Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ülkemizde de uzun zamandır müziğin gündeminden düşmeyen 'Eminem' olayı bir kitapla önümüzde duruyor artık. HİKMET TEMEL AKARSU 000 yılında ansızın patlayan Eminem olayı bütün müzik piyasasının dikkatini çekerken dünya ekonomık ve sosyal çalkantılar içinde yalpalayıp duruyordu. Kuşkusuz, olan biten "nipnop"un sıklıkla ortaya koyduğu "red" manifestolanndan farklı bir seydı. Garip bir şeyler oluyordu ve olasılıkla bu, incelenmeye değerdi... Bizler, müzik üzerinde kuramsal olarak kafa yoranlar, bu konuyu anlamaya çalışırken ansızın STÜDYO IMGE'den Eminem kitabı çıktı. Bu kitapta, Eminem'in kısa yaşam öyküsü, müzikal serüveni, röportajlan ve eksiksiz olarak tüm şarkı sözleri vardı. Bunları inceleme altına aldığımızda deneysel ve sosyoloiik bir bakış açısı oluşturmakta gecikmedik... ülan biteni ciddi olarak analiz etmek gerckiyordu. Çünkü gerçekten de ilginç şeyler oluyordu... Sadece sanşın bir beyaz adamın, zenci müziğine el koymasının ötesinde simgesel anlamları vardı tüm bunlann.... Peki ama ne oluyordu?.. Henüz 9O'lı yıllann sarsıntısını üzerimizden atamamıştık. Kötü bir şeylerin olacağını tüm kalbimizle hissediyorduk ama bir umudu da korumadan, el altında bulundurmadan edemiyorduk... Gec kapitalist çağ, 80'lerden beri biriktirdiği devinimini, 90 larda üzerimize kusmuştu... Kentler, kapitalizc değcr yargılarıyla yanıp tutuşan, rekabetçi, gaddar, egoist, kazanma arzusuyla gözü üönmüş sapkın bireylenn ortalığı terörize ettiği bir meydan okuma duygusuyla savaş alanına dönmüştü... Duygusal, ıçli, naif gençlik, acıklı "requiem"ler sayıp dökerek bu oluşan yeni konsepte karşı durmaya çalışıyor, özsavunma mekanizmalannı devreyc sokmaya çalışiyor, insanlık adına sağduyulu olmaya çafışıyordu... Rock müziğı ve adeta 60'lar yadsıyıcılığını anımsatan müzikal ve yaşamsal tarzlar olağanüstü boyutta yayılıyordu gençler arasında. Ama nc bir ideolojik önderlık kalmıştı, ne bir umut, ne de bir erdemli çıkış... Gençlik nihilist serüvenlerde kendine en soylu tükeniş öyküsünü yazabilmek adına reragat duygusuyla ortaya atlamıştı... Baş,langıçta naif itirazlar ve marjinal genç lik çevrelerinin klasik "egzajere" romantizmi olarak görülen, "Seattle" kökenli "grunge" akımı giderek kılık değistirmiş, kapsayıcı hale gelmiş ve tiirn geÛşkin duyargalara sahip insancıklar kendilerini birer kaybeden ya da onjindekı tabiriyle söyleyecek olursak "loser" olarak görmeye başlamıştı... Geç kapitalizmin bireyi atomize eden, yabancılaştıran, yalnızlaştıran, düşmanlaştıran, yaşamak içın kavga etmek zoııında bırakan, rekabetçi ve pragmatık üslubu, duyargalan gelişkın tüm insanlarda, münhasıran gençlerde büyük bir yılgınlık, umutsuzluk ve karamsarlık yaratmıstı... Koca bir yüzyıl ve hatta bınyıl bu nihilist duygularla kapandı... Kapanış esnasında, insanlık hiç de düşünüldüğü kadar boş durmamıştı. Neredeyse kafası çalışan herkes olan bitenden şikâyetçiydi ve ciddi itirazlar yükselmeye r>aşlamiştı. Nitekim, 1999 yılında bağımsız Anglosakson sineması olağanüstü bir şölen veriyor ve yaşanan trajik çağı ve çıkmaz sokaklan tüm açıklığıyla gözler önüne seriyordu; Dövüş Kulübü ile, Amerikan Güzeli ile, Manolya ile, Mutluluk ile, Gözleri Ta mamen Kapalı ile... Olay bu kadarla kalmıyordu kuşkusuz... ttirazı olanlar ciddi olarak düşünmüşlerdi... Artık tüketim toplumunun bahte ueğer yargılarına, insanı tüketen sefil egosantrik tarzına, snobist meraklanna, kapitalist anlayışlanna kimse inanmıyordu ve burada ka&nıyor her bulduğu yerde öfke ve nefretini kusmaktan geri durmuyordu. Seattle, Montreal, Sydney ve Prag'da ınsanlıgm tüm görkemli mirasını üstlenen muhafijf gençlik boygösteriyor ve karjji çıkışlannı bir gövde gösterisi naline dönüştürüyordu... Yaptıklarımız yapacakSAYFA 10 'Eminem' olavı larımızın küçük bir misalidir dercesine... Artık açıkolan şuidi ki; bu olan biten sefilliğe, reza lete, aymazlığa karşı çıkacak ciddi bir tayfa oluşmaktaydı... Geç kapitalist çağın ecoist, pragmatik, egosantrik ve KÖtücül bireyleri, insanlık ailesinin erdemli evlatlannı artık adım attıklan hcr yerde karşılatında bulacaklardı. Peki, insanlık ailesinin devindirici KÜcü, muhalif ve avangard gençlik bu saiklerle acı çeker ve çıtpınırken ana akım boş mu duracaktı?.. Kuşkusuz hayır...Sisteınkendiyanda§lannıoluşturacak, motive edecek ve aevreye sokacaktı. Muhalif, hümanist, yadsıyıcı, isyankâr tarza karşı o noktadan irİDaren ciddi bir ana akım yanlısı "sound" yükseltilmeye başlanacaktı... Acid, house ve techno müzik ansızın devreye girecek ve kentli, yüksek sınıfa mensup, cİKs tayfayı "lanetliler"(!)den ayırarak kendi alanına çekmeye çalısacaktı. Yeni binyıla girerken kentler ana aİamın bu çırpınışıyla yeni bir kan bulmuşçasına atağa kalkacak ve sanal mutluluk mekânlan tansis etmeyc başlayacaktı... Minimalist dızaynda, soluk ışıklandırmada, muşamba, sentetik koltuk lar arasında, lüks, sade bir şıklık, techno ve acid müzik eşliğinde devreye sokulacaktı. Bu, düşünüldüğü kadar kendıliğindcnci bir atak değildi. Çünkü, bu türün fanatikleri çok garip bir kesimdi... Neredeyse Nazüer kadar... Bir kere, markacı, iddiacı, rahat giyim ve snobizm esastı bu sound'da. Arkası sıra şunlar gebyordu, mekânlara gırış pahalı olacak, yuppiler dışındaki munalif tayfa kolay kolay Duralara sızamayacaktı. Giriş en az on iki milyon olacak, bira yedi buçuk milyon olacak, içeride techno nrmlerine uygun olarak druc, ecstasy, kokain ve belki de crack alınacak ve sabaha kadar dans edilip düşunceden arındınlmısçasına geberilecek ve cansızlaşılacaktı... Ne vakte kadar?... Bir sonraki gece geç vajcit, GSM iletişimi başlayıp da "dubber" tayfanın hangi mekânda hangi snobizmi sergıleyeceği, "aftcrnour"da neler olacağı konuşulmaya başlanıncaya kadar... Ana akımın atanmış ikonlan, techno ve house'un Di'lerinin en önemlilerinin nerede çalacağı belli olana kadar... Yazık ki bugün, bu mekanize, uyuşturucu, uyutucu, uysallaştmp ehlileştirici müzik Istanoul'un eğlece mekânlannda avangard olarak görülmektedir. Bırakalım techno ve house'un mabetleri "club"lan, aydın çevrenin uğrak mekanlan da aynı "sound un etkisi aîtına girmiştir. Söz konusu mekânlar bu sounda heves etmiş ve birer karika türe donüşmüşler, minimalist dizaynla beraber, "clubber" tarzın özenti takipçileri oluvermişlerdir. Buna medya desteği almış alternaüf müzik mekânlannın snobist atak lan eklenince durum gerçck bir felakete dönüşmüş, ana akımın ehlileştirici müziği ve uyutucu hamleleri gençliği çekmeye başlamıştır. Tabii ki bu taklıtçı eğilimler, düşünsel alanlarda geri kalmış bizim gençlik kesimimiz arasında dönen "özenti' muhabbetlerdi... Çünkü dünya, özelliklc geç kapitalizme en ciddi itirazlann yükserdifti Amerika bu "sound"un alternatifini kendi yadsıyıcı geleneğinden hareketle çoktan oluşturmuştu. "Rap" ve "HipHop" Amerika'da her zaman underground, yadsıyıcı gençliğin, münhasıran da alt kültürlerin babası zencilerin ortak lisanı olageldiği gibi, "Seattle" kökenli "loser" akımlannın bittiği yerde de "techno, acid ve house" tarzına karşı ciddi bir muhalefet, sokağın sesi olma anlamında bir karşı çıkış ve reddediş manifestosu olarak etkinliğini sürdürüyordu... Işte o noktada garip bir olay oldu!... Eminem olayı patladı... Kminem olayına gırmeden önce ülkemizdeki müzik yayıncılığının ve avangard yayıncılığın önder kuruluşlarından STÜDYO ÎMGE'nin bu anlamda gösterdiği refleksi içtenlikle kutlamak isterim... Bilindip. üzere Eminem olayının patlamasının akabinde Stüdyo Imge olağanüstü bir sağduyu göstermiş, anında bu olayın önemini kavramış ve söz konusu müzikal fenomenin öyküsünü anlatan, şarkı sözlerini içeren kıtabı derhal piyasaya sürmüstür. Bunun neden önemli olduğunu hipnop'un ruhunu bilen okurlara ilerleyen satırlarda anlatmaya çabalayacağız... HipHop' ve "Rap" bilindiği üzere, en alttaki smıfın, mesela Amerikalı zencilerin, Almanyalı Turkler'in, uyaklı şiirlerle, öfke ve yadsıyıcılıkla, küfürbazlık ve nefretle dile getirdiği müzikal türün adıdır. Her zaman ilgi görmüş ve her zaman lanetlenmiştir. Çünkü acımasız gerçekleri dile getirmektedir. Kentlerde kıstınlan, ezilen, anası ağlayan ezik sınıfınçıglık ve itırazlanndan ibarettir bu müzik. Tabiatıyla da üsttekiler bunu duymaktan hoslanmamaktadırlar. Lakin, onlar hoslanmadıkça da bu tarz nefret ve yadsıyıcıluc yaydmaktadır. Çünkü önlenemez bir şekilae naklıdır bu genç adamlar... Ve kalplerinde duyduklan acılan, mız rak yemiş yavru kaplanlar gibi anlatan bu isyankâr söylemler, ruhu insansal yücelikle dolu herkesi derinden yaralamaktadır. Gel gör ki; Amerikan müzik endüstrisinde bile şaşkınlıkla karşılanan bir olay olmuştur ve neredeyse ezilen zena sınıfın özel ve has müziği olan hiphop alanında san bir civciv çıkıp bütün dunyayı peşine takmıştır. Bu san civciv'in özellıklerini açmadan önce sunu kaydetmeliyiz ki müzikte artık bir yol ayırımtna gelinmiştir. Rock kültürünün ölümsüz readediş geleneği bambaşka Avangard müzikte yol ayrımı veya... 2 izleklerden gelen iki müzikal kesim arasında bölüşülerek içselleştirilmek ıstenmektedir. Bir tarafta varsıl, sömürücü, yuppi tayfanın benimseyip coşkuyla sahiplendıği enlilcşmiş tarz olan acid, nouse ve techo; diğer tarafta reddetmeyi, karşı çıkmayı ve yadsımayı nefrete dönüştüren lanetli alt sınıflann tercilıi hiphop ve rap... Bize görc Eminem olayının önemi suradadır: Bugüne dek zencilerin, hispaniklerin ve en alttakilerin tekelinde olan Kİifürbazlık, nefret ve yadsıyıcı öfke, aralarına beyazlann da görkemli bir beceriyle kaülmasıyla beraberTkapsayıcı hale gelmiştir. Yani artık alta düşmek, ezilmek ve perişan olmak sadece ırksal temellere dayanmamakta, pekala WASP, yani beyaz, Anglosakson, protestan sınıfa mensup, Amenka'nın temel direğini oluşturan sınıf da olan bitenden zarar görmekte, magdur olmaktadır. Demek ki, lcüreselleşme ve geç kapitalizm ağında giderek bütün sınıftar zencileşmekte, kötelesmekte ve a a çekmektedir. Eminem, kendi sınıfının, duyargalan geliskin, kabiliyetli, öncü bir genci olarak bundan acılar çekmiş ve öfkesini ifade etmesi söz konusu olduğunda hiphop'tan başka bir yol görememiş bir yeni dunya yeniyetmesidir. Bu, çok esash bir yeniyetmedir; çünkü öyle müthiş şarkı sözleri yazmış ve bunlan öylesine mahirane bir hiphop tarzıyla müziğe dökmüştür ki dinleyen herkes büyülenmiştir. Bunlann basında da hiphop'un duayeni Dr. Dre vardır... Nitekim derhal onu ait olduğu mekânlardan kopararak müzik endüstrisinin hizmetine sunmuştur... Kuşkusuz müzik endüstrisinin eline düşen bu zenci ruhlu san genç adam çabuk saf dışı kalacak, ana sistem tarafından satın alıınıp ehlileştirilecektir. Fakat o güne kadar dile getirdiği şikayetler, itiraz, öfke ve yadsıyıcılık bile başlıbaşına incelenmeye değerdir. O noktada, bu söylemi Türk kültürnayatına taşıyan Eminem kırabının da kıymeti ortaya çııcmaktadır. Çünkü bunlara baka rak "Oykümü ve acımı nefrede haykırmak istiyorum!" diyen genç adamlar büyük il hamlar bulabilirler... Kuşkusuz bu gclışmelcrden ulkemiz müzik piyasasınm da büyük dersler çıkarması gerekmektedir. Mesela şu soru ilk elde sorulmalıdır: Bizim ülkemizdeki kadar acı çeken bir gençlik neredeyse dünyada yoktur; o halde Dİzde neden "niphop" yapılamamaktadır? Ve neden bu alana ılgi duyulmamaktadır? "Ülkemiz müzik piyasası yeterince yaratıcı kışilik yetıştirememiştir de ondan deyip kapıdan dışarı çıkamayız... Bilakis, pek yakın bir geçmişte umut verici bir gelişme yaşanmıştı. "Cartel" adlı grup "hiphop un özgün bir versıyonunu, bir tomar öfkeli genç adamın kalbini açtığı bir müzikal serüvende dile getirmişti ve kıyametler kopmuştu. Gcrçelcten de "Cartel" bizce gelmiş geçmiş en önemli müzikal deneyleraen biriaır. Zaten piyasaya çıktıklan anda tüm Av rupa listelerini allak bullak etmişlerdir. Ya zık ki, yaratıcı, hırçın ruhlannı bireysel öne cıkma tutkulan arasında ziyan etmişler ve Kisa sürede yok olmuşlardır. "Hiphop"un en önemli mekânlanndan biri olması gereken ülkemiz ne yazık ki bu alanda sokağın acı çığlıklannı evrensel cstetik müzikal yaratımlara dönüştürecek mahareti gösterememektedir. Oysa ülkemizde olağanüstü bir şiir geleneği vardır. Bu şaşırtıcı düzeydedir. Öyle ki, "Her üç Türk'ten dördü şairdir," diyerek kendi kcndimizle kafa bile bulmaktayız... Lakin bu alandaki birikimimizi kullanıp müzikal bir tınıya dönüştürmek söz konusu olduğunda gerekli sanatsal beceriyi gösterememekteyiz. Böylelikle "hiphop ' gibi çağdaş vc muhalif, yaratıcı bir alanı terk edip gitmekteyiz... Peki bu boşluğu kim doldurmaktadır? Korkanm, arabesk; Müslümler, Mahsunlar filan... Ve bu, oldukça düşük bir gradoya razı olmaktan başka bir şey değilair. Bu çoraklığın giderilmesi, müzikal ruhun sokağın acılı serüveniyle donatılıp taçlandınlması ve evrensel değerde göndermeler ya pılabilmesi adına Eminem'in öyküsünün dikkatle incelenmesi gerekir... • Eminem/ Hazırlayan: Sabrt Kaltç /Stüdyo Imge/381 s K İ T A P V ve "MpHop" HrapuhJar Umuteuriuk ve karanmrtfc Emlnem, kendl sınıfının, duyargalan geilskln, kablllyetll.öncübirgenclolarak öfkeslnltfadeetmesl söz konusu olduğunda hlphoptan baska bir yol görememls bir yenl dünya yenlyetmesldlr. C U M H U R İ Y E T SAYI 583