25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yunus Nadi 2003 Karikatür Ödülunü Hüseyin Tanyerive Yavuz Özhan Önür paylaştı Yokluk içinden sıyrılan yetenek BAHAR TANRISEVER "En bilvilk HUPUP GURSU KUNT avuz Özhan Önür, 51 yaşında, gcnç bir resim öğretmcni. Küy Enstıtiısii mezunıı öğretmen bir babanın oğlu. Önür'egöre bu, bakış açısını deöıştiren, yaşama anlam yükleyen büyük Dİr avantaj. Bağlama, saz, kaval çalmayı öğrendiği gibi karikatür ve resim yapmayı da babasından öğrenmiş. 3 yaşındayken tanıştığı kalem, kâğıt ise yıllar sonra yaijamının gerçek anlamı olmıış. Çizgilerıyle ödiiller almış, çizgileriyle para kazanmış. Kendi değişiyle ailenın eenlerinde varolan espri yeteneği, çizgiyle buluştuğunda karikatür yaşamının dyrılmaz nır parçası olmıış. Bugüne kadar sayısını kendisinin de çok iyi anımsamadığı pek çok ödül almış. Ancak Yunus Naui Ödülleri Karikatür Yarışması'ndan aldığı ödüllerin yaşamında yeri büyük. Hele de aynı öuüfü ikinci kez almak, tarifi zor bir mııtluluk onun için. Önür, ilkini Süleyman Demirel Universitesı Burdur Eğitim Fakültesi'nden mczun oldugu yıl aldığı Yunus Nadi i )dülleri Karikatür Yarışması ödülü'nün ikincisini de bu yıl alıyor. Antalya'nın Korkuteli ilçesine bağlı Yazır Köyü'nde resim öğretmenliği ya pan Önür'ün, karikatür konusıında kendine güveni sonsuz. Karikatüre henüz ılkokula bile gitmeden başladığını söylcycn Önür, "Yaptığım çizgilere Utanmaz Adam'daki gibi numara verirdim. Bir numaralı karede kacırılan kız kardeşim olıırdıı, iki numaralı karede de onu kurtaran ben olurdum. Tommiks, Teksas gihi çizgi romanlardaki hareketli çizimlerle de kendimi geliştirmeye başladım. Oğıız Aral'dan eğitim aldım. Bir dönemin en çok okunan mizah dereisi Gırgır'da, Aral'ın amatör çizerlerle ilgili eleştirilerini hiç kaçırmauan okudum" diyor. Burdurlu olan Önür, eğitim almamış aile bireylerinin bile espri yeteneğinin gcliijmiş olduğunu vurguluyor ve tüm dost sonbetlerinde aranılan isimler oldııklarını bclirterek, sözlerine şıınları ekliyor: "Bunun genetik olduğu % nu düşünüyorum. Espri yetentğinı ben çizgiyle birleşürdiğimde, ortaya kari katıır konusıında gerçekten kendime güvenimi ar rıran sonuçlar çıkıvor. Ancak konulu yarışnıalara ka tılırken, ıızıın bir araştırma sütesi yaşıyorum. Ana ko nuya gore, alt konular bclirleyip uzun bir lıste çıkarıp, lısteyi onume alıyor ve çali!;iyorum. Bu oldukça zaman gerektircn bir çalışma. Ancak serbest çalış malarda, dıırum çok daha kolay. Çünkü Türkiye gibi trafiğin, sağlığın, eğitimin, keııt yaşamının problem olduğıı bir ıılkede, mizaha konu bulmak hiç de zor bir ış değil." Y oklıık içinde geçen bir çocukluk... ü n ce baba, sonı a da atmenin yitimi... Biıv bir zoıkıkla lise diploması tamam. AiTiaya üniveısile? Parayok, üniversitesuıavıııa ancak4 yıl sonragirebildi. Veensonun da çocukluk düşü geı çekleşti; güzel sanatla rın heykel bölünıü .. Düş geıçefce dönüştü de, nasıl sütecek? tnşaatlarda çallştt, bakkal hesabl tııttıı, okul yemekhanesinden aıka daşlarına aldırttığı ekmeklerlekarnını doyıır du ve "başan ödülüyle" mezıın oldu. Heykeltras f Iüseyin Tanyeri , henüz yo lun başındayken luiyiik başarılara imza attı Bugün, karikatiiı alanında 3'ü ııluslararası 24 ödül sahibi. Yunus Nadi Odülü ise onun için çok önenıli Odülü haber veren telefon geldiğinde sevinçten dııvarn yıımruk atmış Klıılmamış ama sağ tlinın 3 parmağı incin nıiş gibi! Acı bile sevmcını engelleyemenıiş. Tanyeri, 1966 yılııula Diyarbakır'tn Eğü kazasında doğnıuş Babası öğretmen. 3 kar desin ortancasi, bir abisi bir tle kız kardeşi var. Babasl 1974te geçirdtği bir tratik kazası sonucu yaşamını yitirmiş. Annesi de 1985te, ar kasında hayata tııtunmaya çalışan 3 çocıık bırakarak ayrılmış aralarından. Yalnrz kalan 3 çocıık... Ağabey yatılı okula gidiyor ve öğretmen çıkıyor Kızkardeşi evlenip Alman ya'ya yerleşiyor I lüseyin Tanyeri de Kasta monıı I'osya Lisesi'nden mezun olııyor.Ama ekonomik sıkıntı sürüyor. Lisenin ardından 4 yıl üniversite sınavına giremiyor. Daha sonrabır "cesaretle" sınavagınyorve 1990yılında 1 Iacettepe Universitesı Güzel Sanatfar Fakültesi'nin heykel bölümünii kazanıyor. lanyeri, okul günlerinı şöyle anlatıyor: "(iiizel sanatlan çocukluğumdan beri ıstiyordum. Ama çok acı çektiğimi söyleyebilirim Sabah arkadaşlarıma, 'Cüzdanım evde kaldı, paramı yanıma almamışım gıbı mazaretlerlebilet aldırırdım. Benı arkadaşlanm okııttu dıyebılirim. lnşaatta çalıştım. Bir marketin hesabını tuttum. Ayakkabımın ıçıne giren sıı nedeniyle ayağım donardl. Gelir sobada onu çözer, ondan sonra ayakkabıyı çıkartabilirdinı. Kvde yiyecek hiçbir şey yok. Yemekhaneye giden arkadaşlarıma ekmek aldırır onları bir hafra yerdim. Kızkardeşim Almanya'daydı, abım öğıetmendi gelemıyordu Ama okuldan 4 v'l sonıında başarı ödülüylemezıın oldıım " dıyor. Tanyerıokıılbıttikten sonra Prof Remzı Savaş ileUşakHşme, Ahmet Aril ve Cemal Süreyya anıtlannda; Tııran Çetın tle de ('.elal Bayar Anıtı'nda çalıştı 1998 yılında Devlet Opera Balesı CJenel Miidürlüğü'nde kaşör kadrosunda çalışmaya başladı. Bir de heykel sergisi açtı Tanyeri, "Ancak hcykclı taşıma olanağım ok. Çok ağır bir malzemc. Karikatür daha :olay geldi. Karikatür yapmaya başladım. Bugüne dek 3'ü ııluslararası 24 ödül aldım"diye konuşııyor. Y l Tanyeri'nin kaıikatiirleri kolay anlaşılmı yor. Izleyicilerinin biıaz üzerinde düşünmesi gerekiyoı. lanyeri, üslubunu şöyle ıınlatıyor "Heykelin verdiği tatla, kaıikatürde de ışı ğına, gölgfsine ve rengine dikkat ediyorıım Helesiyan beyazlarda o heykelin tadını arıyo nım. Fakat kaıikatürlerime sadece bir anlam yüklemek çok zoı. tnsanlar düşünmeden şıı sortıyu soruyut. 'Neanlatmak istedin?' lîıı sorııya kizıyorum. Ben 15 gün çalışmışını, ci zimi var, kompozisyonıı var, yoktan var enı yorsıın, oıiaya lıir üri'ın çlkartlyorsun ama kar^ındaki hıç düşünmeden soru soruyor Bir de sen düsiin " I Ieykellerindeki biçim, fon ve renk kaygılannın karikatüre de yansıdığmı anlatan Tan yerı, şu görüşlerı dıle getiriyor "I Ieykekleki o anlaşılmaz, soyııt anlam karikatüre de yansıyor. Ama sanatçı kavranıı nı kabııl etrniyorum. Çünkü sanatçı olmak çok zor. Ben sanatçı değilım. I'.rol Sayın ın bir şarkısını söyleyıp, kalkıp Ben sanatçıyım' diyebiliyor. Hayır, sen vokalıst olabılirsın. Sanatçdık çok ağır bir yük. Hele bu toplıımda yaşıyorsan. Herkes televızyon ağzıyla konuşmaya başladı. Kımse kitap okumuyor. Televızyonda duydugıı lafı alıp sana satıyor: Babaaaa... Bu kadar etkılenmemelıyız. Kankatürcü olarak ben bunlan söylemek zorundayım. 