22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

öğelerinden çok teknolojik yanıyla kendini duyurmaktadır. Bu egemen dil, gramatik yanısıvla değil, kodiar biçiminde, kısaltmalar biçiminde, hatta işaret olarak hayarımıza gıriyor. Cumlenin haysiyetinin unııtulup bu kodların vayıldığını görüyoruz. Umutsuz bir dıırum var ortada. Oyleyken, dilin kendi haysiye tini koruma gibi bir refleksi de var. Rıı egemen dil karşısında 'ötcki' dillerin şansını kısaca anlatmak zor ve biraz da ıızmanlık alanı. Senin sorduğun, şıı 'öteki'nin de 'öteki'si olan dillerin dururnu nu şövle anlatabiliriz: Iradi olarak, politik olarak, kültürel olarak direnme ret leksini bilince taşımasıyla yaşama şansı elde edebilir 'öteki'. Yerel olanın, evrensel olanın bağrında taşıdığı olgusunu hiç unutmadan, bu yerel olanın kültürel kirizmasının yapılabildiği oranda 'öteki'nin kendi hayarını siırdürme şansı var. Dündcn bugüne tanımlanageldı şaır/şıır S/z, şamn/şımn her tiirden egemenlikçi ideolojiye karşı olduğunu, olma<ii gerektığını vurguluyorsunuz. E&cr bu bir tammlamaysa, hemcn, pekı bu münıkün mü sorusu gelıyor akla? Şiiri tanımlama ciiretini göstermediğimi sanıyorum. Çünkü tanım, kullanım değerini gösterir. Birtakım belirlemeleri tanım olarak düşünebilirsiniz belki. Sözgelimi, "şiir bir dil ürünii değil" sözü, şiirin tanımı olarak mı düşünülmeli? Hayır, bence şiir anlama çabasıdır bu. lidebiyat tarihçileri kategorik düşündükleri için, şiiri ue dil iirünü olarak ele alırlar ve dil iirünü olan edebiyatla bir arada değerlendirirler ki bu doğru değildir, şiirin de akılcılıkla tanımlanabilir olduğunu belirler. Şiirin niteliklerini, özellitderini, ne zaman yazıldığını, biçimini, ölçüsünü, uyağını belirlemek bir şiir tanımı olabilir mi? ıııalı olduğunu haber verecek bırilerı olmalı" (2). VeTürkiye'nin tunı kenderine, Avrupa kentlerine bitimsiz gelgit dönemi başlarböylece. Bu yaşama (eylem) biçimi yalun çervesinde, kimileyin kritik de edilir. Bir başka seçenek onermeyen bu dokunmalar karşısında Ahmet 'I'efli'nin o ışıldayan gözleri ile gülumsediğini ve "Çaresizliğin de bir olanak olduğunu yazıpsöylemiştim" diye, bakışlarıyfa yanıüaoığını biliyorum. "I lal böyle ise", vıllar önce Birikim dergisinde Ahmet Teili şiirini (Retik Durbaş şiiri ile birlikre) "taşralı" bulan ve "şiirinde sıkça yer verdiği kimi sözcüklerin anlam olarak geçmiş /anıanın değer vargılannı laşıdığı, bu anlamlaı kırılıp yok edilmeden kullanıldıkları surccc bu sözcüklerin hep eskiyi üıetebileceği" biçiminde özetleyebileceğim (îiırsel Koıat imzalı deştiriye de, sanatçının yerel ya da evtfiısel gflmiş gcımiş runı s.ınarçıLırın birinci elden mirusçısı olduğunu, zıhüv sel iaaliyetinı hem yaş.ımdan, hem de bu birikimden gıdulaııdııaıak kendisiııi ku rabildiğini, giderek özgünleşebildiğini ve "kendi olabildiğini, kavramlar kendi ideolojisi içinde transforme edilip bu dizgedeki yerlerini aldıkça cımbızla kelime avcdığı yapmanın narile bir işe dönüşeceğini de ileri sürerek, kısa yoldan bir yanıt verme şansını yakalamışım demektir: Ahmet Telli Anadolu'dan damarlansa da, bir kent savaşçısıdır; ayakları kente basar ama kentte, kente karşı akınlar düzeııleyen bir uçbeyidir. Yalnız da kalsa, insanileştirilmiş, özgürleştirilmiş yeni bir dünya için, kendi yürüyüş biçimi içinde hepiınizi savunmaya devam edecektir. • (1) Ahmet Telli; Ben Hiçbir Şey Söy/emcdim, s Xi, Telm Yay., 2001, Utanbıd. (2) Ahmet Telli;Sulcmı mı Yazıldı, s. 33, Telos Yay, 2001, Utanbıd. CUMHURİYET KİTAP SAYI 618 Şllrln tanrinı Ya da şiiri bir şeye benzetmek? Aynı bağlamda şairin egemenlikçi ideolojiler ile kendi arasına koyacağı eleştirel mesaleden sözetrim yazılarıında. Bu ınümkün mü diyorsunuz. îmkânsızı denemek, ideolojik bir kopuş tur aynı zamanda. Su Çürüdü/ Ahıtıcl l'cllı/(ithı tmkânsızı i^temek ( ten daha öte bir du Yavtnları/ >1 i ruştur: Belki de Donkişot olmayı göze almak... Şairin mııhalif kimliği üsrüne çok şey söylendi, yazıldı. Öyle bir hal ortaya çıktı ki, şu mu halif sözünün kapsamının ne olduğu iyice belirsizleşti. Bunun üstünde dur Sulara mı Yazıldı/ mak gerekir bir baş Ahmet Telli/ l'elos ka zaman. Yayınalık/ 174 s. "Yine de roman deyince Batılı, şiir deyince Türkçe yapıtlar geliyor aklıma" diyorsunuz "Kaybolan Ne" adlt yazınızda. Bu belirlemeyi, bugün yazılan Türkçe şiir için kullanabılir mhınız? Gittikçe rasyonalleşen Batı, doğal olarak düzyazı ile beliren anlatı (tahkiye) türlerinde egemen gibi görünüyor. Ama Batılı şiiri küçümsemek değil bu. Saklı Kaliin/ Ah met l'ellı/ Cîıbı Yaymları/ f>9 \ Belki Yine Gelirim / Ahmci'Mlı/C.ıbı Yayııılnrı/ 97 i. Çocuksun Sen/ Hüznün tsyan Ahmet Telli/ Cibı OUt/Ahtnet l'el/t/ Yaymları/ ')') v iiıbt Ytiyınları/ Sl i "• •*a£j^^^Bfc* '" ' ' ^^^^H Ben Hiçbir Şey Söylemedim/ Ahmet Telli/ ielos Yayınalık/ 170 s. Yangin Yılları/ Ahmet Telli/ ielos Yayınalık/ 110 s. Kalbim Unut Bu Şiiri/ Ahmet Telli/ Piya Ki/aplığı/ 7 34 r Döviişen Anlatsın/ Ahmet Telli/ Gibi Yaymları/ 79 v. Hatta Batılı şiir derinlikli bir şiir. Belki daha az yazılıyor artık ama onu görmezden gelmek mümkün değil. Ama rasyonalitede iki adım geri olan Türkçe şiir, hâlâ ııçan, dile dışarıdan bakabilen örnekleri veriyor. Bugün yazılan siirleri de çoğu kişinin tersine önemli buluyorum. Kendime ya kın bulmadıklarımı yok saymak mümkün değil, onlar da bir şeyi temsil ediyorlar elbette. lletişim ça&ıyla birlikte çok şey değişecek diyenler haklı çıktı Bu "çok şey "tn ıçtnde şiir de var mı? tletişim çağında şiirin işlevi nedir? Dahası, btrçok değerın altüst oldugu çag"da şiir, yaşama mekânt bulabilecek mi? Bilgi çağı, ıfetişim çağı gibi kavramlar çokça kullanılır oldu. Ama bu kavramların asıl yiizü gözdcn kaçırılıyor gibi geliyor bana. Bir iletişimsizlik çağın da olduğumuzu söyleyenler bile var. Enformasyon çağı kavramı bana daha doğ ru geliyor. Çünkü mevcut egemenlikçi sistem içinde bilgiye ulaşmak ve bilginin dolaşımını sağlamak hâlâ çok güç. Üyleyken elbette değişen çok şey var. Şiirin böylesi bir ortamda işlevini soru yorsan, ben şiir ve işlevsellik kavramlarının yan yana getirilmesinin de pek doğru olmadığını düşünüyorum. İşlevsellik, elbette tüketim ideolojisinin yan kavramlarından biri. Ama şiir tiiketime değil, insanın kendini keşfe ya da insanın Kendini gerçek leştirmesine döndürür yüzıınü. Bovle olunca şiirin yaşama şansını onun yaygınlasıııası anlamında düşünmediğimi de belirtmiş okırum. Yaygın bir şiir üretimi var zaten, önceden de vardı. Şımdilerde ilerişim çağına ayak uvdurdu bu vaygın şiir. Klipler, şiir kasetleri, CD'ler vb. hayarımıza müzik markerler ya da televizvonlar aracılığıyla giriyor. Şiirin bıınlaıj vüklenmesi, bir benzctmevle halkovıınlarının karşılama töıenlerındekı dıı rumuna indirgenıvor. Yanı doğal ortamın dışında birhavat biçiliyor. Yağmuı bombalarıyla yağmur da y.ığdırabilirsıniz ama, roprak kendi kokıısunu verir mi, hani o yağmur sonrasının toprak kokusunur1 Şıırlertnızı ezbere bılen okurlara, yakın zamanda yenı şiir kıtabı mü/desı verebtltr mıyız? Bu kitap için yakın zaman bazen yıllar sonrasıdır, bazen içinde yaşanılan yıl. Doğrusu ben debilmiyorıım. Kitap olgusıı beni öteden beri korkutagelmiştir. Tek tek şiirler ve bunların yazılış siireçleri ilgilendiriyorbeni. Yan yana getirildiğinde belki bir kitap bile olabilir bunlar, ama kitap içindekilerin akrabalıklarını da ister, yan yana duruşlarında bir ahenk olmalı şiiılerin. Bu bakımdan ne zaman yeni bir şiir kitabı yayımlayacağımı ben de bilmiyorum. • SAYFA 5 lletişimstdfk çağı Geçntişln mlrasçısı Ahmet Telli. Bugün yazılan şllrlerl de coğu kl$inin tersine önemli buluyorum. Kendime yakın bulmadıklarımı yok saymak mumkün değil, onlar da bir $eyl temsil ediyorlar elbette' dlyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear