Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hüseyin Yurttaş'ın son yapıtı Aşka Bahar Yetmez, Yurttaş'ın üç yıl önce Aşkların Gizli Defteri'ni açıp başına bela aldığı aşkı sürdürüyor. Aşklar bir aralık bulmaya görsün, bendini çiğnemiş sular gibi akarlar oradan. Sonrasında suları selleri zapteylemek oldukça zor. Yurttaş bu zor işin üstesinden gelmiş. AHMETGÜNBAŞ Aska Bahar Yetmez Hüseyin Yurttaş'ın yeni şiirleri dettendir, aşklar baharla anılır. in sandaki bu güzel kıpirtı doğadaki gömlck değişimiyle biraraya geldiğinde dalbudak sarar ortalığı. Yapraklar rüzgârlarla söyleşir, çiçekler usul usul meyveye koştıırur. Bu yüzdendir ki kimi ^iirler, şarkılar eskimezler kolay ko lay. Örneğin Nef'i'nin: "Esdı nesîmı nevbahar açıldı güller subhJem Açsun hızüm de gönlümüz sâkî meded sun câmt Cem" dediğini dııyar gibi oluruz. Şair şaire o denli yakın düşer ki, Nedim'in aşağıdaki beytini de bir öncekindcn ayıramayız: "Brişdi nevkahâr eyyâmı açıldı gül ü gülsen Çerâgan vakti geldı lâlezârın dîdedıs ruşen" Şair, bu sevince durııp dıırurken mi orHusevlnYurttaş, diğer yapıtlanna, oranla "anne" imgeslnl bolca kullanmıs son şllrlerlnde Bövlece dlşll bir sıcaklığı sllrln dokusuna kanştırmıs, dlllnl tak olmaktadır. Belli ki, yüreğinde bir aşk lylce vumuşatmıs gelgiti vardır. Dallara su yürüdüğündc, o da kendisi bahara yakıştırır, doğanın bir aşkı. Artık yaşamın nnı okumuşsanız, özyaşamıyla ilgili çoğu "öptüğüm toprak konuştu parçası sayar. Kişioğlu yaşamsal evrelerigizi elegeçirilmiştir. gerçekleri kaynağınaan öğrenebilirsiniz. gökçe karanltk kamaştt nin anlatımında son derecede doğayla Âşkdediğin.saltiki Hamur aynı hamurdur. Onu bazen öykümorguvan günler ag'ladı uyumludur. cinsin dar çemberiye, bazen anılara, bazen de şiirlere döakça bulut kaynaşlı" (s: 48) ne hapsedilemez. nüştürür. Karşılıklı etkjleşim O yürek, kristalize olmuş dostlukları Uyuyan bir deniz Hele hele geriye gidişlerle tadından seyran eyler, Halikarnas Balıkçısı'nın diDoğumu, gençliği, aşkı meşki, dili domisali yaşamın her yenmez. Elbette şiirin çırpınışı bir başkarimliliğine değmeye çalışır: landırmadan bahara yakıştırır. Güz, ayanını dalga dalga dır. Kumılıış Savaşı öncesi Rum azınlığı "\u mu istiyoryoksa azra'dan rılıkları işaretler. Kış, sessizliği, yalnızlığı, kuşatmıştır. Aşkla barındıran köyünaen bugüne kalan tipterını sılsem mı gelmişken yamna ölümü çağrıştirır. Aşkın bahara denk düşyatıp aşkla kalmak, arkada^lan kıyıaa beklıyor, söylesem mi ler, bu kez şiirin diliyle sokulur büyük yal mesi, karşılıklı bir etkileşimdir. Eğer indoğanın koynunda nızlığımıza. Hristo, Sofula, anastasya, san aşıksa, bahar gelmelidir. Öte yandan dalıp gıtmıs, yine yazıyor" (s: 53) kıvranıp duran zamanı da anlamaktır. îda Barba, Kömürcü Mihal, Evadoksiya, sınıbahar günlük güneşlik yüziinü gösterdiy"Esmer Şiirler" de o büyük aşkın topDağı'ndan geçerken şiirin rüzgârı aşkla sıcak izlerle komşuluk ateşini yakarlar. se, her türlü aşk ha/.ırhğı yapılabilir. Jjair, lamıdır. Çocukluktan kalma esmeruzun seslenir duyarlığımıza: Ama şairin gözü ötelerdedir. Belki Midilne yapıp yapıp bu iki dıırumu üst üste çabir çizgidir onlar. Menemen'den Edir"sabahı k'apıaa buldum li'de yaşayan Kömürcü Mihal'in torunukıştıracaktır. Ki halk şairinde, kırsallığın ne'ye, Edirne'den îkiçeşmelik'e cıvıldalaşltg'ii serılmiş güneş na, dedesi Hüseyin'in sözcüsü olarak şidevinimini toprağın kalbini dinler gibi yıp duran yerleşik çingenelerin günübirtştgtn nynadıgı dal irler uçurur: izleyen şairler, doğayla daha içli dışü bir lik yaşamlanndan şiirsel izler taşır. Çindalda ürperen yaprak " deaelerimizin yüziinü ammsa alışvcriş içindedirler. Biz farkında olmageneler, edebiyatımızda birkaç romana solungaçlar eibı esneyen loprag'a benzerdiler sak da, onların şiirindeki renkleri, koku konu olsa da (Osman Cemal Kaygılı'nın altmlı serınlık" (s: 24) kuru, çatlak, çizgi çizgi ları içimize çekerken doğayla kucaklaşÇingeneler'i, Metin Kaçan'ın Ağır RoAşk, dünyayı güzel görmenin ötesinde ve her şeyi kabute hazır mış gibi oluruz. Hcmen nemen tümünman'ı),şiirlerimizdeonlarıenineboyuna sorgulayıştır olup biteni. Şairin, "çanların bir tevekkülle bakarlardı hayata dc, bir doğayı canlandırma, konuşturma içselleştiren bir Lorca çıkmamıştırhenüz. her dakika seni vuruyor / o büyük yankı kirpiklerinde sevgımn sarmalt " (s: 99) yatkınlığı vardır. Karacaoğlan şu dörtlü Bu kıyısız insanları küçümseyen geleneksensin / içimız boşluklannda" (s: 29) deOzlemin boyutu genişler, zeytin ağacığünü başka nasıl açıklayanilirsiniz: sel yapıda, Yurttaş'ın incelikli gözlemlermesi tekil yalnızlığını dolduran bir varlının ağzından mektup yazılır. Ne var ki "Bıryavru vöturdü benı bahçeye le onıarı anlamaya çalışması bir kazançğın ötesinde, her gittiği yeri aşk feneriyle kentler bir bir düşen kaleler gibi kirletilGördüm o hahçentn yolları sarhoş tır kuşkusuz. Kimi şiirler sinema şeridi giaydınlatabilen, uzakyakın ainlemeaen miş, dostluğun, kardeşliğin yüzüne sisler, Yagmurlaryag'ar da ürüzgâr aer bi gecer gözümüzuen. O karelerde sayıinsandan insana iletisim bağını güçlendibulutlar çÖKrnüştür. "Eski Bir lzmir'den Eğilmij u'tvının dalları sarhos" sız öykü ve roman derinliğine inilir. Kenren bir anlam zenginliğine erişmesidir. O Geliyorum"daki burukluk insanı sarssa Aşkdoğa ilişkisini böylece çözümledimize yabaneılaştığımız çok şeyi, onlases yankılanmasa, tüm yolculuklar sığ, da, düşgücüyle bizi dinlendirir. Kirlilik dikten sonra, Hüseyin Yurttaş'ın son yarın davranışlarında, alışkanlıklarında yadost yüzleri gölgelidir bir bakıma. Bir dünyayı sardığında ise "kayip bir coğrafpıtı Aşka Bahar Yetmez'in (x) sayfalarını şama karışmış haiiyle buluruz. Sözgelimi kenti sevmek de, en başta aşka tabidir. yadır" söz konusu edilen. "al ve kurtar usul usul çevirebiliriz. Günahı boynunaiki dizede Kemancı Ahmet'i yer ve zaYurttaş, "Ipek Izleri" bölümünde önem beni / kirli dünya / senden utanıvorıım" dır, üç yıl önce Aşkların Gizli Defteri'ni man öğesiyle tanımlamak olanaklıdır: le çizer bıınıın altını. Yine o karşılıklı et(s: 122) dizeleri evrensel bir çığlıktır. açıp başına bela almıştır. Aşklar bir ara"küstah garsonlar, yüzsüz kediler, bir kileşim, doğanın ve insanın koynuna selıkbıılmaya görsün, bendini çiğnemiş suYurttaş, diğer yapıtlarına, oranla "ande Ahmet şamalatalı meyhanelerin bacarin sular serpiştirir: lar gibi akarlar oradan. Sonrasında sulane" imgesini bolca kullanmıs son şiirlerinlara sığmaz dumanı" rı selleri zapteylemek oldukça zordur. "Bursa'yı dü^esem aşkımıza de. Böylece dişil bir sıcaklığı şiirin dokuKarabiber tipi de kimseye yabancı gelZor ama eğlenceli. Kuytunuzda bir çiçek çayır çımen ycserır suna karıştırmış, dilini iyice yumuşatmış. mez. Çünkü o da kendi gücüyle ayakta açar, deliye döndürür adamı: uludag' peydahlanır birden Özellikle "anne/siz gittiniz" seslenişiyfe duran ortalama bir tipten süzülüp gelkıskanç, eskıl bir tanrı gibi başlayan "Sesleniş" şiiri çok dokundu ba"gecikmiş yolcular adına miştir: şımşeklcnni salar ihtünüze yana yana gelıyorum "adını bilmem na. yıldırımlar yağdırır" (s: 34) Evet, aşkla bahar koşutluğuyla girmiştut climdcn çek benı suyadı. gülçiçek Lirizm ve yalınlık el ele tutuşur. Yurttik söze. Aşka baharın yettiği nerede göiçımın kuytulannda açan o çiçek yalntzlığtna tanıg'ım taş'ın şiirlerinde. Bir kentin portresini çirülmüş? Siz hâlâ kullanılmamış baharlao çiçek öldürecek heni parklanla buldum nnu zerken bile liriktir: rın peşinde ömür tüketenler, "gül alıp sason bir yag'mur yapa da düş görüyordu "bızatnhbır duvar tacak" mecaliniz yoksa, şairdekı taşkınlıkbahannnz tmna da ve gördüpi düştii gerçek" (s: 69) osmanlı bıranar tanödünç alınızbiraz! "önce annem duygüz yellerı k.avurur tomurcukları Onlar için kısaca, "Düşleriyle var olan dağlann elekleri tutuşmu^ sun: onu seviyorum" coşkusunu ölçüp a^ka bahar yetmez" (s: 19) insanlardır" diyebiliriz bu şiire sığınarak. yanar ha yanar" (s: 39) biçerek!.. • "Gecikmiş yolcular adına" da bir gecikYurttaş'ın görünür bir özelliği de, biDöner dolaşır yine aşkın kaynağına gemişlik söz konusııdur. Aşkın amansız çereysel tarihine döndüğü şiirlerde daha bir lir. Tenimize, dilimizebir türkü tadı bırakimine karşın bir ertelenmişlik!.. îjair, ge Aşka Bahar Yetmez/ Hüseyin Yurtiçten olması. Toprağını deştikçe huzur kır: çen yıllaruı hıncını alırcasına sahiplenir buluyor sanki. Eğer öykülerini ve anılataş/Bilgı Yaytnevı, Bırinci Basım/ 122 s. A SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 614