Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
men yönelişe aykırı, ama insani tercihini ortaya koyuyor. Şair, arkadaşının insan yanını anlatırken bunun yanında dönemin özelliklerini sunmaya devam cdiyor. Bu dünyadan ayrılmayı, ölümü, "meddah gibi gecerken çıkts hapılartnı" biçiminde tanım Iarken, aJt dizede de "çekidüzen verilmiş pasaportlardan" bahsederken döneme hatırlatmalarda bulunuyor. Tıpkı, aşkı ve buna bağlı olarak ayrılığı yaşayamadığını anlattığı devam eden dizeler gibi. Ama unutmayın diyor, aşk da yaşanmalı aynlık da zira "altıotuzbeslik bir altnganlıktır hayatımız". Aynı insani duyguJarla okumayı sürdürüyoruz şiiri. "sertt ve mücadeleni unutmayacağtz demekten fırsat kalrnaz burkulan bileğini ovmaya, benimsevgili kardeşim nastlsa kimse görnıcz sevgili kardeşim diyen ikiyüzümü belki ben de zaman kazanırtm böylece ölümüne acıklt bir rötus yaptnaya" dizelerinde şiirin basındaki duygulanışa geri döndürür şair bizi. Zor iş dostunun, arkadaşının cenazesinde haykırmak; hem yaşama ve mücadeleye (carşı azmini haykırmaya çalışmak hem de arkadaşının ölünıiinü, ölüm acısını kendine yaşatmak. Bu duygulanımın şiirini yaziyor.. "baktyorum o da yetmiyor, yakamıza iğnelenmiş resmınde her gün saçınm bir parmak uzadtg'ım anlatmaya" dizeleri, devrim şehitlerinin, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın ardından attığımız sloeanların şiirleşmesi değil mi? Şair, arkauaşını yüreğinde yaşatıyor. Ardından da "duygulanmt{zi) yeniden düzenlemek üzere" cunta günleri geliyor. Şair, duygulanımlarını, dönemi de anlatarak aktarmayı sürdürüyor. Yılgınlıkla kararlılık arasındaki ince çizgiyi yaşatıyor şiiri bitirirken, kararlılığını öne çıkartırken bile insan yanı belirginlik kazanıyor. yan dizelerin alt alta gelişine de tanık oluyoruz. Bu dizeler tek başlanna şiirden alınıp başka şiirlere finaldizesi olarak konulabilecek yapıdadır. Öyle olmasına karşın burada yapıştırma gibi değil, içeriğin bir parçası, şiiri oluşturan zincirin birer halkası gibi durmaktadır. Bir örnek verelim: "saftırik demisti muhaliflerimiz son genel kurulda bize halbuki komedyen taklidiyaptyorduk bozuk terazi kullandık melankoliyle coşku arasındaki dengeyi boztnamak için bizden artan nevroz onlara da yaradı düzmüs oldular sonunda bütün eksiklerini" Görüldüğü gibi burada anlamsal olarak ikişer dize birbiriyle bağlantılı olmak üzere üç güçlü dize alt alta gelmektedir. Ancak kurgusal oynamalarla da dizeler arasında bağlantı kurulmuş ve ikişerli olarak ele aldığımız üç dize biitünleştirilmiştir. Örneğin, ilk iki dizedeki saftırik ve komedyen sözcüklerinin yansıttığı anlama nazire olarak üçüncü dizede melankolik gönderme yapılmış; yine kurgunun gücünü görüyoruz. Var sözcüğü kimi yerde tek başına bir dize olurken, başka bir yerde soru sözü, diğer bir dizede ise yanıt sözcüğü oluyor. Şiirin akışını ve sesini de güçlendiren bir tılsıma dönüşüyor adeta. Adından da çıkarılabileceği üzere 'Son Söylev', kitabın izleği açısından bence en can alıcı noktasını yakalayan, şairin diyeceklerini bir final havasında söyleten, en vurucu şiiri. Şiirin ilk bölümünde, dünyadaki konjonktürel gelişmeler karşısında devrimci insanın geliştirmeye çalıştığı geri çekilme ya da bekleme tavranı yansıtıyor şair. Yaratılmaya çalışılan salamura yatırma imgesi ve gereksiz malzemelerden arınma (saklamak için yalınlaştırma da denilebilir) bu tavrı açıklıyor. Izleyen bölümde ise devrimci(ler)nin bu bekleme dönemindeki ruh hali irdeleniyor. Bu parçada şiirin güçlendiği kısma baktığımızda, yine bağlantılı iki dize ile yaratılmış olduğunu görürüz. Bu iki dizede hem şiirin tansiyonu yükselmekte, hem de ritim kazanmaktadır. Hatta kiliğin son dizesinde sloganlaşan bir söyleyişe de tanık oluruz. "ya da çekseydim gövdemi bir bayrak gibi göndere" Girişvebitişdizelerinin arasında doruk noktasına ıılasan güçte ve söyıemdeki dize yapısına üçüncü bölümde de tanık olmaktayız. Şair, üç dizelik bir hazırlıktan sonra koskoca bir şiire yetecek güzelfikte üç dize ile söyleyeceğini söylüyor. Sonraki iki dizede de söyleme gerekçelerini açıklıyor. eğcr isyan gelirse aklınıza gelirse gecenin biryerinde en yaktn nöbetçi devrimci kaç dakıka sunun surast" Ilımlılıklarını geçitlerdeki lambalardan aldıkları için sanda bekleyenler, suskunlukları her an haykırışa dönebilecek olanlar; aklınıza isyan gelirse meraklanmayın, her an yakınınızda bir devrimci bulabilirsiniz, devrimci mücadele kesintisiz sürüyor. Öyle değil mi? En yakın nöbetçi devrimci kaç dakika şunun şurası... Bu güzel şiir, olması gerektiği gibi, ü güzel insanlara, devrimci mücadelenin önemli olayına, Kızıldere'ye bir selamla bitiyor. "ikiarada ,. ktzıl kıyamet bir derede" ' ' "Ölüm en güzehaçmalıktır" diyor rüzgârın ağzından şair. Bu güzel saçmalıktan herkesin bir gün nasibini aldığını vurgulamak ister gibi, ölüler ülkesindeki tanıdıklannı toplantıya çağırıyor, "Ölü Kirpi" şiirinde. Çağnlıların adlarının sayılmasında da kimi zaman ironi, kimi zaman ritmik bir söylem var. Iskender örneğinde olduğu gibi, siyasal mesajlar da yolluyor. "Ogökyüzünde attnı bağlayacak yer arıyor, Timur gibi." "Bir kirpi buldum bayırda. Ölüydü, bir ömür kendini korumaktan. Öfkezi rüzgârın alay konusu olmuş gibiydi. Güzeldi, kalbim gibi, dikenli bozktr çiçeği." Buradaki, benzetme yoluyla yaratılan imgelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Korunma duygusuyla karışan öfkenin, yaratılan imgelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Korunma duygusuyla karışan öfkenin, sonunda sırf bu yüzden yorgun düşmüş olmak nedeniyle ölüme varması, devrimci bir ozanın düzen karşısındaki hem kendini koruyan yanına hem de devrimci öfkesine gönderme yapıyor. Nedir kirpinin öfkesi, dikenlerini dikleştirmesi yani savunma hali; kime vız gelir, dikenlerinin arasından geçip giden rüzgâra. Rüzgârın alay konusu.. Buradaki göndermeyi şair, düzen karşısında duyduğu öfkeyi savunma zırhları yaratıp kuşanmaktan öteye aşıramayan biz devrimcilere yapmıyor mu sizce de. Bunu başaramayan bizler, kirpi gibi savunma yapmaktan yorgun düşüp, bedensel anlamda olmasa da düşünsel anlamda ölü değil miyiz? Buna karşın şair son dizede, kirpiyi kalbine benzetip 'güzeldi' diyerek, devrimcilere de bir güzelleme yapıyor. Kapanış şiiri olan "otobüste uyuyan serçe 'de aslında iki dizeyle perdeyi kapatır şair: "kalbinden baska mülkü olmayanlartn yoktur rüyadan baska paylasacağt" Kitabı başından beri düşünecek olursak, 'kalbinden başka mülkü olmayanlann' anlatıldığma tanık oluruz. Bu tanımlamada ya da sınıflandırma değin, mistisize etme çabası vardır. Böyle düşünülünce de rüyadan başka paylaşılacak şeyin olmaması daha anlaşılır bir hal alır. Doğal olarak rüya kavramının barındıracağı uçsuz bucaksız olma durıımu, beraberinde paylaşılacak şeylerin de ne denli zengin olacağmı imlemektedir. Bu nedenle de önceki dizede çocuğa, rüyayı çalma, uykuna al diyor şair. Başka bir deyişle paylaşmaya çağırıyor. Bence bu çağrı bu lcitap için iyi bir finaldir. Ben de aynı çağrıyı yineliyorum. Düşlerimizzengindir!... • SAYFA 7 "yemin ederim sana bir seyim yok bugün ilk kez beni de günese ç> kardtlar insan demek ki fıskarabilirmis ıpe ıntikatn ta"ben yavuz'u isterim" nımı veren bir avludan 'Devlet Kaç Tazı Tut' şiiri, adıyla, dabtçağa dalgınha siz şiire girmeden kendine çekiyor inlık süsü veren bir sani. Raşlıkta hem çocukça bir muziplik parmaklan hem de devrimci bir düşünce içselleşiyor. Asıl etkileyici olansa şiirin daha ük onlara mulludizesindeki o egemenlik lcuran, insani luk havası veren kabından taşırtan, şaşkına çeviren söyleresmi geçitlerden yiş biçimi: "halkın imlast lasarsa cog'rafiste hepsi için Aklf Kurtulus. şilrimizln ses getlren şalrlerlnden yadatı" bu dizeyle başlayan şiirde şair, bunlann Kürt sorununa kentli bir aydının çelişaytkladım kulkileriyle birlikte ulusal ve insani bağlambeşinci dizedeki nevroz sözcüğünün lanmama gerek kalmayan bilgilcri" da göndermeler yapıyor. çağrışımı olan nevrotik kavramıyla da üst dizedeki melankoliye gönderme yaHazırhk dizeleri dediğim ilk üç dizeYer yer kurgunun ağırlıkla hissedildipılmıştır. Ikinci bir örnekle devam ededen sonra gelen üç dizede, görüldüğü ği, yer yer de güçlü ve şiire iyi monte lim: üzere imge, tını, söylem bakımından beedilmiş dizelerin alt alta geldiği bir yapılirgin bir farklılık bulunmakta, şiirsellisı var bu şiirin. ^ ğin üst noktaya çıktığı bu dizelerde, tan"biz tarihe tanıkltk etmek için ifade siyon da belirgin biçimde yükselmektevermeye geldik "geçer onlar ikiyağmur damlastmn arastndan bü) basaltı müselles, kapıs serbest'te dir. Kurgusal yapısı için bunları sövlerken; anlam açısından bakıldığında da bu sıramızı savdtk göstererek devlete bütün zarafetini" bölümde şair, cunta dönemlerindeki her ruhumuz her ne kadar esas duruştaytürlü baskıya karşın ayakta kalınabilecesada bu iki dizeyi önceki dizesiyle birlikte ğini kanıtlamaya çalışmaktadır. okuyunca anlama üiskin hoşluklar yakavicdammtz rahat" lıyorsunuz. îlkdizedeki "onlar" sözcü&ü Ardından gelen parca yine bütünüyle gösterme adılı olarak kullanılıyor. Başka bir hazırhk bölümü olarak düşünülebiBurada da biri diğerine bağlı üç dize bir anlam da aramıyorsunuz. Ancak bir lir. lzleyen bölüm öyle güçlü dizelerle bulunmakta, şiirin tümlüğü açısından alttaki "belkide onlarbindi" dizesini okudolu ki, şiirin bütünü nasıl kitabın can bakıldığında birbirini tamamlayan dizeyunca ilk dizedeki gösterme adılı olan alıcı noktası ise bence bu bölüm de şiir ler olduğu gibi; tarihe tanıklık etmekle "onlar" bu kez sayı da bildirmekte ve için öyle. Bölümün son dört dizesini aksıra sağmak arasında, sıra ile esas duruş okuru yeniden ilk dizeye gönderip aynı tararak bunu göstermek gerekir diyoarasında, ruhla vicdan arasındaki ilişki sözcüğü on sayısı olarak son dizeye aldırum. ile de kurgusal bağ elde edilmektedir. rıp, "onlar'ı çoğaltmakta ve binlere çiŞiirin "hayber kalesi içinde kaçak yaptkartmaktadır. lasmaya yok mu bir dur dıyecek" dizesiy"itidaltnizi geçitlerdeki lambalardan le başlayan bölümünden, sonuna kadar alıyorsunuz Bu tarz kurgusal çabalann yanında yuise akıcı bir söyleyiş, kendi kendine sosükunetiniz, işaret parmağını öpen karıda değindiğimiz gibi güçlü, şiirin rulan sorular ve yanıtlar var. Burada da hemşirenin zara/eti akışını kolaylaştıran ve bütünlüğü sağlaCUMHURİYET KİTAP SAYI 667