'Alın terim, emeğim, hakkımı sömurenlere karşı ben dc bir şeyler yapayım, çalışayım kı kafam da çalışsın , demıyor. Kahveye gıdıp, kâgıt oynuyor. "Tanyeri, bıılunduğu yere, çetın bir yol izleyerek ulaştığından olsa gerek, çalışmadan, üretmcden kazanmak ısteyenlere büyük tepki gösteriyor. Evrensel mesa|lar verdiği karikatürlcrınde, Kus ekolü one çıkıyor. Kcndısl de bu ekolden etkllendığınt kabııl edıyor. Konuşma balonlarına da lcarşı çıkan Tanyeri, "Şu beyaz kâğıdın karşısına geçtığım zaman korkuyorum. Bir gün karştma çıkıp bana 'Şu yaptığın işe bak dıyeceklerdıyc... Bunun ıçın butün beyaz kâğıda çalışıyorıım. Karalıyorum, korkıınıın üzerıne gıdıyorıım. AJtına ımza attığun heykel de olsa, karıkatür dc olsa arkasında dururum" dıyor. I'anyen, ödül kazanan karikatürü içm 15 gün çalışmış. Bazen günde 17 saat çahşüğıın anlatıyor. Arna kendisıni "amator" olarak niteüyor. Tanyeri, Yunus Nadi Ödülu'ne yo nelik duygularını "Aslanın ağzında ödül ul mak. Çok ustalar var. Bu kadar usianuı için de ödül almak çok güzel" sözleriyle dile ge tiriyor. • söylüyor. Ancak onun için bugüne kadar aldığı ödiiller arasında en anlamlısı ve ona en çok gurur vereni, Yunus Nadi Ödülleri... "Cumhuriyet gazetesinden ödül almanın benim hayatımda çok bü yuk bir yeri var" diyen Öntır, 1999'da yaşadıği talihsizliklerin ardından kaıika tür çalışmalarına bir siıre ara verdiğini belirtiyor. Aile icinde yaşanan sağlık so runları ve ölümlerin kendisini bir süre tüm çahşjnalardan uzakJaştırdığını vurgulayan Önur, "O dönem hiçbir şey yapmak istemedim. Bu durum 2002 yılına kadar devam etti. Ama köy öğretmeni bir babanın çocuğu olarak bugüne ka dar neler yaptığımı ve bıından sonra neler yapabüeceğimi düşündüğümde yeni den hayata ve çalışmalara sarılmaya başladım" diyor. Tüketim toplumunun giderck mizahı da etkisi altına almaya başladığını söyle yen Önür, dergilerdeki karikatürleri komedi dizilerindeki ses efektlerine benze tiyor. Düşünce payı bırakılmayan ve yazıyla dolaurulmuş bu karikatürleri televole kültürunun bir parçası olarak yorumlayan Önür, "Gerçek karikatür, için de söz olmayan, çizgiye dayalı çalışmalardır. Coğu cinselliğe dayalı, mizah içermeyen karikatürler televole kültürunun bir uzantısı" diye konuşııyor. Bugüne kadar 2'si Frankurt'ta biri Burdur'da toplam 3 sergi açan genç karikatürist Önür, Karikatürcüler Demeği'nin Nasrettin Hoca'nın Torunları serısi kıtabı nın kendi adına da basılmasını ve editoryal karikatür yapmak istediğini de belir tiyor. • <A llk ödülünu, 1996'da Karikatürcüler Derneği'ne ııye olduğıı yıl Karikatür Vaklı ve Cioethe Enstitüsu'nun düzenlediği "Kapılar" konulu Uluslaıarası Yarışmada, tek ödül olan "Büyük Ödül"le alan Önür, bu yarışmadan dil bıırsu ve Almanya'da 4 ay kalma hakkı kazandığını CUMHURİYET KİTAP SAYI 697 SAYFA 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear