Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vitrindekiler Dünyanın Zenginliği, Uluslann Fakirliği/ Damel Cohen/Çeviren: Dilek Hattatoğlu/ llettşim Yaytnlan/ 139 s. Dünya, bugüne kadar görülmemiş bir ivmeyle zcnginleşiyor. Yerkürenin en kalabalık iki ülkesi, Çin ve Hindistan, inanılmaz bir hızla büyüyorlar. Hong Kong ve Singapur gibi ülkeler, eski efendileri Ingiltere'dcn artık daha zenginler. Ama aynı zamanda, yaşlı Batı ulusları, tamamen tedavi ettiklerini zannettikleri bir hastalıkla, fakirlikle yeniden boğuşuyorlar. Fakir ülkelerin bazılarının zenginleşmesi, zengin ülkelerin fakirleşmesinin nedeni mi? Tüm sıkıntılarımızın sorumluluğunu küreseUeşrneye yüklemek doğru mu? Daniel Cohen, bu sorulann cevabının yeni sanayi devriminde yattığını iddia ediyor. Işsizliğin ve günümüzün eşitsizliklerinin kaynağında ticaretin değil, bu köklü yapısal dönüşümün bulunduğunu ispatlamaya çalışırken, fakir ülkelerle yapılan ticaretin dar sınırlarına dikkati çekiyor. Zengin ülkelerde halkın bir kesimi fakirleşirken, fakir ülke halklarının büyük bir bölümü göreli olarak daha da fakirleşiyor. Yeni sanayi devriminin harmanladığı ülkelerde himayecilik politikalarına yeniden sanlmanın, arzulanan hedeflerle nasıl çelişkili olabileceğini vurgulayan yazar, krizle mücadele için dikkate almamız gereken yeni perspektifleri bize gösteriyor. Şiirin Sesi, Toplumun Şarkısı/ Walter G. Andretvs/ Çeviren: Tansel Güney/ îlettşim Yaytnlan/ 245 s. Divan şiirinin 'gerçek' hayattan, toplumdan kopuk, üretildiği zaman ve mekânla bağı olmayan, 'soyut' bir şiir olduğu edebiyat tarihinin yerleşik yargılarından biridir. 'Şiirin Sesi, Toplumun Şarkısı'nda Walter Andrews, Osmanlı gazel geleneğini incelerken bu yargının tam tersi bir yaklaşım getiriyor. Gazellerin, Osmanlı toplum ve kültür hayatını hem yansıttığını, hem de şekillendirdiğini gösteriyor. Cemaatçi dünya görüşünün, tasavvufun etkisinin, istikrarlı iktidar yapısının, meclis, bezm gibi etkinliklerin, duygulara yüklenen aşkın anlamlann, gerek Osmanlı toplumunu, gerekse gazelleri anlamak ve yorumlamak için önemini belirtiyor. Gazellerdeki anlam zenginliğinin, Osmanlı toplumunun karmaşıklığına uygun çok katmanlı okumalara olanak yarattığını vurguluyor. Divan §iiri konusunda bugüne dek yapılmış çalışmaların en önemlilerinden biri elimizdeki kitap. Kesişme Noktası/ taitt Pears/ Çeviren': Levent Ka/adar/ Doğan KitapçıltkA.ŞJ 755 s. Oxford'un 166O'lı ydlan. Bu çarpıcı roman, entelektüel, bilimsel, dinî ve siyasi büyük kanşıldıklann yaşandığı bir zaman ve yerde, New College üyelerinden Robert Grove'u öldürmekle suçlanan Sarah Blundy adındaki genç bir kadının etrafında gelişir. Cinayet öncesi ve sonrası olaylan dört tanık aktanr: Marco da Cola, kan naklinin fikir babalığını sahiplenme arzusundaki Venedikli bir Katolik; Jack Prestcott, kraliyet davasına ihanet ettiği öne sürülen bir adamın, babasını aklamaya kararlı oglu; John Wallis, hem Cromwell'in hem de II. Charles'ın başkriptoluğu, matematikçi, din bilgini ve komplo tutkunu; Antnony Wood, Oxford'un meşhur antika kitapçısı. Her biri olaylar hakkında kendi hikâyesini anlatıyor, fakat yalnızca biri, garip gerçeği ortaya koyuyor... Deniz Feneri/ Wirginia Wool// Çeviren: Naciye Akseki öncül/ îletisim Yaytnlan/ 348 s. Deniz Feneri, kaybedilen bir mutluluğun anılarda yeCUMHURİYET KİTAP SAYI 637 ~ \f lıklarında geçirirler; bu tatillerin sonsuza dek süreceği duygusu hepsini sarmıştır. Çocuklar için cennetten farksız olan bu yaz evinde yetişkinler sık sık sonsuzluğu anımsatan zaman parçalarıyla karşılaştıkları hissine kapılırlar. "Bilinç akışı" diye adlandınlan modern roman anlayışının öncülerinden olan Virginia Woolf, otobiyografiye en çok yaklaşan bu romanında, çocukluk günlerinin yoğun heyecanlannı, özlemlerini, yetişkinlerin dünyasındaki karmaşık ilişkileri son derece keskin gözlemlerle aktanyor. Bireylerin izlenimlerini, bu izlenimlerin getirdiği çağnşımlan yapıtlarına konu edinen Virginia Woolf, bu yapıtıyla gerçek bir sanat eseri yaratmış ve klasik yazarlar arasındaki yerini almıştır. Asta'nın Günlüğü/ harbara Vtne/ Çeviren: Alı Cevat Akkoyunlu/ Doğan Kttapçtlık A.Ş./ 405 s. Yü 1905. Asta, kocası Rasmus ve iki küçük oğluyla birlikte, Danimarka'dan Doğu Londra'ya göç eder. Rasmus uzun süreli iş yolculuklanna çıkınca, Asta yalnızlığını giderebilmek için günlük tutmaya başlar. Yetmiş yıl sonra yayımlanan bu günlükler, basit birer anı defteri olmaktan öteye geçer: Faili belirsiz bir cinayeti çözer, kayıp bir çocuğun başına gelenleri aydınlatır. Yaklaşık bir yüzyıl önce yaşanan ve gömülen sırları açığa çıkarma görevi, Asta'nın torunu Ann'a düşer. Barbara Vine, dünyanın en ünlü polisiyegerilim yazarlarından Ruth Rendell'ın bazı kitaplannda kullandığı addır. Eserleri eleştirmenler arasında büyük yankı uyandıran yazar, Edgar Alan Poe Gerilim Yazarları Ödülü ve PoÜsiye Yazarlar Birliği Altın Hançer Ödülü sahibi. Maskeli Balo/ Tanfuğ Bleda/Doğan Kitapçtltk A.Ş./313s. Maskeli Balo, Atatürk'ün Genelkurmay'la birlikte devlet yapısmın temel direği olarak gördüğu Dışişleri'nin öyküsü... Bonn, Tahran,Paris, Tiran, Roma ve daha pek çok yerde çeşitli görevlerle Türkiye'yi uzun yıllar başanyla temsil eden Tanşuğ Bleda, maskenin elverdiği ölçüde, anılannı, gözlemlerini ve içinde bulunduğu politik ortamı bazen tebessüm bazen hüzünle aktanyor. 42 yılını meslekte geçiren Bleda'nın gözünden Dışişleri mensuplan ve onlarla birlikte ailelerinin yaşadığı üzüntü, telaş, zahmet ve hatta korku dolu günler... Lenin Isviçre'de/ Maunce Ptanzola/ Çeviren: Kerem Kurtgözü/ Evrensel Bastm Yaytn/176 s. Lenin'in neredeyse 20 yılını geçirdiği sürgündeki yaşamı nasıldı?Hangi ülke ve kentlerde kaldı, nasıl banndı? Ne gibi devlet baskılanyla karşılaştı, ne gibi maddi güçlükler çekti? Teorik çalışmalarını nasıl yürüttü, Bolşevik Partisi'ni nasıl yönetti? Nasıl gazete çıkardı, Rusya ile nasıl haberleşti?.. "Lcnin Isviçre'de" Lenin'in ağırhklı olarak îsviçre'de geçen sürgün yaşamını zengin aynntılanyla canlandırıyor. Pianzola, titiz bir araştırmaya girerek bir yandan Lenin'in eserlerini, aile bireyleri ve dostlarına yazdığı mektupları; öte yandan Lenin'i tanıyanların ona ilişkin mektup ve anılannı, Isviçre devlet ve belediye kayıtlarını dikkatle tarıyor, ortaya çıkardığı belgeleri akıcı bir üslupla ve Lenin'in tüm çalışması ve yaşamıyla bütünlük içinde ortaya koyuyor. Bu kitabı okuyunca Lenin'in sadece yaşamı, tükenmez enerjisi, uzlaşmaz devrimci çizgisi, zafere olan kesin inancı, gözümüzde daha iyi canlanıyor. Yüzyıla damgasını vurmuş büyük devrimcinin yaşamından önemli aynntüar... , Yaçü Adam ve Bürokratlar/ Mircea Eliade/ Çeviren: Gamze Sart/ Ithakt Yaytnlan/ 127 s Dinler tarihi alanındaki çalışmalanyla tanınan Mircea Eliade'nin, uzmanlık alanındaki engin birikiminin her satınnda hissedildiği büyülü bir anlatım... Tıpkı Binbir Gece Masallan'nda olduğu gibi kurban, ölümünden kurtulmak için celladının merakını canlı tutmak zorundadır. Ve dünyanın her yerinde; gizemi inkâr eden totaliter yönetimlerde bile insanlar her zaman iyi bir öykünün peşinden giderler... Eliade'nin kahramanı Farama, sorguculannı yeraltı dehüzlerinde, büyülü daglarda, kentin gizemli sokaklannda dolaşanrken, şafağın söktüğü saatlere dek öyküler öyküleri izler. Olağanüstü kişilikler bir gizemin peşinde yüzyıllar boyu dolaşırlar ve sonunda kurban ve sorgucu kimlikleri büyülü bir örtünün ardında bulanıklaşır... Anaı's Nin/ Elisabeth Barille/ Çeviren: Figen Güngör/ AFA Yaytnlan/287 s. Anai's, farklı anlamlar içeren bir isimdir: KutsaUığa saygısı olmayan bakire? Kötülüğe eğilimli, güzelliğe düşkün bir baba tarafından incitilmiş bir çocuk. Edebiyat aşkıyla yanıp tutuşan bir genç. AngloSakson bir bankacı olan Hugo'nun sevgisinden yoksun kalmış go bir sevgili. Tek eğlencesi, yazbi mak... 30 yaşında, ateş alıyor. Sevgilisi, kocası, koruyucusu olan Henry'yi seviyor. Anaîs bir âşıktır. Montparnasse'da macera yaşıyor. Akıllı ve bulanık, fantezilere düşkün ve çileci, büyücü... Antonin Artaud'yu, Brassai'yi, Otto Rank'i, Andre Breton'u, Louise Nilmarin'i kendine çekiyor. Anai's, bir "günlük"tür. Brooklvn'deki mahzende toprağa gömülmüş, 45 bin sayfalık, 50 yıllık bir yazı 60'lı yıllarda keşfedilince bu, ustalıkla işlenmiş ve itiraflarla dolu "günlük" kadınlar tarafından "Incil" gibi kabul ediliyor. Erken tç Asya Tarihi/ Derleyen: Denis Sinor/ tletişim Yaytnlan/ 664 s. Cambridge Üniversitesi külliyatının en önemli kitaplarından biri olan Erken Iç Asya Tarihi, her biri konusunun uzmanı tarihçilerin yazdığı makaleleri bir araya getiriyor. Dünyanın en üginç coğrafyalanndan biri, büyük uygariıkların 'doğum yeri' olan îç Asya'nın eski çağlardaki tarihine ışık tutan bu derleme, imza attıklan önemli çalışmalarla ünleri ülkemizin sınırlannı aşan tarihçilerimiz ve akademisyenlerimiz tarafından Türkçeye çevrildi. Kitap, bölgenin coğrafyasını tanıttıktan sonra ele aldığı tarihini, Paleolitik Çağ'dan 13. yüzyılda Moğol împaratorluğu'nun ku rulusuna kadar getiriyor. Farklı kültür ve uygarlıklara evsahipliği yapan bu topraklarda yasamış, Iskitler ve Sarmatlar, Şyunğnu, Hint Avrupalıkr, Hunlar, Avarlar, Rusya'nın orman ve bozkır kuşağı halklan, Kök Türkler, Uygurlar, Karahanlılar, Tibet împaratorluğu, Kitanlar ve Cürçenler'in tarihte bıraktığı izler arkeoloji biliminın ortaya koyduğu kanıtlarla gün ışığına çıkanlıyor. Çevresi yerleşik , , garlıklarlaîcuşatılmuştur. Bu bölge, tarihi boyunca, Avrupa ve Asya'nın yerleşik uygarlıklannı hem birbirine bağlamış hem de birbirinden ayırmıştır. Modern dönem öncesinde iç Asya, coğrafi bir toprak parçası olmaktan ziyade, sınırlan kaypak güç dengelerine göre değişen kültürel bir varlıktı. Bu topraklar, bozkırların göçebe halklan ile yerleşik komşulannın yıllar süren mücadelelerine tanıklık etti. "Göçebeler"le "yerleşikler"in ardı kesilmeyen bu mücadele ve çatışması, "barbar • SAYFA 21 I Iffflllia nOOUİ yaz tatillerini Iskoçya'daki yaz • ' \\ r niden canlandırıldığı olağanüstü \ı\ bir roman. Ramsay ailesi her yıl mış Iç Asya, asırlarca göçebe bir yaşamın merkezi ol