25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

nın işaretlerini de görüyoruz. Demek ki sorun, kaliteyi koruyarak bir sistemin nasıl McDonaldlaştırılacağı, çünkü bütün McDonaldlaştırılmış sistemler kaliteden ödiin veriyor. Buradaki asıl sorun sürecin kendisi. S/zce bu konunun özgül McDonald's sisletmnden öteye gcnişletilrrıcsi gerektr mi? Evct, bana göre kendilerinden çok daha büyiik bir şeyi başlattılar, bu siireç onlardan çok daha gcniş. Aslını ararsanız McDonald's yarın ortadan kaybolabilir ya da yarın irlas edebilir, amabu süreç devam edecektir. Farklı bir ad vere bifirsiniz, ama bu süreç devam edecektir. Yani sürecin McDonald's sisteminden daha eski bir tarihi var. Weber'in akılcılaştırma teorisinde ve nıodelinde, bu bürokrasiydi, Alman bürokrasisi; şimdi de yeni fastfood restoranı modeliyle bu sürecin genişlemesini, devasa genişlemesini yaşıyoruz. Fastfood restoranları ya da McDonald's ortadan kaybolabilir, ama bu süreç yeni bir biçime dön üştürülccektir. Bunda bir tür "19X4"/ "Cesur Yeni Dünya" unsuru var mı? "Cesur Yeni Dünya" / "1984" imajı, bir merkezi denetim imaiıdır. McDonaldlaştırma bana göre mikro denetim sistemîeri ya da mikro denetim sistemlerinden oluşan tüm bir sistem anlamına gelir. Aslında Fransız postyapısalcı teorisyen Michel Foucault bu denetim mikropolitiğinden, mikro denetim mekanizmalarından söz etti. Bence burada bir demir kafes değil; sayısız mini demir kafes var, bunlar o kadar çoklar ve toplumda o kadar yaygınlar ki, burada akla gelen demir kafesler isteyerek girdiğiniz kafesler, kafesten başka gidecek bir yer yok. McDonaldlaştırılmış bir toplumun toplumdakı ımanlar üzerindeki etkileri nelerdir? McDonald's sisteminin insanların yaptığı birçok şey üzerinde derin bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Bence insanları her şeyi hızla istemeye, sınırlı bir dikkat arahğına sahip olmaya, örneğin televizyon seyrederken ya da gazete okurken derine inmemeye yöneltiyor; kısa dikkat arahğına sahip olduğunuz için her şeyi hızlı istiyorsunuz, New York Times ı okuyacak sabrınız yok, bu yüzden 'McGazete'yi okuyorsunuz, yani USA Today'i okuyorsunuz. Belirli bir konuda uzun boylu bir haber programı izleyecek sabrınız yok, bu yüzden CNN News'u ve CNN'in 'McNugget' tarzı küçük haberlerini izliyorsunuz, bu da birbiri ardına aynı türde şeyleri arayan bir zihin yaratıyor. Ben bunu eğitimde de görüyorum, burada bir anlamda McDonaldlaştırılmış bir toplumda yetişmis bir öğrenci kuşağı var. Her şeyin çabuk olmasını istiyorîar, profesörlerden ideal "nugget"ler istiyorlar, düşüncelerin yavaşça bırikimini istemiyorlar, onlan eğlendırmek zorundasınız, Ronald McDonald kostümüyle gidip bir dizi parlak teorik noktalar açıklamalısınız, yoksa sizi kapı dışan ederler. Bu alanda yaptıklan, üstlendikJeri son derece şaşırtıcı. Sizce llelen ile Dave ne yapacak? Sanıyorum, küçük küçük adırnlarla yola çıkıp burada dünya çapında bir hareket, dünya çapında bir ilgi odağı yarattılar ve McDonald's ve McDonaldlaşmaya karşı somut bir potansiyel tehlikenin de temellerini attılar. Daha önce bundan, bu farklı grupları bir araya getirme ihtimalinden bahsetmiştik ve McDonald's buna dikkat etmek zorıındadır, yani eğer bunun olmasını istemiyorlarsa bir araya geldikleri görünen muhalif güçleri nasıl dağıtıp stratejik olarak ayrı tutabileceklerini düşünmek, gözlerini bu negatif güçren ayırmamak CUMHURİYET KİTAP SAYI 598 zorundalar. Demek istediğim, gerçekten McDonald's'ın önemli sayıda bir insan topluluğu tarahndan dünyadaki şer güçlerden biri olarak görüldüğü zaman, bu örgüte büyük darbc vuracaktır. Ama yinc vurgukıyorum ki, yarın McDonald's silinip gitse, McLiber davası nedeniylc kapılarına kilit vursa bile, süreç kendi bildigi yolda hızla ilcrliyor. Çok küçük başlangıçlarla burada dünya çapında bir hareket, dünya çapında bir ilgi yarattıklarını ve McDonald's sistcmine ve McDonaldlaştırma sürecine karşı gerçek bir potansiyel tehdit konusunda temel hazırladıklarını düşünüyorum. Bunu daha önce de konuştıık; bu farklı grupları bir araya getirmeolasılığını. Bence McDonald's, bunun olmasını önlemek istiyorsa, bir araya gelnıe, olumsuz bir güç olarak bu süreç üzerinde yoğunlaşma ihtimali olan bu muhalif gücleri nasıl dağıtacağına ve stratejik olarak ayrı tutacağına, biraz önem vernıek zorunda. Hatırı sayılır sayıda insanın McDonald's restoranını dünyadaki bu kötü güç olarak göreceği bir gün gerçekten gelecekse, bu organizasyon için tam bir tehdit olur. Ama yine belirtmek istiyorum ki, McLibel duruşmasından dolayı McDonald's yarın ortadan yokolsa... McDonald's restoramnda yemek yiyor musunuz > Sadece denıir kafeste olduğumda ve mecbur kaldığimda. Yani, ABD'de, özellikle büyük otoyollardan birindeyseniz, kendinizi öyle bir dunımda bulabilirsiniz ki, fastfood restoranından başka gidecek yer yoktur. Amerikan otoyollanndaki büyük gelişmelerden biri, bü tün mola yerleri fastfood zincırlerı tarafından rııtıılmııştur ve eger bir otoyolda seyahat ediyorsanız bir fastfood restoranına girmekten başka çareniz yoktur. Otoyoldan çıkmadığınız sürece başka alternatifiniz yoktur ve kısa bir zaman sonra hemen otoyolun dışındaki restoranlar da fastfootf zincirine katılacaklar, dolayisıyla fastfood dışında bir ? şeyler aramak için fazla zaman kaybetmenin anlamı yoktur. Yani, ABD'de sık sık tek bir alternatifin hulundııg'u bir duruma düşebilirsiniz ve kuşkusuz bu tam bir demir kafestir. Demek istediğim, böyle bir toplumda, başka hiçbir alternatif bulamadığınızda, çaresizlikle elleriniziiki yana açar ve "Tamam, ben de yiyeceğim, ben de böyle yapacağım" dersiniz. Çok can sıkıcı bir dıırıım. • Çcvırcn: Şen Sücr Kaya Toplumun McDonaldlaştırılmasıÇağaaş Tpplum Yaşamının Değişen Karakteri Uzerine Bir tnceleme/ Cieor£.e Ritzcr/ Çev.: Şcn Sücr Kaya Ayrıntı l Yaytnları, V) )H. Büyiisü Bozulmuş Dünyayı BüyülemekTüketim Araçlarının Devrimcileştirilmesi /Cieorge Kılzcr/ Çev.. Sen Siier Kaya/ Ayrıntı Yaytnları, 2000. Duyguötesi Toplum/Stjepan G. Mestrovic/ Çev.: Abaullah Ytlmazl Ayrıntı Yaytnları, 1999. Ceorge Ritzer, Maryland Üniversttesi'nde Sosyolofi Profciörüdür. Diğer kitapları arasında Frontiers uf Sucial Theory ve Sociology: Expertencing Changtng Societies (Kenneth Kammcyer ve Norman Yetman'la birlikte) de bulunmaktadır. İroni: Akılcılmın akıldısılmı "Cehennemin en azap verici yeri, büyük ahlaki çöküntü dönemlerinde tarafsız kalanlara ayrılmıştır. Dante Alighieri, 13. Yüzyıl ltalyan Şairi ELMO RECİO endinden geçmiş deli, "Tanrı öldü" diye bafiırırken, bu hayali pazar yerinaeki kalabalık ona alayla bakarak kendi aralannda fısdtıyla "Tanrı öldü! Onu biz öldürdük!" derler. Bu sözler Nietzsche'nin en çok bilinen sözleridir. Ama bununla ne demek ister? Yanıt kendi başına yalındır. Yanıt yavaşça ayaklanmıza doğru sürünür ama hızını kesinlikle insanlığa uydurur. Yanıt, akıldır. Aklın kendisi, daha doğrusu yanlış kullanımı (yaşamlarımızda aklın aşırı kullanımı ya da). Bir kişinin sözleri bugünün dünyasında olduğu kadar başka hiçbir yerde böylesine apaçık bir gerçekle çınlamamıştır şimdiye kadar. Mantığın (teknoloji) ve çokuluslu şirketler ki bunlar salt insan yapımı canavarlardır denetledikleri dünyada ekolojik, toplumsal, siyasal ve etik maliyeti ne olursa olsun pratiklerini daha da alulcı hale getirmeye (kârlarını arttırmaya) çalışıyorlar sürekli. Hesaba katılması gereken bu güç (Aklın kötüye kullanımı), Toplumun McDonaldlaştınlması olarak bilinir. George Ritzer bu terimi ilk olarak konuyla ilgili bir makalesiyle bize tanıttı. 19. yüzyıl sonuyla 20. yüzyıl başının sosyal teorisyeni Max Weber in yazüanndaki temel unsurların modern yorumuydu bu terim. Toplumun McDonaldlastırılması modern dünyanın tüm özelliklerinde görülebilir dört temel unsurla karakterize edilir: Verimlilik, Hesaplanabilirlik, Ongörülebilirlik ve Denetim. Artık mağaza zincirlerine gitmek zorunda değiliz, onlar bizim ayağımıza geliyor. Barnes and Nobles okul kitapçılarından Auntie Annie'nin tren istasyonlarındaki Pretzel dükkânlarına kadar her yerdeler. Bu her yerde hazır ve nazır devler, yaşadığımız dünyayı donuklaştıran büyük bir salgın haline geliyor. Bu dünyayı öyle bir değiştiriyorlar ki her şehir ufuk çizgisi dışında (bu bile korunabilirse) her kasaba birbirinin aynı görünecek. Ne var ki eğilim böyle devam ederse hiç mağaza kalmayacak; elimizde yalnızca internet olacak, hızı ve verimliliğiyle internet. înternetin her yilın 365 gününün 24 saatini alışverişe ayırmaya olanak tanıdığını kim inkâr edebilir? Hızlı teslimat nerkesin baş etmek zorunda olduğu bu verimliliğin bir parçası olacak. lnsanlığın bu makineleşmesini anlamak için (kaldı ki Aristo'ya göre akılcılık insanlar olarak tanımlayıcı niteliğimizdir) önce özelliklerini ayırt etmemiz gerekir. Sonra katmanların altına dalarak tüm kokusunu ortaya çıkarmak için bir soğanı soyar gibi derisini yüzmeliyiz. Bütün bu vaat edilmiş özelliklerin altında hangi kötü ironi kokusunun yattığını göreceğiz. Önce Verimlilik'le başlayalım.(l) İlk olarak yaygın, îngiliz deyişinde geçtiği şekilde terimi tanımlayacağız. Verimliük, üretimi maliyetle (enerji, zaman ve para olarak) kıyaslayarak ölçülen verimli işlemdir.(2) Bu terim, sürekli olarak, birçok ürün için tüketiciye yönelik şirket reklamlarında kusturacak kadar çok kullanılır. Ne var ki, Verimlilik düşüncesi, reklamların tersine yalnızca şirketin öz çıkarlanna yöneliktir. Bankamatikleri (ATM) ele alalım. Bankalar ve kurumlar bunu modern çağ bankacılığının sondan bir önceki biçimi olarak sunarlar. Kullanımını özendirirler, reklam kampanyalarında sık sık banka kapatmanın bir nedeni olarak kııllanırlar. Alandaki bütün öteki rakiplere oranla en kolay kullanılır ve sayısı en çok ATM'nin kendilerinde olduğunu söylerler. Bazı bankalar, ATM'ler yerine sahici bir banka memurunu kullandığınız zaman komisyon alacak kadar ileri giderler ve böylece ATM kullanımının gereğini iyice vurgulamış olurlar. Ne kadar karmaşık olabilir ki.* Gündüz ve gecenin herhangi bir saatinde nakit paraya anında ulaşmak; bankanın içincıeki kordonla çevrilmiş bölümlerin koridorlarında sonsuz kuyruklarda bekleyerek ömür tüketmek zorunda kalmamak. Ama sabahın işlek saatlerinde ya da öğle vakti birçok ATM'de ne görürsünüz? Kuyruğa dizilmiş bir sürüinsan... Hay Allah! Özgür kalmak için bir bankamatiğin önünde bekleyen bir sürü insan. Hayatımızı kolaylaştırması beklenen bu teknoloji aslında daha da zorlaştırır. Doğrusu şu ki, bir bankamatik işlemi sırasında, ister para çekelim ister yatıralım, müşteri esıciden banka memurunun yaptığı işi yapmaktadır. Tüketici daha fazla iş yapmak zorunda kalmaz yalnızca, kuyruKta beklemek zorunda da kalır. Her tür yiyecek stoku yapmayı verimli bulan süpermarketleri ele alalım. Ya da silahtan mutfak evyesine kadar akla hayale gelebilecek her şeyi bulundurmayı verimli gören WalMart'ları! Ne yazık ki bir kutu süt ve biraz ekmek için süpermarkete gidilirse, bu dev canavarlann içindeki mini bölümlerdcn geçmek, kuyumcu tezgâhlarını, kafeteryaları, cafe'leri, şipşak fotoğraf kabinlerini ve her koridorun başına ve sonuna kasten yerleştirilmiş sergileri genellikle satışa sunulması gerekli olmayan ama satmadıkları için stokta biriken mallar sergilenir burada kat etmek zorundadır. Tüketici için pek verimli değil, öyle değil mi? Doğrusunu isterseniz, tüketicinin mağazadan satın almayı hiç düşünmediği şeylerle çıkmaması şaşırtıcı olurdu asıl. Elbette kuşku yok ki bu mağazalarda ne kadar uzun kalırsanız o kadar çekici hale gelirler. Klimalı ortam, tüketicinin sevdiği şarkının hoş bir versiyonunun çalınması da bu yüzdendir. McDonaldlaştırılmış modern kuruma devam eden bir ünivcrsite öğrencisini diişünün. En yüksck akılcı varoluş biçimi bilgisaya^ öğrenciye internette notlarına ulaşma olanağı sağlar. Ev adresini SAYFA 5 Hız ve yüzoyselllk K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear