Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ASUMAN KAFAOGLUBUKE "Bır elbtse provast için tenıdeki çok yüzlü aynanın karşısında otururken şoyle dedığtm anımuyorurn. 'BakaymözncmnbeşayrtgörÜMtiİKü Yazar olsaydım ktştlertmde çok boyutluluğu amaçlardım, pnzmasal denebılecek bır gorünümu. Neden sankt bıriman aynı anda bırden çok restm vermesın?' " Lawrence Durrell "lskendertye Dörtlüsu: Justtne" Çev.: Ülker Ince, Can Yayınlan, 1984. Edebivatta Kübizm übi Yazın Sanatı A frika'da bir sanat biçemi olarak varlığını sürdüren kübizm, 20. yüzyıl başlannda Avrupa'da Paul Cezanne aracılığiyla tanınmaya başlandı. Cezanne, dostu Emile Bernard'a 1907'de yazdığı bir mektupta tiım doğanın geometrik biçimlerle resme aktarılabileceğini anlatmıştı. Bu sanat anlayışına yakın düşünceler üzerinde yoğunlaşan Pablo Picasso da aynı yıl" Avignonlu Kadınlar" tablosunu tamamladı. Kübizm, doğayı temel alır ama klasik sanat gibi, doğadaki biçim, doku, renk ve mekânları taklit etmez. Doğadaki nesneleri parçalara ayınr ve farklı yönlerden aynı anda.algılanabilecek biçimde yan yana getırir. ()rneğın bir kemanı kübist ressam konu olarak ele aldığında, o kemanın donmuş bir zaman içınde, bir tek açıdan görünen görüntüsüyfe yetinmez, aynı nesneyi farklı yönlerden verir; kemanın sapı yandan göründüğü halde, baş kısımları önden ya da arkadan, deforme edilmiş biçimlerde görülebilir. Ortaya keman resmi yerine ncredeyse keman heykeli çıkar. Pablo Picasso ve Georges Braaue'in resimleri, ilk yıllarda ne sanat çevrelerinden ne de sanatseverlerden ilgi gördü; hatta Pablo Picasso nun Avignonlu Kadınlar' tablosu. Figaro gazetesinin sanat yazan şarlatanlık, delilık gibi suçlamalarda bile bulıındu. 1913, yılında, o dönemin çok saygın şairlerinden Cuillaume Apollinaire "Kübist Ressamlar" (Çev.: Alp Tümertekin, Yapı Kredi, 1996) kitabını yazdığında, önceleri kiınse neden bu yeni resme ilgi duyduğunu anlamadı, fakat çok geçmeden sanat çevrelerinde kübizm konuşul NÂZIM HlKMET şarkıları maya başlandı. Apollinaire sadece kübizmı değıl yeni gelişen modern sanatı savunuvordu kitabında: "Eskiden olduğu gibi bugün de resmin amacı hep göze zevk vermekse, bu durumda sanatla ilgilenen kişiden doğada var olan şeyleri seyrederken alabileceği zevkten daha başka bir zevk araması istenebilir pekâlâ." Apollinaire'in "Kübist Ressamlar" kitabından etkilenenler arasında yazarlar da vardı. Çağdaş sanatın artık insan gözünün gördüğünden çok fazlasını verdiğini, müzik ve edebiyat gibi sanatın diğer alanlannda da sürekli bir değişim rüzgân içinde yaşandığını fark ediyordu sanatçılar. Plastik sanatlar, fotoğrafın gelişmesiyle değişiyordu. Sosyal yaşam, teknoloji ve yaşam sartlannın değışmesi ise bütün sanatları etkiliyordu Farklı açılardan anlanlsa da roman boyunca îngıliz L. C. Darley'nin yaşamı etrafında dönen olaylar temel alınır, zaten "Tustine"de anlatıcı Darley'nin kcndisidır. Bu ciltte en içten açıklamaların olmasının nedeni de kuşkusuz başkahramanın duygulannı yansıtmasından kaynaklanır. Darley, yabancısı olduğu tskenderiye'de sevgilıleri, dostlan ve tanıdıklan arasında geçen yıllarını, hem şehnn yabancısı hem de nerkesin bir nebze yabancı olduğu bir ortama tam uyum sağlamış biri olarak sunar. içinde bulunduğu kııçuk topluluk içinde Kıpti, Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, kentin en varhklılan, önde gelenleri, tüccarları, sokak kadınları, yabancılaşmış dünyaları içinde varlıklarını sürdünir. Yabancılaşmalarını birbirleriyle oluşturduklan zıtlık içinde abartarak yaşarlar. Durrell, ilk başta îskenderiye kentini anlatırken kübist yöntem kullanır: Bir kentin çok farklı kesimlerinden insanları aynı tablo içinde sunar. Picasso'nun son donem kübist tablolanndaki gibi kolaj teknigi kullanır. Yapıştırma resım de denilen DU teknikle Picasso, gazete kâğıdı, kumaş ve duvar kâğıdı gibi buluntu nesneleri bir pano ya da tuval üzerinde, çoğunlukla da boyanmış yüzeylerde kuflanırdı. Çeşjtli malzemenin bir kompozis yon oluşturmasını sağlardı. Durrell de kolaj tekniğiyle Fransızca, Ingilizce, Arapça konuşan bu insanlann bir araya gelmesiyle bir lcent kompozisyonu kurar. Bir yandan Batı kültürü ile DoğuArapAfrika kültürlerinin kanşımı, ortaya köklerinden kopuk insanlar çıkanr, bu sayede roman kanramanlannın hepsi birey olarak, köklerinden bağımsız, en çıplak hallerinde var olurlar. Her biri kendi tarihini, geçmişini geride bırakıp uygarlığın beşiği kentte yeni kimlik bulıır Çok boyutlu karakterler "Justine'de Darley, Justine Hosnanı ile yaşadığı tutkulu aşk ifişkisinin nasıl bittiğini anlamaya ve bu ilişkiden aldığı yaralan nasıl sarması gerektığıni çözmeye çalışır. tlişkisi boyunca yazdığı metinleri, anılannı yakın geçmışinin duygusal yoğunluğunu anlatmak ve sanki kendisi de anlamak için kullanır. Dörtlünün ikinci cildi "Balthazar" da Darlev'nin yakın dostu, doktor ve mistik, Darley'nin yaşadıklarını felsefi açıdan yeniden yorumlar. Üçüncü cilt aynı olayların fazla yonım verilmeden, kişilerin nesnel bakışla nasıl göründüğünü anlatan ve özellikle de olaylann akışmı dikkat çeken kitaptır. Son kitap "Clea"da, Darley'nin iyileşmesı, olgunlaşması ve ressam Clea Montis'i sevmeyi öğrenmesi anlatılır. Bütün yaşadıklan sanki onu Clea'ya getirir, sonunda Justine'den çok farklı şekilde sevdiği bu kadın kaderidir. Durrell romanda çokseslilik kullanarak yukarda alıntı yapağımız bölümde Justine'nin söylediği gibi karakterlere çok boyutluluk kazandınr. Justine ilk romanda onu seven ama asla tam olarak elde edemeyen bir adamın ağzından anlatıldığında, aşın güzel, kaprisli femme fatale olarak belirir, fakat daha sonraki kitaplarda sönükleşip sıradanlaşır. Justine'i anlatan farklı insanlar hep ona farkb açılardan baktığı için, hiçbiri aynı insan olamaz. Kişileri tanıtmak açısından kuşkusuz en gerçekçi yaklaşımdır çok boyutluluk: Bir kadın, kocasına, yakın dostlarına, onu az tanıyanlara ve nihayet sevgilisıne, kişiliğinin nep farklı yönlerini gösterir. Gerçek tanıma için öznel bakışların birleşip nesnel bir bakış yaratması gerekir. Kübist ressamın tekniğiyle sadece ön yüzeyde göze takılan değil karanlıkta kalan yüzeylerin de öne ^ıkmasıyla kişilik bir bütünlük kazanır. Çok yüzlü bir aynada yansıyan suratı gibi her açıdan görülür, ner açıdan görüldüğü için de asla tek boyutlu ya da kusursuz olamaz. Bazı bakış açüarı örtüşse de mutlaka bir noktada deformasyon ya da tekrar olmak zorundadır. • ' ' aydasu@hotmail.com Kübist aniatın Edebiyatta kesin bir kübizm akımından söz etmek olanaksız olsa da Pâr La gerkvist (1951 Nobel Ödülu) gibi genç yazarlar yeni rcsim akımının ve Apollinaire'in etkısini, fazla zaman geçmeden, romanlanna taşıdılar. Lagerkvist "Sybil" romanında (ne yazık ki yıllar önce okuduğum bu romarun Melih Cevdet Anday tarafından yapılan eşsiz güzellikteki çevirisini bulamadığım için sadece aklımda bu kitaptan kalanlarla yetinmek zorundayım) Tannnın farklı yüzleriyle tanıjan iki kişinin gözünden vaptığı Tann tasvirleriyle kübist bir anlanma ulaşır. Dinlerin sunduğu iyiliksever, bağışlayıcı Tann yerine, yaratıcının karanlık yüzünü gösterir; aynca Tann ile yüzleşen iki karakter, din tarihindeki gibi peygamber ya da aziz olacaklanna lanetlenmış kişilerdir. Amaa yaratan gücün görünmeyen yüzlerini ortaya çıkarmaktadır. Aynı kübist tavır, Lawrence Durrell'in "îskenderiye Döstlüsü" adlı dört ciltten oluşan romanında da belirgindir. Şehvet ve duygu yüklü dörtlü, "Justine", "Balthazar , "Mountolive" ve "Clea", 1940'ların Iskenderiyesi'nde geçer. Üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılan "Monutolive" dışında kalan üc kitap birinci tekil şahısta yazılmıştır. tlk üç ciltte yazar (Justine, Balthazar, Mountolive), II. Dünya Sava§ı öncesı yasanan olaylan üc kisinin ağzından ve doıayısıyla farkb açılardan ve farklı yaklaşımlarlaanlatır; dördüncü kitapta savaş yıllan ve sonrası anlatılır, bir çeşit yasanmışlığın bütüncül sonııçlan ve sorgulaması gibidir. Kadınlanmız Japon Balıkçısı Karlı Kayın Ormanında Mavi Liman Kanatları Gümüş Tahir'le Zühre Meselesi Seni Düşünmek Ruhi Su Sümeyra Zülfü Livaneli Cem Karaca înci Çayırh Esin Âfşar Emin Igüs Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı VCD Kitap; vakıf merkezinden ve kitabevlerinden temin edilebilir. Sıraselviler Cad. No: 48 Kat: 1 Taksim Tel.& Faks: (0212) 252 63 14 15 T.C. Kültür Bakanlığı 'nın katkılarıyla hazırlanmıştır. SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 578