsuz gelecekten tarihe ve bugüne bakan, yükseklerde dalgalanan bir çift göz gibidir. Şiirlerinde yakın geçmişin, toplumsal mücadelenin tarih çizgisinin izini sürebilirsiniz. Şair doğası gereği politik bir ortamda yaşar. tçinde sosyal, sınıfsal, kültürel çevre şairin dünya görıişünü, yaşam kavra yışını da biçimlendirir. Bu biçimleniş clbette şairin şiirine de yansıyacaktır. Her sanar eseri ister istemez ideolojik bir içerik taşır. Ancak şair politikacı değildir. Onun politik anlayışı şiire yedirilir. Bu açıdan estctik ve etik yönelim ideolojik muhtevayla dolayımlı ama organik bir bağıntı içindedir. Konıı Adnan Yücel olun ca ideoloji ile sanat arasındaki yollar iyice kısalır. Bu, sanatın estetik yanının göz ardı edildiği anlamına gelmez; yalnızca şairin sözünü sakınmadan dosdoğru söylediğini imler. Yücel, ilk kitabı olan Kavgalara Sözle nen Sevda (1979) adlı kitabı dışındaki tüm kitaplarını 1980'li ve 9O'lı yülaıda yayımlatsa da onun şiir anlayışı ve yönsemesi 1970'lcrin yoğun siyasal mücadele atmosierinde biçimlcnmiştir. Henüz gcnç bir şair olarak kendi sesini ararken Enver C iökçe etkisindedir. Daha sonra "Ustam" dediği Hasan Hüseyin, onda kalıcı bir iz bırakacaktıı. Ve elbcttc Nâzım Hikmet şiiri, tüm toplumcu şairler için olduğu gibi Adnan Yücel için de vazgccilmez bir okul olmuştur. 1940 ve 50'li yıflann toplumcu şairlerinin izinde kendi şiirini yaratma çahasına giren şairin tüm kitaplarında uirencin, başkafdırının, sosyalizm inancında vücut bulmuş uıııudun şiirini okursunıız. ideolojik kararlılığı, sanat anlayışındn tartışmasız belirleyicidir. Bu yüzden kcndini "toplumcu gerçekçi" ola rak tarif edenlerc "toplumcu" nitelemesinin belirsizlik içcrdıği düşüncesinden harcketle "sosyalist gerçekçi" olduğunu ibiarla belirtmiştir. Adnan Yücel diıeiıcin şairidir. Kavgada yerini net belirlemiş bir şair olarak şi SAYFA 8 Sözünii sakınmadan... irlerini devrim ve sosyalizm yolunda yazar. Aşkla, inançla yüîdü bir scstir onun sesi. Söyleyeceğini bir koçaklama edasıy la yüksek sesle söyler. Bu yüzden 'slogancı' eleştirileriylc çok karsılaşmıştır. Şiirin de acı da vardır yalnrzlık da; ama ülc de umut... Bugünün acısını yüreğinin derininde hissedip iç geçirirse de gclccek güzcl günlere olan inancını yitirmez. Acı, gelecek güzel günlerin habercisi gibidir. Acıyla yaratılan gelecek, onun için güzelliği tariie gelmez bir ütopyadır. Bu yüzden yarının özgür dünyası, yaşanıın kay nağı "güneş"le imlenir. Kavgayla aşkı her zaman birlikte düşünür. Aşkı tarif etıneyen şiir, onun için şiir olamaz. Adnan Yücel şiiri, bir tanıklık ve yaşanmışlık şiiridir. Sonsuz gclecekten tarihe ve bugüne bakan, yükseklerde dalgalanan bir çiit göz gibidir. Şiirlerinde yakın geç mişin, toplumsal mücadelenin tarih çizgisinin izini sürebilirsiniz. Orneğin "Yer yüzü Aşbn Yüzü Üluncaya Dek" (1986) adlı tck bir nehir şiirden oluşan kitabında, 12 Eylül rejiminin baski ve zulmü altında yeraltında geleccği örgütlemeye ça lışan bir avuç devrimcinin direnişlerini, bastırılmış toplumla tezaflık ılişkisi için de şiirleştirir. Ateşin ve Günesin Çocukları (1991), Kürt tarihinin Mealer'den bu yana destansı bir bavada dizeye gelişidir. nMoonK ogBisr Folklorik öğeleı lıemen bütün şiirlerine sinmiştir. Halk kültüründen beslenir. Anadolu'nun bağrından kopan bir scssiz çıglıktır. Şiirlerinde halkın ilerici değer ferini ön plana çıkarır. Türkü gcrek imge olarak gerekse tını olarak onda önemli bir yer edinmiştir. Türkü ahengi şiirlerinin dokusuna nüfuz etmiştir. Bu yüzden kimileri onun, "şair dcğil, türkücü" olduğunu savlamıştır. Bu, gerçeği yansıtmaz. Adnan Yücel türkü motiflcrini şiirine ka tarken, şiiri bozmaz, şiirin şiir olduğunu bilereksanatlararası iletişimin içcrikli bir örneğini sunar. Mitolojiden, halk söylcn celerinden, deyimlerden bol bol faydala nır. Zengin bilgi birikimini, entelektüelizme düşmeden damıtır şiirine Adnan Yücel, şiirlerinde imgeye yaslanmaz. İmge onun için, dolaysızbirben zetme, somutun ifade tarzıdn. Şiirin eğitsel, kültürel fonksivonumı benımser an cak bu, estetik değerin göz ardı ettiği an^••• « "^i^ı • mında değildir. Şiirde ölçütler poetik larklılıklara göre üeğil, estetik düzeye göre belirlenir. Şiirin sınırsızlığı ve özgürluğü buradadır. Türkiye'de şiir sınıltaması dil kullanma yöntemlerinden çok tematik açıdan yapılıyor. Orneğin toplumsal çatışkıların arttığı dönemlerde toplumcu şiirler rağbet görüp bireysel şiir yazın oı lamına gelmez. Yalın, du tamından kovulurken, durgun dönemlerde toplumcu şiir yazan şairler neredey rıı, kolay okunan yüksek sesli bir şiirdir bu. Do se şairden sayılmıyor. Politik süreçler, şiirin, ne'liğini belirlcr hale geliyor. 1 ler iki ğayla bütünleşmiş olan halde de sanatsal yaratım politik ncsncşair doğa olaylarını, nesnelerini toplumsal müca lere indirgeniyor. Oysa şiirin değerlendi rilmesinde ölçü şiirin teması değil, dil ve delenin simgesi haline dilin estctik kullanımı olmalıdır. Zira öl getirir. Ürneğin, toprak çütüne uygun her şiir anlayışı şiirin dünonun siirinde; emektir, yasını genişletmekte ve ona yeni olanak verimliliktir. Nehir; yolular kazandırmaktadn. nu kendisi açan, sancılı akan uzun bir mücadeleYarmakabnak dir vs. Acılann prizmaAdnan Yücel, kendi şiir çizgisine güvc sından geçmiş ancak kınen bir şairdi. Verili edebiyat dünyasınrılmamış, doğanın ve halda köşe taşlannı tutmak gibi bir amaç takın içinde genç bir şiirşımadı. Şiir yarışmalarının, otoritelerin dir Adnan Yücel şiiri. yön vermesiyle kendi şiirine yüz çevirme Türk yazınında, Nudi. Günün rüzgârlarına kendini kaptırrullah Ataç'tan bugüne madan yatağını kazdı, nehirleşti. Biraz da uzanan bir öznel eleştiri bu yüzden şiiri, ya görmezden gelindi ya geleneği vardır. Çoöunca da küçümsendi. Ama hepsi bir yana, o dieleştinnenin kişiselalımrenci gibi şiiri de yarına kalmayı bugünlama düzeyi ve beğenisi, den hak etmişe benzer. "Saraylar salta nesnel kriterlere sanip ol natlar çöker/ Kan susar birgün/ Zulüm madan biryazarın ya da ürünün yüceltilbiter/ Menekşeler de açılır üstümüzdc/ mesine ya da mahkum edilmesine yol aça Leylaklar da güler/ Bu günlerden gcriye/ bilmektedir. Bu, şiire de yansımıştır. Ki Bir yarına gidenler kalır/ Bir de yarınlar mi eleştirmenler ve şairler, kendi şiir anadına direnenler..." • layışına uzak düsen şiirleri şiirden saymaz. Oysa şiirde bilimde olduğu gibi kaAşkın ve Başkaîdırının Şairi: Adnan tı kurallar, yadsımalar yoktur. Bu şiir deYüce]/Derleyen:Mehmet Özer/Yurt Kiğerlendirmesinin ölçüsü olmadığı anlatapYayın/5751. Sayın Erdal Inönü'nün Celal Şengör'ün kitaplan ile ilgili yazısında yer yer atlamalar olmuş. Düzeltir okurlarımızdan özür dilcriz. Yanlış: "Resim Sergisi" bölümunde 29. satır: Seydi Ali Reis'in 1554 yılında Arap Tengüz (18751950) imzak tablo; Doğru: Seydi Ali Reis'in 1554 yılında Arap denizinde dokuz kadırgası ile yakalandığı Tufanı Fil fırtınasını berirnleyen Hüsnü Tengiz (18751950) imzalı tarno. Yanlış: "Küçük bir yanlış" bölümunde 25. satır: büyuk ölçüae adı geçen kişilcrin Köpriilü'yü Sultan Ahmet'teki evindc... Doğru: büyük ölçüde adı geçen kişilcrin resimleri ile sınırh kalıyor. Kuşkusuz gene ilginç görünümler yok değil. Fuat Köprülü'yü Sultan Ahmet'teki evinde. Yanlış: "Sonucu bclli tartışma" bölümüniin 33. satırında başlayan iki cümle: Öte yandan Yücel'in, ctkisi ydlarca sürecek parlak başanlarından sonra, ülkemizde bir çok reformcunun başına geldiği gibi, Hasan AG Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki atılımlannı sekız yıl boyunca, o zaman elinde büyük gücüyle desteklemiş olan Ismet Inönü'nün ülkeyi Atatürk'ün biliıne dayalı gelişme çizgisinden saptıran insan olduğu izlenimini vermek de tarihsel gerçeklere uymayan bir haksızllkur. Doğru: Öte yandan Yücel'in, etkisi yıllarca sürecek parlak başanlanndan sonra ülkemiz' 4 e birçok relonncunun başına geldiği gibi, sessizce ayrtlmak zorunda bırakilması elbet büyük bir haksızlıktır. Bunun gibi, Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki atıLmlannı sckiz yıl boyunca, o zaman elinde olan büyük gücüyle desteklemiş olan tsmet Inönü'nün, ülkeyi Atatürk'ün bilime dayalı gelişme çizgisinden saptıran insan olduğu izlenimini vermek de tarihsel gerçeklere uymayan bir haksızlıktır. Yanlış: Sondan önceki 14. satırda başlayan iki cümledc yanlışlar ve karışıklıklar var. Şöyle yazılmış: llerleme hızını araştırma, bilimsel gücümüzü yaygınlaştırmak zorundayız. Bunun temel yolu, Şengör'ün kitaplan gibi gençleri bilimsel araştırmaya özendirecek ve onlara ülke içinde somut başarı örneklcri gösterecek yazıların önemi ortaya çıkıyor. Doğru: llerleme hızını arttırmak, bilimsel gücümüzü yaygınlaştırmak zorundayız. Bunun temel yolu, araştırma ortamına girecek yetenekıi gençlerin sayısını arturmaktır. Işte burada Şengör'ün kitaplan gibi gençferi bilimsel araştırmaya özendirecek ve onlara ülke içinde somut başan örneklen gösterecek yazıların önemi ortaya çıkıyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 7 08
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear