Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kemalizmi Doğru Algılamak MUZAFFER UYGUNER etnalizm deyimi sık sık ortaya atılır, lehinde ve aleyhinde söylenir. Peki, gerçek Kemalizm nedır? Bu konuda bizi aydınlatanlar vardır elbette. Bu aydınlatıcılardan biri de Ali Dündar'dır. Birçok yazısında bu konudaki görüşlerini açıklamıştır. Çeşitli tarihlerde yazdığı yazılanndan bir bölümünü de Kemalizmi Doğru Algılamak adlı kitabında toplamıştır. Ali Dündar, gerçek bir Kemalist, gerçek bir Atatürkçüdür. Dündar'agöre, "Kemalizmi (Atatürkçülüğü" doğru algılamanın, doğru bellemenin temel koşulu, 10 Mayıs 1919'da ülkenin ve ulusun nereden, hangi durum ve koşullar içinden çıkıp 10 Kasım 1938'de nereye, hangi duruma ve olanaklara kavuşturulduğuna bakmak olmalıdır". Belirttiği gibi, Kemalizm 1919 yılında başlamıstır. Mustafa Kemal'in yanında yer alanlar, Kemalistler, uzun yıÛar süren ölümkalım savaşımı günlerinae" salt silahlı, paralı, en öldürücü savaş gücü ile donatıırnış düşman ordulannı değil, onların içindeki ortaklannı, Padişah Kulluğunu, Ingiliz koruyuculuğunu, Amerikan güdümcülüğünü de yenmiş, sindirmis oluyorlardı". O ydlarda tam bağımsızliK ilkesi en önde geliyordu. Tam Dağımsızlık ilkesi yanında halk etkenini de unutmamak gerekir. Dündar, bu hususlara da yer vermektedir kitabındaki yazılannda. Belirttiği gibi, "Atatürk, daha başından beri, tüm düşünce ve eylemlerinde ayrıcalıksız, seçkinsiz, katmansız, seçkinsiz halk birikimine yaslan"mıştır. K ğı çağdaş, bilimsel ve akılcı ilkelerde aramak gerekir". Çağdaş uluslar düzeyine ne kadar ulaşılabilse bunun temelinde Kemalizmin olduğunu belirtiyor Dündar. Ama "Kemalizm ne bir Batı öykünmeciliğidir, ne de bir Doğu bağnazlığı". Kitapta ekonomi ve maüye alanmdaki oluşumlara da yer verilnıiştir. Bu arada, sanat konusundaki oluşumlara da değinilmiştir. Kültürel oluşum ve gelişmeler de ele alınmıştır kitapta. Özellilde dil konusu Kemalizmin önemli yönlerindendir. Türk Dil Kurumu'nun kurulması ve onun yaşatılması için vasiyetinden kaynak aktarması anımsanmalıdır. Dündar'a göre, "Her yol Kemalizme vanr, varmak zorundadır. Çünkü Kemalizm, ne bir düşlemedir, ne de törensel bir göstermelik/ ../tüm düşmanlara karşı verilmiş onurlu bir banş ve utkuyla sonuçlandınlmış bir Ulusal Kurtuluş Savaşı olgusudur". Kitabın 76. sayfasında Kemalizmin ne olduğunu özet olarak öğrenmek isteyenler o sayfaya bakabilir. Kemalizmi tam ve gerçek yüzüyle öğrenmek isteyenler için o kadarı bile yeterli sayılabilir. Bu arada, köy enstitülerinin de Kemalizmin gercekleştirdiği bir olgu olarak düşün ülmelidır. Kemalizmi Doğru Algılamak, çok önemli bir olgunun neleri içerdiğini ve gerçek Kemalizmin ne olduğunu ortaya koyan yazılar toplamıdır. Bu yazılarla boş laflann gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır. Ali Dündar, belirli bir zaman dilimi içinde yazdığı bu yazılan ile gerçeği önümüze sermektedir. • Kemalizmi Doğru Algılamak/ Ali Dündar/ Yazılar/ Atatürkçü Düşünce Derneğı Bulancak Şubest Yayınt/ Bulancak 2001/ Gözden Geçirilmiı ve Genijletilmiş 3 Baskı/ 208 s. "...Kimse alamaz elimizden bu ümıdı Bunca ytl bu ümit bızleri tutan dimdik NeydİK düne kadar daha üç beş kişıydik Çekttk kapıları çtkttk evlerimizden Meydanlara uğmıyoruz kardejler }tm Ozanın "Karakolda" adlı şiiri bir olayı anlatır. Urla'nın Özbek Köyü'nden ümer, Yetim Ali'nin tarlasının sınınnı geçip sürünce, Ali, Omer'i öldürür, bir taşlı, kıreçli tarla yüzünden. Ozan, "Güzel Aydınlık" (**) kitabındaki şiirlerinde de yaşadığı ve tanık olduğu olayları yansıtır. Çamaşırcı kadın, gecekondu kizlan, işçi çocuklar, kızlar, kısa hazırlanan Istanbul. "Taşradan îstanbul'a Gelenler", kırsal kesim insanları, köylüler vardır şiirlerinde. Ozanın ölümünden sonra şu dizeler daha çok eüdlemez mi insanı? "... Gün gelir herkes gıbt ben de ölürüm Bu aşk yürekten yüreğe yeniler Bir gün ağızdan ağıza dolaşır Adına yakttg'tm türküler" (s.8) Dudaklar susunca, gözler konuşur aşklarda ve ozanın aşkı vıldızlara benzer. Cumali, "Güzel Aydınuk"ın, tatlı aydınlığın ozanı. Ozanın Bozkırda Bir Adı (***) kitabındaki şiirler iki bölümde toplanmış. Birinci bölüm kitabın adını alıyor, ikinci bölüm "Kuma Yazılıdır". Bozkırda Bir Atlı bölümündeki şiirler doğaya yönelik: "... Köy yaktnda olmalt Serçeler, köylülenn En küçük çocuklan, Oynarlar oralarda." (s.21) Kannca, baraka, çoban, ağıl, sığirtmaç, taşlar, kağnı, sarnıçlar, göçler anlatılır. Bu bölümün son şiiri <ırazıt"tır. Anadolu toprağına seslenir ozan, dilediği gibi övemediğinden yakınır, yurdunu çok sevdiğini belirtir: Çok sevdim seni! Son dıleğim olacak, '• Bir gün seninle olmak, .. Ettmle kemigimle Kanşmak sana. Bağışla beni, Uyut, dinlendir..." (s.48) '. ' "() Çocukluğunun izlerini unutamaz ozan "Bir köşesinde yüreğimin/Gider gelir Urla'nın aenizleri" der ve büyüyen bir sevgidir şimdiden sonra. Kırsal kesimlerden kentlere göç edenlere güvenir, onlan küçümsemez: îtile kakıla Istanbul sokaklarında/O köylüler öğrenecekler yürümesini..." (s.14) Ozan, Bil" adlı şiirinde belirttiği gibi mi ölmüştür? Aşksız, haksız ve yalniz. Sanmıyoruz. Aşkla yaşadığına inanıyoruz. Insanlan, ezilenlerin yanı sıra yürümeye çağmyordu. Meydanlan dolduran insan seline güveni vardı. Yazar Sami Karaören'e sunduğu şiirindeyse insana olan umudunu tazeler. ".. Ey yitik ktşi hasret kişi seslen Ey ktretn kişi doğrul dost ara UmutTa aşkla inançla Doğrul ktrtlsan da bir daha Kaîp her kez bağlana hağlana Her kez aldana aldana Dolup boşaldtkça ölumsüzdür." (s.23) Onun dostlan, Türkiye'nin mutluluğunu sağlamak için vardır. Sabahları seven bir ozandır o. "Sabahlan, çocuklan, bütün başlangıçlan" sever. Dudaklarında okuldan kalma bir şarkıyı söyler durur ömrünce. Çileli halkını, öksüz yurdunu sever. Türkiye'de açan gülün, aşkla, ümitle açtığını büir. Özlemle yaşadığında aşkları uçak olur. Yağmura Tutkundur: "Bırakın beni/Dışarıda yağan yağmurlar alsın" diyecek kadar. (]umab, her ozan gibi çocukluğunun geçtiği Urla'yı, oranın "Eski GüneşYer"ini unutamaz: "Ak kireçli güneşleri Urla'mn Şiirimin üstüne doğun Ümttlerımtn üstüne doğun hıtın beni." (s.78) Güzel, güneşli bir günü hiçbir şeye değişmez ozan ve sevgilısinin saçlarında akşamlar olur muduluktan. "Banş Türküsü"nü de ne güzel söyler: . . "Bız bir kuş bıle öldüremeyiz Bız kana bakamaytz güzelim Act duyan yüreğtn ıçın tent Korkakça gülüşlerin için severim... Bız aşk ıçın yaştyoruz Ölüme karşı güzelim..." (s.115116) Sevgilinin imbatla gelen yüzüne, sesine vurgundur. "Güler'i Karşıladık" şiirindeki yalın, içten söyleyiş ilgi çekid: "Güler o nazları • > • • • Nereden buldun? Güler o halleri Kimden gördiin?..." (s.126) Cumali, Izmir'i aşklanyla sevmiştir. Bu dünyada aşkın ve dostluğun varlığına inanmıştır. Aşklan, şehirlerin yaratıp yaşattığını düşün ür: "Aşkt şehirleryaratır, şehirleryaşatırdiyorum Gün gelir aşklanyla amlır şehtrler antIma..." (v.150) BozkrdaBf Atl "Bılki. ' ' •'".". rjylfaM •lîİ Kemalizmin nereden nereye geldiği, bazı güçlükleri nasıl yendiği ve nerelerle uğraşıp nasıl başarıya ulastığı belirtilmiştir kitapta. Sözgelimi laiklik konusu anımsanmalıdır. Âtatürk, bir konuşmasında, "Temiz ve seçkin halkımızı hcp şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir" demişti. Bu konuda neler yapıldığı da kitapta uzun uzun anlatılmıştır. Eğitim konusunda yapılanlan da değerlendirmiştir Dündar. Dündar'a göre, "Ulusal Kurtuluş Savaşı önderlerinin hemen tümünün: Geleceğin eğitim düzenlemesinde laik içerikli bir 'bilim' ve 'fen'e yaslanan bir kurumlaşmayı amaçladıkları ve ilgilileri, çevrelerini sürekli bu yönde uyardıkları gözlenir". Dündar, bu konuda yapılanlara da geniş bir yelpazede yer vermiştir kitabındaki yazılannda. Kitapta Eğitim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) konusu da ele alınmış ve yapılan işlemler üzerinde durulmuştur. Bir yerde şunları söylüyor Dündar: "Ne var ki, bilimsel olarak bu yasanın uygulanmasıyla alınması umulan sonuç hiçbir zaman alınmamıştır. Özellikle Atatürk'ün ölümünden ve de çok partili ortama geçildikten sonra" dunım olumsuz gelişme göstermiştir. Kitapta kültür devrimi de ele alınmıştır. Dil devrimi de birçok yazı ile önümüze serilmiştir. "Anadüini doğru okuyup yazamayan; anadilini yazılı konuşamayan bir toplumun hiçbir zaman ulusal bir yoğunluğa ulaşamayacağı, doğru düşünemeyeceği, düşün birikimi yapamayacağı" düşünülerek önce abece değiştirılmis, sonra da dilin tam olarak Türkçeleştirilmesine yönelinmiştir. Böylece, okuryazarlann artacağı ve böylece yeni bir başarı yolu açılacağı gerçeğine değinilmiştir. Bubaşarıyı da "Kemalizmin dayandıSAYFA 16 "EsUGüneşler' Necati Cumalı'mn şiirleri HASAN AKARSU "Kuma Yazılıdır" bölümünde geçici aşklar yanında gerçek sevgiliye özlem de yansıtuır. Hüzunler ağır basar. "Buğdaydan Öğrendim Şiiri', ders niteliğinde. Ozan, şiiri buğdaydan, akan sulardan, kır çiçeklerinden öğrendiğini belirtir. Çarşı pazarda, köy kahvelerinde, kısaca yaşamın içinde öğrenmiştir şiiri ozan ve kanını akıtarak yazmıştır. "Güzel Ölüm" şiirinde çiçeğin ölümünü yüceltir ve çiçek gibi ölmek ister. Sanınm istediği de olmuştur: "Ne güzel ölüyor çiçek öyle ısterdim ölmek Ne zengtn olmakta gözü Ne övündü renkleriyle..." (s.94) "Yarasın Beyler" (****) kitabındaki şi irlerinde ozan rümüyle yergiye yönelir. Şiirleriyle yazın dünyasına girip basaramayanlan, "ıskarta" ozanlan övenlerikınama söz konusudur. Işini bilenler, ünlü işadamları, yan tutan eleştirmenler, bozuk trafik, dönekler kınanır. Ozan bize bir hayvanlar geçidi sunar. Toplumdaki olumsuz kişiler nerhangi bir hayvana benzetilir. Hangi hayvanlar yok ki: Hindi, karga, koyun, kurbağa, boğa, kartal, ağustosböceği, katır, enik, küheylan, doberman, çoban köpeği, kurtlar, akbabalar, eşekansı, fok, zehirlenen sokak köpeği, yaşlı aslan, ayı... Çoban Köpeği: "Tek sözcükle ığrençstn! Gece gündüz havlayan Çoban köpeklennaen Ayıran çıkmaz seni, Geçer akçe sözleri CUMHURİYET KİTAP SAYI 575 Y azın ustası Necati Cumah'yı 10 ücak 2001'de yitirdik. Yaşamını yazına adamış bir yazanmız o. Şiirleriyle ilgili olarak Behçet NecatigU şöyle diyor: "Garipçiler'in ve öteki 1940 kuşağı şairlerinin ortak konu ve yazışlanndan, bir süre sonra sıyrılarak, yalın bir duyarhğın şairi oldu. Şiirlerine net bir görünümle, birey halleri, gündelik hayat, toplum ve dünya durumu... yansıdı hep. Şiirimize kalın, aydınlık bir Cumali çizgisi çizdi..." Cumah'nın öykü ve romanlarını da 1970'li yıllardan bu yana okuyorum. Onun kişileri okuyucuda derin izler bırakıyor. 12.10.1983 'te ise Cumhuriyet gazetesinde Aydın Emeç'in odasında ilk kez karşılaşıyoruz. Dk izlenimlerin sıcakbğıyla yazılannı yıllarca severek okumayı sürdürüyorum. Ozanın, Yağmurlu Deniz (*) adlı yapıtında üç kitap bir arada: Yağmurlu Deniz, Güneş Çizgisi, Imbada Gelen. "Kısmeti Kapalı Gençlik" şiirini 1965'te yazıyor. O yıllann devrimci gençliğini yansıtıyor: