22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

ligTnde bu tür konuların rekabet mantığı doğrııltusunda tartışılmaya başlamış olmasıdır. Yani tartışmaların genel çerçevesini rekabet hakkı oluşturdu. Bu nedenle bu tartışmalara müdahale edecek çok az sayıda toplumsal aktör vardı. Uluslararası Reklamalıkkitabtntztokurken beni çoksaşırtan bir oleuyla karşı karşıya geldim. ınsanların asla erisemeyeceği ürünlerin reklamlannm her akşam televizyonlarda boy gösterdigifakir ülkeler reklam scktörüne inamlmaz oranlarda yattrım yapıyor. Bunu anlamak mümkün w#V ,. Başlangıcından bu yana kural buydu. Orneğin bu açıdan Brezilya örneği oldukça ilginçbirörnektir. BreziJya'da televizyon dizisi üretimi çok yüksektir. Brezilya nüfusunıın %90'ı bu melodramlan izlemektedir. Bu diziler sık sık reklamlarla kesilir. Bu dizileri izleyenlerin çoğunlugu reklamların tanıtımını yaptığı ürünlerden hiçbirini satın alacak güce sahip değildir. Ama reklam öncelikle satın alma gücü olanlara seslenir, ötekilerinin nezdinde ise serimleme ctkisi işlevi görür. Ama belki de bugün reklam sektörünün yaşadığı sorun, reklamın bu işleyişinin etkililiğini kaybetmekte oluşudur. 196070'li yıllarda modernleşme konusunda çalışan Amerikalı sosyologlar büyüme devriminden söz ediyorlardı, günümüzde büyüyen ve yaygınlaşan iseyalnızca hayal kınklığıdır. Latin Amcrika ülkelerinin reklam sektöründe 70'li yıllarda yaşadıklarını örncğin Türkiye'de 9O'lı yıllardan itibaren yaşaınaya başlayabilirsiniz. Bunun nedeni de kimilerinin sandığı gibi dünyanın küreselleşmış olınası değil, KÜreselleşmemiş olmasıdır. Aslında hergerçekliğin öncelikle ulusal ve bölgesel bir gerçeklik olduğunu kabul etmek gerekir. tletişirn düşüncesiylc birlikte herkesin her yere aynı anda ulastığına inanılmamaya başlandı. Bugün farkına vardıöımız şey aslında dünyanın ayrımcı bir şekildeyol aldığıdır. Bunu teknolojilerin kullanımında açıkça görüyoru/.. Iletişimin Dünyasallaşması kitabında buna örnek olarak Venezüela'daki orta sınıfı almıştım. Bu sınıf telsiz telefonıı Avrupa'dan önce kullanmaya başladı. Çünkü telsiz telefon hırsızlığın yüksek oranlarda olduğu bir ülkede evin içinde daha rahat hareket etmeye imkan tanıyordu. Önemli olan dünyanın eşzamanlı olmadığının farkına varmaktır. Bunu anlamadığımızda tüm basmakalıpyargıların tuzağına, özellikle de etnik merkezciliğin tuzağına düsme riski çok yüksektir. Bunları fark etmeaiğimizde tüm dünyayı içinde yaşadığımız cn ayncalıklı toplumları temel alarak değerlendiririz. Bugünkü geldiljaşamada kapitalizmikapilalist ürelim tarzının yarat/ıgı tüketim nıodelinı ve yasam tarzım eleşlirnıeden nasıl eleşlırchtlirtz'' Kü'reselpıya\anın dayattıfct varoluş tarzlarına nastl dırenebıliriz? Bugünkü direniş tarzları hem yıllann olgunlaştırdığı direniş tarzlarını, örneğin 19. yüzyılda keşfedilcn direnişleri hem de daha modern mücadele biçimlerini içinde barındırıyor. ()ıta Amerikalı köylüler l'ransız köylüleriyle birlikte hareket cttiklerinde, birlikte genetik olarak dönüştürülmüş organiznıalara karşı mücadele ettiklerinde aslında sö/ konusu olan yeni leknolojileri kullanan toplumsal hareketlerdir. Söyleyebileceğinıiz şey bugün dünyada çoğul bir mücadele ve direniş pratiklerinin var olduğudıır. Bugün sorun yaratan şey, mücadele biçimlerinin çoğalmasına rağmen, hcnüz bu mücadelelerinbirbirleriyleeklemlenmesine imkan tanıyacak olan şeyin ortaya çıkmamış CUMHURİYET KİTAP SAYI 623 olmasıdır. Ancak bu eklemlenme sayesinde yerleşik yaşam tarzları yerlerinden oynatılabilir. Bu açıdan en azından umudumuzu korumamız gerekir. YaJnız bunu büyük akşamın bugiinden yarına geleceğini sanarak da yapmamak gerekir. Bu kadar çok kişiyi dışarıda bırakan bir sistemc karşı ycniuen fonnülleştirilmekteolan yeni munalefetetme tarzları olduğunu da görmek gerekir. Sokaklara döküldiiklerinde bu hareketlerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bu hareketler her halükârda uluslararası örgütlerin üzerinde baskı kurulmasına vesile oluyor. Bu baskı gerçekten önemli; çünkü dünyadaki birkaç ülkenin yarannı gözeten ve tüm dünyayı ilgilendiren önemli sorunlar hakkında kararlar alan örgütlerin dünyanın demokratikleşmesi sorununu hafife almalarını engellemeye yarayabilir. Başka bir direniş biçimi ise kültüre ilişkin sorunlann yalnızca Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarda tartışılmasını önlemek amacıyla yürütülmesi gereken bir direniştir. UNESCO bu rolü bir zamanlar üstlenmişti. Ama günümüzde artık bu rolü üstlenmiyor. Belkı de UNESCO'nun statüsünün ve işleyişinin sorgulanması gerekiyor. Günümüzde bu rolü üstlenecek en uygun örgüt de UNESCO gibi. Fransa birkaç ay önce Dünya Ticaret Örgütü'nde tartışılan kültür ve eğitimle ilgili konuların UNESCO'da yapılması önerisini gündeme getirdi. Bunun dışında kendisıni insan varlık olarak tanımlayan herkes dünyadaki sefalete karşı gözlerini kapatarak yaşamaya devam edemcyeceğini kabul etmelıdir. Fransız jeopolitikçi Alain Jaques fakirlerin soykırımından söz ediyor. Bir şekildc, iktidarı ve zenginliği ellerinde bulunduran herkesin bunun farkına varması gerekir. Eğerbudurum değişmezse dünyadaki şiddet olayları gitgide artacaktır. Teknoloji gcttoları ise bu sorun karşısında çaresiz kalacaktır. Kapitalizmin yeriııe ikame.edilecek model sorunu ayrı bir sorundur. Öncelikle var olanı demokratikleştirmek için mücadele etmek gerekiyor. Bu gerçekten devasa bir sorun. Kurtarılmıs bölgeler ortaya çıkmaya baslıyor. Bu bölgeler aynı zamanda yanancılar dışlanarak korunaklı ve güvenli bölgelere dönüştürülüyor. Ömegin bu açıdan nakıldığında, göçmenlere ilişkin politikası açısından Avrupa Birliöi'nin bir getto olduğu söylenebilir. Sahip oTduğumuz ayrıcalıklarla birlikte harekete geçmekte güçliik çekiyoruz. liu durumda demokratik bir toplum ıdcalınden söz ctmck dc zorlasıyor Endişe verici olan 1980'lerin sonunda başlayan özelleştirme, kuralsızlaştırma dönemiyle birlikte kelimelere atfedilen anlamlarının da bozulmuş olmasıdır. lfade özgürlügü ticari ifade özgürlüğüne dönüştü. Her şey, hemen hemen her şey altiist oldu ve sapkınlaştırıldı. Eşitlik nosyonunun içi boşaltıldı. Bu bizi kuîlandığımız sözcüklerin anlamlarını sorgulama zorunluluğuyla karşı karşıya bırakıyor. ürneğin gazetelerin yaygınlaştırdığı kürcselleşme karşıtları ifadesi hepimizin ne ölçüde egemen ve medyatik olanın etkisi altında olduğumuzu gösteriyor. Konfüçyüs, eğer beni oir Devfetin ya da bir ulusun yöneticisi olarak seçecek olsalardı, alacağım ilk önlem sözcüklerin anlamlarını yeniden onlara kazandırmakolurdu, demişti. Günümüzde ultraliberal model de buna yatırım yapmaya, yani sözcüklerin anlamlarıyla oynamaya başladı. Bir yandan tüm kurallar alaşağı edilirken, aynı /amanda dünyanın gerçekligini ilade etme tarzınıız da kuralsızlaştırılıyor. Buna karşı mücadele etmek de işi sözcüklerle, sözcükler üzerine çalışmak olanlara düşüyor. • Armand Mattelart'ın Türkçe'ye çevrilmiş yapıtları Beyin tğfal Şebekesi, Uluslararası Reklamcılık, Maltclart, Armand, Çcv l^ııı Ciürhiiz, Isttinbul, Ayrınlı Yay, /V9î tletişinı Kuramları Tarihi, Matlclart, ArmandvcMaltclarl, Mıchcle, Çev. Mcnb'/.tl lıollu, htanhul. llclısım Yay., 199S Iletişimin Dünyasallaşması, Mattelarl, Armand, Çcv I lalınıc Yıhcl, \\tanbul, îlclisim Yay., 2000 l:olograflar: Canan Cankaya Martin Esslin'in önemliyapıtı dilimizde Absürd liyatro Esslin'in kitabı sahne sanatçıları, yönetmenler, aydınlar ve tiyatro eğitimi alanlar için kaçırılmaması gereken oir yapıt. HAYATİ ASILYAZICI artin Esslin'in "Absürd Tiyatro" adlı kitabı Türkçemizde ilk kez yayımlandı. Tiyatro için önemli bir yapıt olduğunu meraklıları bilir. Üstelik "Absürd Tiyatro" örnelderi ülkemiz tiyatrolarında oynandı ve oynanmakta. Buna karşın aranan, özlemi duyulan bir kitaptı. Çağdaş tiyatro tarihini okurken, Esslin'in yorumlannın önemli olduğu düşünülecek olursa, "Absürd Tiyatro , Esslin, imgesini tüm boyutlanyla kullanarak yazarları oyunlarını yorumlamasıyla bu yazarları 'temsil' eder olması, yazarların çarpıcı yenilikleriyle ilgiyi çeken kapsamlı bir incelemedir. Yapıtın tiyatro calışmalarını taçlandıran bir savla ortaya lconduğu anlaşılıyor. Uyumsuz tiyatronun (kitaba göre 'Absürd Tiyatro' adtnı kullanarak yazıyı sürdüreceğiz) nesnelerin anlamını öğrenmek için oyun yazarlannı irdelediğiruzdegünümüz tiyatrosunda ne denli gerekli olduğu görüfrnektedir. Kitabın tanıtımında "Absürd Tiyatro" tanımlamalıyız öncelikle. Zaman zaman soyut tiyatroyu ya da usdışı tiyatroyu; Fransızların Theâtre abstrait; Ingilizlerin Abstract theatre ve Almanların Abstraktes theater diye tanımladıklan; 20. yy'ın başında ortaya çıkan bir tiyatro akımı. "Olay dizisini ve oyunculuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışılagelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatro. Iç dünyayı gerçek olarak aldığından, oyun kişileri ve bunlann konuşmalan anlamsal ve biçimsel ajıdan bozularak karikatürleştirilmiştir. "(Ozdemir NutkuGösterim Terimleri SözlüğüInkılap Kitabevi, 1998, Istanbul.) Birbaska tanımlama da şöyle: "Absürd tiyatro : Insanın yaşama, Joğaya olan uyumsuzluftunu, doğadan kopmuşluğunu sezdirici Dİr yolla XX. yüzyıl ortasında yeni bir öz ve fjiçimle veren tiyatro türü. Aristocu anlamda usla bağdaşmaz bir öz ve biçim kullanılır." (Haldun TanerMetin AndOzdemir NııtkuTiyatro Terimleri SözlüğüTürk Dil Kurumu Yayınları1966). Kitabımızın yazarı (Martin Esslin), "Absürd Tiyatro" tanımlamasıyla ilgili aynntılıbiçimdeaçıklamalarda bulunuvor. Sözgelimi, birkaç tanımlamasını alalım: "... Absürd tiyatro bu araştırmanın ortaya çıkardığı şeylerden (anlatım yollanndan) biridir. Dünyanın temel açıklamasını ve anlamını yitirdiğine inanan insanlar için, geçerliliğini yitirmiş olan ölçüm ve kavramların sürekliliğine dayanan sanat biçimlerini kabul etmenin artık olası olmadığı gerçeğine yüreklilikle karşı çıkar. Absürd tiyatro asıl kesinliklerin yok olmasındaki trajik yitimi anlatırken, garip bir paradoksla, çağunızda gerçek bir dinsel araştırma olmaya en çok yaklaşan şeyin bir belirtisi olur.. Absürd tiyatro, günümüzün gerçek sanatçılarının, kayıtsızlık ve bilinçsizliğin bu ölü duvarını yıkmak ve insana, durumunun asıl gerçeğiyle karşılaştığuida bunu ayrımsamasıiçin, yeni bir bakışkazandırmak için durmaksızın devam eden çabalarının bir kısmını oluşturur. Absürd tiyatro, kendi başına iki taraflı bir amacı gerçekleştirir ve izleyicisine iki katı olan bir absürdlük verir." (a.g.y., s. 312) Metin Esslin, "Absürd Tiyatro"nun tüm yönlerini özgül olanaklarıyla günümüz tiyatrosunun genel sorunsalını yazarlarına göre değerlendirişi olağanüstü yorumlar ve yaklaşımlar getirerek çözümlüyor. Absürd Tiyatro çözümlemesinde, Brecht'in epik tiyatrosuna değiniyor. Şu tümce bile; "..Brecht'in epik dyatrosu, öyküsel, epik unsurları katarak dramanın alanını gelistirmeye çalışırken, Absürd Tiyatro lirik ve şiirsel bir kalıp içindeki derinlik ve yoğunluğu amaçlar. Bu tanımlama "Esslin'in ne aenli yaman bir Brecht yorumcusu olduğunu gösterir, (a.g.y., s. 315). Tek bir tümcesi, Esslin'in Brecht üstüne yazdığı kitabı, Türkçeye çevrilmesinin zorunfu olduğunu gösterir. Absürd Tiyatro da bir bakış açısıdır; değişik yorumlar, Aristotelesçi tiyatro ile epik tiyatro arasındaki ayırdtn ötesinde, öngörme gibi kişinin ya aa yazarın seçrne hakkı bulunmaktadır. Ne ki, kimi yazarlar seçme haklarını kullanmaktan öte, nesnel yaklaşımlarıyla çağın gereği olan yenilikleri, tiyatro akımlannı değerlendirirler. Martin Esslin'de olduğu gibi. Kitabın bütünündeöznel tek tümcesini bulamadığımı söyleyebilirim. Seçmelerinde öznel olma hakkına sahip olduğu halde, tümüyle nesnel değerlendirme yapmaktadır. Sözün kısası, Esslin, tikelden yola çıkarak, deneyden, inceldiği oyunların gözleminden bir genellemeye gidiyor. Hiçbir kavramı ya da oyun yazarını Absürd Tiyatro'da çözümsel yaklasımdan kaçırmıyor, özellikle soyutta var olanı ayrıntüı biçimde yerli yerine oturtuyor. Soyutlamanın temel özelliklerinden biri olan çözümlemeyi çok çeşitli olmasa da değişik içerikli oyunlarda başanlı biryöntem koyuyor ortaya. Soyutlamaya yakışan bir anlatım biçemiyle olayın genel çizgisini belirliyor. Dost Kitabevi Yayınlan arasında "Absürd Tiyatro" yapıtının çıkması tiyatromuz açısından sevindirici bir olay. Beckett, Adamov, lonesco, Genet, Pinter, Tardieu, Vian, Buzzatı, Arrabal, Frisch, Grass, Albee, Mrozek, Havel gibi Absürd Tiyatro'nun köktencileri, birer birer ülkemizde sahneye kondu ya da kitaplaştı. Ne ki, bu yazarlann genellikle oyunlarına deneyünsiz yaklaşıldığını söyleyebilirim. Bu değerli yapıtı okuduğunuzda aynı düşüncenin paylaşıldığı anfaşılacak. Sahne sanatçılan, yöntemler, aydınlar giderek tiyatro eğitimi alan öğrenciler bu kitapta çok şeyler bulacaklar. Tiyatro kitaplığı için önemli bir yapıt "Absürd Tiyatro".* Absürd Tiyatro/ Martin Esslin/ Çeviren: Güler Siper/ Dost Kitabevi Yayınlart/ Ankara/ 376 s. M Teknoloji gettolanınn çaresldiği SAYFA 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear