05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kapak konusunun devumı. Yalnızlık, hüzün ve coşku yolculuklannın yazan Dinçer Sezgjn Bir Diiştür UyanıGeçmise Bakan Kadın/ Dinçer Sez şın/ Dinçer Sezgınl Bilgi Yayıttevı gın/Broy Yayınları şünceleri, aradığı sesleri, renklcri, kendi gerçeklerini görcbilmeli, yaşayabilmeli, duyumsayabilmeli. Böylc bir üstlenmede yazarın elinde psikolojiden, dilden vc cmpatidcn başka ne vardır ki? Bir yazarın bu üç ana öğede çok yetkin olması gerektiğine inanıyorum. Arna dile daha fazla ağırlık tanımaktan da kendimi alamıyorum. Bir sanat yapıtı dilsel tamlığı, varsıllığı, bütünlüğü, ustalığı,..yani olgunluğuyia vardır ya da yoktur. Oyküde, şiirdc, romanda içsel yoğunluğu sağlamada, yapıta derinlik kazandırmada, dokuyıı oluşturma vc sağlamlaştırmada başarı kapısının anahtarı dildir bana göre. Zaten bütiin türleri birbirindcn ayıran da dilleri değil midir? Oykülertnızde otobiyografik vc kurgusal özellikler rıcrcdc baslar, nerede hıter? KBnOn HMSUMK Bir öykümde (Hoşgeldin, Geçmişe Bakan Kadın) söylediğim gibi; 'gcce nerede bitcr, sabah ncrcde başlar, sorusuna nasıl kesin bir yanıt vermek olanaksızsa öykülerimdc kurguyla otobiyografinin başlayıp bittiği yerleri belirlemek konusunda da bu olanaksızlığı düşünmek gerckir. "Kimi vc ncyi anlatırsanız anlatın, sonuçta kendinizi anlatırsınız" sözünün doğruluğunu kabul cdiyorum. Ben yaşaınış olayım ya da olmayayım. gcrçckte yaşanan ner şeye ben yaşamışım gibi yaklaijiyorum. Yaşadıklarımın içindebirindclden ben varım. Yaşamadıklarıma gelince: Onları duyduğumda, okuduğumda, dinlediğimde, ıızaktan tanık olduğumda bcni etkileyenleri alıyor, içimin bir yerlerine yerleştiriyorum. Sonra onlar üzerinde düşünüyor, değerlendiriyor, etkileyenleri alıyor, içimin bir ycrlerinc yerleştiriyorum. Sonra onlar üzerinde düşünüyor, değerlendiriyor, yorumlar yanıyorum. Düşünüp değerlendirip yorumlarken birazcık 'benden'leştiriyorum onları. Bir anlamda emck vcrip bütünleşiyorurn on larla. Giderek onlar da otobiyografik bir 'malzeme' kimliği kazanıyorlar. Öykülc rimdc daima, böylesi, dolaylı ya da dolaysız, otobiyografik birgerçekten yola çıkarım. Bu nedenlc ben, bu otobiyografik gcrçeğin her anında, her ycrindc varola bilirim ya da hiçbir yerinde ve hiçbir anında olmayabilirim. Bilcmem ki. Onu yazmayaratma anının içscl koşulları bilirlcr. Kurguyu hep zar tutmaya benzetirim. Yaşamın kendinc göre doğal bir kurgusu vardır. Olaylar bu doğal kurgu içinde doğar, gelişir ve sonuçlanırlar. Beğenseniz de beğenmeseniz de, o doğal kurguya, kcndinize göre bir akış, bir dil tadı, değişik bir algılanma biçinıi, değişik bir yoruın olanağı, şiirsel birdııygulanım rengi, kendinize görc bir dram olgusu kazandırma nız elinizdc deöildir. Ama öyküde elinizdcdir. ()yküdeki iletinin okura daha ctkili, daha şiirsel, daha 'larltlı*, daha çarpıcı, daha dcgUjik bir anlatım vc daha özgün bir biccm tadıyla gcçybilmeM icin olayla rın akı^ında, sıralanmasında, dilindc, sunumda, çözümlenıedc dcgiijikliklcr yapa bilirsiniz. Yani zartutarsınız. Bu, işinizdeSAYFA 4 •" Gözlerinde Mavi Kanıma Giiller Kuşlar/ Dinçer Sez Seren/ Dinçer Sezgin/Ekin Yayınları gın/Broy Yayınları Bence asıl önemli olan öykünün "iç zamanıdır". Sanatçının yaşam ve olaylar karşısındaki duruşunu, algtlayışını, dırenmcsini, dirimsel tavnnı, insan dramına yaklaşım biçimini, insancıl rcnklerini, öykünün olabilirlik, benimsenebilirlik özclliğini iç zaman belirler. Yasamsal gerçcğin, öyküsel (sanatsal) gerçekle örtüşmesi, iç zaman dokusunun iyi Kurulması, kurgulanması ve işlenmesine bağlıdır. 1 lanse düşen bir arkadaşımın karısı, bir gün namife olduğunu söyledi. Ama kimseyle cinscl ilişkide bulunmadığını da söylüyordu. Hüngür hüngür ağlıyor, yemin ediyor, 'Ben kocama ihanet etmedim' diyordu. lnanmıştık kendisine. Pekiyi, nasıl hami le kalmıştı? Sorun çok sonra aydınlandı. Gittiği bir maskeli baloda içkiyi kaçırmış, sızıp Kalmıs. Fırsat düşkünü biri de tecavüz etmiş kadına. Dramı düşünebiliyor musunuz? Ben bunun önce öykusünü, sonra oyununu vazmaya kalkıştım. tkisi de yarım kaldı. Çünkü, yasamsal gerçek, sanatsal gerçekle örtüşmüyordu. Maskeli balo, işi ucuzlatıyor, olmazlaştırıyor, ola yın inandırıcılığını yok ediyordu. C>yküsel ic zaman gerçekliği, yazmama karşı durdu. Yasama tuttuğum ayna gerçeği gösteriyordu, ama bu görüntü, sanatın doğrusu değildi. Oykülerınizt degerlendırenler, dılımtzi çok iyi kullandıgımz konusunda birlc\iyorlar. Temiz, duru, yanhşstz ama yogunlugu olan şiirli bir diliniz var Şıtr de yaztynrsunuz. lki şiir kitabı (Kanıma Giiller Sercn veBirDüştür Uyanıpn Broy Yayınları) yayımladımz. Oykülerinizdcki \iırli dili yakalamanızda şair Dinçer Sczgın'in yardımını tstiyor musunuz? • Evet, iki şiir kitabı yayımladım, ama kendime şair diye bakarken çekinceler duyuyorum içimde. Sjiir çok zor bir olay. Yazmaya çalıştığım her şiirden sonra şiiriıı zorluğunu biraz daha anlıyorum. Kızılçullu Köy Enstitüsü'nü bitiren ablam, bir şiir hastasıydı. Özellikle öğretınenliğinin ilk yıllarında, hemen her gün, babamın evde olmadığı saatlerde şiirlcr okurdu kendi kcndine. Bizlere değil, kendine okurdu. Sanki, günün bir zamanında, şiir saati gelmiş gibi Köy Enstitüsü'nde tuttuğu şiir defterini açar, yüksek sesle okumaya başlardı. Kimlerden okurdu? Net değil anınısadıklarım Dıranas'ın Fahriye Abla'sını ve K. Kamu'nun Bingöl Çobanları'nı, Faruk Nafiz'in I lan Duvarları'nı net anımsıyorum. Onun inanılmaz derecede duygusal yorumlar katarak, çok dokunaklı bir sesle okuduğu şiirlcri scssizcc dinlerdim. Ablam, bazı günler şiir oljurken ağlardı. Annem o ağlarken, "Âşık bu kız, vallahi de billahi de âşık . Hem de kara sevdalı. N'apsak acaba?" diye söylenirdi kendi kendinc. Onun bu okumaları nedeniylc şiire alışmıştım. Şiir hep yanımdaydı. Sanki doğal yaşamın bir parçasıydı. Çok sevdiğim bir kedim var dı. Şiir onun gibi bir şeydi. Arkadaştı. Scveceğiniz, okşayacağınız, koruyacağınız, besleyeceğiniz, yaramazlıklarına seve seve katlanacağınız sizden bir şeydi. Başka bir söyleyişle varlığını yitirince anlayacağınız bir parçanızuı. Bu yakınlık, bu alışkanlık zamanla aşka, dostluğa dönüştü. Tüm zorluklarına karşın vazgeçilmez^üzclliklerini tanıdım. Sorunlarını, gizlcrini öğrendim. Kendini kolay kolay ele vermeyen, elc avuca sığmayan bir lettan oldu ğunu ayrımbadım. Insandan, hem okurundan hem yazarından nasıl büyük bir emck beklediğini gördüm. Onca cmeğe karşın yine dc avucunuzdan süzülüp yok oluverecek bir kayganlıkta oldıığunun bilincinc vardım. Uiçbir eksikliğc ve tazlalığa 'tahammülü' olmayan duyarlılığını kavradım. Onıınla dostluğu, scvdayı sür dürmck tel üstündc cambazlık yapmak kadar zordıı. Dalgınlığa, dikkatsizliğc gelir yanı yoktu. Çok sözden hoşlanmıyordu. Bağışlayıcı değildi. Kırılgandı. Bencildi. İnanılmaz güzellikte bir büyücüydü. Bir kcz yakalandıktan sonra büyüsünden " ŞHA Sokağa Çıkma tnsanların Ayak Yasağl/ Dinçer Sez Sesleri/ Dinçer Sezgın/ffroy Yayınları gınEngın Turan tzmir Resimleri/ Çılgın Geliyor/ Dinçer Sezgın/tlerı Dinçer Sezgm/Era Kıtabevı Yayıncılık ki ustalığınızla ilgili bir şeydir. Zar tutmabirini daha çektim çıkardım, anahtar kida usta olanlar bu önemli işi (kurguyu) lide girer girmez kapı açılıverdi. Hemen dogallık etkisi içinde gerçekleştirirlcr. Usyazmaya basjladını, öykü sabah, ortalık ta olmayanlar da zar tutmak jsterlerken ağarırken bitmişti. Aradığım anahtar, öyzarları ellerinden düşürürler. Öykülerimkünün ilk tümcesiydi. "îioşgeldin" öyde bazen doğal kurguyu gcrekli kılar yazküsünü, ilk kalp krizi geçirdiğimde yodıklanm. Bu konufar ise yalnızca kurguğun bakım odasında yazdım. Kıpırdamasal oyunları gerektirir. Bazen öyküleme danyatmakzorundaydım. Ama öykü gelöne çıkar, bazen dil. Bilemiyorum. Konu mişti. Kâğıt kalem istedim hemşireden kurguyu bclirler. Bana belirlenmişi yaz'yasak' dedi. Yazmak zorunda olduğumu mak duşer. anlattım. O ayak seslerinden söz ettim. Kurtıılmalıyım onlardan dedim. Razıede Öyküde zaman kavramtnız: Öykünün oluşumuyla ilgili zaman, yazımla ilgtlt za medinı. Sonunda bana bir ses kayıt aygıtı bıılmasını rica cttim. Galiba acıdı bana. man, bir de öykü ıçt zaman Aynca hangi zamanlarda yazarsımz? Kolay mı, zor mu Bir kalp hastasının son istcğini ycrine getirir gibi gitti, bir teypbulupgeldi. Oyküyazanınız? yii hiç kıpııdamadan, kırkkırkbeş uaki Yaşama öykü gözlüklcriylc bakan bi kada teybe okudum (yazdırdım). Öykü riyim. Yaşadıgım ner 'an'ı öykünün 'ayak bitmişti. Sonradan kaseti çözerken çok az scslerini' duyabilmek için yaşarım. Bir çayerini değiştirdiğimi anımsıyorum. Oytışmanın, derin bir çclişkinin, çarpıcı bir künün doğuşu, içsel olgunlaşması ve yadcğişimin, sürpriz bir bitişin, uiriltici bir zılısıyla ilgili zaman üzerinde kesin birşey 'oh!' sesinin, kısacası bir dramın olduğıı söylenebilcccğini sanmıyorum. Ama, öyher yerdc, o ayak seslerini duyanm. Bazı kü işçiliğinin DİtebiIeceğini de sanmıyosesler çok uzaktır, çok uzaklara gider ve rum. 'Bitti' deyip dcmlenmesi için bekleyiter. Bazı sesler ise bana doğru gelir. Ayak meye aldığınız bir öykü, her ycni okumasesleri bana yönelince duyumsarım, bir da bir başka cksikle çıkar karijinıza. Eköyküyle bulu^mak üzere olduğumu. Bu silcn öykü değildir aslında, dcğişen vc çobuluşma, bu içscl kavuşrna da Bazen çok ğalan sizsiniz. Kim söylemiş,, anımsamıyozamanımı alır. Kavusjmayı beklemek çok rum; "Hiçbir sanat yapıtı bitmiş değildir. zordur. Sürekli size yaklaşan ayak sesleriSanat, bittiği sanılan yapıtlar toplamıdır." ni dııyarsınız, ama bir türlü elinizle tutacak kadar yakıpınıza gelmez o sesler. Üstüne gitmenizin de bir yararı yoktur. Ok^anıak ham elrnayı olgunlaştırır mı.' Tek çare beklemektir. Bazen de ayak seslerini duymanızla kavuşmanız çaKişabilir. "Sokağa Çıkma Yasağı" öykusünü yazabilrnek için 21 yıl bekledim. ()ykünün içscl seriiveni biımisti. Bulu^muştuk. Oykii kahramanlarıyla oturup konusnlayla k l l k i l i i turup nnış, yazaoıklarımla ilgili olarak her konuda anlaş ma sağlamıştık. Ama açılması gereken tek kapıyı bir türlü açamıyordıım. Dcnenıcdiğim anahtar kalmadı. () rck kapıvı 21 yıl açamadıııı. Birgcte, ıımmadığım bir anda, tclcvizyon izleıkeıı, içimdeki anahtar tomarından son şans deyip Oinçer Sezgin. 1993 Bornova Senllğinde CUMHURİYET KİTAP SAYI 462
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear