Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Pavel Florenski'nin kitabı, resimde perspektifin kuUanımına ilişkin olarak, özellikle sanat eğitimi görmekte olan öğrencilerin ve Icuşkusuz sanat sorunlarına açık aydınların kafalarında kuşkulu soru işaretleri bırakan sorunlara açıklık getirmekte, "tersten perspektifin de en azından "doğru perspektif" kadar yoruma açık olduğunu oelgeleyici bir düşünme yöntemini kışkırtacak toyutlar taşımaktadır. KAYA ÖZSEZGİN Ressamın ikinci gözü yıcı nitelikte esprili ıcı bir çizimine aeğinir: Bu resimde, uzakta görünen bir figürle, yakın plandabirhanınpenceresinden sarkan bir kadın, plan farkına rağmen aynı büyüklükte gösterilmiştir. Burada, Gombrich'in deyimiyle "ters bir görüntü" karşısındayı/. Gombrich'in bu sorıına yaklaşımı açıktır: Artık okullarda öğretilen bilimsel perspektif, çağdaş sanat uygulayıcıları icin geçerliolmaözelliğini yitirmişbulunmaktadır. rü olanaksız olması nedeniyle de karşı çıkan Florenski, kitabında, salt "benzeştirme "ye dayanan bir imgenin söz konusu olamayacağını savunuyor. Zeynep Sayın, Florenski'nin bu temel yaklaşımını, bir de tslami temsil gclenekleri ve Anadolu kültürü açısından ele alarak, kitapta öne sürülen görüşleri, bir de bu açıdan sınamak istemiştir. Aşağı yukarı bütün sanat yapıtları için geçerli olabilecek bir ilkenin altını çiziyor kitabında Florenski: Perspektif kıırallarının en fazla bozulmuş olduğu ikonlar, sanatsal açıdan dikkat çekici olduğu halde, "daha doğru" çizimle yapdmış olanlar, soğuk ve cansız biretki uyandırır. Bu ise, sanılanın aksine, rastlantısal değildir: Çünkü ikon ressamları, biiinçli olarak perspektif e aykırı bir çizim yöntemi uygularlar. Renklendirme tekniği de, bu açıdan kendine özgüdiir. "Bozulmuş" ya da "hatalı" olarak bilinen perspektifin adıdır "tersten" perspektif. "Temsillerin çok merkezli olması", sanatçıyı bu yöntemi uygulamaya iter (s. 43). Oğrenilmiş olan kurallar, "gözüpek bir tavırla, bir kenara bırakılır", ama kesinlikle "naif olarak de Pavel Florenski'den 'Tersten Perspektif R esim sanatının temel sorunsallarından biri olduğu kadar, doğa görününılerinin resim yüzeyine yansımasında görsel çözümün ana ölçütlerindcn biri olarak da, sanat eğitiminin odağına yerleşnıiş olan derinlık (perspektif) olgusu, doğa gözlemine ilişkin tarihsel yaklaşım modelleri konusunda, zaman zaman birbiriyleörtüşen, kimi /aman da karşıt ve kuşkulu görüşlerin doğmasına yol açmıştır. Düz ya da paralel perspektifin yanında, ilk bakışta hatalı ya da yanılsamacı bir derinlik imgesini düşündüren ve Rönesans öncesi döneınlerin algı ve birikim yetersizliği öne sürülerek peşinen yargılanan, kanonik lormüllere uymadığı için de odönenı insanlarının (sanatçılarının)görsel kültiir eksikliğiyle açıkJanan perspektif (şu dilimizden düşürmediğimi/ ünlii kavram), masaya yatırılarak baKiIdığında, bııgüne kadar bildiğimiz (bildiğimizi sandığımız) şeyleri yeni baştan, bir kez daha düşünmemize, verdiğimiz yargıları bir kez daha gözden geçirmcmize yol açacaktır. Rönesans'ın ilk ışıklarının belirdiği tarihlerde, yerleşik bir kanı edinilmesineyol açan yorıımlann, bıı katılaşmış düşüncc dünyamız üzerinde epeyce etkili olduğu söylenebilir. Geometri bilimineyakınilgisinin de bir sonucıı olarak, 15. yüzyılın Floransalı ressamı Uccello'nun, bu konudaki ünlü sözünü kim anımsamaz: "Ne güzel şeydir şu perspektif..." (Quelle belle chose que la perspective..) Resimde mekânsal doğa kavramını keşfetmiş görünen Cimabue ve Giotto'nun hemen arkasından söylenmiş olan bu söz, 14. yüzyıl öncesini kapsayan veondan daha gerıİere uzanan donemlerde yaşamış olanların, perspektif kavramına kapalı olduğu kanısını neredeyse yaygınlaştırmıştır. C)ysa Antik Yunan'da Euklides, "yüzeylerin geometrik yerleri" üzerine, bugünkü bilgilerimize temel oluşturacak görüşler öne sürmüş,, "Optika "sında, ışık ışınlarının bir doğru çizgi boyunca yayıldığı, bir küre olarak kabul ettiği evrenin çevresindeki gök cisimlerinin dönme hareketinin, geonıetri yasalarıyla açıklanabileceği yolundaki kanısını dile getirmişti. 19. yüzyılda kırılmaya uğramış olsa da, ana narametrelerin Fuklidesgeometrisiyleilişkisi yadsınamayacağına göre, doğa gerçekliği karşısında insan görüsü, demek ki ilk çağlardan beri vardı. Gombrich, yanılsama kavramını incelediği ünlü kitabında, resim sanatını belirleyici bir kavram olarak derinlik oluşturma eylemiyle yanılsama üzerinde durıır. Ona göre, mhbilimci için resimlerin okunması, simgelerin algılanışının "özel" bir uygulaması olduğuna göre, derinliği de bu kapsamda algılamak gerekiyordu. Çünkü sanat yapıtı, Delleğimiz onu "tamamladığı" sürece okunmuş sayılacaktır. Gene Gombrich, bu konuyla ilgili olarak, Hogarth'ın perspektif konusunu işleyen bir kitabın kapağında yer alan bir kazı resminde, "yanlış perspektif"i tanımla Çözüm modelleri Temelde çapraşık bir sorun olma özelliğini hep korumuş olan perspektif, derinlik algılaması açısından bakıldığında, dö nemin kültürel koşullarını da içeren farklı boyutlarda çözüm modellerine aracılık etmekte ve yaygın kanıları sarsma noktasına kadar uzanmaktadır. îşin öziinde, bir "yanılsama" olgusu yattığına göre, sorunun bütünüyle bu açıdan görülmesinde yarar vardır elbet. Diizlem üzerinde iiç boyııtlu (zaman kavramıyla birlikte dört boyutlu) görünüm olarak tanımlanan perspektif, dış dünyanın optik algılanmasıdır: O halde algının türünde kcndini gösteren başkahkfar, çoğu yerde perspektifin (bilimsel perspektif) hesaba katılmadığı anlamına gelmeyecektir. Şu sıralarda yayımlanan Pavel Florenski'nin "Tersten Perspektif'i (*), sorıınu bu açıdan ele almakta, büyük bölümiinü Ortodoks kökenli ikon tasvirlerinin oluşturduğu yanılsamacı perspektif (tersten perspektiO kavramına, kendi cephesinden açıklık getirmektedir. Kitaba kapsamlı bir sunuş yazısı yazan Zeynep Sayın da, "merkezi perspektiPin aksine, tersten perspektifin, resme bakan gözü "tekil ve sabit oir odak noktası" olmaktan kurtaran ve gerçeküstücü ressamlann ufkunu açan "Manyetik alanlar"a değinmekte ve Florenski'nin kitabını kaleme aldığı yirmili yıllarda kırılan "öznemerkezci" anlayışla, Florenski'nin kitabında savunduğu göriişler arasında paralellik kurmaktadır. Doğa biçiminin "olduğu gibi" yansıtılması gerektiğini öne sürmüş olan Vasari'nin görüşüne, doğa biçimlerini "taklit" etmenin, salt metarizik nedenlerle değil, fiziksel ve matematiksel nedenlerden ötü Perspektlfin kâşHI İkon resmi, natüralist resmin dayandığı kurallarla "uyum" içinde değildir çünkü. Bunıı, sanata ritüel geleneklerin uygulandığı başka örnekler üzerinde de izleme olanağının bulunduğu daha geniş bir alana yayma olanağı vardır. Her ne kadar Roma antikitesinde mimar Vitruvius'u, perspektifin kâşifi olarak gösteriyor ise de, aynı kişi (Florenski), bu konudaki öncelikli yaklaşımın, boyanmış sahne dekorlarında ("skenograli") kendini gösterdiğine de haklı olarak değinmektedir (s. 54). Sahne dekorunun bilimsel yönde temellendirilmesi bu nedenledir. Sahne dekoru, resmi kendi hizmetinesokarak, ondan yararlanmıştır: Yine o nedenle, Florenski'ye göre ilk perspektif kuramcılan, tiyatro izleyicilerini yanıltmacalarla karşı karşıya bırakmanın kurallarını belirlemişjerdır. Demek oluyor ki, perspektif en geç 10 5. yüzyıldan itibaren bilinmekteydi (s. 58). Gerçekliği simgesel olarak temsil etmenin yollarını arayan ortaçağ ise, yanılsamacı sorunlardan biiinçli olarak uzak kalmış, o dönemde biçimler "kendi" canlılıklarına uygun olarak düşünülmüştür (s. 70). Pavel Florenski, kitabın birkaç yerinde, temsili sanat üretenlerin niçbirinde, perspektifi "becerememenin" kesinlikle söz konusu olmadığına, aksine bunıı kullanmaktan kaçındıklarına değiniyor. Tersten perspektif, "özel bir dünyayı kavrama biçimi, bir temsil yöntcmidir" I'iorenski'ye göre (s. 77). Yazarın, bu yöndeki görüşler doğrultusunda, A. Benois'nın "perspektifin gizli bilimi" olarak açımlamış olduğu yorumlara büyük ölçiide dayanaığı anlaşılıyor. Nitekim ona yaptığı göndermeler, kitapta sık sık yer almaktadır. Onun yanı sıra N. A. Rynin, h Schilling, G. Schreiber gibi yazarlar da, Florenski'nin yeri geldikçe başvurduğu kaynaklardır. Ozellikle, sabit bir noktayı temel alan gözlemcinin "perspektif bütünlük"ü gözden kaçırmamaya özen gösteren bakışını temel alan ve böylece bilimsel perspektifin temel yasala Bugunkü bilgllerlmtzln temell rını çözümlemeye çalışmış olan Schreibcr'in görüşü açısından, örneğin Leonardo'da bile, "farklı bir gerçeklik" değil, "farklı bir anUm" söz konusııdur (s. 89). Dürer'in aynı zamanda görsel bir tasarımcı ve deneyci olarak, perspektifin dayandığı gizemli ayrıcalıkları saptamak amacıyla yaptığı çizimler de, bu uğraşın sanatçılar tarahndan nasıl bir merak ve ilgi kaynağı oluşturduğunun göstergeleridir. Florenski, kitabının bir bölümünde, Dürer'in çizmiş olduğu bu konstrüksiyonlar üzerinde durmaktadır. Perspektif kurallarına uygun bir çizim gerçekleştirmek isteyen birinin, bunun "eğitimini alması" böylece kaçınılmaz oluyor. Eline ilk kez kalem alan bir yetişkinin (tıpkı çocuğun yaptığı gibi), perspektif kuılanarak resim çizmesi, o nedenle olanaksızdır. Sunuş yazısınm başına alınan Florenski'nin sözü, burada anlam kazanıyor: "Perspektif, eğitimi ehlileştirmeden başka bir şey değildir" (s. 113). Buanlamda, perspektif, "zorlayıcı bir uzlaşım"dır ("usus tyrannis"); ona uyulmasının nedeni de perspektifin "doğruluk gücü" değil, "herkesin böyle yapıyor olması"dır. Oysa sanatçının "ikinci bir gözü" daha vardır (s.135): Bir evin üç yanını eşzamanlı olarak görmek olanaksızdır; ne var ki sanatçının ikinci gözü, onu göriir. Burada, HussetTm lenomenolojisine göndermede bulunmak, bize düşünsel bir ipucu verebilir: "Yaşam dünyası, tiim doğanın saltık taşıyıcısıdır. O, cisimlerevrenidir ve onlann zaman ve ıızam formlarını taşır. Uzamsal ve zamansal tüm doğa olarak dünya, hiçbir zaman tözsel olarak tam algılanamaz. Doğanın deneyimi, ancak önceden yapılmış tek tek beden deneyimlerinde temelini bulur" ("Fenomenoloji Üzerine Beş Ders, 1997). Pavel Florenski'nin kitabı, resimde perspektifin kullanımına ilişkin olarak, özellikle sanat eğitimi görmekte olan öğrencilerin ve kuşkusuz sanat sorunlarına açık aydınlann kafalarında kuşkulu soru işaretleri bırakan sorunlara açıklık getirmekte, "tersten perspektifin de, en azından "doğru perspektif" kadar yoruma açık olduğunu belgeleyici bir düşünme yöntemini kışkırtacak boyutlar taşımaktadır. • (*) "Tersten PerspektiPV Pavel IHorenskı/ Çcv.. Yeşım Vükcl/ Metıs Y, Kasım200]/htanbul./144 s CUMHURİYET KİTAP SAYI 623 Doğamn deneybni SAYFA 10