Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sivil tarihin vukselisi BULENT TOPBAS L S isedeki tarih kitaplarından Osmanlı Tarihi'ne ilışkin aklımızda kalan nadirolaylardanbirideFatih'in 12 yaşında padişahken imparatorluğun karsılaştığı zorluklar neticesinde babası II. Murat'a "eğer padlşah sensen görevinin başına dön, yok eğer padişah bensem görevinin başına dönmcni ben emrediyorum" diye yazdığı mekruptur. Şevket Pamuk'un vazdığı kitaptan ise bu değişimin zoraki olarak ve sosyo ekonomik Dir nedenden kaynaklanmış, olduğunu öğreniyoruz. Yeniçeriler II. Mehmet dönemindcki ilk tağşiş yani akçcnin gümüş içeriğinin düşüriilerek devalüe edilmesine isyan etmişler ve bir tepeyi ele geçirmişlerdir. Eylemlerine ancak ücretlerinin üç akeden üçbuçuk akçeyeyanı gümüş bazınla eski düzeylerine getirildikten sonra son vermişler. Yıne de hoşnutsuzluk durulmamış ve bunun neticesinde II. Murat tekrar tahta döndürülmüş. Söz konusıı tepe hâlâ Buçuktepe olarak antlırmış. Yapılan ilk devalüasyon böylece tahtın değişimine neden olmuş. Osmanlı'nın bu yönünü hiç düşünmemiştik; demek Osmanb'nın parası, enflasyonu, üstüne üstlük para politikası bile varmış. Osmanh tmparatorluğu üzerine bilmediğimiz daha cok şey var. Başbakankk ar şivleri açıldı, bu alanda yayumlanmış yığınla da eser var ama tarinin sislerini aralamakta basarılı olduğumuz söylenemez. Hatta bırakın sislerin aralanmasını ideolojik önyargılar, resmi görüşün zorlama ve koşullamâlan ve yerlesik önyargılar yüzündcn kırılmalarla dolu, karikatür bir tarih söylemi ve yöntemiyle kuşatılmış zihinlerimiz. Sevket Pamuk'un Osmanlı Impataroiuğu'nda Paranın Tarihi. tarihe llgl duyan herkesin kütüphanesinin değlsmez bir kitabı olacak. Osmanlı tarihi üzerine çalısma vapan her araştrmacının referansiannda değlsmez eserler vardır. Barkan, Inalcıkın eserterl bunlardandır şevket Pamuk bu kltabıyla osmanlı Imparatorluğu'nda Bağımlılık ve Buvumeden sonra vazgeçllmez referans krtaplanna blrtnl daha ekiemis oluyor. nu gösteriyor. lslam dinınin faiz ve tefeciliğe ilişkin kati tutumuna rağmen imparatorlukta 16. yy'dan itibaren yaygınlaşan para ekonomisi kredi ilişkilcrinin ve ban kerlik kururnlarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Ote yandan coğrafi konumıı ve ticaret yolları üzerindeki hâkimiyetiyle dc dünya para hareketlerinden uzakta kalması dıişünülemezdi. Pamuk kitabında parasal düzenlemelerin karmaşıklığı çeşitliliği, bunların iç ve dış gelişmelerle karşılıklı ilişkisini anlatıyor. Batılı tarihçilerin aksine imparatorlukta para ve kredi ilişkilerinin hayli gelişmiş olduğunu ve bunlann dönemlere ve koşullara göre dcğişen biçimlerini ortaya koyuyor. Önce Akdeniz havzasında paranın tarihini anlatarak imparatorluğun kurulduğu toprakların özclliklerini anlatıyor. Ekonomiktoplumsal düzen bu topraklarda boy verdiği için şekillenmesinde de bu tarihsel geçmiş önemli bir yere sahip. Pamuk ardından parasal dönemleri beşeayırmış 13001477, 14771585, 1585 1690,16901844,18441918 olarak parasal kurumlar ve düzenlemelere göre yapılan bu dönemleme aynı zamanaa Osmanlı iktisat tarihinin dönemlenmcsiyle de uyum içinde. Pamuk, her şeye muktedir, her şeyi belirlcyici devlet varsayımıyla hesaplaşıyor. laşecilik, narh işleyişi ve devletin loncalara müdahalesi eibi uygulamalar ekonomide devletin tek belirleyici olduğuna dair kanıtlardı. Pamuk, bu müdahalenin mutlak olmak yerine sınırlarının gittikçe iktisadi ve toplumsal gerçeklerle çizildiği bir nitelik almaya başladığını öne sürüyor ki böylece Osmanlı toplumunun kendi toplumsalekonomik ainamiklerine yer açılmış oluyor. Böylece tarihe ilişkin kınlmaların birinden kurtulmus oluyoruz. Sislerin aralanması artık cidai arşiv, belge ve kaynak taramasıyla yapılacalc çalışmalara kalıyor. Şevket Pamuk'un çalışmasında olduğu gibi. Devletin müdahalesinin iktisadi gerçeklerle sınırlı olması para konusunda kendini daha çok gösteriyor. Bu konudaki denetlemenin zorluğu devleti daha esnek ve pragmatik kılıyor. ı Akdenb havzasnda para Osmanh tarihi çaLşmalarında resmizorlama yazımı bir kenara bırakırsak iki farklı yaklaşımın a'lanı yönlendirdiğini görürüz. Avrupa merkezli modernist yaklaştm ve Türklslamcı yaklaşım. Cumhuriyetçi yaldaşımı ayn bir kategori olarak almaya gerek yok çünkü genel hatlan itibariyle onlan da modernist yaklaşıma dahil edebiliriz. Modemist yaklaşım için Avrupa'nın özgün gelişimi biriciktir, mihenk taşıdır. Modern olan ve olmayana bu mihenk taşında sınararak karar verilir. Onlara göre Doğu iç dinamikleri olmayan despotik doğudur, donuktur, durağandır, yönetici suufı ve bir de tebaa vardır. llgi çekici olan birbirine zıt gibi görünen bu ıki farklı yaklaşım burada birlesebiliyor. Türklsiamcı tarih geleneöi de bu sonuca varıyor: Mutlak bir devlet ve tebaa. Devlet egemendir ve kutsaldır. Söz konusıı toplum dcğismeyen, donmuş kurumlarla uyum içinde yaşar. Devlet kollar ve gözetir; tebaa itaat eder. Varolan kaynaklar da vakanüvislerin aktanmları ve hemen hepsi resmi devlet bclgelerinden oluşan arşivler olunca devleti her şeyin merkezine oturtan devlet merkezli yaklaşım pekismiş oluyor. Hal böyle olunca uyum içinde ve degişünin iç dinamiklerine sahip olmayan dayatmasıdır. Ote yandan Av rupa merkezli yaklaşım için de modemleşme Batı sayesindedir. Böylece iki yaklaşımda her şeyi dıs dinamikler ba^lar. Tek farkla biıi bu değişımı olumlu, diğeri olumsuz bulur. Bu konuda Edward Said'in Türkçe'ye üç farklı yayınevi tarafından Şarkiyatçılık ve Oryantalizm isimleri altında çevrilen kiSAYFA 6 fcdtaridıyaJdaşm tabı yol gösterici ve önemli bir eser. Elbette tarihi bu kadar basite almayan yorulmak bilmez çalışmalarıyla bize çok şey katan önemli tarihçilerimiz de var. Halil Inalcık, Mehmet Genç, Ö. L. Barkan gibi tarihçileri kastediyorum. Ama onlann çalışmalarında bile bu yerlesik önyarfı ve varsayımlann izlerini bulabiliyoruz. u hocalanmızın Köprülü ve Karal gibi daha eski tarihçilerin çalışmalarını ve oakış açısını ileriyc taşıdıklarını biliyoruz. Şimdı de uzun bir süredir farklı scsler dujyoruz. Çoğu bu gelcnekten insanlann irikimlennden yararlanmış, onlann öğrenciliğini veya asistanhğını yapmış ama daha farklı bir bakış açısıyla, daha farklı bir Osmanlı'yı anlatan tarihçiler bunlar. Onlann çalışmalarıyla şimdiye kadar gözardı edilen karanlıkta kalmıs farklı şey leri öğreniyoruz. Onlann çalışmalarıyla sisler biraz daha açılıyor ve kafamızda tarihe ilişkin dağınık duran taşlar biraz daha yerine oturuyor. Akademik öğrenimi ve öğretimlerini yurtdışında yapmış veya yapıyor olan bu insanlar yabancı dillerde çok önemli eserler vermişler. Artık seslerini burada da duyuyoruz. Süreyya Faroqhi, Huri Islamoğlutnan, Faruk Tabak, Reşat Kasaba, llber Ortaylı, Çağlar Keyder, Zafer Toprak, Donald Quataert ve Şevket Pamuk bizlere çok önemli eser ler sunuyorlar. Resmi tarihin resmi konumlardaki ve toplum kültüründeki ezi ci hegemonyasına rağmen güçlü çalışmaIanyla seslcrini duyuruyorlar. Oturdukları yerden resmi tarihi soyut tartışmalarla değil, birinci elden kaynaklara ve uzun yıllann araştırmalanna dayanan birbirinden güçlü çalışmalarla mankum ediyorlar. Şevket Pamuk'un Osmanlı İmpataroluğu'nda Paranın Tarihi de böyle bir çabşma. Tarihe ilgi duyan herkesin elindc olmadan kütüphanesinin değişmez bir ki K tabı olacak. Osmanlı tarihi üzerine çalışma yapan her araştırmacının referanslarınaa değişmez eserler vardır. Barkan, Inalcık'ın eserleri bunlardandır. Şevket Pamuk bu kitabıyla Osmanlı Imparatorluğu'nda Bağımldık ve Büyiime den (2) sonra vazgecflmez rcferaııs kitaplanna birini daha eklemiş oluyor. Osmanlı Imparatorluğu'na ilişkin Batı'daki en önyargısız araştırmacılardan biri olan Braudel bile Osmanlı Imparatorluğu'nda para sisteminin olmadığıru söylüyor. Varolan sınırb para kuUammını sadece gelişmiş birkaç merkez ve Istanbulla sınırlandırıyor. Halbuki BatıDoğu ticaretine evsahipliği yapan merkezleri bünyesinde bulunuuran Osmanlı Imparatorluğu parasız yapamazdı. Çift resmi, cizye gibi vergiler aynı olarak değil para olarak toplanıyordu. Sırf bu bile para sisteminin imparatorluğun iç bölgelerine hatta kırsal kesime kadar girmiş olduğu Kuruşlar III. Mustafa, 17571774, Islambol. Capı 40 mıti; is.e gr. (üstte). Bes Uralık kalme, Blrincl Dunya savası (yanda). CUMHURİYET KİTAP SAYI 489