Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
z • E K I 2 0 0 0 P A A S I Z E K • Leyla Şahin, Nihat Behram'ın yeni şiirierinideğefiendirdi 3 say/ada • önder Otçu, Aydın Boysarîın uzay anılannı irdeledi ıo sayfada • Prof. Dr. Suna Kili, Leslie Lipson'ın "Uygariığın Ahlaki Bunalımlan"nı değerlendindi . ı ı.sayfada • Meriç Velidedeoğlu, F. Artz'ın "OrtaçağlannTini"nitanrtıyor .u.sayfada Attilâ Sevdanın ve kavganın yolcusu TAP İlhan ZEYNEP ALİYE Edebiyatımızın en çok tartışılan isimJerinden biri Attilâ tlhan. Yapıtlanyla ve yazılarıyla hep tartışmalar yaratmış, inançları doğrultusunda savaşım vermiş ve veriyor. Bu sayımızda Attilâ Ilhan'ı tanıtmaya çalıştık sizlere. tz söyledıklert tartışma yaratan ve bajindan beri k'yas'ya cle^ttrilen bir aydın$aıryazardüşünce aaamısınız. Sol bir tavrtmz olmasına karşın kroşelertn çoğunu da sol'dan altyorsunuz. Benim tavrım başından beri hep aynıdır. Şöyle söyleyeyim: Fransa'ya gidinceye kadar Türkiye'deki sosyalist çerçeve içindeydim. O zaman ne kitap vardı okuyabüecek, ne de aydınlanmak için bir şeye başvurup bilgi alabilirdim. Ben diyalektiğin ne demek olduğunu en azından on kişiye sordum Türkiye'de, bana kırnse anlatamadı ne demek olduğunu. Sonra Fransa'ya gittim. Işçi Üniversitesi'nde Kamarot Paul, Renault'da işçiydi, o bana ayaküstü anlattı bunun ne demek olduğunu. Diyalektiğin ne olduğunu gördükten sonra ve diyalektiğe göre düşünmenin ne demek olduğunu araşnrmaya başladıktan sonra arkadaslanmızla aramızda ihtilaflar oldu. Bunlan çok ciddi olarak tartıştık. Bunlan 'Hangi Sol'da anlattım. 'Hangi Sol' çıktığı zaman da bana nepsi "hain" dediler, "casus" dediler. Ama sonunda kabul ediyorlar söylediklerimi. Çünkü söylediklerimin hepsini Kruşçef de söyledi. Iş oraya dayanıyor.. Metodla bakıyorum ben, bilimselim, rasyonalistim. Belliydı tek ülkede sosyalizm olamayacağı. Çünkü kapitalizm bütünüyle dünyada işlemekte devam ederken sen kapitalist bir sistem içinde kamu ekonomisi yapan bir azınlık durumuna düşüyorsan o sistem canına okur. Tek kutuplu bir dünyada tek ülkede soyyalizm bir düş gibi. Işte bütün mesele oraya geliyor. Sonunda Enternasyonal'in kurulmasının sebebi de odur. 'Üçüncü Dünyacılar'ın bir örgütlenmeye gitmesinin sebebi de odur. Onlardan ödü patlıyordu kapitalist sistemin. Çünkü hele 1960'h, 1970'li yıllarda bir yanda Üçüncü Dünya, bir yanda Doğu Bloku tarafından çok fena sanlmışu.. Ona kala kala Kuzey Amerika'yla, Batı Avrupa kalmıştı. Başka ülke yoktu. O, telaşla şimdi bunlann hepsini dağıtmaya çalışıyor hazır eline geçirmişken. Ama KOZları o kadar büyük değil. tç yapılarını da biliyoruz. Onlann içinde de kızılderililer, zenciler... bir sürü sorun. Bütün mesele mazlumların metodlu, bilinçli, derli topCUMHURİYET KİTAP SAYI 558 lu, akıllı hareket etmesi ve bu şakşakçılıktan, aptalbktan vazceçmesi. Mazlum milletlerin aydınlarından geliyor enıbüyük tehlike. Onlardaki eğilim yüksekburjuvaziye katılma yönünde. Sınıf değiştirme eğilimi. Satıhyorlar. Bizdekı holding gazetelerinde yazı yazan birtakım eski solcular var. Bunlar olayın nasıl geliştiğini görmüyorlar mı? Bunlar metodu da biliyorlar ve görüyorlar. Ama bile bile yalan söylüyorlar. Niçin? Nâzım'ın bir şiirinde vardı: "Beş yüz kâğıt için" diye yazmıştı. O zaman o aydın olmuyor ki. Adamın meşhur hikâyesi: Padişahla yemekteler. Yemek de çok güzel. Padişah yemeği yiyor. "Bu musakka ne kadar lcötü" diyor. "Ya efendım çok kötü" diye onaylıyor yanındaki. Sonra öteki, "Sen niye yalan söylüyorsun. Musakka cok iyiydi" diye söylenince, adam, "ben musakkanın değil, padişahın dalkavuğuyum" diye yanıdıyor. Işte onlann da durumu bu. Peki aydtn kımdir, aydın olmanın kriteri ne? Aydın, aydınlık bir tip demek. Her şeye kendi metoduyla bakabilen, kendi metoduyla değerlendirebilen demek. Bir de metodu değil, inancı olan adam var. înançla bilinç arasındaki fark bunda. Metod sahibi aydın, bir bilinç aydınıdır. Bu bilinciyle hükmediyor, metodunu uyguluyor, bir sonuç çıkartıyor, bu sonucu herkesle tartışabiliyor. İnancı olan aydın inancının içinde hapis, inancını tartışamıyor. Zaten inanç tartışılamaz. Onun önyargıları, genel kabulleri var. Bu ortaya attığı şeyleri tartısamazsın. Bir hocamız vardı. Adam Müslüman'dı. Hâlâ da çok saygı duyanm. Konuşmalanmız sırasında is bir derasında dine intikal etmişti. Bana "Bunu seninle tartısamayız" dedi." Niye hocam" diye sorunca "Çünkü bunun için önce inanmak lazım" dedi. O inanıyor, ama ben inanmıyorum onun düşüncelerine. Ben onun tarzında bakmıyorum meseleye. Aydın olmak, daha çok da olayı/arklı bakış açtlartndan görebilmek değil mi? Özellikle Marksist aydın olmak demek büsbütün bu. Türkiye santrtm yıllardan beri aynt konulan tarttşıyor. Edebiyattmtzdakı Kalem Kavgalan da hep aynı eksende: YenıEski, ÎlencilikGencuik, DoğuluhkBattltlık, Köy EdebıyattModern Edebtyat vb. Ama sağlıklı bir Devamı 4. sayfada. <*•