05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

ürünü tek satır yok. Okuyacağınız gerçekler, bir ikti darı sarsrmş, bakan devirmiş, gündelik basında aylarca üzerinde durulmuştur. İşte Fikret Otyam, işte belgesel edebiyatın gücü..." deniyor kitabın arka kapağında. Varoluş, Ahlak ve Olüm/ M. Mıtkadder Ycıkupo&lu/ Mor Ycıyınları/ 24(> s "'Varoluş serüveni içinde şu an bulunduğumuz aşamayı evren ve bulunduğumuz yeri de dünya olarak adlandırmışız. Varoluşun kendini birdenbire içinde bulduğu ve hiçbir zaman benimseyemediği ve çoğu zaman garipsediği dünya sa dece bir yüzeydir. Dil, duygular, hayaller, düşler bu yüzeyi delmektedir. Dünya genellikle varoluşumuz için kaçmak, kurtulmak istediğimiz bir engel olarak kalmaktadır. fîep ötesinde başka yerde olmak. Varoluşun dünyayla hiç bitmeyen bir uyumsuzluğu vardır. Burası değil, şurası da değil. Böylece serüven başlar." Varoluş, Ahlak ve Ölüm, varoluşun sonsuzluğu ile yaşamın sonluluğu arasındaki gerilimi ve bu gerilimi aşma girişimi olarak ahlakın ve mistisizmin anlamını araştıran bir eserdir." denir. Atatürk'le Yaşadıklarını Anlattılar/ Nazmi Kal/Bilgi Yayınevı/ 207 s. "'Atatürk'le Yaşadıklarını AnlattıAtVll «HL« I AfMMUMMİ lar' adlı bu kitap 1970 yılından bu yana hazırladığım televizyon programlarında konuştuğum kişilerin anılarından derlenmiştir. Özellikle Atatürk'ün yüzüncü doğum yılı olan 1981 yılı nedeniyle Atatürk'ün yakın çevresinde bulunmuş pek çok kişi ile konuştum. Bu konuşmalar sırasında notlar aldım, bazı konuşmaları banda çektim. Daha sonra yaptığım çekimlerden oluşturduğum 'Atatürk'ten Anılar' adlı yapımların bazı bölümlerini 1981 yılında TRT l'de yayınladım. Bu çekinıler TRT arşivlerinde beklemekte. Hski teknoloji ile çekilen bu bantlar yeniden yayınlanır mı bilemem. Ancak ben bu anıların da bir gün yayınlanmasını çok isterim. Burada anlatılan anıların büyük çoğunluğu hiçbir yayında yer almamıştır. Okuyacağı nız anıların Büyük Atatıirk'ü daha yakından tanımanıza olanak sağlayacağını düşünüyorum." diyor Nazmi Kal kirabın ömözünde. Söyleyemediğim Sözcükler/ Pakize Özcan/tiilgiYavınevi/ 228 s. "Biz, diğerleri gibi olmayanlarız." Başkaldırıları, uyumsuzluklan, çaSöyleyemediğim tışmalarıyla... Kişilığini geliştirme, Sözcükler varhğını kabul ettirme çabalanyla... Kendilerıne ozgü müzik beğenileri, giyıniş biçimleri ve dilleriyle... Sisteme, eğitime, değer yaıgılarına karşı çıkan, ikilemlerle, çelişkilerle lioğulan gençler... "We \vho are ııot as otlıers" dıyen, valnız kendi gerçeklerinin doğru ve önemli nlduğuna inanan SıLı, onlardan biri. Acaba bir gün, başka gerçekleıin de olduğunu görebilecek SîyabestâV Ahmet Sait Akçay/ Kaknüs Yaytnhın/ 61 s. Doğu yöıesini orada yaşayanların gözünden bize aktaran Aİımet Sait Akçay, son derece politik bir dönemi dillendirmesine karşın, öykünün estetik duyarlığını göz ardı etmeden, yüzyılın son çeyreğinde yaşanan kaosu her öyküsünde farklı bir ses ve bakış açısıyla ele alıyor. Doğu bireylerinin vaşanmışlıklarını, kaderci yaklaşımlarını daha da önemlisi mağduriyetlerini gerek bireysel gerekse toplumsal düzlemlerde çarpıcı bir şekilde yansıtan dramatik öyküler... Oykülerin her biri ayrı bir tanıklığı gözler önüne seriyor. Kaybolan evlatlar, yakılan köyler, göçe maruz kalan aileler ve sanrılı analar... Politik söylemin çok dışında sterilize edilmiş gerçeklikler, anlıklaştırmalar... Içerden bir sesin yansıttığı sinematografik öyküler... AhCUMHURİYET KİTAP SAYI 618 Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı/ / Uıydar Akın/ Dost Kitubcvı/ 404 v. Sayısız masum insanın hayatına mal olan cadı avı, Avrupa rarihinde kara bir lekedir. Kilise bahalarından fcministlere dek uzanan geniş bir yelpazede çok farklı döncm ve kesimleri meşgul eden bu olgu, bir kitlesel histeri örneği olarak psikolojik ve sosyolojik açıdan zengin dersler almamızı sağlar ve Avrupa'nın geçmişini, dolayısıyla bugününü anlamamıza önemli katkılarda bulıınıır. Ortaçağ AvrupaM'nda üç yüzyıl süren "Cadı Avi Çağı"nı tüm boyutlarıyla anlatan bu kitap, Türkiye'de bu alandaki boşluğu doldurma yönünde atılmış ilk adımdır. Yazar, o dönemde yaşamış kişi ve uzmanların tanıklıkJarının yanı sıra sonradan yapılan yorumlara da başvurarak konuyu nesnel ve ayrıntılı bir biçimde ele alır. Yalnızca o dönemle yetinmeyip cadı ve büyü kavramlarının antikçağdaki kökenlerine dek uzanması, konuyu daha geniş bir çcrçevye oturtmamıza da yardımcı olmaktadır. Havanın Adları/ Alberto Ruy Sânchcz/ Çeviren. Süheyla Kalfagil/ Dost Kıtabevt/ 97 v. Bir sisler labirenti Mogador. Nefeslerin bıığusuyla örülü bu dolambaçta gölgesine tutsak bir varoluşun öyküsü. Kentin belleğinden süzülen uyumsuz, karanlık heceler ve ialda açılan tekinsiz suretiyle yazgı. Alberto Ruy Sânchez'in romanında tutkunıın yağmacı esinine bedcnini açan kadınlar, yalnızlık, siirgün ve kendine dönüş. Meksikalı yazarın kaleminden tene, ışığa ve çürümeye dair bir anlatı. Bilinçaltında Devlet/ Rene Louraul Çeviren•• lşık Ergiiden/ Ayrıntı Yayınları/ 226 i Küreselleşme, iktisadi ve ekolojik boyııtlarının yanı sıra öncelikle dcvletin küreselleşmesidir. Devletsiz toplumların neredeyse hiç kalnıadığı bir çağda, devlet her yerde hazır ve nazır olmasını, esa sen bilinçaltımızdaki varlıgına borçludur. Bilinçaltında Devlet, devlet karşıtlığını, kuruni karşıtlığını mümkün kılmış deneyımlere açılarak sonuçlanmjktadır. tspanya'da yaşanmış özyöneüııı deneyimi, lıberter ve aşın sol deneyımler, devletin gündelik hayatmıı/daki ve bilinçaltımızdaki ağıılığını sona erdirebilecek dcne yimler olarak taıihten bugüne uzannuktadır... Devletsiz toplum ihtimallerını düşünebılmek, tasarlayabilmek içın, sol adına devleti ikamc etmekten kıır tulmak için okunmalıdır Bilinçaltında Devlet. Ellerin Kuş Sürüsii/ Mnstti/ci Isık/ liroy Yayınevı/ (>> v binlerce kıtap, on binlerce yazı yazıldı. Yani onlara dair güneşin altında söylenmedik şey kalmadı.' diye düşünülebilir. AmaTürk tiyatrosunun gelmış geçmiş en yaratıcı yazan Coşkun Büktel, herhangi bir konuda süz aldığı zaman, o konuda ezberlenmiş kanaatlerin ötesine geçerek; yeni, farklı ve taze bir şeyler söylemeyi, her defasında başarmı^tır. Bu kitabında Büktel, bir kez daha, başka hiçbir yazarın inemediği derinliklere iniyor. Indiği derinliklerden daha önce gün ışığına çıkmamısj yepyeni deliller getirerek, bu kez Shakespeare e ve Nâzım I likmet'e dair yüzeysel yargüarı ve yaygın kabulleri darmadağın ediyor. Bu kabullerin konforunda uyuklayan zihinlere şok tedavisi uyguluyor. Bu kabullerden rant sağlayan kişileri yine 'isim vererek' suçluyor. Tiyatro ve akademi esnafının 'tezgâhını' tekmeleyerek, bir kez daha 'oyununu' bozuyor. Bilimsel tutarlılık ve nesnellik bağlamında ülkemizde yazılmış en sağlam metinlerden biri olduğu halde, akademik bir kitap değil, bu... Akademik tavra bilinçli olarak uzak duran Büktel, konusuna yaratıcı bir tavırla yaklaşmayı tercih ediyor. 'Yönetmen Tiyatrosu'na Karşı, yalnızca bilgiyle degil; heyecan, yaratıcılık ve sanatsal saygıyla kotarılmiij; ustaca "buluşlarla" donatılmış bir kitap... Yalnızca bilimsel ve öğretici değil; 'okunakh' ve (entelektüel zekâlar için) son derece 'eğlenceli' bir kitap..." deniyor kitabın arka kapak yazısında. Sözümüz Vardı/ Ahmet Özer/ Bilgı Yayınevı/ 112 v Sözümüz Vardı, Ahmet Ozer'in son üç yılda yazdıgı şiirleri içeriyor. Şair daha önce çıkan 'Aşkın Taçyaprağı' adlı kitabında yakaladığı şiirsel söylemi, toplumsal ilişkileri alabora olmuş insanın iç diinyasında boy veren gerçeklığin ışığında kesintisiz sürdürüyor. Ozer yeni yapıtında, dünle yarın arasına; bir şairin utkuna serılen aniları, vitip giden değerleri, şiirle a^kın büyük yarışındaki gize mi, toplumsal yolculuğumuza renk katanların bü yük yaşamlarını dizelere dökuyor. Sözümüz Var dı'da, bir dünya atlasından yansıvan çok yönlü görüntulerin ı^ığında, şiirle biçimlenen yaşamın büyük serüvenini görüyoruz. Aşk Boyu Siirgün/ Ahmet Cîiitıba!)/ Hılgı Ytiynu'vı/ 120 y Ahmet Gunbaş, son /.amanlaı da, şıiıinıie değişik açılımlara dıkkati çeken bir ^aiı. Cuinbaş, hayatının en kuytu yanlarından şiir çıkarmayı bilıyor Ontın için, şiirinin konu açısından geniş bir yelpazesı var. Çeşnisi bol ama Sıivıuklııklardan uzak, damıtılmış, bcllı bir yoğunluga ulaştırılmış bir şiir onunkisi. Yılların birikiıninın ardından gelen Aşk Boyu Sürgun de, aşkları, kırgınlıkları ve evrensel bir bakışla yurekten süzülen ınsanlık acılaıını akıtarak şiir yatajjını genışletiyor. Imgeyle iletinin dengesine oturtulnıuş, sağlam yapılı dizelerle örülü şiirler. Karasevdam Anadolum/ Fikret Otyam/ Cıuıüzi YayıncdıkJ 2(İ7 s. "Karasevdam Anadolum şu bölümlerden oluşuyor: Beritan Aşiretinın Dilekçesı, Topraksızlar, Bir Karış Toprak için, Budur Ol Hikayet Ol Karasevda, işte yurt gerçeklerimiz, işte halkımız, işte Doğıı Anadolumuz, işte jandarma zulmü... Bu kitapta hayal Elinıde Ay Kırıkları kitabı şiirse verlerin ilgisiyle karşilanan, radyo şiir programlarında şiirlerı tekrarlarca okunan Mustahı Işık'ın yine oncelikli teması aşk. Şair halk turkülerinin su kıvamında akışını ve kana kana içilen tadını taşıyan şiirlerine bu kitabında güncel duyarlılıklardan taze izler biriktiriyor. Dergilerde yayınlandığı sıralarda iyi okurun göziinden kaçmayan şiirler, bir toplam içinde daha da derinlik kazanıyor. "Yönetmen Tiyatrosu"na Karşı bir Shakespeare ve Nâzım Hikmet Savunması/ CoşkunBükteU Kaknüs Yayınlart/ 168 s. " 'Spakespeare'e ve Nâzım Hikmet'e dair bugiine dek SAYFA 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear